naftalin kokulu şarkılar : bence harika bi benzetme yani metafor iletişimde meteforların ne kadar etkili olabileceğinin bi örneği neler naftalin kokar çeyiz sandıklarında kıymetli anların kıymetli eşyalarını zaman içinde zarar görmemesi için naftalinlenmesi ve bu kıymetli eşyaların naftalin kokması eski populer şarkılarında kıymetli olarak bir meteforla algılanması için arada kurulan benzerlik .benzerlik kurmak bi ilim hemde ladun ilmi ilmi ladünde derler .
içsel yolculuk: bir şey yiyorsunuz ve ağzınızda o yediğiniz şeyin için de bi başka şeyi de varlığını hissediyorsunuz ağzınızda bi kıl var dilinizle o kılı bula biliyorsunuz.dilinizi o kıla yönlendirdiğiniz bi his var. onunla biliyorsunuz. yada bilgisayarınız açık bi müzik dinliyorsunuz. bu arada kulağınıza bi başka yerden bi müzik sesi geliyor. o sesi dinliyorsunuz. sonra kendi bilgisayarınızdaki müziği dinliyorsunuz bi birinin anlamaya çalışıyorsunuz sonra öbürünü.kulağınızı bi birine sonrada diğerine yönlendiriyorsun.işte bu yönlendirmeyi yapanı yani o hissi anlatmak farkettirmek istiyorum.bu hissi elektirikli makkapa benzetirim nasılki bu makkabın ucundaki delici ucu çıkartırım yerine zımparayı takarım elimdeki makkap zımpara olur yada zımparayı çıkartırım lokma anahtar takarım elimdeki alet anahtar olur. yani burda kulak göz dil hep bunlar zımpara makkap anahtar yerine olan şeyler o hisse bağlı şeyler has olan o his.
sabah uyandınız bedeninizi hissettiniz.bedeninizin doğadaki konumunu hissettiniz yani hacminizi uyandığınızda gözlerinizi açtınız tavanı gördünüz. yanlarınızda ki duvarları hissettiniz altınızı üstünüzü önünüzü arkanızı sağınızı solunuzu hissettiniz o hissi hapsettiniz.yazımın ilk bölümünde yazdığım hissiniz esir oldu maddeye bağlı kaldı demektir bedeninizi ve bedeninizin içinde bulunduğu konumu hissetmiceksiniz sanıyorum hipnozdada bunu yapıyorlar. yazımın ilk başındaki hissi özgür bırakıyorlar. sanırım sıradan olmayan bilgilere böyle ulaşılıyor.bilgiye ulaşmak için sabah uykusu çok önemlidir.anlamakta zorlandığım bilgileri çok rahat anlar ve kavrarım sabah uykularında.
AKIL:
akıl benzerlik ve farklar la çalışır sanki benzerlik ve farklar. aklın alet çantası gibidir taş okey veya iskambil kağıdı ile oynanan oyunları bilen ler dediklerimi anlıcaktır varsayalım taş okey oynuyoruz renk benzerleri olan kupadan 1-2-3-4 lü ve cins benzeri olan 4 tane papaz. kupadan -6-7-8.lili renk benzerinin yanına 3 tanede 10 luyu bi araya getirdiğimizde miktararların benzerliği. olur buda 14 taş sıfır yapar. yani benzerilkere göre dizeriz anlamlı hale getiririz. mesneviden bi hikayeyle benzeriliği pekiştirelim.arabın birinin bi bakkal dükkanı var.ve bakkal dükkanında insanlarla konuşabilen onları gülümseten ve insanları konuşmasıyla şaşırtan bi tuti kuşu var. bigün bakkal aceleyle eve gider tuti yanlız kalır bu esnada dükkana kedi girer tuti korkar. pırlar ve yukarda ki gülyağı şişelerinin oraya konmak isterken gülyağı şişesini devirir. arap dükkana gelip koltuğuna oturduğunda kıçı başı yağ olur.yukarıya baktığında tutiyi görür sen döktün değilmi der ve tutiyi yakaladığı gibi. tutinin kafasındaki bütün tüyleri tek tek yolar. tutinin canı çok yanmıştır o günden sonra bidaha konuşmaz. gelen müştrilere laf atmaz. gün boyu somurtur. bir iki derken dükkandan müşteriler eksilmeye başladığında arap bakkal yaptığı hatanın farkına varır. tutiyi konuşturmak gönlünü almak için tutinin sevdiği çerezlerden alır fındık fıstık antep fıstığı ama tuti. bi türlü konuşmaz. bigün tuti gene miskin miskin somurtarak dışarıyabakar birden kapının önünden kafası kel cas cavlak biri gelir tuti birden gülmeye başlar ve sende gülyağı şişesini döktün seninde fandaki tüyleri yoldular der ve konuşmaya başlar. tuti kendibaşına gelenle kel adamın arasında benzerlik kurmuştur. bişeyin algılanması bi benzezliğin bulgulanması ile olur.
beyin fırtınasından kalp levhasına düşen bilgi : bugün size saf sevgiyi anlatıcam. ve bir şeyi anlatabilmek için bi benzetmeden faydalanıcam. ve sizi bi düşünce deneyine davet ediyorum. elinizde bi tabanca var ve karşınızda beyaz badanalı bi duvar.ve tabancaya iki tane mermi basıyoruz. ve duvara nişan alıyoruz tetik boşluğunu alıp tek el ateş ediyoruz. ve sonra duvarın dibine gidip mermi çekirdeğinin nereye çarptığını buluyoruz duvarda bi darp izi olmalı. sonra mermi çekirdeğinin duvara batmadığını varsayıyoruz ve duvarın dibine düşmüş mermi çekirdeğini buluyoruz sanırım şekli bozulmuş parçaparça bi halde olmalı.sonra tabancadaki atmadığımız ikinci mermiyi çıkartıyoruz. duvara yaklaştırıyoruz. mermi duvara bişey yapmıyor duvarda mermiye bi şey yapmıyor. eee demin duvarı bu hale getiren darp yapan mermi değilmiydi hayır değildi mermiyide duvarıda o hale getiren mermi çekirdeğinin hissettiği yük tü mermiyi duvara sevk eden merminin hissttiği yük enerji yani. biz insanlarıda bişeyler yaptıran ağlatan güldüren koşturan hep hissettiğimiz yüklerdir. yani hissettiğimiz duygular hepsi birer enerjidir.tüm hissettiğimiz duygularda özü itibarı ile sevgi ve zıttı yada acı ve zıttından ibarettir.bize sevgi hissini ne hissettiriyorsa onu korumaya çalışırız.biz sevgi duygusunu kime hissettiriyorsak bizide onlar korumaya çalışır.mevlana derki sevgiyi içimize annelerimiz koydu. evet bi bebek annesinden fedakarlık gördükçe sevgiyle bağlanır. annede fedakarlık yaptıkça sevgi ile bağlanır. fedakarlık sadaka demektir. gerçekten ihtiyacı olan birine yardım ettiğimizde sevgi duygusunu hissederiz sadakayı alanda sevgi hisseder gören duyan bilen herkez sevgi duygusunu hisseder. tüm kainatta sevgi üzerine kurulmuştur
idris ağacına kiraz aşılarız. anaç idris ağacıdır ama üzerine aşıladığımız kiraz ağacı olur.badem ağacına erik aşısı vururuz. erik ağacı olur.ve ilk aşılama denemesi edep ile hak halinin birbiriyle aynı olması. farklı köklerden farklı nedenlerden kaynaklansada aslında aynı hal olması bilgisiyle denenmiş ve başarılı olmuştur.yani arada bi benzerlik kurulmuştur.şimdi bende belleğimizin bi özelliği olan yakın bi zamanda bizi çok rahatsız eden acı veren bi anıyı bulanıklaştırıp karanlıklaştırıp muğlak bi hale gerip o anıyı küçültüp uzaklaştırdığımızda.yani sublamonitöleriyle oynadığımızda yani görsel işitsel kokusal ve tatsal girdileriyle oynadığımızda. kısaca belleğimizin uzak bi noktasına gönderdiğimizde bizi eskisi rahatsız etmicektir. ve belleğimizin bu yapısına benzer mekanik bi yapı oluşturulup uçan bi araç yapıla bileceğini düşünüyorum.helikopter gibi uçan ama pervanesi kanatları olmayan bi araç yapılabileceğini düşünüyorum.var olan tüm araçlar hep bişeyleri geri iter arabaların tekerleri yolu geri iter ileri gider gemilerin pervaneleri suyu geri iter ileri gider.uçaklar helikopterler havayı geri iter ileri gider. benim düşündüğümse hiç bişeyi geri itmeden ileri giden bi vasıta. içsel bi yapı yani.düşünüyorum eğer bu purejem gerçekten yapıla bilirse. yollara ihtiyaç kalmıcak köprülere ve en önemliside. şehirlerde ki trafik sorunu bitecektir.çılgın poreje cılgın olmalı.çılgın puroje diye ortaya attıkları fikiri bizim mahallenin çocukları her yamurdan sonra biriken kumlardan ne ne barajlar ne ne setler ne tüneller yapıyorlar :) .umarım bi otomobil firması beni bulur.ve iletişim kurar.
