yakup’u ben çağırdım edip ağbi gelince ortaya çilingir sofrası, yeşil zeytin ve kalp ağrısı. zamanla geçer dediklerinden yaralı kurbağaları konuşacağız, istanbul’u ve seni sirkeci’den binecek trene kestaneci halil’den bir kese sıcak cebine
müzik ve kuşlardan tören alayları yok sade, eksiksiz geliyor yakup gül çürüğü bir gömlek, üç diş acı ve hiçbiri gerisi bildiğin hikaye edip ağbi
yakup gelince edip ağbi elma kokulu fotoğraflar çektireceğiz amasya hatırası. oradan mardin’e bakar gibi süryani rahatını kaçırdığımız karıncalara üzüleceğiz bir çiçeğin yürüdüğüne, bir evin bir eve taşındığına meselâ edip ağbi, iyi şeylere inanacağız yaz geliyor, kapı önleri unutkan olur geçmiş zaman yağmurlarını eskite eskite sırtımızda bir bozkırı boydan boya düşüneceğiz
yakup’u ben çağırdım edip ağbi birazdan iner, birazdan yüzü avluda öyle uzun bir şiir gibi değil üstelik uzak beyaz, kısık mavi bir coğrafyadan içimizden biri gibi yani, girer kapıdan
sonra sokağın dili sonra uzun boylu bir şarkı seyyan hanım bir kadeh daha koyuyor masaya yakup gelecek. -o gözler bana eskisinden yabancı- akşamcılar, mahrem yalanları ve mahalleli üç beş kedi daha kimse kimseyi kırmayacak edip ağbi bir meleğin ağzından su içer gibi şiirler okuyacağız ve akşam trenlerine bineceğiz, kentler boşalınca yine sabah yine dilimizde rakı kiri
yakup’u ben çağırdım edip ağbi gelince ortaya çilingir sofrası, yeşil zeytin ve bir cep kestane. zaman da geçiyor dediklerinden
16.01.2020 - 19:46
yakup’u ben çağırdım edip ağbi
gelince ortaya çilingir sofrası, yeşil zeytin
ve kalp ağrısı. zamanla geçer dediklerinden
yaralı kurbağaları konuşacağız, istanbul’u ve seni
sirkeci’den binecek trene
kestaneci halil’den bir kese sıcak cebine
müzik ve kuşlardan tören alayları yok
sade, eksiksiz geliyor yakup
gül çürüğü bir gömlek, üç diş acı ve hiçbiri
gerisi bildiğin hikaye edip ağbi
yakup gelince edip ağbi
elma kokulu fotoğraflar çektireceğiz
amasya hatırası. oradan mardin’e bakar gibi süryani
rahatını kaçırdığımız karıncalara üzüleceğiz
bir çiçeğin yürüdüğüne, bir evin bir eve taşındığına
meselâ edip ağbi, iyi şeylere inanacağız
yaz geliyor, kapı önleri unutkan olur
geçmiş zaman yağmurlarını eskite eskite sırtımızda
bir bozkırı boydan boya düşüneceğiz
yakup’u ben çağırdım edip ağbi
birazdan iner, birazdan yüzü avluda
öyle uzun bir şiir gibi değil üstelik
uzak beyaz, kısık mavi bir coğrafyadan
içimizden biri gibi yani, girer kapıdan
sonra sokağın dili sonra uzun boylu bir şarkı
seyyan hanım bir kadeh daha koyuyor masaya
yakup gelecek. -o gözler bana eskisinden yabancı-
akşamcılar, mahrem yalanları ve mahalleli üç beş kedi daha
kimse kimseyi kırmayacak edip ağbi
bir meleğin ağzından su içer gibi şiirler okuyacağız
ve akşam trenlerine bineceğiz, kentler boşalınca
yine sabah yine dilimizde rakı kiri
yakup’u ben çağırdım edip ağbi
gelince ortaya çilingir sofrası, yeşil zeytin
ve bir cep kestane. zaman da geçiyor dediklerinden
Ömer Turan
01.01.2020 - 21:38
Site arkadaşımız Bayan Lale Kozan
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN **
- Ayrıca sizi bu saygın gruplarımızda görmek dileklerimizle esen kalın...
* Çağdaş Şairler * Evrensel Sanatçılar * Gizler Dünyası *
* Özgür Şair-Yazarlar * Antoloji Sitesi Üyeleri *
Toplam 2 mesaj bulundu