günaydın kürsü
allah büyüktür
manasına gelen tekbiri getirmenin belli bir yeri zamanı sınırlaması olduğuna islami hiçbir kaynakta
rastlanmaz.
işidin kelle keserken tekbir getirmesine bakacak olursak
işid bir terör örgütüdür ve amerikan yapımıdır
yani islam ile hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır, sözüm ona islami ritüelleri kullanarak iğrenç eylemler yapanlar
o yaptıkları iğrenç eylemlerin zaten islamda büyük günahlardan olduğunu iyi bilirler de işlerine öyle gelir
ben de zaman zaman günlük çekişmelere kapıldıysam da burada
yine de derim ki
değmezmiş be kürsü
kalp kırmaya
ne senin için ne de bir başası için
boş verin arkadaşlar
İsa Golgota'ya çıkarken tökezlemeden önce
Önü sıra sendeleyip ayağı burkulan bendim
Yar idim dulda saydı beni açmak isteyen gonca
Dert oldum Hira'ya beni teskine geldi Efendim
İlk ben üşüdüm sonradır Tur-i Sina'daki sağnak
Dağa çıktım kurdu geberttim beni korkuttu keme
Çalmadığım kapı kalmadı can evimden taşarak
Duyan olmadı avazım ki desin Hallaç kekeme
İlenen oylumsuz kalır kargışın imza yeri boş
Aşka düşmek eceliyse bedeni çoşturur anız
Ruh körelten çare bulmaz ilaç olmaz telaşlı döş
Pis mürekkeple çürük dil tokuşturanlardansanız
Kul beni bilmeyişin vakti ecelden kim sıyıra
Bir benim sayıklayan Adem'i imla eden adı
Bu yüzden bana değmeden dünyadan bir üvendire
Gittim çekip başımı gittim hakikat duraksadı.
bence birlik olup bir üye var aramızda birli ama altılı yedili işi götüren kotaran ona ödül verelim
kendini akıllı sanıp ama akıllı olmadığını hepimizin bildiği ama kendisinin bunu bildiğimizi bilmediği
her kitap içinde bir miktar ideoloji barındırır.
en tarafsız olmaya çalışan yazar bile kitabında bunu başarsa bile kendi duruşu ve kimliği nedeniyle bu böyledir.
ancak böyle diye bir kitabı okumamak bence okurun kendine haksızlık.
çünkü selahattin Yusuf edebi açıdan çok nitelikli bir yazar.
ve bahsettiğim kitabında da bir dönem türkiyesine bir romancı gözüyle mercek tutmuş.
okuyup okumamak okurun bileceği iştir.
paylaşmamanıza biraz bozuldum ama sizleri de anlıyorum
ya okumuyoruz
ya da okuduğumuzu paylaşmak istemiyoruz
tabii bir de bu tarz kitap yorumu falan gibi etkinlikler daha çok kadınlara atfedilir
sebep bu da olabilir.
dediğim gibi zorla değil.
ben en son masumiyet gözyaşı diye bir kitap okudum.
selahattin Yusuf adlı yazarımızın
ilginenip okumak isteyenler olabilir diye çok içeriğe girmeyeceğım.
kitabın kapağında yazan bir kaç bilgi kırıntısını aktarmakla yetineyim:
yazar gezi olaylarının
çeşitli kesimlerce nasıl algılandığı ve gezi olayları sırasında kimlerin bunu manipüle etmeye kalktıklarını bir aşk hikayesi eşliğinde anlatmak istemiş.
ben yazarı dilindeki akıcılık,
değindiği konu ile tarihin küçük bir kesitine ışık tutmaya çalışması ı bakımından başarılı buldum.
sizleri de bekliyorum arkadaşlar
tabii isteyenleri
zorla hiç bir şey olmaz.
bu gün
etnisitelerin, kökenlerin,
soyların sopların ve türklüğün tartışılmadığı bir gün olsun isterdim.
mesela herkes en son okuduğu kitabı paylaşsa
kısaca bir kaç cümle ile kitaba dair kendi izlenimlerini paylaşsa
ne güzel olurdu
gönlümden geçen bu
tabiii hayaller hayatlar
diye bir şey de var.
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!
