Kapı Duvar Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antol ...

  • Godot'yu Beklerken

    12.01.2025 - 02:42

    Sükunet tamlığın içindedir. Tamlığın yansımasıdır. Her inilti, her aksiyon, her söz, her itiraz bir eksikliğin dışavurumudur. Tamlığa giden yolun insan için ucu bucağı yoktur. Yoldan çıkmış olanın ise hissettiği ancak anlamsız bir boşluktur. Tutarsızlığın, çelişkinin kronik yorgunluğudur.

  • Godot'yu Beklerken

    12.01.2025 - 02:41

    Çağlar öncesinin insanı her gördüğüne anlam yüklemiştir çünkü evrende boşluk yoktur. Her boşluk gibi her beyin de mutlaka düşüncelerle, anlamlarla, hayallerle doldurulurdu. Söz gelimi güneş ışınlarını görünce insanlar buna ne demiştir? Apollonun okları… İnsan vücudunda canlılık organı kalpti. Dünyanın canlılığını sağlayan da güneş ışığıydı. Bunun için bazı kabileler özel ritüellerle bazı insanların kalbini canlı canlı söküp güneş tanrısına armağan etmekteydi.

  • Godot'yu Beklerken

    12.01.2025 - 02:40

    Aşkla isteyelim. Onun bizi istila etmesine izin verelim. Tüm bu anlamsızlığın içinde bir anlam inşa etmenin tek yolu aşk olarak sunulur kadının ışığında! (Aristophanes)

  • Godot'yu Beklerken

    09.01.2025 - 23:05

    Zamanı ölçmek, düzenlemek ve anlamlandırmak insanın kaosa karşı geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. Bu mekanizma aynı zamanda insanın yarattığı yanılsamaların içinde kaybolmasına da neden olur. Zaman sadece ölçüm aracı değil insanın varoluşsal kaygılarının da bir dışavurumudur. Zamanın dilimlenmesi insanın sonsuzluğu kavrayamayacağı gerçeğini gizlemek için geliştirdiği bir yanılsamadır. Bu yanılsama aynı zamanda insanın trajedisinin de parçasıdır. (Umberto Eco)

  • Godot'yu Beklerken

    09.01.2025 - 18:48

    İnatçı ve mücadeleci ruhlar, kendi özgünlüklerinin farkında olan, bunu açığa çıkarmak isteyen, kendi iç dünyasını en uygun şekilde kurmanın, kendi ideallerini yaratmanın derdine düşmüş olanlardır. Bu kişilerin siyasi oyunlarla, güçle ve parayla doğrudan işi yoktur. Bunlarla kandırılamaz. Para, güç ve otorite ile ilgili bir hırsı olanlar ise iç dünyalarını kuramadıklarından bunlara yönelirler. Hasta ruhlar içlerini sahte materyallerle doldururlar. Hasta ruhlar kaybeden ve kaybettirendir.

  • yitirmek

    30.12.2024 - 21:06

    Merhaba Vezir Bey. Estağfurullah. İsim böyle kalsın. Saygılar. Ve şimdiden mutlu yıllar.

  • yitirmek

    30.12.2024 - 02:19

    Görülmemiş bir güzelliğe bakarken kendini vermektir yitirmek
    Bir başka evrende var olmak için vazgeçmeyi göze almaktır
    Geçmektir geçilmesi yasak olan tekinsiz yerlere
    Fark etmektir tazelenmeyi tekrar tekrar

  • yitirmek

    29.12.2024 - 03:50

    Yitirmek, ah insana çok çektiren insani, bir o kadar da acımasız his! Bazen geçici süreyle oyuncağın alıkonmasıdır yitirmek! Bazen de ilelebet uzaklaşmak maziden. Değişimle ona ayak uydurmaya çalışan benliğin zaman zaman arasının açılmasıdır.

  • Godot'yu Beklerken

    29.12.2024 - 03:41

    İnsanlar kendilerini tanımazlarsa insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı da ortaya çıkmaz. (Jean Jack Rousseau-İnsanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı)

  • Godot'yu Beklerken

    29.12.2024 - 02:23

    Orta Çağ’ın başlarında Andreas Capellanus, Latince aşk anlamına gelen amor’u, ‘kanca’ anlamına gelen amus kelimesinden türetmişti: “Aşık olan, arzunun zincirlerine yakalanır ve kancasıyla başka birini yakalamak ister.” Bu Orta Çağ papazı “daha büyük bir azap yoktur” diyerek aşktan bir tür acı çekme olarak söz ederken diğer yandan şöyle devam etmişti: “Ah, insanı bu kadar çok erdemle parlatan ve kim olursa olsun herkese pek çok güzel karakter özelliği öğreten aşk ne harika bir şeydir!”4 Binlerce yıldır aşktan bahsederken bu yerme ve övme hiç değişmedi. Ancak aşkı basitçe onaylamak ya da reddetmek ya da aşkı muhteşem bir mucize olarak övmek veya zararlı bir bela olarak yermek yerine ‘Aşk nedir?’ diye sorulduğunda durum çok daha karmaşık bir hal alacaktı: Birine göre aşktan bahsetmek teolojiden bahsetmektir, aşk bize tanrılar tarafından gönderilmiştir; bir başkasına göre aşk, birine aşık olmadan önce değeri kesin olarak anlaşılması gereken bir yatırımdır; bir üçüncüsüne göre aşk, partnerler arasındaki farklılıkları bir tür müzikal uyum içinde çözüme kavuşturan şeydir. Dördüncüsüne göre aşk, insanın diğer yarısını bulma ve onunla yeniden kaynaşma çabasıdır; beşincisine göre aşk, barışçıl ve adil, ılımlı, ölçülü ve aklıselimdir; altıncısına göre aşk, ölümlüler ve ölümsüzler arasında bir elçidir ve güzelliğe tapınmakla eşdeğerdir. Bu altı aşk görüşü, yani aşk hakkında farklı görüşlerin tümü Platon’un Sempozyum’unda bir araya gelir.(Jacques Lacan-Transference)