sizinle yeni farkettiğim bi bilgiyi paylaşmak istiyorum yapmak istemediğiniz yapması zor gelen düşündüğünüzde huzursuzluk veren yapabileceğinize inanmadığınız bir işi eğer yapmak zorundaysanız . o işi anımsarken derin derin nefes alarak yaptığınızı düşünün çok rahat ve huzurlu olarak o işi yapmak için harekete geçtiğinizi göreceksiniz .
türkiyeden binlerce kilometre uzakta hiç sınırımız olmayan hatta dünyanın öbür ucunda bi başka kıtadaki bi ülke bizim bölücü teröristimizi himaya ediyor ona destek oluyor bölücü yayın yapan tv yayınlarına izin verip destek oluyor.demekki bizim dostumuz değiller. bize düşmanlık yapıyorlar. peki bize düşman olan bu ülkelerin bize zarar vermelerine nasıl engel oluruz.bunun bi tek yolu var.bize düşmanlık yaptıklarında zarar göreceklerini bilmeleri gerekir. bize düşmanlık yapan ülkenin insanları şunu iyi bilmelilerki. hayatlarının baharında şehit edilen türk evlatlarının ve onların gözü yaşlı annelerinin ve bütün türk milletini kahreden bu acıların bu acılara sebeb olan lara bi bedeli bi maliyeti olduğunu göstermesi gerekir.bugün ülkemiz çok zengin değil 100 milyarlarca dolar harcayıp dün ya denizlerinde filolar gezdiremiyoruz.uçak gemilerimiz yok. türk savaş uçaklarını dünyanın başka yerlerine göndereremiyoruz. ama bunun bi yolu var sanırım.denizin üstünü buz tutturup uçaklarımız için pistler yapa biliriz.ve gitmek istediğimiz yere uçaklarımızın yakıt ikmali için buzdan hava alanları inşa edebiliriz. bugün tankerlerle taşınan sıvılaştırılmış gazlar gemilerle taşınıyor ve bu gazlar -170 dereceye kadar soğutuluyor hatta bazı gazlar -230 dereceye kadar soğutula biliyor. yaklaşık - -200 dercelik bi ısı korkunç bi soğukluk eğer istersek çok kısa bi sürede denizin üstünde uçakların inebileceği yakıt ikmali yapa bileceği buzdan pistler yapa biliriz.ve dünyannın her yerine uzana biliriz. bize düşmanlık yapan bi ülke nin siyasetçisi koltuğunu kaybetmekten korkmalı askeri başına tonlarca bonba ineceğini bilmeli. o ülkenin vatandaşı bi anne evlatları için endişelenmeli bi baba türkiyeye düşmanlık yaptığında ailesi,işi için endişelenmeli. kısacası türkiye ye düşmanlık yapmak demek kendini ülkesini ailesini riske atmak olarak algılamalı ve kendini güvensiz ve huzursuz hissetmeli. bunu başardığımızda ülkemide huzur olur.
dün akşam bi rüya gördüm büyük bi gemideyim kaptanımız elinde mikrafon benim milletim kıymetli vatandaşlarım malesef gemimizin tekerleği patladı ama kirkomuz yok bizi sevenler bi omuz verirse lastiğimizi değiştirip yolumuza devam edeceğiz diyor içime bu umut doğuyor o anda kurtulacakmıyız bunlardan diye :)
maden iken öldüm, bitki oldum/ bitki iken öldüm, hayvana dönüştüm/ hayvan olarak öldüm, İnsan oldum./Öldüğümde yok olmayacağıma göre, neden korkayım? / İnsan gibi ölünce, melek olacağım/ Ve meleklikten vazgeçtip/hiç bir aklın ermediği o şey olacağım/Hiç şüphesiz biz O’nunuz ve O’na döneriz.
mevlana
muhittin arabi de derki: ezeli olan sonradan olma insandır.ebedi olan daimi-oluşumdur.
bakınız yukarıdaki satırları islam dininin iki önemli alimi iki önemli piri yazmış.bu satırlar sizce evrimle çelişiyormu.yoksa evrimi destekliyormu?
hem evrim olmazsa ölümden sonraki hayatın varlığını nasıl bi bilginin üzerine inşa edicez. diye düşünüyorum.
Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda yapılan bir deneyde suyun aşırı sınırlanması ile gözlemlenebilen dördüncü bir hali keşfedildi.
Kuantum tünelleme olarak bilinen bu durumda suyu oluşturan atomlar aynı anda birden fazla yerde bulunuyor. Hepimizin bildiği gibi suyun katı, sıvı ve gaz olmak üzere üç hali bulunuyor. Ancak Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı (ORNL) Enerji Departmanı’ndan bilimciler, suyun daha önce gözlemlenmemiş bir halini keşfettiler. Su moleküllerinin çok yüksek sınırlama altında klasik fizik kurallarına aykırı hareket ettiği ortaya çıktı.
Araştırmacılar yeni hali, Physical Review Letters adlı akademik dergide açıkladı. Dergide yayınlanan makaleye göre, su moleküllerinin nanoölçekli tüplere itildiğinde bir çember etrafında yöresizleştiği görüldü. Her molekülün alışılmadık çift tepeli bir yapıya büründüğü gözlendi. Her atomun çapı bir angström yani metrenin 10 milyarda biri boyutuna ulaştı.
Klasik fiziğin bir adım ötesi
Keşfin yapılmasına imkan sağlayan deney, aşırı sınırlama altında suyun, kayalarda, toprakta ve hücre duvarlarında gözlemlenen özelliklere sahip olduğunu gösterdi. Deneyler ORNL’in SNS Laboratuvarı ve Birleşik Krallık’taki Rutherford Appleton Laboratuvarı‘nda gerçekleştirildi. Sınırlandırma altında su moleküllerinin yayıldığının keşfedilmesi beklenmeyen bir gelişmeydi ve klasik fizik kurallarını yıkmış oldu.
Deneyde moleküller bir bariyeri, herhangi bir enerjiye ihtiyaç duymadan aştı. Bu durum kuantum tünelleme olarak biliniyor. Suyun tünelleme hali bilimcilere suyun aşırı sınırlamalı ortamdaki termodinamik özellikleri ve davranışını tanımlamada yardımcı olacak.
