olan herneyse
çirkin bir hale dönen hayatını
bulaşmasın diye saklıyorsun belki
hani afilli bir şiir vardı
'kendi olarak, sana gelen
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan'
hah işte bu
sanırım bu en güzel gitme sebebi de olabilir
tersinden okursan
acı,sevinç,bölünebilir mi ki
al azıcık sen de tat diyerek
sanmıyorum
insan kendini neden bu kadar yorgun hissetsin ki
biri tutsa ucundan yüreğinin
hafifler mi ki
zor olmalı ki kalıyorsun bir başına
belki de vermek istemiyorsundur
öyle ya sırtlandığın gibi pazar torbalarını
sesizce taşıyorsun
Kürsü gibi bir yer getiriyor aklıma oradan birine sesleniyorsun,ama nedense herkes dinliyor gibi sonra kelimeler içiçe geçiçince anlamlı bir cümlede olmuyor,sussan da olmuyor,konuşsanda...araf böyle birşey mi ki? bilinmez
taşıyaamyacağın yükleri sırtından atabilir misin,atarsan ne olur?
öylece ortada mı kalır?
bir ara öyleydi sanırım...
paylaşmak varmış diyorlar ama kim neyi ne kadar nasıl paylaşır derken sanırım yol da tükenmiş
belki de taşıyan tükenmiştir
burası da hala meçhul
belki de paylaşmak diye nir şeyde kalmamıştır artık
bölüşmek
ekmeği bölerek yapılıyor ya
neyse
Yaş, insana bir parça olgunluk katmalı,espri yapma adına palyaço gibi dolaşmamalı,sonuçta zıp zıpta zıplayan altı bezli,takma dişli,bastonlu bir ihtiyarın düştüğü bir acınası hal gözümün önüne geliyor teknik olarak ve mistikçe.
Çok eskilerde bir çocuk hep şanslı olduğunu sanıyordu,yıllar yılı,sonunda hep talihin yüüzne güleceğini farzediyordu
Şimdi o çocuğu seyrediyorum, tatlı,umutlu hayalleri olan,içini bu kadar umut dolduran neydi acaba?
'''Beyin kimyamızın bize ettikleri; Eksikliğin görülmesin serotonin...
İnişli, çıkışlı seyreden tüm ruh hallerimiz de aslında biz değil serotonin düzeyimiz suçlu. Dengeyi bir bulsa biz de huzura ereceğiz ama yok illa ki bir yerlerden sıkıştıracak bizi. İştah çoksa da, hiddetli isek de, uykusuzluk çekiyorsak ve hatta tümüyle mutluluğumuz da bu madde ile değişiyor. Ah serotonin ah! ! ! !
Kendisi, Beyinde ileti sağlayan bir madde olup, salgılandığında beyin damarlarını daraltıcı, azaldığunda damarları genişletici etkiye sahip. Hatta migren ağrılarındaki rolü, bu damar duvarına etkileri ile açıklanmakta. Açlık, yorgunluk, stres, yemek, ışık ve ilaçlar gibi faktörlerin tamamı insan vücudundaki serotonin düzeyini etkilenmektedir. Stres ve düşük kan şekeri serotonin düzeyini düşürürken; oksijen, kusma, içinde aminler bulunan gıdalar (örneğin: peynir, çikolata, portakal, mandalina, domates) ve içinde triptofan isminde bir çeşit amino asit bulunan gıdalar, (örneğin süt, hindi eti) serotonin düzeyini yükseltmektedir(1) .
Temel etkilerini sıralayacak olursak(2):
Uzun süre depresyon, migren, obsesif kompulsif bozukluk, obesite gibi birçok hastalık psikolojik sebeplere bağlanmıştır. Günümüzde, yapılan çalışmalar sonucunda, serotonin başta olmak üzere nörotransmitterlerin bu hastalıklarda rol oynadığı tespit edilmiştir. Serotonin göreceli olarak basit kimyasal yapısına karşın biyolojik sistemlerde kompleks bir rol oynamaktadır.
