Meltem Ege Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair v ...

Sesten kopan çığlıklar
Diri, tok, gerçekçi…
Meyveler kadar tadı var
Ağaçların yapraklarındaki ölümdür
Kuşların ötüşlerini silen tuzaktır
Köklerini arama
Tepelerin ardını ara
Orda köy var
Öyle bir köy ki masumiyet en derinlere sinmiş
Tıpkı annemin duası kadar sıcak bir yer
Güzeli ...

Bir soluksun hiç olmadık ellerden
Kesilir uğultu şen dillerden
Nehrin boylarına gelen martılar
Getirir kıvancı saklı yellerden

Sen gidersin ağaçlar gölgesini verir
Ah şu arsız bülbül sırasız ötüverir
Adı aşk olur yakamozlu gecelerden
Tutarda beni delice sevdirir

Davettir zamanın ...

Varmısın sabahleyin, gün ışık saçar saçmaz
Seninle bir ömüre, tan vakti başlayalım
Yada baharın başı, çiçekler açar açmaz
Seninle bir ömüre, tan vakti başlayalım

Yürekten aşkımıza, inanıp kanıyorsan
Sevdamın ateşiyle, tutuşup yanıyorsan
Benimle yaşlanmayı, mutluluk sanıyorsan
Seninle ...

Aşık oldum bir güzele
Attı beni yrden yere
Ne güahım sçum vardı
Çarptı beni yerden yere

Ne hayaller düşüm vardı
Bu dünyada işim vardı
O yâre bir sözüm vardı
Çarptı beni yerden yere

Benliğimi alıp gitti
Beni derde salıp gitti
Bu ömrümü çalıp gitti
Çarptı beni yerden yere

...

Oy!
Can yansın

Canan yansın

Gelişin bana Nevbahar

Yokluğun erişilmez diyar çin-i maçin

Düşürme yüzünü yerlere

Sana sormadan geçip giden zaman utansın…



Ah!
Tuttuğu tutam gülden güzel kokan, elleri güzel kadın!

Sevdası sarıp sarmaladığı serimde tüten dumanım

Öfk ...

Ben gökyüzünü gösterdikçe
Sen hep dağlara baktın,
Gökyüzünü anlattıkça, sitemdi adın.
Şimdi o dağların arkasındasın yar
Oysa gökyüzü; engin yüreğimdi anlamadın...

Denizi seyrettikçe suratını astın
Martı kanadında yükseldikçe, kapandın.
Esen ılık meltemlerden de hoşlanmadın.
Tutkuyl ...

Bir Akrep dolanır sırtımda
tenime aglayacak birazdan
koşuyorum,koşuyorum geç kalmışıma.
Agrılar zarıncıtır yatak döşek..
Kaç gündür nerdesin be gülüm? neyin firarı böyle?
Aloyu tutan ellerim, kayıpken.
Gergin öfkem tel komaz kopartır
terbiyesizim ses geçirmez fincanıyın topuna,
yarı ...

-bir bardak çayı içmek aynı dudak izinden-
demlenmiş sabah çayını., beraber içmek için pencere önünde
ellerimizi alıp ellerimizin içine., söz vermiştik ya birbirimize
ve hatta yazacağımız romanın o sayfasına., işaret koymuştuk
böyle bir sabahın keyfi., bu sayfaya ne kadar çok yakışır diye…
...

Fırtına kuşuyum ben…
Altımda denizle birleşmiş koyu gri bulutlarım,
Üstümde yıldırımlarım…
Görmedim hiç güneşli günleri,
Ama duydum sanırım.
* * *
Fırtına kuşuyum ben…
Nesi romantik bilmem,
Gök gürültülerini yırtar çaresiz çığlıklarım
Kırbaçlanırken yağmurda kanatlarım.
* * *
M ...

Ya yapma, n’olur! ..
Dolunay gibi gelip geçiciyim gecenden.
Parlaklığıma aldanma n’olur…
Yaşadıklarımız muhteşem olsa da sıradan biriyim ben,
Büyütme beni gözünde n’olur…
Bak! İyi dost olur benden…
Dert ortağı da olur.
Aşık bile olur…
Ama bekleme bağlanmamı…
Çekici, güzel bir keleb ...

Bu topraklar neler gördü oglum neler
Bakma şimdi böyle atıp tuttuklarına
Eskiden..
Eskiden derdi Dedem
Harp yıllarında
kurtuluş savaşı öncesi, sonrası
bu topragın dili olsada konuşsa
Oturdugu Sedirden,
ecik yana kayarak eliyle, çök dedi.
Yaz Kış giydigi yamalı çeketin sag cebinden ...

Yüzüme gülüyordun hep neden ben diyordun
Gözlerime bakarak bir cevap bekliyordun
Buz tutmuş yüreğimi nazla titretiyordun
Seven gönlü ısıtan köz diye sevdim seni

Göz göze geldiğimde kalp yerinden oynuyor
Mah cemale baktıkça damarda kan kaynıyor
Ne etsem ne söylesem gönül sözden almıyor ...

Her zaman her yerde
Bir şiirimi taşıyorum
Kimlik gibi cebimde.
Ellerimi avuçlarında hapsettiğin
Gözlerimin derinliklerinde
Kendini yitirdiğin
Ufukta güneşin
Denizle seviştiği saatlerde
' Bana bir tanecik olsun bir şiirini oku n'olur! '
Demiştin hatırla
Belleğim buharlaştı
Felç ...

Sular düşey derinliğin mimarları
Gelin birlikte akalım
Maddenin özüne
Yağmurlarla beraber

Düşler dikey derinliğin
Birlikte çıkalım zirveye
Bir şekil yapalım boşluktan
Bulutlarla beraber

Bir de içsel derinliğimize inelim
Belki bir dosta rastlarız
Hani hep gelir diye beklediğim ...

Alevi felsefesi, yetmiş iki millete,
Aynı göz ile bakar, aynı sevgiyle sever.
Et, kemiğe büründüm, insan diye göründüm,
Diyen Miskin Yunus’ta, Türkmen Alevisidir.

Boşluk postlu hayatlar
Çığlığın sesine yürürler
Keşmekeşin dalgalarında ağacın meyvesini taşlarlar
Kuşun kanatlarını kelebek etkisi görme
Ruhun marşıdır özgürlük
Kırıklarını yoklayan acı olsa ne yazar
Aydınlık büyük doğum, sancılar kalpte yara
Kusur görmek yeni verem
Ben matkaplı kib ...

Kar geliyormuş,
TRT, yedi haberinde söyledi
Varoşlara, Omzuma inecekmiş
Don bekleniyor memleketin sagında.
Gönül kışı olmasa bari..

çeken bilir can...

Ar perdesi kalkmaz ise aradan
Ben sana yabanım,sen bana yaban
Sonu olmayan bu kara sevdadan
Kaçmasam olmuyor, kaçsam olmuyor.

bayıldım şiire

Geçende ellerim,kafamdan tuttugu gibi,
duvara öyle vurduki, öldüremedi ya ona yanarım.
Şakagımda hala izleri var..

Dudu dillim, çağla gözlüm korkma, uyuma.
İki fiske taş atacağım pencerene,
Birisi sarı,birisi yeşil.
Sarıda hazırlan, elinde bohçan,
Yeşilde sessizce akıver kapıdan.

Geceye lacivert yağar
Siz duyamazsınız
Anasona ay düşer inanamazsınız
İçinde bir terk ediliş ve aykırılık bilinci
Sosyo-kültürel tebessüm pişiriyor
Maltepe'de bir serseri gemici

ben de :(

aaa çok güzeldi cann