Araştırmayı gerçekleştiren ORNL Kimya ve Mühendislik Materyalleri Bölümü’nden Alexander Kolesnikov “Bu durum, suyu oluşturan oksijen ve hidrojen atomlarının yöresizleştiğini ve bunun sonucu olarak kanalda altı simetrik olarak eşit pozisyonda birden aynı anda bulundukları anlamına geliyor. Bu sadece kuantum mekanikleri ile oluşabilecek bir olay” şeklinde konuştu.
tek gerçek var oda hissedilen varlık nesne kütle beden suretse hissettiklerimizde sirettir. nasıl bizim bi bedenimiz varsa ve bide hissettiklerimiz varsa kainatında hissettikleri var kainatın kütlesi var 13,5 milyar yıl önce siret var olmayı hissetti ve kainat yani yıldızlar gezegenler kısaca madde nesne varlık oluştu ama önce hissetti var olmayı hissetti.yani yokluk yokluk değil hiçlik aslında hiçlik değil.hiçlik bi haldir ve hiç bişey tek bi halden oluşmaz
25 yıl sigara içtim ve sigara içmek deliliktir dedim.ve yine içtim.sigara içmemem gerektiğini bildiğim halde yine içtim. sigaranın ne olduğunu ne kadar zararlı olduğunu herkez biliyor.ne kadar nalet bişey olduğunu herkez söylüyor en çokta içenler söylüyor ama yinede içiyor bilmek yetmiyor. önemli olan hal dir.işte o zaman akılda kim oluyormuş deyiveriyorum.
güneydoğuda yaşananlar 400 milletvekili verseydiler bunlar olmayacaktı diyenlerin pilanlarıyla bu hale getirildi şimdi başka çare yok eyalet sistemiyle ancak iç barış sağlanır decekler dayatcekler başkanlık sistemini. türkiye yi eyeletlere bölecekler. bilerek isteyerek bu durumların oluşması için şartları uygun hale getirdiler.
farkın farkında olmak: aslında herkez farkı kullanır düşünürken ama kullandığını fark etmez.tüm akıl yürütmeleri farklar ve benzerliklerle yapılır.ve herşey zıttıyla bilinir farkı benzerliklerle benzerlikleride farkla biliriz anlam da hep zıtıyla ortaya çıkar. sıcağı soğukla biliriziz zararı karla iyiyi kötüyle.ve herşey zıttıyla var olur.kainatın düzeni bunun üzerine kurulmuştur.en zor kavradığım bilgi farkların benzerliğiydi.mesela hiç daha önce yimediğiniz bi yemek varsayalım kavak mantarı yediniz bi akşam yanında da bol limonlu bi marul salatası çok beğendiniz. bir kaç gün sonra tekrar kavak mantarı aldınız kocaman bi demet marul yanında. ve yine harika bi yemek yediniz. bir hafta sonra yine kavakmantarı yaptınız yine yanında marul salatası yine çok harika. bir hafta sonra yine kavak mantarı ama bu sefer marul salatası yok.ve gece müthiş bi karın ağrısı belkide gözünüzü hastanede açıyorsunuz. burda beyin yeterli miktarda acı hissedildiğinde. mutlaka sebebini arar. ve bi neden bulmak içinde farklardan yararlanır.bu mantarı daha önce üçkez yedim hiç bişey olmamıştı neden şimdi dokundu der. ve iki durumun arasındaki farkları aramaya başlar. ve ilk tespit ilk üç yemekte mantar yemeğinin yanında hep marul salatası vardı dokunmamıştı son yemekte yine aynı mantar yemeği ama yanında marul salatası yoktu diye tespit eder.. mantar aynı mantar ama sadece salata yok farklı olan salatanın olmaması.ilk üç yemek te sorun yok benzer durum dördüncü yemekte sorun var. salatanın olmadığı yemekle sancılanmanın olduğu yemek iki farklı durum birbirinin sebebi gibi gözüküyor bir farklı durum diğer farklı durum la örtüşüyor.farklardan benzerlik bulmak.
aşağıdaki yazımı temel bilgi olsun diye paylaştım.esas farkettirmek istediğim sağ burun deliğinizin iç kısmını hissetmeye ve daha çokta sağ burun deliğinizin diş etinize en yakın kısmını hissedin sonra burnunuzun sağ iç delğininin diş etlerinize en yakın kısmından başlayan hayali içsel bi hat varmışçasına sağ eye kemiğinizin yaklaşık iki üç parmak altında karnınızın içini hissedin bu sizi iç dokunsal ve huzurlu bi duruma getirecektir. ve çok başarılı dengeli çok mantıklı olduğunuz bi durumu düşünün.ve eğer hissedebilirseniz bu sıra dışı bi hal dir.
bir şey yiyorsunuz ve ağzınızda o yediğiniz şeyin için de bi başka şeyi de varlığını hissediyorsunuz ağzınızda bi kıl var dilinizle o kılı bula biliyorsunuz.dilinizi o kıla yönlendirdiğiniz bi his var. onunla biliyorsunuz. yada bilgisayarınız açık bi müzik dinliyorsunuz. bu arada kulağınıza bi başka yerden bi müzik sesi geliyor. o sesi dinliyorsunuz. sonra kendi bilgisayarınızdaki müziği dinliyorsunuz bi birinin anlamaya çalışıyorsunuz sonra öbürünü.kulağınızı bi birine sonrada diğerine yönlendiriyorsun.işte bu yönlendirmeyi yapanı yani o hissi anlatmak farkettirmek istiyorum.bu hissi elektirikli makkapa benzetirim nasılki bu makkabın ucundaki delici ucu çıkartırım yerine zımparayı takarım elimdeki makkap zımpara olur yada zımparayı çıkartırım lokma anahtar takarım elimdeki alet anahtar olur. yani burda kulak göz dil hep bunlar zımpara makkap anahtar yerine olan şeyler o hisse bağlı şeyler has olan o his.
sabah uyandınız bedeninizi hissettiniz.bedeninizin doğadaki konumunu hissettiniz yani hacminizi uyandığınızda gözlerinizi açtınız tavanı gördünüz. yanlarınızda ki duvarları hissettiniz altınızı üstünüzü önünüzü arkanızı sağınızı solunuzu hissettiniz o hissi hapsettiniz.yazımın ilk bölümünde yazdığım hissiniz esir oldu maddeye bağlı kaldı demektir bedeninizi ve bedeninizin içinde bulunduğu konumu hissetmiceksiniz sanıyorum hipnozdada bunu yapıyorlar. yazımın ilk başındaki hissi özgür bırakıyorlar. sanırım sıradan olmayan bilgilere böyle ulaşılıyor.bilgiye ulaşmak için sabah uykusu çok önemlidir.anlamakta zorlandığım bilgileri çok rahat anlar ve kavrarım sabah uykularında.