Serotonin seviyesindeki dengesizlikler birçok hastalığa yol açar. Örneğin serotonin seviyesindeki artış iştahı azaltırken, düşük serotonin seviyeleri obsesif kompülsif bozukluğa sebeb olabilir. Yine serotonin eksikliğinin depresyonda anahtar rol oynadığı bulunmuştur.
Serotonin ile ilgili yapılan çalışmalar deprese hastaların miyokard infarktüsü açısından daha yüksek risk altında olduğunu göstermiştir. Bunda da en etkili faktör olarak, kalp hastalığı olan kişilerde idrarla, normal insanlara göre iki katı oranda atılması olarak gösterilmiştir.
Yine yüksek serotonin aktivitesi iştahı azaltır. Bu aktivite karbonhidrat alımıyla stimüle edilir. Dolayısıyla obesite ile düşük serotonin aktivitesi arasında ilişki olduğu düşünülmektedir.
Serotonin ülserojen etkiye sahiptir. Deney hayvanlarında yüksek dozda uygulanması gastrik ülser oluşumuna yol açmaktadır.
Bizi bu denli etkileyen serotonin düzeyimizi hangi etmenlerle değiştirebiliriz? Öncelikle düzenli günlük aktivite ve uyku, bazı yiyecekler ve doktor kontrolünde kullanılabilecek ilaçlarla değişiterebiliriz.
İlaçlar kısmına hiç değinmeyeceğim, çünkü belli bir hastalık bulgusu ile doktora başvurulacağı için uygun tedaviyi doktorunuz belirleyecektir.
Yiyecekler grubunda da en önemlileri mandalina, portakal, domates, süt, hindi eti, çikolata, muz, erik ananas ceviz sıralanabiliyor.
Düzenli uyku alışkanlığının serotonin üzerinde olumlu etkisinden söz etmiştim, bu konuda bulduğum bir yazı ayrıntılı bir şekilde hem sağlıklı, mutlu bir uykunun ipuçlarını veriyor hem de serotonin düzeyinizi etkilemenin yollarını anlatıyor(4) .
Normalde uyumadan önce yemek yememek önerilir ama yatmadan 1-2 saat önce, aşağıda sıralanan yiyeceklerden 1 veya 2 tanesini tükettiğiniz takdirde içerdikleri maddeler sayesinde vücudunuz da salınacak serotonin ve melatonin hormonları etkisinde rahat bir uyku uyuyabilirsiniz. Besinlerden alınan triptpfan maddesi serotonin kaynağı olarak ilaç etkisinde olacaktır.
1: Muz
Açık olarak söylemek gerekirse sarı bir poşet içindeki uyku hapları olarak adlandırabiliriz. Seratonin ve melatonin dışında aynı zamanda magnezyum içeren bu meyve, kaslarınızı gevşetip sizi rahatlatır.
2: Papatya Çayı
Sizi yatağa huzurlu bir şekilde yatıracak bir çaydan bahsediyoruz. Sakinleştirici özelliği sayesinde papatya çayı, kaygılı ve sinirli bir bünyenin en iyi panzehiridir.
3: Ilık Süt
Evet çok duyduğunuzu biliyoruz…Fakat bu bir mit değil, gerçektir. Süt içeriğinde bulunan ve tripsin etkisiyle serbestlenen ve organizma için gerekli bir aminoasit olan triptofan sayesinde beyniniz yatışır ve daha sağlıklı bir uykuya dalarsınız. Elbette ki sıcak sütün yıllardır duyduğumuz birçok iyileştirici özelliği sayesinde psikolojik bir etkileşim de duyabilirsiniz.
4: Bal
Bitki çayınızın veya ılık sütünüzün içine atacağınız bir çay kaşığı kadar balın etkileri hiç de göründüğü kadar küçük değildir. İçeriğindeki şeker her ne kadar vücudu hareketlendirmeye niyetlense de, az miktarda glikoz oreksine dur işareti yapar. Oreksin son zamanlarda keşfedilmiş ve beyni hareketlinderen bir nörotransmiterdir.
