Yaşamı güzelleştiren, yaşama iyilik katan yazarları 'şucu bucu' diye ayırmadan okurum. K. Belgü
Yaşamı güzelleştiren, yaşama iyilik katan yazarları 'şucu bucu' diye ayırmadan okurum. K. Belgü
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Kübra Belgü Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
23 Şubat 2025 Pazar - 06:38:43
İyiliğin rengi
16.11.2024 - 14:38Sayın Servet Balıbey, 'iyiliğin rengi' tanımlamanıza katılıyorum.
''...Ve herkes kalbinin rengini bulaştırır etrafındakilere.'' Farid Farjad
Değerli paylaşımınız için teşekkür ederim sevgimle.
İyiliğin rengi
16.11.2024 - 14:32Sayın Liva Ak, bazı olaylar karşısında yaşanılanlar yüreğimizi burkuyor.
''Bir gün büyüyeceksin
Çocuğum sen, sakın
Son taşı atma özenle sakla
Dikmek için
Zalimlerin mezarları başına''
Hüseyin Atlansoy, ''Evet Filistin'' şiirinde buna seyirci kalınamayacağını vurgulamış.
Çocuklar, hayvanlar, yaşlılar kalbimizle görmemizi sağlar. Yaşama dair hakîkati onlardan öğreniriz çoğu zaman.
Değerli paylaşımınızdan dolayı teşekkür ederim sevgimle.
İyiliğin rengi
13.11.2024 - 01:09''...Okumaktan mana ne? Kişi Hakkı bilmektir...'' Yunus Emre
İyiliğin rengi
11.11.2024 - 00:53BENGİSU KOROSU
''Biz bir Hızır’ız ama belki bin Hızır gibi
Biliriz yeryüzünde bengisu illerini
Namazda yürüyoruz ışıldayan meşalelerle
Oruçta aydınlığız İsa’yla Meryem’le
Kulağımızda hep Zebur düğünleri
Düşümüzde İncil şölenleri
Ufkumuzda Tevrat ülkeleri
Sina dağından yapraklar
Ve Kur’an ordusunu
Başkentlere götüren bir kumandan gibi
En soy arap atının üstünde
Dimdik duran bir başkan gibi
Bengisu alayının önünde
Bir göçmen kuş öncüsüdür bengisu
Baharda gelir dünyaya
Kışın göçer aya
Kış yaranın sargı bezi
Yazın ovada dağda sesi
Yusuf gömleğinin yıkandığı kaynak ondandır
Mısır’ın kapıları onunla açılır
Dâvud’un demirini eriten o
Karıncanın karnından konuşandır
Hüthüt onun üstünden yedi kere uçandır
Evrim günlük sularla
Devrim irinle kanla
Bizse dirilişi gözlüyoruz
Bengisu bengisu kayna ve çağla
10.
Şuayb’ın görünmeyeni benim
Ben öğrettim Musa’ya eşyanın ötesini
Şarapsız tütünsüz metafiziği
Köpeği
Yoksulu duvarını yıkarak koruyan benim
Balıkçının kayığını delerek
Çocukları gece yarısı
Ayakları ters dönük
Çağıran ve sonsuz kar çöllerine alıp götüren
Benim adamlarım değil mi
Arkadaşları kılığında
Arkadaşlarının seslerini çıkararak...''
(Sezai Karakoç, Gün Doğmadan Şiirler s.188-190)
İyiliğin rengi
11.11.2024 - 00:47''... Bir ilgi kur
Mağaralarda çekilen kuralarda
Yamyamın ülküsünde
Kabakulakta
Bile bir bilgi ara
Hızır Hızır, işçi demek
Meleğe öykünen demek
Benim kitabım bu kadardır
Yazıtım kısadır
Anıtım yoktur
Bahar senin öncün
Güz benim artçım
Yaz İsa’nın
Kış Yahya’nın
Bahar yaz güz kış
Ben sen İsa ve Yahya
Bir gülü yetiştirmek için
Yaratılmışız
Şükür Tanrıya''
(Sezai Karakoç, Gün Doğmadan Şiirler s.185-186)
Hayme Ana
10.11.2024 - 13:07''...Yüreğinden inancı ağzından duâyı davranışlarında erdemi eksik etme. Bir de sabırlı ol ki oğul ekşi koruk sabırla üzüm olur...''