bence amerika fethullah vasıtası ile yıllardır rusya federasyonu ve diğer türki devletler de açtığı okullarla ruslara karşı türkleri kullanma niyetlerini belli ediyor son yıllarda rusya federasyonu ve türki devletler fethullahın okullarını bir bir kapattılar ama bu okullardan yetişen elemanlar bazı mevkileride elde etmiş olmalılar. amerika suriye de rusya yı tuzağa düşürüyor.rusya suriye de türkmenlerin başına bomba yağdırdıkça türk kökenli hakların nefreti rusyaya karşı kılıç gibi bilenicektir. amerika da bu hazır birikmiş türk nefretini ruslara karşı cesaretlendirip organize ettiğinde rusya bırak suriye topraklarını kendi topraklarını bile koruyamaz duruma gelir rusya japonya kadar nüfusu olan 1 tane uçak gemisi 3000 uçağı on bin civarı tankla süper güç falan değil. ve bu savaşta çok rus ve türk ölür allah göstermesin. sonra sıra çin e gelir sıra neden çin e gelir çünkü amerika tek dünya devi olarak rakiplerini yok etmek için gelir yine türkler kullanılır. ve sonuçta devasa kıta asyanın imparatorluk kültürü ve potansiyeli olan ruslar türkler ve çinliler birbirine kırdırılarak. amerika ya rakip olabilecek tüm devletler bir bir bertaraf edilmiş olur.rakipsiz dünya devi amerika yine tek başına dünyayı yönetmeye sorunsuz devam eder. tabi amerikanın patronun ingilizler olduğunuda gözden kaçırmamak lazım. çok seneryo yazdım gene :))
ruslar en sonunda kendilerini bozdurdular. türkmenleri nereye kadar bombalamalarını görmezden gelecektikki. bazan salamon düşünsün dersin hamleni yaparsın.. şimdi ruslar düşünsün ya üçüncü dünya savaşı çıkaracaklar ya efeler gibi kıvıracaklar.
SURİYE:düşünüyorumda suriye sınırımızdaki mayınları suriye ile ilişkilerimizin çok iyi olduğu dönemde suriye ile ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptığımız kardeşlik nutukları attığımız artık suriye türkiye sınırımızda mayınlara ihtiyaç kalmadığı hikayesi ile temizlediler ama.bu gün suriye de ve suriye sınırında olanlara baktığımızda suriye sınırımızdaki mayınların neden temizlendiği ortaya çıkmış durumda. ama hala ortaya çıkmamış bişeyler var çünkü ilk mayınların temizlenme tartışmaları çıktığında tayyip efendinin suriye sınırındaki mayınların temizlenme ihalesini neden israil li lere vermek için diretmesi ve meclis kararı çıkartmaya çalışmasının sebebi ortaya çıkmadı daha. suriye sınırımızdaki mayınları temizleme işiyle israil in sınırımızda olmak istemesi suriye nin başına gelenlerde israil in parmağı olduğunu işaret ediyor.
bir annenin yavrusuna sevgiyle dokunması sevgiylede kaydedilir yarunun belleğine ve o dokunuşların anlamı hep sevgi olur.sevgiyle dokunan,dokunulan, izleyen, duyan,bilen herkez sevgiyi hisseder. ve sevgi
çok bulaşıcıdır :)
ege ve akdenizin suları müslüman arap göçmen mezarlığına döndü. ve ben türkiye için gerçekten endişeleniyorum.şükür ki bu güne kadar türkler göçmen durumuna düşmedi ama bu gidişat diktötörlüğe gidiyor yargı artık özgür değil arap ülkeleri gibi bi saddam ımız yada esad ımız eksik. verin 400 millet vekilini kralımızda olsun. kralımız olunca göçmenimiz olması kaçınılmaz.
AKP TÜRKİYEYİ FELAKETE GÖTÜRÜYOR:biz araplara benzedikçe başımıza gelenlerde arapların başına gelenler le aynı olacaktır. bu gün arap ülkeleri neler yaşıyorsa yakında türkiye aynı perişanlık ve felaketleri yaşayacak ve başına gelecek. çünkü benzerlikler şiirlerde ki uyak kafiye benzerliğinden ibaret değildir benzerlerin kaderide birbirine benzer.
nasıl düşünüyorsak öyle yaratıldık.nasıl düşündüğümüzü bilirsek yaratılışıda anlarız çünkü tek bi akıl var ve mananın içindeki maddedin içindekide aynı akıldır. musa peygamber kaynatasının yanına çoban girer ve bir yıl koyunlara bakması karşılığında doğacak benekli kuzular musa peygamberin çobanlık ücretidir. fakat musa peygamberin kaynatası biraz üçkaatçı biridir benekli kuzuların bi kısmını saklar.ertesi yıl musa peygamber yine aynı şartlarla koyunlara bakar ve koyunları bi kamışlık vardır hep o bölgede yayar.kamışlar yaprak dökme zamanında alacadır ve o yıl doğan tüm kuzular benekli doğar.benzerliklerle düşündüğümüz gibi benzerlikler yaratılışın içindede vardır. yaratılana şekil verir.ve bu yüzden diyorum biz araplara benzedikçe benzerlerimizin kaderine benzer kaderimiz.BENZERLİKLERLE DÜŞÜNÜYOR VE ALGILIYORUZ:mantığımız l benzerlik ve farklar la çalışır sanki benzerlik ve farklar aklın alet çantası gibidir taş okey veya iskambil kağıdı ile oynanan oyunları bilen ler dediklerimi anlıcaktır varsayalım taş okey oynuyoruz renk benzerleri olan kupadan 1-2-3-4 lü ve cins benzeri olan 4 tane papaz. kupadan -6-7-8.lili renk benzerinin yanına 3 tanede 10 luyu bi araya getirdiğimizde miktarların benzerliği. olur buda 14 taş sıfır yapar. yani benzerilkere göre dizeriz anlamlı hale getiririz. mesneviden bi hikayeyle benzeriliği pekiştirelim.arabın birinin bi bakkal dükkanı var.ve bakkal dükkanında insanlarla konuşabilen onları gülümseten ve insanları konuşmasıyla şaşırtan bi tuti kuşu var. bi rgün bakkal aceleyle eve gider tuti yanlız kalır bu esnada dükana kedi girer tuti korkar. pırlar ve yukarda ki gülyağı şişelerinin oraya konmak isterken gülyağı şişesini devirir. arap dükkana gelip koltuğuna oturduğunda kıçı başı yağ olur.yukarıya baktığında tutiyi görür sen döktün değilmi der ve tutiyi yakaladığı gibi. tutinin kafasındaki bütün tüyleri tek tek yolar. tutinin canı çok yanmıştır o günden sonra bidaha konuşmaz. gelen müştrilere laf atmaz. gün boyu somurtur. bir iki derken dükkandan müşteriler eksilmeye başladığında arap bakkal yaptığı hatanın farkına varır. tutiyi konuşturmak gönlünü almak için tutinin sevdiği çerezlerden alır fındık fıstık antep fıstığı ama tuti. bi türlü konuşmaz. bir gün tuti gene miskin miskin somurtarak dışarıya bakar birden kapının önünden kafası kel cas cavlak biri gelir tuti birden gülmeye başlar ve sende gülyağı şişesini döktün seninde kafandaki tüyleri yoldular der ve konuşmaya başlar. tuti kendi başına gelenle kel adamın arasında benzerlik kurmuştur. bir şeyin algılanması bi benzezliğin bulgulanması ile olur.
ben hayretten ibaretim desem abartmış olmam .herşeyi merak ettim en sonda kendimi merak etmeye başladım . nasıl düşündüğümü duygularımı nasıl oluşturduğumu .nasıl hissettiğimi merak etmeye başladım . daha sonrada hissettiğim duygularımın neler old ...
beyin fırtınası estirmek
06.08.2017 - 23:40beyin fırtınası:
yeni bi yorum yeni bi bilgi demek .
naftalin kokulu şarkılar
04.08.2017 - 00:03naftalin kokulu şarkılar : bence harika bi benzetme yani metafor iletişimde meteforların ne kadar etkili olabileceğinin bi örneği neler naftalin kokar çeyiz sandıklarında kıymetli anların kıymetli eşyalarını zaman içinde zarar görmemesi için naftalinlenmesi ve bu kıymetli eşyaların naftalin kokması eski populer şarkılarında kıymetli olarak bir meteforla algılanması için arada kurulan benzerlik .benzerlik kurmak bi ilim hemde ladun ilmi ilmi ladünde derler .