5: Patates
Az miktarda fırında pişirlmiş patatesin iyi bir gece uykusuna yardımcı olabileceğini pek sık duymadığınızı biliyoruz. Midenizi yormayacağı gibi, içeriğindeki tripofan sayesinde asit seviyesini düşürür. Etkiyi daha da artırmak için sütle birlikte püre kıvamına getirip yiyebilirsiniz.
6: Yulaf Unu
Yulaf içeriğindeki melatonin sayesinde iyi bir uykunun en iyi ilaçlarındandır. Bir miktar Akçaağaç şerbetiyle karıştırsanız hem de lezzeti ile sizi büyüleyecektir.
7: Badem
Bir avuç kalp dostu bu yemişlerden yediğiniz takdirde, sizi tatlı bir şekerlemeye götüren yolculukta en büyük yardımcınızı bulmuş olacaksınız. Hem tripofan içeriği hem de uygun ölçüde içerdiği kalsiyum sayesinde kaslarınızın rahatlamasına yarar.
8: Keten Tohumu
Hayat bazen ters gittiğinde ve siz de kendinizi kötü hissettiğinizde, 2 kaşık keten tohumunun sizlere yardımcı olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Süt veya yoğurt içine katabileceğiniz keten tohumu, omega 3 yağ asitleri açısından zengindir ve doğal bir moral verici etkisi bulunmaktadır.
9: Kepek Ekmeği
Bal kattığınız çayınız ile birlikte yiyeceğiniz bir ince dilim kepek ekmeği, vücuttaki insülinin biraz serbest kalmasına ve tripofan ile seratonininize ‘’uyku vakti’’ mesajını yollamasını sağlamaktadır.
10: Hindi
Yılbaşını unutun. Güzel bir uykunun 2-3 saat öncesi, bir ince dilim kepek ekmeği üzerine koyacağınız küçük bir parça haşlanmış hindi eti yararlı olacaktır. İçeriğindeki tripofan sayesinde midenizde çok miktarda protein olmadığı zamanlarda bile sizi rahatlatır.''
''Konu depresyon ve antidepresan ilaçlar olunca, sık sık serotonin ismini duyuyoruz.
Peki nedir bu serotonin hormonu? Mutluluk hormonu olarak tanıtılan serotonin ve depresyon arasında nasıl bir bağlantı var? Serotonini doğal yollarla artırmanın bir yolu var mı, yoksa tek çözüm ilaçlar mı? Bu kapsamlı makalede tüm bu sorulara cevap bulacaksınız.
Serotonin Nedir?
Dopamin SerotoninSerotonin bir nörotransmitterdir. Yani sinir hücreleri arasında elektrik sinyallerini taşımakla görevlidir. Resimde iki sinir hücresi arasındaki parlak noktalar serotonin gibi nörotransmitterleri temsil etmektedir. Bunlar bir sinir hücresinden aldıkları elektrik sinyalini diğerine aktararak, beynin çalışmasında hayati rol oynarlar.
Serotonin beyinde salgılanır ve vücudun çeşitli noktalarında üretilir. Genelde merkezi sinir sisteminde ve mide-bağırsak kanalında bulunur. Merkezi sinir sistemindeki serotonin ruh hâlini, uykuyu, iştahı, öğrenmeyi,hafızayı, cinsel ve sosyal davranışları düzenlemeye yardım eder. Mide-bağırsak kanalındaki serotonin ise sindirimi düzenlemekle görevlidir.
Yaygın olarak kullanılan antidepresan ve anti-anksiyete ilaçlarının birçoğu serotonin düzeyine etki eder. Bu ilaçlar salgılanan serotoninin hücreler tarafından tekrar emilmesini engelleyerek, serotonin seviyesini artırmaktadır.
Serotonin ve Depresyon
Birçok araştırmacı serotonin seviyesindeki dengesizliklerin ruh hâlini etkileyip, depresyona neden olduğuna inanmaktadır. Serotonin eksikliği şu üç nedenle oluşabilir: beyin hücrelerinde üretimin az olması, reseptör bölgelerinin yetersiz olması ya da serotonin yapımında kullanılan triptofan maddesindeki eksiklik. Bu üç biyokimyasal bozukluktan biri meydana geldiğinde, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozukluğu, panik ve hatta aşırı asabiyet ortaya çıkabilir.
