AntolojimYorumlarPaylaşTweetle şu telaşlı gecenin sâkin koynunda bir kereleyin daha şu pis ağzımla kendime yenilmeye doymaksızın bin kaçıncı kez daha sana içimi döküyorum üç koç kurban adağımdır kaçınılmazdır benim felaketim kesin diye annem “ısmış yola geldi” desin diye ben zıkkım yiyeyim garipler yesin diye üç koç kurban adağımdır beni benden aldır yârabbi ben benden arındır
google’da aramaya korktuğum dertlerim var çektiğim oflar dikkat çekiyor seviyorsam seni kalbimedir ziyanı yemedim hak, haykırmadım savaş rahat olsun kamuoyunun süper vicdanı dışarıyı reddediyorum; evdeyim
şimdi, yani, haşa allah kürtleri hor mu görüyor arabı, acemi, türkü ümmet mi şimdi yani şimdi, yani, haşa ayet mi yasalar, devletler allah mı anlayan sıyırıyor, bu nasıl dünya böyle bunlar başkan mı şimdi, bunlar da kul mu bu sabotaj yuvaları okul mu beynimin içi arap baharı, beynimin içi bom bop yav, ne bileyim, böyle, mesela muhammed bin abdullah ile sarılıp ağlaşasım geliyor oturup rakı içesim geliyor mustafa bin ali rıza ile onarılmaktan vazgeçtim, benim dermanım kırılmak şimdi, yani, haşa bu lobi elemanı kılıklı yalancılar müverrih mi allame mi şimdi bu kefen tüccarları rezidanslar, avmler, bunlar reklamlar mı bunlar da şehit mi şu ömrüne doymamış ana kuzuları her şeyi görüyorum; evdeyim
sonra çıkıyorum dışıma dolaşıyorum ömrümden biraz daha eksilsin diye biraz ilayı kelimetullah, biraz arz-ı mevud dolaşıyorum sapiens tarihine veryansın ederek saddam hüseyin’i bile özledim bu nasıl dünya böyle sardım bir uzun cin işi duman, nasıl dünya bu böyle hayat böyle çekilmiyor, namerdin bileği bükülmüyor dedim dedim kendimi derinliğimdeki iblisle aklayarak gel birlikte sürünelim çifte müjgan’ım benim defolarımızı allah’la açıklayarak ben mütemadiyen evdeyim
anlayamadım tarihi, hudutları anlayamadım hakikat izafi, hakikat çok değişken alem muamma, kafam karışık kafam çok karışık cenge tutuşamam arz edin allah’a tutuşamam bu ne kadar çok islam, bir şeyler yapsın ben teravihlere gitmiyorum, cumalara, biraz perşembelere cüneyt arkın’ı tercih ediyorum; gitmiyorum şekeri bırakıyorum, iyi bok yiyorum cemiyete karışmıyorum, öküzlük ediyorum roman okumuyorum, film izliyorum seviyorum hem ömer muhtar’ı hem italyan rönesansını; evdeyim
sonra kuş yemi yiyorum, göbek yapıyorum biraz müjde ar, biraz belgesel izliyorum yılanları filan görünce ürküyorum allah’tan hele o timsahları, vahşi doğayı filan, “allah’ım bu ne iş” diyorum umarım blöftür diyorum sonra şu cehennemler, şu zebaniler filan yok mu “ammaaann” diyorum sonra rahmana yaslanarak tarkovski yanacaksa eğer, ben yanmışım çok mu hem anlıyorum zamanla, ateş bir metafor burdan tutup ben bir yığın şey düşünüyorum ölen çocuklar görüyorum sonra, utanıyorum şükretmeye ve acayip kırılıyorum sinemdeki zülcelal’e gâh ağlıyor gâh küfrediyorum; evdeyim
sonra düşünce kanseri oluyorum tabi intihar edenleri selamlıyorum, hakka iltihak edenleri selahattin cesur dinliyorum sonra, biraz rossini işte ajanslar, saat başı acı nasılsa öleceğiz diyorum sonra, elhamdülillah öleceğiz sonra anlıyorum bu bir matrix, biliyorum bu bir solaris döngüsü bütün bu hengamenin dışında, sen bir incelik üzresin hani gönlüm oysa piç bir gönül, peygamber gönlü değil ve yani bu bana vahyedilen zulümdür tanıdım kendimi, nefsimin vebali kabulümdür bir vebal ki ikbal yeşili, kubrick kırmızısı ben onunla bezm-i elestten beri tanışırım imanımın ortasından vur beni ben mevlayla bir şekilde anlaşırım her şekilde evdeyim Payidar Zaraman
31.07.2022 - 15:21
AntolojimYorumlarPaylaşTweetle