beyin fırtınası estirmek
03.08.2017 - 22:48içsel yolculuk: bir şey yiyorsunuz ve ağzınızda o yediğiniz şeyin için de bi başka şeyi de varlığını hissediyorsunuz ağzınızda bi kıl var dilinizle o kılı bula biliyorsunuz.dilinizi o kıla yönlendirdiğiniz bi his var. onunla biliyorsunuz. yada bilgisayarınız açık bi müzik dinliyorsunuz. bu arada kulağınıza bi başka yerden bi müzik sesi geliyor. o sesi dinliyorsunuz. sonra kendi bilgisayarınızdaki müziği dinliyorsunuz bi birinin anlamaya çalışıyorsunuz sonra öbürünü.kulağınızı bi birine sonrada diğerine yönlendiriyorsun.işte bu yönlendirmeyi yapanı yani o hissi anlatmak farkettirmek istiyorum.bu hissi elektirikli makkapa benzetirim nasılki bu makkabın ucundaki delici ucu çıkartırım yerine zımparayı takarım elimdeki makkap zımpara olur yada zımparayı çıkartırım lokma anahtar takarım elimdeki alet anahtar olur. yani burda kulak göz dil hep bunlar zımpara makkap anahtar yerine olan şeyler o hisse bağlı şeyler has olan o his.
sabah uyandınız bedeninizi hissettiniz.bedeninizin doğadaki konumunu hissettiniz yani hacminizi uyandığınızda gözlerinizi açtınız tavanı gördünüz. yanlarınızda ki duvarları hissettiniz altınızı üstünüzü önünüzü arkanızı sağınızı solunuzu hissettiniz o hissi hapsettiniz.yazımın ilk bölümünde yazdığım hissiniz esir oldu maddeye bağlı kaldı demektir bedeninizi ve bedeninizin içinde bulunduğu konumu hissetmiceksiniz sanıyorum hipnozdada bunu yapıyorlar. yazımın ilk başındaki hissi özgür bırakıyorlar. sanırım sıradan olmayan bilgilere böyle ulaşılıyor.bilgiye ulaşmak için sabah uykusu çok önemlidir.anlamakta zorlandığım bilgileri çok rahat anlar ve kavrarım sabah uykularında.
beyin fırtınası estirmek
31.07.2017 - 01:05AKIL:
akıl benzerlik ve farklar la çalışır sanki benzerlik ve farklar. aklın alet çantası gibidir taş okey veya iskambil kağıdı ile oynanan oyunları bilen ler dediklerimi anlıcaktır varsayalım taş okey oynuyoruz renk benzerleri olan kupadan 1-2-3-4 lü ve cins benzeri olan 4 tane papaz. kupadan -6-7-8.lili renk benzerinin yanına 3 tanede 10 luyu bi araya getirdiğimizde miktararların benzerliği. olur buda 14 taş sıfır yapar. yani benzerilkere göre dizeriz anlamlı hale getiririz. mesneviden bi hikayeyle benzeriliği pekiştirelim.arabın birinin bi bakkal dükkanı var.ve bakkal dükkanında insanlarla konuşabilen onları gülümseten ve insanları konuşmasıyla şaşırtan bi tuti kuşu var. bigün bakkal aceleyle eve gider tuti yanlız kalır bu esnada dükkana kedi girer tuti korkar. pırlar ve yukarda ki gülyağı şişelerinin oraya konmak isterken gülyağı şişesini devirir. arap dükkana gelip koltuğuna oturduğunda kıçı başı yağ olur.yukarıya baktığında tutiyi görür sen döktün değilmi der ve tutiyi yakaladığı gibi. tutinin kafasındaki bütün tüyleri tek tek yolar. tutinin canı çok yanmıştır o günden sonra bidaha konuşmaz. gelen müştrilere laf atmaz. gün boyu somurtur. bir iki derken dükkandan müşteriler eksilmeye başladığında arap bakkal yaptığı hatanın farkına varır. tutiyi konuşturmak gönlünü almak için tutinin sevdiği çerezlerden alır fındık fıstık antep fıstığı ama tuti. bi türlü konuşmaz. bigün tuti gene miskin miskin somurtarak dışarıyabakar birden kapının önünden kafası kel cas cavlak biri gelir tuti birden gülmeye başlar ve sende gülyağı şişesini döktün seninde fandaki tüyleri yoldular der ve konuşmaya başlar. tuti kendibaşına gelenle kel adamın arasında benzerlik kurmuştur. bişeyin algılanması bi benzezliğin bulgulanması ile olur.
beyin fırtınası estirmek
31.07.2017 - 01:03beyin fırtınasından kalp levhasına düşen bilgi : bugün size saf sevgiyi anlatıcam. ve bir şeyi anlatabilmek için bi benzetmeden faydalanıcam. ve sizi bi düşünce deneyine davet ediyorum. elinizde bi tabanca var ve karşınızda beyaz badanalı bi duvar.ve tabancaya iki tane mermi basıyoruz. ve duvara nişan alıyoruz tetik boşluğunu alıp tek el ateş ediyoruz. ve sonra duvarın dibine gidip mermi çekirdeğinin nereye çarptığını buluyoruz duvarda bi darp izi olmalı. sonra mermi çekirdeğinin duvara batmadığını varsayıyoruz ve duvarın dibine düşmüş mermi çekirdeğini buluyoruz sanırım şekli bozulmuş parçaparça bi halde olmalı.sonra tabancadaki atmadığımız ikinci mermiyi çıkartıyoruz. duvara yaklaştırıyoruz. mermi duvara bişey yapmıyor duvarda mermiye bi şey yapmıyor. eee demin duvarı bu hale getiren darp yapan mermi değilmiydi hayır değildi mermiyide duvarıda o hale getiren mermi çekirdeğinin hissettiği yük tü mermiyi duvara sevk eden merminin hissttiği yük enerji yani. biz insanlarıda bişeyler yaptıran ağlatan güldüren koşturan hep hissettiğimiz yüklerdir. yani hissettiğimiz duygular hepsi birer enerjidir.tüm hissettiğimiz duygularda özü itibarı ile sevgi ve zıttı yada acı ve zıttından ibarettir.bize sevgi hissini ne hissettiriyorsa onu korumaya çalışırız.biz sevgi duygusunu kime hissettiriyorsak bizide onlar korumaya çalışır.mevlana derki sevgiyi içimize annelerimiz koydu. evet bi bebek annesinden fedakarlık gördükçe sevgiyle bağlanır. annede fedakarlık yaptıkça sevgi ile bağlanır. fedakarlık sadaka demektir. gerçekten ihtiyacı olan birine yardım ettiğimizde sevgi duygusunu hissederiz sadakayı alanda sevgi hisseder gören duyan bilen herkez sevgi duygusunu hisseder. tüm kainatta sevgi üzerine kurulmuştur
beyin fırtınası estirmek
30.07.2017 - 12:40idris ağacına kiraz aşılarız. anaç idris ağacıdır ama üzerine aşıladığımız kiraz ağacı olur.badem ağacına erik aşısı vururuz. erik ağacı olur.ve ilk aşılama denemesi edep ile hak halinin birbiriyle aynı olması. farklı köklerden farklı nedenlerden kaynaklansada aslında aynı hal olması bilgisiyle denenmiş ve başarılı olmuştur.yani arada bi benzerlik kurulmuştur.şimdi bende belleğimizin bi özelliği olan yakın bi zamanda bizi çok rahatsız eden acı veren bi anıyı bulanıklaştırıp karanlıklaştırıp muğlak bi hale gerip o anıyı küçültüp uzaklaştırdığımızda.yani sublamonitöleriyle oynadığımızda yani görsel işitsel kokusal ve tatsal girdileriyle oynadığımızda. kısaca belleğimizin uzak bi noktasına gönderdiğimizde bizi eskisi rahatsız etmicektir. ve belleğimizin bu yapısına benzer mekanik bi yapı oluşturulup uçan bi araç yapıla bileceğini düşünüyorum.helikopter gibi uçan ama pervanesi kanatları olmayan bi araç yapılabileceğini düşünüyorum.var olan tüm araçlar hep bişeyleri geri iter arabaların tekerleri yolu geri iter ileri gider gemilerin pervaneleri suyu geri iter ileri gider.uçaklar helikopterler havayı geri iter ileri gider. benim düşündüğümse hiç bişeyi geri itmeden ileri giden bi vasıta. içsel bi yapı yani.düşünüyorum eğer bu purejem gerçekten yapıla bilirse. yollara ihtiyaç kalmıcak köprülere ve en önemliside. şehirlerde ki trafik sorunu bitecektir.çılgın poreje cılgın olmalı.çılgın puroje diye ortaya attıkları fikiri bizim mahallenin çocukları her yamurdan sonra biriken kumlardan ne ne barajlar ne ne setler ne tüneller yapıyorlar :) .umarım bi otomobil firması beni bulur.ve iletişim kurar.