Serotonin eksikliğinin depresyonda önemli bir rol oynadığı genel olarak kabul edilse de, yaşayan bir beyinde serotonin düzeyini ölçmek mümkün değildir. Bu yüzden depresyon veya mental bir bozukluğun serotonin veya diğer nörotransmitterlerin eksikliğinden olduğunu kanıtlayacak bir çalışma bulunmamaktadır. Ama kandaki serotonin düzeyi ölçülebilir ve depresyon hastalarında bu oran ölçüldüğünde, serotonin seviyesinin diğer insanlara göre daha az olduğu saptanmıştır (tabi kandaki ve beyindeki serotonin düzeyleri farklı olabilir) .
Ayrıca serotonin eksikliğinin mi depresyona, yoksa depresyonun mu serotonin eksikliğine neden olduğu bilinmemektedir. Yine de depresyon ve diğer mental bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçların birçoğu beyinde serotonin düzeyini yükseltmeyi esas almaktadır.
Serotonin ve Uyku
21. yüzyıla gelinmesine rağmen, uyku hala tam olarak anlaşılabilmiş değil. Ama serotonin hormonu kesinlikle uyku döngüsünde önemli bir rol oynamakta. Serotoninin yüksek düzeyleri uyanıklık, düşük düzeyleri uyku ile ilişkili. Melatonin ile birlikte, serotonin sirkadiyen saati kontrol eder ve gün ışığından etkilenir. Gün ışığı ile serotonin seviyesi artarken, melatonin azalmaktadır.
Serotonin seviyesi REM uykusu (rüya görülen evre) sırasında en düşük seviyesindedir. Serotonin reseptörlerine sahip nöronlar REM safhasına kadar tüm uyku sırasında aktiftir. Çoğunlukla REM uykusunu engelleyici olarak görev yaparlar. Serotonin seviyesi düştüğünde, asetilkolin adlı nörotransmitter seviyesi beyinde yükselmeye başlar. Bu nedenle antidepresanların çoğu rüya görmeyi azaltır. Serotonin seviyesindeki artış, asetilkolin üretimini azaltmakta, bu da rüya görmeyi zorlaştırmaktadır.''
aslı
04.08.2016 - 00:20ne kadar yorulduğunu da tekrar fark edersin,hamal gibi bindikçe binen yükleri de tekrar farkedersin,
aslı
04.08.2016 - 00:17Nda taşıyamadığımız çok şey var,atıp kaçmalı
Birine Seslenin
03.08.2016 - 23:43olan herneyse
çirkin bir hale dönen hayatını
bulaşmasın diye saklıyorsun belki
hani afilli bir şiir vardı
'kendi olarak, sana gelen
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan'
hah işte bu
sanırım bu en güzel gitme sebebi de olabilir
tersinden okursan
Birine Seslenin
03.08.2016 - 23:36acı,sevinç,bölünebilir mi ki
al azıcık sen de tat diyerek
sanmıyorum
insan kendini neden bu kadar yorgun hissetsin ki
biri tutsa ucundan yüreğinin
hafifler mi ki
zor olmalı ki kalıyorsun bir başına
belki de vermek istemiyorsundur
öyle ya sırtlandığın gibi pazar torbalarını
sesizce taşıyorsun
Birine Seslenin
03.08.2016 - 23:25Kürsü gibi bir yer getiriyor aklıma oradan birine sesleniyorsun,ama nedense herkes dinliyor gibi sonra kelimeler içiçe geçiçince anlamlı bir cümlede olmuyor,sussan da olmuyor,konuşsanda...araf böyle birşey mi ki? bilinmez
taşıyaamyacağın yükleri sırtından atabilir misin,atarsan ne olur?