Yılmaz Erdoğan
Umberto eco
gülün adı
güzel bir ortaçağ Hristiyan dünyası okuması
uzun olması sizi yanıltmasın bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir roman
aslında sadece roman demek bile hafif kalır
bir kaynakça bile denebilir.
bizim aşiretimiz Osmanlı ve Atatürk döneminde devletine bağlılık yemini etmiş ve daima devletine sadık kalmış hiçbir ideolojinin peşinde savrulmadan dimdik ayakta kalmayı başarmış ve hatta her daim devletinin yanında yer alıp ona hizmet etmekten bir adım geri durmamıştır.
uyruğum ve ırkım benim için yüce allahın birer lütfudur.
devletim ise tüm bunların üstünde gelir.
kökenim hakkında istihza içeren yorumlarınız sizin ırkçılığınızı ele vrmektedir.
kürtler ve türkler bu topraklarda daima kardeşçe yaşamışlardır.
pkk terör örgütü seksenli yılların sonunda kurulup palazlanıp türkiye devletinin başına bela edilinceye kadar Türkçenin anadil olması, devletin adının türkiye olması da hiç bir zaman problem olmamıştır.
pkk terör örgütü sözde kürtlerin hakkını korumak adına ortaya çıkıp yine kürtlerin yaşadığı bölgelerde kürt türk demeden beşikteki bebeklerimize varıncaya kadar katletmiştir.
ben de kürt ve ermeni bir vatandaş olarak
pkknın ve ona destek verenlerin asla bizim haklarımızı savunduklarına inanmıyor ve bunu asla kabul etmiyorum.
bize sahip çıkan yine türkiye cumhuriyeti yani devletimiz olmuştur.
devleti ve hükumet edenleri kürtlere zulmediyor diye göstermeye çalışmanın temelleri atatürkün dersim uygulamalarına kadar gider.
kimse yüce türk devletini katil olarak göstermeye yetkisi ve haddi yoktur.
kürtler ve türkler bu topraklarda daima kardeşçe yaşamışlardır.
pkk terör örgütü seksenli yılların sonunda kurulup palazlanıp türkiye devletinin başına bela edilinceye kadar Türkçenin anadil olması, devletin adının türkiye olması da hiç bir zaman problem olmamıştır.
pkk terör örgütü sözde kürtlerin hakkını korumak adına ortaya çıkıp yine kürtlerin yaşadığı bölgelerde kürt türk demeden beşikteki bebeklerimize varıncaya kadar katletmiştir.
ben de kürt ve ermeni bir vatandaş olarak
pkknın ve ona destek verenlerin asla bizim haklarımızı savunduklarına inanmıyor ve bunu asla kabul etmiyorum.
bize sahip çıkan yine türkiye cumhuriyeti yani devletimiz olmuştur.
devleti ve hükumet edenleri kürtlere zulmediyor diye göstermeye çalışmanın temelleri atatürkün dersim uygulamalarına kadar gider.
kimse yüce türk devletini katil olarak göstermeye yetkisi ve haddi yoktur.
bu açıklamaları kimseye cevaben yazmış değilim
lütfen kimse savunma yazıları yazmaya kalkmasın
hepinize sevgi ve saygıyla.
Bunun önüne geçildiğinde, şahısların hataları ile herhangi din, mezhep, inanç veya inançsızlığın sorumlu tutulamayacağını öğrendiğimizde, bu sorun olmaktan çıkacaktır.
serbest kürsü
10.04.2023 - 08:59günaydın kürsü
allah büyüktür
manasına gelen tekbiri getirmenin belli bir yeri zamanı sınırlaması olduğuna islami hiçbir kaynakta
rastlanmaz.