beyin fırtınası estirmek
30.07.2017 - 12:03sizinle yeni farkettiğim bi bilgiyi paylaşmak istiyorum yapmak istemediğiniz yapması zor gelen düşündüğünüzde huzursuzluk veren yapabileceğinize inanmadığınız bir işi eğer yapmak zorundaysanız . o işi anımsarken derin derin nefes alarak yaptığınızı düşünün çok rahat ve huzurlu olarak o işi yapmak için harekete geçtiğinizi göreceksiniz .
beyin fırtınası estirmek
30.07.2017 - 11:45türkiyeden binlerce kilometre uzakta hiç sınırımız olmayan hatta dünyanın öbür ucunda bi başka kıtadaki bi ülke bizim bölücü teröristimizi himaya ediyor ona destek oluyor bölücü yayın yapan tv yayınlarına izin verip destek oluyor.demekki bizim dostumuz değiller. bize düşmanlık yapıyorlar. peki bize düşman olan bu ülkelerin bize zarar vermelerine nasıl engel oluruz.bunun bi tek yolu var.bize düşmanlık yaptıklarında zarar göreceklerini bilmeleri gerekir. bize düşmanlık yapan ülkenin insanları şunu iyi bilmelilerki. hayatlarının baharında şehit edilen türk evlatlarının ve onların gözü yaşlı annelerinin ve bütün türk milletini kahreden bu acıların bu acılara sebeb olan lara bi bedeli bi maliyeti olduğunu göstermesi gerekir.bugün ülkemiz çok zengin değil 100 milyarlarca dolar harcayıp dün ya denizlerinde filolar gezdiremiyoruz.uçak gemilerimiz yok. türk savaş uçaklarını dünyanın başka yerlerine göndereremiyoruz. ama bunun bi yolu var sanırım.denizin üstünü buz tutturup uçaklarımız için pistler yapa biliriz.ve gitmek istediğimiz yere uçaklarımızın yakıt ikmali için buzdan hava alanları inşa edebiliriz. bugün tankerlerle taşınan sıvılaştırılmış gazlar gemilerle taşınıyor ve bu gazlar -170 dereceye kadar soğutuluyor hatta bazı gazlar -230 dereceye kadar soğutula biliyor. yaklaşık - -200 dercelik bi ısı korkunç bi soğukluk eğer istersek çok kısa bi sürede denizin üstünde uçakların inebileceği yakıt ikmali yapa bileceği buzdan pistler yapa biliriz.ve dünyannın her yerine uzana biliriz. bize düşmanlık yapan bi ülke nin siyasetçisi koltuğunu kaybetmekten korkmalı askeri başına tonlarca bonba ineceğini bilmeli. o ülkenin vatandaşı bi anne evlatları için endişelenmeli bi baba türkiyeye düşmanlık yaptığında ailesi,işi için endişelenmeli. kısacası türkiye ye düşmanlık yapmak demek kendini ülkesini ailesini riske atmak olarak algılamalı ve kendini güvensiz ve huzursuz hissetmeli. bunu başardığımızda ülkemide huzur olur.
hep bir umut vardır
23.07.2017 - 15:11dün akşam bi rüya gördüm büyük bi gemideyim kaptanımız elinde mikrafon benim milletim kıymetli vatandaşlarım malesef gemimizin tekerleği patladı ama kirkomuz yok bizi sevenler bi omuz verirse lastiğimizi değiştirip yolumuza devam edeceğiz diyor içime bu umut doğuyor o anda kurtulacakmıyız bunlardan diye :)
ölüm
19.07.2017 - 21:16maden iken öldüm, bitki oldum/ bitki iken öldüm, hayvana dönüştüm/ hayvan olarak öldüm, İnsan oldum./Öldüğümde yok olmayacağıma göre, neden korkayım? / İnsan gibi ölünce, melek olacağım/ Ve meleklikten vazgeçtip/hiç bir aklın ermediği o şey olacağım/Hiç şüphesiz biz O’nunuz ve O’na döneriz.
mevlana
muhittin arabi de derki: ezeli olan sonradan olma insandır.ebedi olan daimi-oluşumdur.
bakınız yukarıdaki satırları islam dininin iki önemli alimi iki önemli piri yazmış.bu satırlar sizce evrimle çelişiyormu.yoksa evrimi destekliyormu?
hem evrim olmazsa ölümden sonraki hayatın varlığını nasıl bi bilginin üzerine inşa edicez. diye düşünüyorum.
hiçlik
22.07.2016 - 21:47Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda yapılan bir deneyde suyun aşırı sınırlanması ile gözlemlenebilen dördüncü bir hali keşfedildi.
Kuantum tünelleme olarak bilinen bu durumda suyu oluşturan atomlar aynı anda birden fazla yerde bulunuyor. Hepimizin bildiği gibi suyun katı, sıvı ve gaz olmak üzere üç hali bulunuyor. Ancak Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı (ORNL) Enerji Departmanı’ndan bilimciler, suyun daha önce gözlemlenmemiş bir halini keşfettiler. Su moleküllerinin çok yüksek sınırlama altında klasik fizik kurallarına aykırı hareket ettiği ortaya çıktı.
Araştırmacılar yeni hali, Physical Review Letters adlı akademik dergide açıkladı. Dergide yayınlanan makaleye göre, su moleküllerinin nanoölçekli tüplere itildiğinde bir çember etrafında yöresizleştiği görüldü. Her molekülün alışılmadık çift tepeli bir yapıya büründüğü gözlendi. Her atomun çapı bir angström yani metrenin 10 milyarda biri boyutuna ulaştı.
Klasik fiziğin bir adım ötesi
Keşfin yapılmasına imkan sağlayan deney, aşırı sınırlama altında suyun, kayalarda, toprakta ve hücre duvarlarında gözlemlenen özelliklere sahip olduğunu gösterdi. Deneyler ORNL’in SNS Laboratuvarı ve Birleşik Krallık’taki Rutherford Appleton Laboratuvarı‘nda gerçekleştirildi. Sınırlandırma altında su moleküllerinin yayıldığının keşfedilmesi beklenmeyen bir gelişmeydi ve klasik fizik kurallarını yıkmış oldu.