öylece ortada mı kalır?
bir ara öyleydi sanırım...
paylaşmak varmış diyorlar ama kim neyi ne kadar nasıl paylaşır derken sanırım yol da tükenmiş
belki de taşıyan tükenmiştir
burası da hala meçhul
belki de paylaşmak diye nir şeyde kalmamıştır artık
bölüşmek
ekmeği bölerek yapılıyor ya
neyse
hayat güzeldir
03.08.2016 - 23:04Büyüsü bozulmaya görsün hayatın,tüm çirkinliklerini gördüğün an...
tembellik yasası
03.08.2016 - 22:54Naparsan yap yol akip gidiyor
Sen kaldigin yerde dursanda.
antoloji tarihi
03.08.2016 - 22:48Olmayacak vakitte gelmiş misafirin mahçup tedirginliğini de buraya kaydedeyim.
düşündüm de
03.08.2016 - 22:44Ölmüşüm de kendimi seyretmek gibiydi...sonrasını bir de...
vaktizamanında
03.08.2016 - 22:37Açılmış,kapanmasını beklediğimiz yaralarımız vardı.Hepsini birleştirip yeni yaralar yapılyorum,kimsenin bilmediği,görmediği.
kendime not
03.08.2016 - 22:31Kağıt kalmadı,kalem tükendi,kendim mi o nerde?
teknikler ve mistikler
03.08.2016 - 22:29Yaş, insana bir parça olgunluk katmalı,espri yapma adına palyaço gibi dolaşmamalı,sonuçta zıp zıpta zıplayan altı bezli,takma dişli,bastonlu bir ihtiyarın düştüğü bir acınası hal gözümün önüne geliyor teknik olarak ve mistikçe.
Sonra dedi ki
03.08.2016 - 22:03Hiçbir şey demez.
bahtı açık
03.08.2016 - 21:21Çok eskilerde bir çocuk hep şanslı olduğunu sanıyordu,yıllar yılı,sonunda hep talihin yüüzne güleceğini farzediyordu
Şimdi o çocuğu seyrediyorum, tatlı,umutlu hayalleri olan,içini bu kadar umut dolduran neydi acaba?
yalnızlık bahçeleri
03.08.2016 - 21:14Tüm arka bahçelerini göstermeyen dünya...yaşadıkça görüyoruz.
Ölmeden önce hepsini gördüğümüzü sanıyoruz.
Her seferinde yanılıyoruz.
gece yürüyüşü
03.08.2016 - 21:09Yürümek insana yakışan en güzel eylem
Bir de geceyi doladın mı koluna...
the I inside/ içimdeki ben
26.07.2015 - 01:28Içimin topraklarında dal budak salarak,uğultu uğultu büyüyerek yayılan,vahşi bir orman var.
şu an ne dinliyorum
04.07.2015 - 20:40kaç sene oldu zaman durdu
deniz öyle hep aynı dünya bilinmez
taş duvar aynı kaldı
ümit öylece kaldı da ümit edeni söyle kim aldı
kaç devir geldi kaç nesil geçti
yürek öyle sevdalı yollar kavuşmaz
hasretin ne tadı kaldı
sabır öylece kaldı da sabredeni söyle kim aldı
kaç çiçek soldu hani bu sondu
hani bir sarı fırtına koptu zamansız
kaç tohum filiz dondu
hani bir acı yel savurdu yürekler son defa vurdu
bu dünya ne sana ne de bana kalmaz
dünya ne sana ne de bana kalmaz
sultan süleyman'a kalmadı
böyle hiçbir kitap yazmaz
serotonin
24.06.2015 - 23:31'''Beyin kimyamızın bize ettikleri; Eksikliğin görülmesin serotonin...
İnişli, çıkışlı seyreden tüm ruh hallerimiz de aslında biz değil serotonin düzeyimiz suçlu. Dengeyi bir bulsa biz de huzura ereceğiz ama yok illa ki bir yerlerden sıkıştıracak bizi. İştah çoksa da, hiddetli isek de, uykusuzluk çekiyorsak ve hatta tümüyle mutluluğumuz da bu madde ile değişiyor. Ah serotonin ah! ! ! !