işidin kelle keserken tekbir getirmesine bakacak olursak
işid bir terör örgütüdür ve amerikan yapımıdır
yani islam ile hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır, sözüm ona islami ritüelleri kullanarak iğrenç eylemler yapanlar
o yaptıkları iğrenç eylemlerin zaten islamda büyük günahlardan olduğunu iyi bilirler de işlerine öyle gelir
serbest kürsü
20.01.2023 - 10:42bir şarkı yüklemek istesem
ajda pekkandan yalancı dünya
ve levent yükselden yalan şarkısını yüklemek isterdim
benden kürsüye gelirdi
serbest kürsü
20.01.2023 - 10:12ben de zaman zaman günlük çekişmelere kapıldıysam da burada
yine de derim ki
değmezmiş be kürsü
kalp kırmaya
ne senin için ne de bir başası için
boş verin arkadaşlar
serbest kürsü
20.01.2023 - 10:10şuraya bir şiir bir güzellik koyalım
İsa Golgota'ya çıkarken tökezlemeden önce
Önü sıra sendeleyip ayağı burkulan bendim
Yar idim dulda saydı beni açmak isteyen gonca
Dert oldum Hira'ya beni teskine geldi Efendim
İlk ben üşüdüm sonradır Tur-i Sina'daki sağnak
Dağa çıktım kurdu geberttim beni korkuttu keme
Çalmadığım kapı kalmadı can evimden taşarak
Duyan olmadı avazım ki desin Hallaç kekeme
İlenen oylumsuz kalır kargışın imza yeri boş
Aşka düşmek eceliyse bedeni çoşturur anız
Ruh körelten çare bulmaz ilaç olmaz telaşlı döş
Pis mürekkeple çürük dil tokuşturanlardansanız
Kul beni bilmeyişin vakti ecelden kim sıyıra
Bir benim sayıklayan Adem'i imla eden adı
Bu yüzden bana değmeden dünyadan bir üvendire
Gittim çekip başımı gittim hakikat duraksadı.
İsmet Özel
serbest kürsü
20.01.2023 - 10:00bence birlik olup bir üye var aramızda birli ama altılı yedili işi götüren kotaran ona ödül verelim
kendini akıllı sanıp ama akıllı olmadığını hepimizin bildiği ama kendisinin bunu bildiğimizi bilmediği
serbest kürsü
20.01.2023 - 09:57bazıları yine çoklu dalmış kürsüye
zıt görüştenmiş gibi yapsa da valla kimse aptal değil
şu an ne dinliyorum
20.01.2023 - 09:52yavuz Bingöl
beyaz giyme söz olur
serbest kürsü
20.01.2023 - 09:38günaydın
ve hayırlı cumalar güzel insanlara
serbest kürsü
19.01.2023 - 13:56anlıyorum
zaten ben öyle düşünmedim.
öyle düşünebilecek olanlara karşı ben kendi kitabımı kastettim emine hanım
ayrıca ilginize teşekkür ederim.
serbest kürsü
19.01.2023 - 13:50her kitap içinde bir miktar ideoloji barındırır.
en tarafsız olmaya çalışan yazar bile kitabında bunu başarsa bile kendi duruşu ve kimliği nedeniyle bu böyledir.
ancak böyle diye bir kitabı okumamak bence okurun kendine haksızlık.
çünkü selahattin Yusuf edebi açıdan çok nitelikli bir yazar.
ve bahsettiğim kitabında da bir dönem türkiyesine bir romancı gözüyle mercek tutmuş.
okuyup okumamak okurun bileceği iştir.
serbest kürsü
19.01.2023 - 13:46emine hanım
bu kitabı da okumak isterim.
bir döneme üstelik en buhranlı türkiyeye ışık tutmuş okunmaya değer mutlaka.
serbest kürsü
19.01.2023 - 10:19paylaşmamanıza biraz bozuldum ama sizleri de anlıyorum
ya okumuyoruz
ya da okuduğumuzu paylaşmak istemiyoruz
tabii bir de bu tarz kitap yorumu falan gibi etkinlikler daha çok kadınlara atfedilir
sebep bu da olabilir.
dediğim gibi zorla değil.
serbest kürsü
19.01.2023 - 09:23ben en son masumiyet gözyaşı diye bir kitap okudum.
selahattin Yusuf adlı yazarımızın
ilginenip okumak isteyenler olabilir diye çok içeriğe girmeyeceğım.
kitabın kapağında yazan bir kaç bilgi kırıntısını aktarmakla yetineyim:
yazar gezi olaylarının
çeşitli kesimlerce nasıl algılandığı ve gezi olayları sırasında kimlerin bunu manipüle etmeye kalktıklarını bir aşk hikayesi eşliğinde anlatmak istemiş.
ben yazarı dilindeki akıcılık,
değindiği konu ile tarihin küçük bir kesitine ışık tutmaya çalışması ı bakımından başarılı buldum.
sizleri de bekliyorum arkadaşlar
tabii isteyenleri
zorla hiç bir şey olmaz.
serbest kürsü
19.01.2023 - 09:11bu gün
etnisitelerin, kökenlerin,
soyların sopların ve türklüğün tartışılmadığı bir gün olsun isterdim.
mesela herkes en son okuduğu kitabı paylaşsa
kısaca bir kaç cümle ile kitaba dair kendi izlenimlerini paylaşsa
ne güzel olurdu
gönlümden geçen bu
tabiii hayaller hayatlar
diye bir şey de var.
serbest kürsü
19.01.2023 - 09:08günaydın
selamlar arkadaşlar.
serbest kürsü
18.01.2023 - 11:37Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!