Deneyde moleküller bir bariyeri, herhangi bir enerjiye ihtiyaç duymadan aştı. Bu durum kuantum tünelleme olarak biliniyor. Suyun tünelleme hali bilimcilere suyun aşırı sınırlamalı ortamdaki termodinamik özellikleri ve davranışını tanımlamada yardımcı olacak.
Araştırmayı gerçekleştiren ORNL Kimya ve Mühendislik Materyalleri Bölümü’nden Alexander Kolesnikov “Bu durum, suyu oluşturan oksijen ve hidrojen atomlarının yöresizleştiğini ve bunun sonucu olarak kanalda altı simetrik olarak eşit pozisyonda birden aynı anda bulundukları anlamına geliyor. Bu sadece kuantum mekanikleri ile oluşabilecek bir olay” şeklinde konuştu.
hiçlik
23.06.2016 - 02:07tek gerçek var oda hissedilen varlık nesne kütle beden suretse hissettiklerimizde sirettir. nasıl bizim bi bedenimiz varsa ve bide hissettiklerimiz varsa kainatında hissettikleri var kainatın kütlesi var 13,5 milyar yıl önce siret var olmayı hissetti ve kainat yani yıldızlar gezegenler kısaca madde nesne varlık oluştu ama önce hissetti var olmayı hissetti.yani yokluk yokluk değil hiçlik aslında hiçlik değil.hiçlik bi haldir ve hiç bişey tek bi halden oluşmaz
kanser
12.04.2016 - 20:33vücudunuzdaki d vitamini ni ölçtürün eğer d vitamini eksikliğiniz varsa mutlaka d vitamini takviyesi alın.
sigara
15.12.2015 - 23:0025 yıl sigara içtim ve sigara içmek deliliktir dedim.ve yine içtim.sigara içmemem gerektiğini bildiğim halde yine içtim. sigaranın ne olduğunu ne kadar zararlı olduğunu herkez biliyor.ne kadar nalet bişey olduğunu herkez söylüyor en çokta içenler söylüyor ama yinede içiyor bilmek yetmiyor. önemli olan hal dir.işte o zaman akılda kim oluyormuş deyiveriyorum.
serbest kürsü
15.12.2015 - 00:39güneydoğuda yaşananlar 400 milletvekili verseydiler bunlar olmayacaktı diyenlerin pilanlarıyla bu hale getirildi şimdi başka çare yok eyalet sistemiyle ancak iç barış sağlanır decekler dayatcekler başkanlık sistemini. türkiye yi eyeletlere bölecekler. bilerek isteyerek bu durumların oluşması için şartları uygun hale getirdiler.
farkındalık
03.12.2015 - 20:33farkın farkında olmak: aslında herkez farkı kullanır düşünürken ama kullandığını fark etmez.tüm akıl yürütmeleri farklar ve benzerliklerle yapılır.ve herşey zıttıyla bilinir farkı benzerliklerle benzerlikleride farkla biliriz anlam da hep zıtıyla ortaya çıkar. sıcağı soğukla biliriziz zararı karla iyiyi kötüyle.ve herşey zıttıyla var olur.kainatın düzeni bunun üzerine kurulmuştur.en zor kavradığım bilgi farkların benzerliğiydi.mesela hiç daha önce yimediğiniz bi yemek varsayalım kavak mantarı yediniz bi akşam yanında da bol limonlu bi marul salatası çok beğendiniz. bir kaç gün sonra tekrar kavak mantarı aldınız kocaman bi demet marul yanında. ve yine harika bi yemek yediniz. bir hafta sonra yine kavakmantarı yaptınız yine yanında marul salatası yine çok harika. bir hafta sonra yine kavak mantarı ama bu sefer marul salatası yok.ve gece müthiş bi karın ağrısı belkide gözünüzü hastanede açıyorsunuz. burda beyin yeterli miktarda acı hissedildiğinde. mutlaka sebebini arar. ve bi neden bulmak içinde farklardan yararlanır.bu mantarı daha önce üçkez yedim hiç bişey olmamıştı neden şimdi dokundu der. ve iki durumun arasındaki farkları aramaya başlar. ve ilk tespit ilk üç yemekte mantar yemeğinin yanında hep marul salatası vardı dokunmamıştı son yemekte yine aynı mantar yemeği ama yanında marul salatası yoktu diye tespit eder.. mantar aynı mantar ama sadece salata yok farklı olan salatanın olmaması.ilk üç yemek te sorun yok benzer durum dördüncü yemekte sorun var. salatanın olmadığı yemekle sancılanmanın olduğu yemek iki farklı durum birbirinin sebebi gibi gözüküyor bir farklı durum diğer farklı durum la örtüşüyor.farklardan benzerlik bulmak.
farkındalık
29.11.2015 - 20:15aşağıdaki yazımı temel bilgi olsun diye paylaştım.esas farkettirmek istediğim sağ burun deliğinizin iç kısmını hissetmeye ve daha çokta sağ burun deliğinizin diş etinize en yakın kısmını hissedin sonra burnunuzun sağ iç delğininin diş etlerinize en yakın kısmından başlayan hayali içsel bi hat varmışçasına sağ eye kemiğinizin yaklaşık iki üç parmak altında karnınızın içini hissedin bu sizi iç dokunsal ve huzurlu bi duruma getirecektir. ve çok başarılı dengeli çok mantıklı olduğunuz bi durumu düşünün.ve eğer hissedebilirseniz bu sıra dışı bi hal dir.
farkındalık
29.11.2015 - 19:51bir şey yiyorsunuz ve ağzınızda o yediğiniz şeyin için de bi başka şeyi de varlığını hissediyorsunuz ağzınızda bi kıl var dilinizle o kılı bula biliyorsunuz.dilinizi o kıla yönlendirdiğiniz bi his var. onunla biliyorsunuz. yada bilgisayarınız açık bi müzik dinliyorsunuz. bu arada kulağınıza bi başka yerden bi müzik sesi geliyor. o sesi dinliyorsunuz. sonra kendi bilgisayarınızdaki müziği dinliyorsunuz bi birinin anlamaya çalışıyorsunuz sonra öbürünü.kulağınızı bi birine sonrada diğerine yönlendiriyorsun.işte bu yönlendirmeyi yapanı yani o hissi anlatmak farkettirmek istiyorum.bu hissi elektirikli makkapa benzetirim nasılki bu makkabın ucundaki delici ucu çıkartırım yerine zımparayı takarım elimdeki makkap zımpara olur yada zımparayı çıkartırım lokma anahtar takarım elimdeki alet anahtar olur. yani burda kulak göz dil hep bunlar zımpara makkap anahtar yerine olan şeyler o hisse bağlı şeyler has olan o his.
sabah uyandınız bedeninizi hissettiniz.bedeninizin doğadaki konumunu hissettiniz yani hacminizi uyandığınızda gözlerinizi açtınız tavanı gördünüz. yanlarınızda ki duvarları hissettiniz altınızı üstünüzü önünüzü arkanızı sağınızı solunuzu hissettiniz o hissi hapsettiniz.yazımın ilk bölümünde yazdığım hissiniz esir oldu maddeye bağlı kaldı demektir bedeninizi ve bedeninizin içinde bulunduğu konumu hissetmiceksiniz sanıyorum hipnozdada bunu yapıyorlar. yazımın ilk başındaki hissi özgür bırakıyorlar. sanırım sıradan olmayan bilgilere böyle ulaşılıyor.bilgiye ulaşmak için sabah uykusu çok önemlidir.anlamakta zorlandığım bilgileri çok rahat anlar ve kavrarım sabah uykularında.