Kendisi, Beyinde ileti sağlayan bir madde olup, salgılandığında beyin damarlarını daraltıcı, azaldığunda damarları genişletici etkiye sahip. Hatta migren ağrılarındaki rolü, bu damar duvarına etkileri ile açıklanmakta. Açlık, yorgunluk, stres, yemek, ışık ve ilaçlar gibi faktörlerin tamamı insan vücudundaki serotonin düzeyini etkilenmektedir. Stres ve düşük kan şekeri serotonin düzeyini düşürürken; oksijen, kusma, içinde aminler bulunan gıdalar (örneğin: peynir, çikolata, portakal, mandalina, domates) ve içinde triptofan isminde bir çeşit amino asit bulunan gıdalar, (örneğin süt, hindi eti) serotonin düzeyini yükseltmektedir(1) .
Temel etkilerini sıralayacak olursak(2):
Uzun süre depresyon, migren, obsesif kompulsif bozukluk, obesite gibi birçok hastalık psikolojik sebeplere bağlanmıştır. Günümüzde, yapılan çalışmalar sonucunda, serotonin başta olmak üzere nörotransmitterlerin bu hastalıklarda rol oynadığı tespit edilmiştir. Serotonin göreceli olarak basit kimyasal yapısına karşın biyolojik sistemlerde kompleks bir rol oynamaktadır.
Serotonin seviyesindeki dengesizlikler birçok hastalığa yol açar. Örneğin serotonin seviyesindeki artış iştahı azaltırken, düşük serotonin seviyeleri obsesif kompülsif bozukluğa sebeb olabilir. Yine serotonin eksikliğinin depresyonda anahtar rol oynadığı bulunmuştur.
Serotonin ile ilgili yapılan çalışmalar deprese hastaların miyokard infarktüsü açısından daha yüksek risk altında olduğunu göstermiştir. Bunda da en etkili faktör olarak, kalp hastalığı olan kişilerde idrarla, normal insanlara göre iki katı oranda atılması olarak gösterilmiştir.
Yine yüksek serotonin aktivitesi iştahı azaltır. Bu aktivite karbonhidrat alımıyla stimüle edilir. Dolayısıyla obesite ile düşük serotonin aktivitesi arasında ilişki olduğu düşünülmektedir.
Serotonin ülserojen etkiye sahiptir. Deney hayvanlarında yüksek dozda uygulanması gastrik ülser oluşumuna yol açmaktadır.
Bizi bu denli etkileyen serotonin düzeyimizi hangi etmenlerle değiştirebiliriz? Öncelikle düzenli günlük aktivite ve uyku, bazı yiyecekler ve doktor kontrolünde kullanılabilecek ilaçlarla değişiterebiliriz.
İlaçlar kısmına hiç değinmeyeceğim, çünkü belli bir hastalık bulgusu ile doktora başvurulacağı için uygun tedaviyi doktorunuz belirleyecektir.
Yiyecekler grubunda da en önemlileri mandalina, portakal, domates, süt, hindi eti, çikolata, muz, erik ananas ceviz sıralanabiliyor.
Düzenli uyku alışkanlığının serotonin üzerinde olumlu etkisinden söz etmiştim, bu konuda bulduğum bir yazı ayrıntılı bir şekilde hem sağlıklı, mutlu bir uykunun ipuçlarını veriyor hem de serotonin düzeyinizi etkilemenin yollarını anlatıyor(4) .
Normalde uyumadan önce yemek yememek önerilir ama yatmadan 1-2 saat önce, aşağıda sıralanan yiyeceklerden 1 veya 2 tanesini tükettiğiniz takdirde içerdikleri maddeler sayesinde vücudunuz da salınacak serotonin ve melatonin hormonları etkisinde rahat bir uyku uyuyabilirsiniz. Besinlerden alınan triptpfan maddesi serotonin kaynağı olarak ilaç etkisinde olacaktır.
1: Muz
Açık olarak söylemek gerekirse sarı bir poşet içindeki uyku hapları olarak adlandırabiliriz. Seratonin ve melatonin dışında aynı zamanda magnezyum içeren bu meyve, kaslarınızı gevşetip sizi rahatlatır.
