Kiraz Karslı Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    27.04.2023 - 09:16

    ne güzel şiirmişsin sen

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    27.04.2023 - 09:16

    Koptu kopacak bir çıngarın ortasındayım

    Mayına bastım Caney çağırma n''olur beni

    Bak dadanıyor saçlarıma bir soysuz rüzgâr

    Bir adım yürüyemem ne olur sen vur beni

    Bir kuş en fazla kaç yerinden vurulur Caney

    Kanadı tutkallanmış güvercine uç deme

    En fazla kaç mermi alıyorsa bir şarjör

    O kadarını boşalt bir avuçluk gövdeme

    Ne çok yaktı beni aşkın yorgun yalazı

    Islak izmaritler içinde kokuştu ömrüm

    Anla ki çatlıyorum anla ki susamam ben

    Tanırsın beni Caney bağırarak ölürüm

    Bir hayale yetecek zamanım kaldı Caney

    Mümkünse o kadarlık ödünç ver yüreğini

    Öfkem sabrımı aştı vefa etmezse ömrüm

    Hayata arz edersin bilginin gereğini

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    26.04.2023 - 12:25

    bir gece habersiz bize gel
    merdivenler gıcırdamasın
    öyle yorgunum ki hiç sorma
    sen halimden anlarsın
    sabahlara kadar oturup konuşalım
    kimse duymasın
    mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
    dokunarak uçalım.

    insanlardan buz gibi soğudum,
    işte yalnız sen varsın
    öyle halsizim ki hiç sorma
    anlarsın.

    cahit külebi

  • serbest kürsü

    26.04.2023 - 09:56

    ama doğruya da doğru ne yalan diyeyim
    bilgiç gibi görünse de doğrulugunu teslim etmek durumundayım

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    26.04.2023 - 09:53


    sabahın huzruna hatrına gelsin bu şarkı

  • serbest kürsü

    26.04.2023 - 09:32

    sokrat da ne çok bilirmiş

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    25.04.2023 - 14:22


    ve tabii ki bir de bu
    tam da bu

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    25.04.2023 - 14:21

    bu ajda var ya bu ajda
    ne diyim ki ben ona
    insan bu denli güzel bir sese sahip olup bir de üstüne böyle güzel söyler mi ya?
    sonra biz de delirelim dinleyip

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    25.04.2023 - 14:18


    ve bir de bu var

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    25.04.2023 - 14:10

    bu şarkıyı
    dinlemelere doyamıyorum desem abartmış mı olurum.

  • serbest kürsü

    25.04.2023 - 10:48

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    25.04.2023 - 10:40

    bakışından yakaladım seni
    duruşundan
    su gibi akışından sesinin
    ağaçlar kuşlar cümle bulutlar geçti
    hüznünden yakaladım seni

    saçlarımda eski zaman karıncaları
    ve ilk ışıkları çeşmeleri
    ..........
    ..........