Hayme Ana
Gevher Nesibe Hatun
10.11.2024 - 12:47Gevher Nesibe Sultan (Ömrünü şifaya vakfeden sultan)
…Rivayete göre Gevher Nesibe Sultan, bir kumandanı sever fakat evlenmelerine izin verilmemesi bir süre sonra da kumandanın şehit düşmesi üzerine üzüntüsünden vereme yakalanır. Gıyâseddin Keyhüsrev ölüm döşeğinde olan kızkardeşinden özür diler ve ona son arzusunu sorar. Gevher Nesibe Sultan kendisini unutulmaz kılacak bir istekte bulunur ağabeyinden. Onun gibi hastalanmış, belki çaresiz dertlere düşmüş nice hastalara umut olmak için hekimlerin yetişeceği, hastaların ücretsiz tedavi edileceği bir şifâhane yapılmasını vasiyet eder. Servetini de bu işe vakfeder. Gıyâseddin Keyhüsrev de tahta çıktığında kız kardeşinin vasiyetini yerine getirmek üzere sonradan kendi adıyla anılan bir medrese ve ardından da bir şifâhâne yaptırır…
Gevher Nesibe Sultan’ın adı Dârüşşifâ’nın taç kapısı üzerinde yer alan sülüsle yazılmış iki satırlık kitabede geçer…
Bu Dârüşşifâ, Anadolu’da İslami döneme ait en eski hastane ve dünyanın ilk tıp fakültesidir…
İki bölümden oluşan yapının bir avlusunda hastaların tedavi gördüğü bölüm diğer tarafında tıp eğitimi verilen bölüm bulunmaktadır. Batı bölümünde şifâhâne, doğuda tıp medresesi.
Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine burada tedavi gören hastalardan ücret alınmaz…
Tüm hastaları dikkate alan uygulama ise hastaların odalarının giriş kapılarının alçak yapılmış olmasıdır. Hastayı muayene etmek için odasına girişte hekimlerin daha ilk anda, kapıdan eğilerek geçmeleri sağlanmıştır. Böylelikle hekimin tevazu ile hareket etmesini ve hastaların da incinmemesini temin etmektir maksat…
Gevher Nesibe Sultan, yaşadığı üzüntüden başka insanların hayır ve fayda görmesini sağlamıştır. Hastalığa, ayrılığa ve nihayet dermansız bir derde düçar olmasına rağmen derdini ve acısını bir hayra çevirebilmiştir… Yaşamı da hastalığı da anlamlı ve değerlidir insanlık için…
(Dr. Fatma Bayraktar Karahan, İz Bırakanlar-Medeniyetimizi İnşa Eden Kadınlar s.51-53)
İyiliğin rengi
10.11.2024 - 12:45Gevher Nesibe Sultan (Ömrünü şifaya vakfeden sultan)
…Rivayete göre Gevher Nesibe Sultan, bir kumandanı sever fakat evlenmelerine izin verilmemesi bir süre sonra da kumandanın şehit düşmesi üzerine üzüntüsünden vereme yakalanır. Gıyâseddin Keyhüsrev ölüm döşeğinde olan kızkardeşinden özür diler ve ona son arzusunu sorar. Gevher Nesibe Sultan kendisini unutulmaz kılacak bir istekte bulunur ağabeyinden. Onun gibi hastalanmış, belki çaresiz dertlere düşmüş nice hastalara umut olmak için hekimlerin yetişeceği, hastaların ücretsiz tedavi edileceği bir şifâhane yapılmasını vasiyet eder. Servetini de bu işe vakfeder. Gıyâseddin Keyhüsrev de tahta çıktığında kız kardeşinin vasiyetini yerine getirmek üzere sonradan kendi adıyla anılan bir medrese ve ardından da bir şifâhâne yaptırır…
Gevher Nesibe Sultan’ın adı Dârüşşifâ’nın taç kapısı üzerinde yer alan sülüsle yazılmış iki satırlık kitabede geçer…
Bu Dârüşşifâ, Anadolu’da İslami döneme ait en eski hastane ve dünyanın ilk tıp fakültesidir…
İki bölümden oluşan yapının bir avlusunda hastaların tedavi gördüğü bölüm diğer tarafında tıp eğitimi verilen bölüm bulunmaktadır. Batı bölümünde şifâhâne, doğuda tıp medresesi.
Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine burada tedavi gören hastalardan ücret alınmaz…
Tüm hastaları dikkate alan uygulama ise hastaların odalarının giriş kapılarının alçak yapılmış olmasıdır. Hastayı muayene etmek için odasına girişte hekimlerin daha ilk anda, kapıdan eğilerek geçmeleri sağlanmıştır. Böylelikle hekimin tevazu ile hareket etmesini ve hastaların da incinmemesini temin etmektir maksat…
Gevher Nesibe Sultan, yaşadığı üzüntüden başka insanların hayır ve fayda görmesini sağlamıştır. Hastalığa, ayrılığa ve nihayet dermansız bir derde düçar olmasına rağmen derdini ve acısını bir hayra çevirebilmiştir… Yaşamı da hastalığı da anlamlı ve değerlidir insanlık için…
(Dr. Fatma Bayraktar Karahan, İz Bırakanlar-Medeniyetimizi İnşa Eden Kadınlar s.51-53)
İyiliğin rengi
09.11.2024 - 21:18İnsan, ölümü sorguladığında araştırıyor gerçeği.
İyiliğin rengi
09.11.2024 - 15:39"... Ölü bir kalp; öksüzü, yetimi, fakiri hor görür.
Onca güzel şey dururken, gözleri tek kusur görür.
Güzeli çirkin, inceye kalın, aydınlığa karanlık, artıyı eksi, açı tok görür.
Velhasıl nasıl görmek istiyorsa öyle görür..."