2: Papatya Çayı
Sizi yatağa huzurlu bir şekilde yatıracak bir çaydan bahsediyoruz. Sakinleştirici özelliği sayesinde papatya çayı, kaygılı ve sinirli bir bünyenin en iyi panzehiridir.
3: Ilık Süt
Evet çok duyduğunuzu biliyoruz…Fakat bu bir mit değil, gerçektir. Süt içeriğinde bulunan ve tripsin etkisiyle serbestlenen ve organizma için gerekli bir aminoasit olan triptofan sayesinde beyniniz yatışır ve daha sağlıklı bir uykuya dalarsınız. Elbette ki sıcak sütün yıllardır duyduğumuz birçok iyileştirici özelliği sayesinde psikolojik bir etkileşim de duyabilirsiniz.
4: Bal
Bitki çayınızın veya ılık sütünüzün içine atacağınız bir çay kaşığı kadar balın etkileri hiç de göründüğü kadar küçük değildir. İçeriğindeki şeker her ne kadar vücudu hareketlendirmeye niyetlense de, az miktarda glikoz oreksine dur işareti yapar. Oreksin son zamanlarda keşfedilmiş ve beyni hareketlinderen bir nörotransmiterdir.
5: Patates
Az miktarda fırında pişirlmiş patatesin iyi bir gece uykusuna yardımcı olabileceğini pek sık duymadığınızı biliyoruz. Midenizi yormayacağı gibi, içeriğindeki tripofan sayesinde asit seviyesini düşürür. Etkiyi daha da artırmak için sütle birlikte püre kıvamına getirip yiyebilirsiniz.
6: Yulaf Unu
Yulaf içeriğindeki melatonin sayesinde iyi bir uykunun en iyi ilaçlarındandır. Bir miktar Akçaağaç şerbetiyle karıştırsanız hem de lezzeti ile sizi büyüleyecektir.
7: Badem
Bir avuç kalp dostu bu yemişlerden yediğiniz takdirde, sizi tatlı bir şekerlemeye götüren yolculukta en büyük yardımcınızı bulmuş olacaksınız. Hem tripofan içeriği hem de uygun ölçüde içerdiği kalsiyum sayesinde kaslarınızın rahatlamasına yarar.
8: Keten Tohumu
Hayat bazen ters gittiğinde ve siz de kendinizi kötü hissettiğinizde, 2 kaşık keten tohumunun sizlere yardımcı olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Süt veya yoğurt içine katabileceğiniz keten tohumu, omega 3 yağ asitleri açısından zengindir ve doğal bir moral verici etkisi bulunmaktadır.
9: Kepek Ekmeği
Bal kattığınız çayınız ile birlikte yiyeceğiniz bir ince dilim kepek ekmeği, vücuttaki insülinin biraz serbest kalmasına ve tripofan ile seratonininize ‘’uyku vakti’’ mesajını yollamasını sağlamaktadır.
10: Hindi
Yılbaşını unutun. Güzel bir uykunun 2-3 saat öncesi, bir ince dilim kepek ekmeği üzerine koyacağınız küçük bir parça haşlanmış hindi eti yararlı olacaktır. İçeriğindeki tripofan sayesinde midenizde çok miktarda protein olmadığı zamanlarda bile sizi rahatlatır.''
serotonin
16.06.2015 - 23:21''Konu depresyon ve antidepresan ilaçlar olunca, sık sık serotonin ismini duyuyoruz.
Peki nedir bu serotonin hormonu? Mutluluk hormonu olarak tanıtılan serotonin ve depresyon arasında nasıl bir bağlantı var? Serotonini doğal yollarla artırmanın bir yolu var mı, yoksa tek çözüm ilaçlar mı? Bu kapsamlı makalede tüm bu sorulara cevap bulacaksınız.
Serotonin Nedir?
Dopamin SerotoninSerotonin bir nörotransmitterdir. Yani sinir hücreleri arasında elektrik sinyallerini taşımakla görevlidir. Resimde iki sinir hücresi arasındaki parlak noktalar serotonin gibi nörotransmitterleri temsil etmektedir. Bunlar bir sinir hücresinden aldıkları elektrik sinyalini diğerine aktararak, beynin çalışmasında hayati rol oynarlar.