Yılmaz Erdoğan
gecenin tenhasına bir söz bırak
18.01.2023 - 11:34Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...
Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
Mevlana Celaleddin Rumi
gecenin tenhasına bir söz bırak
18.01.2023 - 11:02Umberto eco
gülün adı
güzel bir ortaçağ Hristiyan dünyası okuması
uzun olması sizi yanıltmasın bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir roman
aslında sadece roman demek bile hafif kalır
bir kaynakça bile denebilir.
şu an ne dinliyorum
18.01.2023 - 10:49sarı gelin
yavuz bingöl
serbest kürsü
18.01.2023 - 10:40bizim aşiretimiz Osmanlı ve Atatürk döneminde devletine bağlılık yemini etmiş ve daima devletine sadık kalmış hiçbir ideolojinin peşinde savrulmadan dimdik ayakta kalmayı başarmış ve hatta her daim devletinin yanında yer alıp ona hizmet etmekten bir adım geri durmamıştır.
serbest kürsü
18.01.2023 - 10:36uyruğum ve ırkım benim için yüce allahın birer lütfudur.
devletim ise tüm bunların üstünde gelir.
kökenim hakkında istihza içeren yorumlarınız sizin ırkçılığınızı ele vrmektedir.
gecenin tenhasına bir söz bırak
18.01.2023 - 09:40kürtler ve türkler bu topraklarda daima kardeşçe yaşamışlardır.
pkk terör örgütü seksenli yılların sonunda kurulup palazlanıp türkiye devletinin başına bela edilinceye kadar Türkçenin anadil olması, devletin adının türkiye olması da hiç bir zaman problem olmamıştır.
pkk terör örgütü sözde kürtlerin hakkını korumak adına ortaya çıkıp yine kürtlerin yaşadığı bölgelerde kürt türk demeden beşikteki bebeklerimize varıncaya kadar katletmiştir.
ben de kürt ve ermeni bir vatandaş olarak
pkknın ve ona destek verenlerin asla bizim haklarımızı savunduklarına inanmıyor ve bunu asla kabul etmiyorum.
bize sahip çıkan yine türkiye cumhuriyeti yani devletimiz olmuştur.
devleti ve hükumet edenleri kürtlere zulmediyor diye göstermeye çalışmanın temelleri atatürkün dersim uygulamalarına kadar gider.
kimse yüce türk devletini katil olarak göstermeye yetkisi ve haddi yoktur.
serbest kürsü
18.01.2023 - 09:25günaydın kürsü
kürtler ve türkler bu topraklarda daima kardeşçe yaşamışlardır.
pkk terör örgütü seksenli yılların sonunda kurulup palazlanıp türkiye devletinin başına bela edilinceye kadar Türkçenin anadil olması, devletin adının türkiye olması da hiç bir zaman problem olmamıştır.
pkk terör örgütü sözde kürtlerin hakkını korumak adına ortaya çıkıp yine kürtlerin yaşadığı bölgelerde kürt türk demeden beşikteki bebeklerimize varıncaya kadar katletmiştir.
ben de kürt ve ermeni bir vatandaş olarak
pkknın ve ona destek verenlerin asla bizim haklarımızı savunduklarına inanmıyor ve bunu asla kabul etmiyorum.
bize sahip çıkan yine türkiye cumhuriyeti yani devletimiz olmuştur.
devleti ve hükumet edenleri kürtlere zulmediyor diye göstermeye çalışmanın temelleri atatürkün dersim uygulamalarına kadar gider.
kimse yüce türk devletini katil olarak göstermeye yetkisi ve haddi yoktur.
bu açıklamaları kimseye cevaben yazmış değilim
lütfen kimse savunma yazıları yazmaya kalkmasın
hepinize sevgi ve saygıyla.
serbest kürsü
17.01.2023 - 13:31Bunun önüne geçildiğinde, şahısların hataları ile herhangi din, mezhep, inanç veya inançsızlığın sorumlu tutulamayacağını öğrendiğimizde, bu sorun olmaktan çıkacaktır.
altına imzamı atıyorum.
Toplam 1380 mesaj bulundu