    Arif Ay

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    25.04.2023 - 10:35


    nasıl bir huzur ve yaşayakalma halidir bu ey rabbim

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    25.04.2023 - 10:25

    okulun demir parmaklıklı büyük ve tek bahçe kapısının demirin demire değince ve oynayan paslı vidaların çıkardıkları şangırtılı şungurtulu seslerle irkilip topumuzun peşinden koşturmaya bir an ara verip o tarafa bakıyoruz hepimiz, minik bavuluyla kapıda çocuk kadın karışımı bir yaratık görüyoruz.
    elinde minik bavuluyla orada durup o da bize bir süre bakıyor. güneşten gözleri kamaşmış kısmak zorunda kalmış, henüz günden solup kararmamış taze yüzü aydınlık, dudaklarında görgülü nazik hal bilir insanların her durumda takınmayı sürdürmeyi başardığı türden bir tebessüm , gözlerindeki şaşkınlığı merakı, geride bıraktığı bilinen hayattan bilinmezliğe gelmiş olmanın telaşını bastıramadığı bakışları ile bakıyor.
    arkasında eski öğretmenimiz beliriyor, hadi hocanım diyor, o tereddüd ediyor, bize doğru bir iki adım atıyor sonra öndeki binaya girmekte kararlı eski öğretmeni takip ediyor , eski hırpani, kırık dökük okul binamıza giriyorlar.
    Ders zili çalıyor.
    itişe kalkışa sınıfa giriyoruz.
    eski öğretmenimiz bize bu yeni öğretmenimiz olacak zarif kadını tanıtıyor.
    sesinin görünümünden daha güçlü olduğunu anlıyoruz.
    bizim her birimizin gözlerine bakarak kendini tanıtıyor.
    beraber eğitim ve öğretimimize önceki öğretmenimizle kaldığımız yerden aynı kararlılıkla devam edeceğimizi söylüyor.
    eski öğretmenimiz öğretmen evindeki yeni görevine başlamak için can atarmışcasına bize hızla veda edip sınıftan ayrılıyor.
    yeni öğretmenimizle baş başa kalıyoruz.
    hemen olmasa bile zamanla daha iyi birbirimizi tanıyacağımızı söyleyip sırayla kendimizi tanıtmamızı istiyor. ders bitimi bizimle bahçeye çıkıyor, kendisine bahçeyi gezdirmemizi istiyor.
    zaman içinde yeni öğretmenimizi daha iyi tanıyoruz.
    nasıl öz veriyle çalıştığını, köylülerin desteği ile eski binayı boyayıp tamir edip daha temiz daha modern, daha ferah daha kullanılır hale getirişine, bunların yapılmasında kendisinin de sadece önderlik etmeyip boya temizlik tuvaletlerin yıkanması, kanalizasyon açılması
    okula su deposu yapılması ve benzeri
    her aşamada canla başla çalıştığını ve tüm bunların yanısıra eğitimi öğretimi de hiç aksatmadığını yaşayarak görüyoruz.
    öğretmenim derslere ne kadar önem veriyorsa belirli günlere değerlerimize gelenek göreneklerimize, bayram özel gün gibi unsurlara da çok değer veriyor ve yaptığı çalışmalarla bize de bunları aşılamaya çalışıyor.
    okulun çevrenin bahçenin kendi evinin üstünün başının temiz ve özenli olmasına nasıl özeniyorsa bizim de okula tertemiz gelmemizi sağlıyordu, saç tırnak mendil, çorap kontrollerimizi yapıyor ve bunun önemine atıfta bulunuyordu. hasta olanlarımızı mutlaka ziyaret ediyor ve bize de bunu tavsiye ediyordu.
    zaman zaman bizimle futbol oynar, beden eğitimi derslerinde mutlaka jimnastik yaptırırdı.
    bize diş fırçalama alışkanlığı kazandırmak için mutlaka her sabah diş fırçalatarak derse başlatırdı.