Kıyamet Senaryoları
28.11.2015 - 23:01bence amerika fethullah vasıtası ile yıllardır rusya federasyonu ve diğer türki devletler de açtığı okullarla ruslara karşı türkleri kullanma niyetlerini belli ediyor son yıllarda rusya federasyonu ve türki devletler fethullahın okullarını bir bir kapattılar ama bu okullardan yetişen elemanlar bazı mevkileride elde etmiş olmalılar. amerika suriye de rusya yı tuzağa düşürüyor.rusya suriye de türkmenlerin başına bomba yağdırdıkça türk kökenli hakların nefreti rusyaya karşı kılıç gibi bilenicektir. amerika da bu hazır birikmiş türk nefretini ruslara karşı cesaretlendirip organize ettiğinde rusya bırak suriye topraklarını kendi topraklarını bile koruyamaz duruma gelir rusya japonya kadar nüfusu olan 1 tane uçak gemisi 3000 uçağı on bin civarı tankla süper güç falan değil. ve bu savaşta çok rus ve türk ölür allah göstermesin. sonra sıra çin e gelir sıra neden çin e gelir çünkü amerika tek dünya devi olarak rakiplerini yok etmek için gelir yine türkler kullanılır. ve sonuçta devasa kıta asyanın imparatorluk kültürü ve potansiyeli olan ruslar türkler ve çinliler birbirine kırdırılarak. amerika ya rakip olabilecek tüm devletler bir bir bertaraf edilmiş olur.rakipsiz dünya devi amerika yine tek başına dünyayı yönetmeye sorunsuz devam eder. tabi amerikanın patronun ingilizler olduğunuda gözden kaçırmamak lazım. çok seneryo yazdım gene :))
serbest kürsü
24.11.2015 - 12:41ruslar en sonunda kendilerini bozdurdular. türkmenleri nereye kadar bombalamalarını görmezden gelecektikki. bazan salamon düşünsün dersin hamleni yaparsın.. şimdi ruslar düşünsün ya üçüncü dünya savaşı çıkaracaklar ya efeler gibi kıvıracaklar.
serbest kürsü
19.11.2015 - 11:15SURİYE:düşünüyorumda suriye sınırımızdaki mayınları suriye ile ilişkilerimizin çok iyi olduğu dönemde suriye ile ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptığımız kardeşlik nutukları attığımız artık suriye türkiye sınırımızda mayınlara ihtiyaç kalmadığı hikayesi ile temizlediler ama.bu gün suriye de ve suriye sınırında olanlara baktığımızda suriye sınırımızdaki mayınların neden temizlendiği ortaya çıkmış durumda. ama hala ortaya çıkmamış bişeyler var çünkü ilk mayınların temizlenme tartışmaları çıktığında tayyip efendinin suriye sınırındaki mayınların temizlenme ihalesini neden israil li lere vermek için diretmesi ve meclis kararı çıkartmaya çalışmasının sebebi ortaya çıkmadı daha. suriye sınırımızdaki mayınları temizleme işiyle israil in sınırımızda olmak istemesi suriye nin başına gelenlerde israil in parmağı olduğunu işaret ediyor.
sevgi
15.11.2015 - 10:41bir annenin yavrusuna sevgiyle dokunması sevgiylede kaydedilir yarunun belleğine ve o dokunuşların anlamı hep sevgi olur.sevgiyle dokunan,dokunulan, izleyen, duyan,bilen herkez sevgiyi hisseder. ve sevgi
çok bulaşıcıdır :)
serbest kürsü
21.09.2015 - 17:58ege ve akdenizin suları müslüman arap göçmen mezarlığına döndü. ve ben türkiye için gerçekten endişeleniyorum.şükür ki bu güne kadar türkler göçmen durumuna düşmedi ama bu gidişat diktötörlüğe gidiyor yargı artık özgür değil arap ülkeleri gibi bi saddam ımız yada esad ımız eksik. verin 400 millet vekilini kralımızda olsun. kralımız olunca göçmenimiz olması kaçınılmaz.
serbest kürsü
21.09.2015 - 10:47AKP TÜRKİYEYİ FELAKETE GÖTÜRÜYOR:biz araplara benzedikçe başımıza gelenlerde arapların başına gelenler le aynı olacaktır. bu gün arap ülkeleri neler yaşıyorsa yakında türkiye aynı perişanlık ve felaketleri yaşayacak ve başına gelecek. çünkü benzerlikler şiirlerde ki uyak kafiye benzerliğinden ibaret değildir benzerlerin kaderide birbirine benzer.
nasıl düşünüyorsak öyle yaratıldık.nasıl düşündüğümüzü bilirsek yaratılışıda anlarız çünkü tek bi akıl var ve mananın içindeki maddedin içindekide aynı akıldır. musa peygamber kaynatasının yanına çoban girer ve bir yıl koyunlara bakması karşılığında doğacak benekli kuzular musa peygamberin çobanlık ücretidir. fakat musa peygamberin kaynatası biraz üçkaatçı biridir benekli kuzuların bi kısmını saklar.ertesi yıl musa peygamber yine aynı şartlarla koyunlara bakar ve koyunları bi kamışlık vardır hep o bölgede yayar.kamışlar yaprak dökme zamanında alacadır ve o yıl doğan tüm kuzular benekli doğar.benzerliklerle düşündüğümüz gibi benzerlikler yaratılışın içindede vardır. yaratılana şekil verir.ve bu yüzden diyorum biz araplara benzedikçe benzerlerimizin kaderine benzer kaderimiz.BENZERLİKLERLE DÜŞÜNÜYOR VE ALGILIYORUZ:mantığımız l benzerlik ve farklar la çalışır sanki benzerlik ve farklar aklın alet çantası gibidir taş okey veya iskambil kağıdı ile oynanan oyunları bilen ler dediklerimi anlıcaktır varsayalım taş okey oynuyoruz renk benzerleri olan kupadan 1-2-3-4 lü ve cins benzeri olan 4 tane papaz. kupadan -6-7-8.lili renk benzerinin yanına 3 tanede 10 luyu bi araya getirdiğimizde miktarların benzerliği. olur buda 14 taş sıfır yapar. yani benzerilkere göre dizeriz anlamlı hale getiririz. mesneviden bi hikayeyle benzeriliği pekiştirelim.arabın birinin bi bakkal dükkanı var.ve bakkal dükkanında insanlarla konuşabilen onları gülümseten ve insanları konuşmasıyla şaşırtan bi tuti kuşu var. bi rgün bakkal aceleyle eve gider tuti yanlız kalır bu esnada dükana kedi girer tuti korkar. pırlar ve yukarda ki gülyağı şişelerinin oraya konmak isterken gülyağı şişesini devirir. arap dükkana gelip koltuğuna oturduğunda kıçı başı yağ olur.yukarıya baktığında tutiyi görür sen döktün değilmi der ve tutiyi yakaladığı gibi. tutinin kafasındaki bütün tüyleri tek tek yolar. tutinin canı çok yanmıştır o günden sonra bidaha konuşmaz. gelen müştrilere laf atmaz. gün boyu somurtur. bir iki derken dükkandan müşteriler eksilmeye başladığında arap bakkal yaptığı hatanın farkına varır. tutiyi konuşturmak gönlünü almak için tutinin sevdiği çerezlerden alır fındık fıstık antep fıstığı ama tuti. bi türlü konuşmaz. bir gün tuti gene miskin miskin somurtarak dışarıya bakar birden kapının önünden kafası kel cas cavlak biri gelir tuti birden gülmeye başlar ve sende gülyağı şişesini döktün seninde kafandaki tüyleri yoldular der ve konuşmaya başlar. tuti kendi başına gelenle kel adamın arasında benzerlik kurmuştur. bir şeyin algılanması bi benzezliğin bulgulanması ile olur.
Toplam 396 mesaj bulundu