Serotonin beyinde salgılanır ve vücudun çeşitli noktalarında üretilir. Genelde merkezi sinir sisteminde ve mide-bağırsak kanalında bulunur. Merkezi sinir sistemindeki serotonin ruh hâlini, uykuyu, iştahı, öğrenmeyi,hafızayı, cinsel ve sosyal davranışları düzenlemeye yardım eder. Mide-bağırsak kanalındaki serotonin ise sindirimi düzenlemekle görevlidir.
Yaygın olarak kullanılan antidepresan ve anti-anksiyete ilaçlarının birçoğu serotonin düzeyine etki eder. Bu ilaçlar salgılanan serotoninin hücreler tarafından tekrar emilmesini engelleyerek, serotonin seviyesini artırmaktadır.
Serotonin ve Depresyon
Birçok araştırmacı serotonin seviyesindeki dengesizliklerin ruh hâlini etkileyip, depresyona neden olduğuna inanmaktadır. Serotonin eksikliği şu üç nedenle oluşabilir: beyin hücrelerinde üretimin az olması, reseptör bölgelerinin yetersiz olması ya da serotonin yapımında kullanılan triptofan maddesindeki eksiklik. Bu üç biyokimyasal bozukluktan biri meydana geldiğinde, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozukluğu, panik ve hatta aşırı asabiyet ortaya çıkabilir.
Serotonin eksikliğinin depresyonda önemli bir rol oynadığı genel olarak kabul edilse de, yaşayan bir beyinde serotonin düzeyini ölçmek mümkün değildir. Bu yüzden depresyon veya mental bir bozukluğun serotonin veya diğer nörotransmitterlerin eksikliğinden olduğunu kanıtlayacak bir çalışma bulunmamaktadır. Ama kandaki serotonin düzeyi ölçülebilir ve depresyon hastalarında bu oran ölçüldüğünde, serotonin seviyesinin diğer insanlara göre daha az olduğu saptanmıştır (tabi kandaki ve beyindeki serotonin düzeyleri farklı olabilir) .
Ayrıca serotonin eksikliğinin mi depresyona, yoksa depresyonun mu serotonin eksikliğine neden olduğu bilinmemektedir. Yine de depresyon ve diğer mental bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçların birçoğu beyinde serotonin düzeyini yükseltmeyi esas almaktadır.
Serotonin ve Uyku
21. yüzyıla gelinmesine rağmen, uyku hala tam olarak anlaşılabilmiş değil. Ama serotonin hormonu kesinlikle uyku döngüsünde önemli bir rol oynamakta. Serotoninin yüksek düzeyleri uyanıklık, düşük düzeyleri uyku ile ilişkili. Melatonin ile birlikte, serotonin sirkadiyen saati kontrol eder ve gün ışığından etkilenir. Gün ışığı ile serotonin seviyesi artarken, melatonin azalmaktadır.
Serotonin seviyesi REM uykusu (rüya görülen evre) sırasında en düşük seviyesindedir. Serotonin reseptörlerine sahip nöronlar REM safhasına kadar tüm uyku sırasında aktiftir. Çoğunlukla REM uykusunu engelleyici olarak görev yaparlar. Serotonin seviyesi düştüğünde, asetilkolin adlı nörotransmitter seviyesi beyinde yükselmeye başlar. Bu nedenle antidepresanların çoğu rüya görmeyi azaltır. Serotonin seviyesindeki artış, asetilkolin üretimini azaltmakta, bu da rüya görmeyi zorlaştırmaktadır.''
bence de sence
15.06.2015 - 16:07Ayagi kırık ati vursunlar.
sancı
15.06.2015 - 14:48Yaşamak uğranaydi hep
mâh
15.06.2015 - 14:27Kac yuzu var nereye donuk
haletiruhiye
15.06.2015 - 13:52Dogustan hasarli diyebilirdim
Olmadigina dair hissettigim hatirladigim cok zamanlar var
Toplam 152 mesaj bulundu