(Yaşar Koca, Cümle Âlem Uyandırma Servisi s.32)
İyiliğin rengi
09.11.2024 - 09:30Yazdıklarınızı okumuyorum ama siz benim yazdıklarımı okuyorsunuz Kİ NE PAYLAŞIYORSAM HEMEN TEPEMDE BİTİYORSUNUZ. BEN SİZİN KADAR DESPOT, DAYATMACI BİR İNSAN GÖRMEDİM.
İyiliğin rengi
07.11.2024 - 22:05Vezir Pehlivan! bu sitede en yazık dediğim insan sizsiniz. İslamı insanlara nasıl kötü tanıtırım bütün çabanız bu burada. Ama gerçekten islamı araştıranlar islamın nasıl bir medeniyat inşâ ettiğini. Peygamber efendimizin inşâ ettiği çağın ahlak, iyilik, güzellik çağı olduğunu gayet iyi biliyor.
kapı
05.11.2024 - 03:34"...Başka bir kapı daha var gözlerimizin ümitle aradığı.
O, öyle bir kapı ki herkes O'na muhtaç.
Oradan geçilmeden cennet kapısına varılmıyor.
Bildiğiniz değil mi?
Allah'ım, Rahmet kapısından geçir bizi."
Yaşar Koca
kapı
05.11.2024 - 03:21"...Allah'ın kapısı çoktur; sadece çalınınca açılan nasip kapısı, her zorluktan sonra açılan kolaylık kapısı, ısrarla çalınınca açılan gayret kapısı, boynumuzu bükünce açılan dua kapısı..."
Yaşar Koca
Bir Hikaye Anlat
04.11.2024 - 00:05Bir gün bir ermişe sevgiyi gerçekten yaşayan bir kişi ile onu dilinden kalbine indirmemiş olan bir kişiyi birbirinden nasıl ayırt ederiz diye sormuşlar.
Ermiş bakın göstereyim demiş. Önce sevgiyi sözde yaşayan kişileri çağırarak onlara sofra hazırlamış. Hepsi yerlerine oturmuşlar. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar ve arkasından derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar gelmiş. Ermiş davetlilere kaşıkların ucundan tutarak yemeleri gerektiğini söylemiş. Davetliler, çorbaları içmeye çalışmışlar ama kaşıkların sapları o kadar uzunmuş ki çorbayı dökmeden ağızlarına götürmeyi bir türlü becerememişler. En sonunda sofradan öylece aç kalkmışlar.
Bunun üzerine ermiş; “Şimdi sevgiyi gerçekten bilenleri yemeğe çağıralım.” demiş. Bu defa yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen insanlar sofrada yerlerini almışlar. “Afiyet olsun” denince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısında oturan kardeşine uzatarak ona çorba içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve sofradan şükrederek kalkmışlar. Ermiş yanındakilere dönerek “İşte, kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Gerçek pazarında daima alan değil, veren kazançtadır.”
didem madak
03.11.2024 - 16:46"...ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım..."
Didem Madak
İyiliğin rengi
03.11.2024 - 16:25"... Rabbim nasıl da cömertsin
ruhum yoğun yaşadı
muhakkak benden önce
bezm-i ezelden beri bu tenden önce
ruhum yoğun yaşadı..."
Ebubekir Eroğlu
İyiliğin rengi
03.11.2024 - 15:08"...çocukluğumu kalbimde tuttum
kaynayan suda yumurta gibi
bilgi erleri aldı uzağımı yakınımı
ok attık tarihe bir kılı yardı
tarihi gizli elle yönetilerek
dolaştı durdu dolaştı durdu ruhum
bezm-i ezelden başlayarak günlerimi
bir soru ona ilk yönelen
cevap olacak da bir soruydu..."
Ebubekir Eroğlu
İyiliğin rengi
03.11.2024 - 14:29"Süleyman peygamberin duasını
kurak bedenimle taşıyıp durdum
içimde ne yalnız ölümün
ne yalnız dirimin geçidi
kanadım uysallaştı rüzgâr eğildi
bildiğim
ne can bir ana çivilenir ne ölüm
bak bir ölümledir yürüdüğüm"
Ebubekir Eroğlu
İyiliğin rengi
03.11.2024 - 13:55''Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.'' (Nisâ, 4/36)
şeyh sadi şirazi
30.10.2024 - 01:19"Üslup yanlış kullanıldığında, sözün celladı oluverir." Sadi Şirazi
İyiliğin rengi
29.10.2024 - 13:23"Hayat, inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur."
Aliya İzzetbegoviç
ibrahim tenekeci
29.10.2024 - 12:24"...Dört kitapta yeri var; insan ölümlü.
Ey ölüm, lafını unutma..."
İbrahim Tenekeci
İyiliğin rengi
29.10.2024 - 12:17"...Sesine renk veren türlü bitkiler
Cennet oluyordur, sanki öyledir
Cennet diyorum, bu da bir şeydir
Önce çocuklar! Değil mi dünya..."
İbrahim Tenekeci
Toplam 363 mesaj bulundu