    akşam komşularımızla bir araya geldiğimizde sohbetlerimizde konu bir şekilde öğretmenime gelirdi.
    onun hakkında anne babalarımız , kısa etek giyiyor, erkeklerle konuşup gülüşüyor diye onu eleştirirlerdi,
    için için kızardım. onun onların çocuğu olan bizler için bu kadar çabalarken onların onu o şekilde acımasızca yargılamaları olumsuz sözlerle eleştirmeleri gücüme giderdi. çoğu kere ortamı terkeder bazen de dayanamaz öğretmenimi mi çekiştiriyorsunuz diye yüksek sesle diklenirdim. gülüşüp yok yok biz başkasını konuşuyoruz deyip konuyu kapatırlardı.
    öğretmenim bizimleyken ne kadar neşeli coşkulu ise okul saatleri bitip evine giderken o kadar durgundu. ilk haftalar öyle değildi, gözlerinin içi gülerdi evine ziyarete gittiğimiz ilk günlerde onu öyle tanımıştım.
    ama zamanla anne babalarımızla konuşurken gülümsemez olmuştu, daha az konuşup sorulara daha kısa cümlelerle cevaplar vermeye başlamıştı. ama aslında bunda onun hakkındaki büyüklerimin yorumlarına bakacak olursa şaşılacak bir şey de yoktu.
    hakkındaki bu dedikodular mutlak onun da kulağına gitmiş ve o da doğal olarak bu haksız ithamlar karşısında kendini korumaya almak için onlara neşeli sevecen yüzünü göstermemeye başlamıştı.
    öğretmenimin yakınında olmak çok hoşuma giderdi, ılık bahar akşamlarında tatlı portakal çiçekleri gibi kokardı,
    elleri yumuşacıktı, saçımı yanağımı okşarken içimi huzur kaplardı. onun yakınında olmak ne kadar hoşuma gitse de çok utanmaktan kendimi alamazdım.
    bazen hatta evet itiraf ediyorum sık sık ve son zamanlarda her gün onu okul bitiminde evine kadar takip ederdim.
    onun isteksizce evine gidişini izlemeyi zaman zaman geçeceği yolları önceden tahmin edip tesadüfmüş gibi ortaya çıkıp rastlaşmamızı çok severdim.
    ben mezun olmuştum.
    taşımalı sistemle ilçedeki ortaokula başlamıştım.
    yine de ara ara öğretmenimi okulun duvarlarında izliyordum.
    bize yaptırdığı gibi jimnastik yaptırdığını, öğrencilerine futbol taktikleri verişini gözlemeyi seviyordum.
    öğretmenimin tayini çıktı. gelmeyecekti
    o olmayacaktı
    her gün o avlu duvarının gerisinde onu izleyemeyecektim.
    o varlığıyla bir büyüymüş gibi bu köye insanlığa değer katan dokunduğu her şeyi yücelten insan bundan gayri buralarda görünmeyecekti.
    gidip onu göreceğime, nerede olursa olsun onu bulacağıma dair kendime söz verdim.
    yüreğim bir parça avunmuştu.
    elinde küçük bir bavulla köyün ilçeye tek ulaşım aracı olan sabah minübüsüne binmek üzere yolun kenarında bekliyordu.
    gözleri dalgındı, yorgundu, omuzları düşüktü
    evet yormuştuk öğretmenimi
    oysa ne yorulmak bilmez bir kadındı.
    koştum.
    sarılmak istedim, sarılamadım, büyümüş ergen bir delikanlı olmuştum, öğretmenimi zor durumda bırakmak istemedim, bir gören olsa dedikodu edebilirdi, zaten müsaitlerdi buna.
    öğretmenim bizi unutmayın dedim. sizi çok seviyoruz dedim. öyle güzel güldü ki
    canım öğretmenim, hep gülsene
    gülüşün hiç geçmese
    ilk günlerde olduğu gibi.
    bavulunu almak istedim vermek istemedi ama ben zorlayıp aldım.beraber beklemeye başladık, onu güldürmek istiyordum, buradan mutlu ayrılmasını istiyordum.
    yaptığımız bazı muzurlukları anlattım. yine o iyk günlerdeki coşkun şen şakrak haline büründü, dolmuş geldi, yanına oturuverdim, parasını almayıp ben şoföre uzattım, elime vurdu, öğrencinin parası haramdır dedi, cebime biraz para sıkıştırdı, çok utandım, o kırk dakika hiç bitmeseydi
    ben orada hep o tatlı huzurda kalsaydım, sıcak tatlı portakal çiçeği kokusunu hep duyumsasaydım.
    gözlerine tüm cesaretimi toplayıp bakabilmiştim bir ara.
    mutlu mu diye
    evet o da mutluydu.
    ve ama bitmişti,
    yol bitmişti
    minibüs durdu
    indik
    eğildi bana sarıldı, gözleri dolu doluydu, ağlamayın öğretmenim
    siz hep gülün diye ben çok çalışacağım dedim
    biz çok çalışacağız
    siz hep gülün olur mu
    tamam dedi, koca bir kahkaha patlattı
    arkasına dönüp bakmadan yoluna devam etti.
    biliyorum
    dönse
    baksa
    ağlasa
    gidemeyecekti
    gitmeliydi oysa
    yeni yerlerde yeni yüreklere
    yeni filizler kondurmalıydı
    mutluluk iyi dokunuş
    sevgi
    öz veri filizleri
    öğretmenim

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    25.04.2023 - 09:09


    nasıl bir huzursun sen

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    24.04.2023 - 13:46

    eskiden mekanların şarkıların bir ruhu vardı.
    bir yerden geçerken burda şunu şunu yapmıştık derdik, unutamazdık.
    o mekan artık bizimdi.
    ya o şarkılar.
    şarkıcılar
    nasıl da baştan ayağa bir duruş bir tavır bir haldiler.
    nuket duru dedin mi bi duracaksın
    kristal kadehlerden billur sular içmek gibiydi sesi, nefesi, sıcak kumlarda kavrulmak üzereyken geliveren tatlı bir meltem esintisiydi adeta.
    her şarkısı ayrı bir durak ayrı bir serinleme ayrı bir ferahlık
    samime sanay vardı
    güzide kasacı
    gülşen kutlu
    gönül akkor, nur yoldaş, her biri ayrı birer duyguya yoldaştılar sahi.
    bediha akartürk le coşar
    emel sayın ile ağlardık.
    bir huzurdular bil hakkın
    ve ahmet özhanla her dem güçlenir, barış manço cem karacayla enerji dolar, orhan hakalmaz ile neşelenirken bülent ersoyla demlenirerol evginle dinlenirdik.
    oysa şimdi
    pantolonunu sevdim çöz onu bebeğime kadar geldik,
    bir ilk bahar sabahı aşktan kör olmuş halde çılgın gibi koşacakken birden bire yatağa atıverilen manitalarla doldu dağarcıklarımız
    yyedeğin yedeği sevgililerle baydık

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    24.04.2023 - 11:28

    evliya çelebiden seyahatname adlı kitabını okuyorum.
    müthiş bir dönem kitabı
    ehli huzur olmak için birebir.

  • gecenin tenhasına bir söz bırak

    24.04.2023 - 11:24

    güçlü kadınlar
    güçlü yorumlar
    mühürlenmiş zamanlar

Toplam 1380 mesaj bulundu