şu telaşlı gecenin sâkin koynunda
bir kereleyin daha şu pis ağzımla
kendime yenilmeye doymaksızın
bin kaçıncı kez daha sana içimi döküyorum
üç koç kurban adağımdır
kaçınılmazdır benim felaketim kesin diye
annem “ısmış yola geldi” desin diye
ben zıkkım yiyeyim garipler yesin diye
üç koç kurban adağımdır
beni benden aldır yârabbi
ben benden arındır
Payidar Zaraman
19.05.2022 - 09:18
google’da aramaya korktuğum dertlerim var
çektiğim oflar dikkat çekiyor
seviyorsam seni kalbimedir ziyanı
yemedim hak, haykırmadım savaş
rahat olsun kamuoyunun süper vicdanı
dışarıyı reddediyorum; evdeyim
şimdi, yani, haşa
allah kürtleri hor mu görüyor
arabı, acemi, türkü ümmet mi şimdi yani
şimdi, yani, haşa
ayet mi yasalar, devletler allah mı
anlayan sıyırıyor, bu nasıl dünya böyle
bunlar başkan mı şimdi, bunlar da kul mu
bu sabotaj yuvaları okul mu
beynimin içi arap baharı, beynimin içi bom bop
yav, ne bileyim, böyle, mesela
muhammed bin abdullah ile sarılıp ağlaşasım geliyor
oturup rakı içesim geliyor mustafa bin ali rıza ile
onarılmaktan vazgeçtim, benim dermanım kırılmak
şimdi, yani, haşa
bu lobi elemanı kılıklı yalancılar müverrih mi
allame mi şimdi bu kefen tüccarları
rezidanslar, avmler, bunlar reklamlar mı
bunlar da şehit mi
şu ömrüne doymamış ana kuzuları
her şeyi görüyorum; evdeyim
sonra çıkıyorum dışıma
dolaşıyorum ömrümden biraz daha eksilsin diye
biraz ilayı kelimetullah, biraz arz-ı mevud
dolaşıyorum sapiens tarihine veryansın ederek
saddam hüseyin’i bile özledim bu nasıl dünya böyle
sardım bir uzun cin işi duman, nasıl dünya bu böyle
hayat böyle çekilmiyor, namerdin bileği bükülmüyor dedim
dedim kendimi derinliğimdeki iblisle aklayarak
gel birlikte sürünelim çifte müjgan’ım benim
defolarımızı allah’la açıklayarak
ben mütemadiyen evdeyim
anlayamadım tarihi, hudutları anlayamadım
hakikat izafi, hakikat çok değişken
alem muamma, kafam karışık
kafam çok karışık cenge tutuşamam
arz edin allah’a tutuşamam
bu ne kadar çok islam, bir şeyler yapsın
ben teravihlere gitmiyorum, cumalara, biraz perşembelere
cüneyt arkın’ı tercih ediyorum; gitmiyorum
şekeri bırakıyorum, iyi bok yiyorum
cemiyete karışmıyorum, öküzlük ediyorum
roman okumuyorum, film izliyorum
seviyorum hem ömer muhtar’ı
hem italyan rönesansını; evdeyim
sonra kuş yemi yiyorum, göbek yapıyorum
biraz müjde ar, biraz belgesel izliyorum
yılanları filan görünce ürküyorum allah’tan
hele o timsahları, vahşi doğayı filan, “allah’ım bu ne iş” diyorum
umarım blöftür diyorum sonra
şu cehennemler, şu zebaniler filan yok mu
“ammaaann” diyorum sonra rahmana yaslanarak
tarkovski yanacaksa eğer, ben yanmışım çok mu
hem anlıyorum zamanla, ateş bir metafor
burdan tutup ben bir yığın şey düşünüyorum
ölen çocuklar görüyorum sonra, utanıyorum şükretmeye
ve acayip kırılıyorum sinemdeki zülcelal’e
gâh ağlıyor gâh küfrediyorum; evdeyim
sonra düşünce kanseri oluyorum tabi
intihar edenleri selamlıyorum, hakka iltihak edenleri
selahattin cesur dinliyorum sonra, biraz rossini
işte ajanslar, saat başı acı
nasılsa öleceğiz diyorum sonra, elhamdülillah öleceğiz
sonra anlıyorum bu bir matrix, biliyorum bu bir solaris döngüsü
bütün bu hengamenin dışında, sen bir incelik üzresin hani
gönlüm oysa piç bir gönül, peygamber gönlü değil
ve yani bu bana vahyedilen zulümdür
tanıdım kendimi, nefsimin vebali kabulümdür
bir vebal ki ikbal yeşili, kubrick kırmızısı
ben onunla bezm-i elestten beri tanışırım
imanımın ortasından vur beni
ben mevlayla bir şekilde anlaşırım
her şekilde evdeyim
Payidar Zaraman
20.05.2020 - 03:33
Yüzünüxgen gülücükler eksik olmasın
Toplam 3 mesaj bulundu