  • Godot'yu Beklerken

    28.12.2024 - 22:44

    Bedenden arınmış bir aşk yoktur. Kiminin hatası onu bedenin tamamen dışına çıkarmak, kimininki de onu bedenin içine hapsetmek.

  • Godot'yu Beklerken

    28.12.2024 - 22:44

    Zengin kesimde gösterişli ve mutlu görünen çiftler vardı. Bunlar enerjilerini aşka ve sevgiye değil, sevgiliyi oynamaya harcamaktaydı.(Marcel Proust-Kayıp zamanın izinde 5.Bölüm:Mahpus)

  • Godot'yu Beklerken

    25.12.2024 - 04:14

    Az gelişmiş topluluklarda tarih ilmi kimsenin umurunda değildir. Analitik bir tarih anlayışından uzaktır bu tür topluluklar. Sadece destanlar, efsaneler ve büyük anlatılar üzerinden bir hafıza oluşturulması çabası vardır. Kısaca halkın aklının değil duygu ve hayal dünyasının harekete geçirildiğini görürüz.

  • Godot'yu Beklerken

    25.12.2024 - 04:13

    İnsan, kontrol kapasitesi gücünün çok altında olan bir varlıktır.

  • Godot'yu Beklerken

    25.12.2024 - 04:12

    Hesiodos’un eserlerine baktığımızda kendimizi adeta bir tiyatro sahnesinde oynanan bir oyunu izlerken buluruz. Kaostan kozmosa doğru esneyen o kocaman yarıktan düzenli evrene nasıl geçildiğini adım adım görürüz. Başlangıçta sahne bomboştur. Henüz hiçbir tanrı ve insan yoktur. Ne yunanlıların olimpos dini vardır ne de kahramanlar. Hesiodos eserlerinde kaostan sonra ortaya çıkan ikinci öğe Gaia’dır. Halk dilinde toprak anlamına da gelir. Gaia bir nevi toprak anadır. Gaia göğe ve yeraltına uzanırken zıtlıkları da beraberinde getirir. Karanlık ve aydınlık arasındaki gerilim de bu anlatıyla birlikte oluşur. Gaia kendi içinden Uranos’u çıkarır. Bu onun hem oğlu hem de eşidir.

  • Godot'yu Beklerken

    25.12.2024 - 04:11

    Yoksula yardım, yoksulun durumunun düzeltilmesi için değil yoksulun isyan etmemesi, toplumun başına sonradan bela olmaması içindir. (Georg Simmel)

  • Godot'yu Beklerken

    24.12.2024 - 00:23

    Yüce tanrı size yaşamın biricik gönül çelme aracını, sevdayı bağışlamış! Buna şu kısacık ömrümüzün biricik eğlencesi olan tatlı sözlerle övmeyi eklemiş. Siz ise kalkıp buna kezzabı, tabancayı karıştırıyorsunuz! Tıpkı güzelim bir İspanya şarabına çamur katar gibi! (Guy de Maupassant-Bir zamanlar)

  • Godot'yu Beklerken

    23.12.2024 - 04:18

    Geçmiş günlere inat taşıyordum sırtımda yükleri
    Olanca sabrımla, hayat ağacının dallarına tutunuyordum
    Gökyüzüne bakmak, o turuncu güneşe
    Yol bulmak gerek dedim kıvranan gönlüme
    Serseri kurşunlar gibi yağıyordu etraftan dertler
    Besleniyor, büyüyordu içimde yeni düşler
    Başarmaktan vazgeçmek, yaşamı seçmek sadece
    En büyük zevk, En gerçek tutku tanıtır kendini
    Varoluş içimi eritirken
    Yeni bir yere doğar insan büsbütün kurumuşken
    Çaresizlikten akan çarelerle kuruyordum hayatı
    İmkansızlıklarla dolduruyordum yemyeşil dünyayı
    O sevgiler şelale olup dökülmekte içime
    Bu nasıl bir cömertliktir düşünürken
    Yeni sevinçlere sarılıyordum
    Kaynağı bilinmeyen serin sular dolardı bilinmezliğe
    O bilinmezlik, kanatlanıp dalardı en derinime
    Şimdi bendim kaybolan, yok olan
    Yüzleşme devam ederdi her an!
    Artık bitmez bu serüven, anlamıştım
    Yolun varlığıydı aslolan

    (Himself)

  • Godot'yu Beklerken

    22.12.2024 - 02:27

    ‘’İçtenliksizliğinizi suç olarak ileri sürmek istemiyorum. Lafın gelişi söyledim bunları. İnsanın içtenliksiz olması çok doğaldır. Onun yaratılışında vardır bu. Eğer tüm insanlar el birliği edip içten konuşmaya başlasalardı her şey tepetaklak olup güme giderdi.’’ Felsefe yapmak gibi bir isteği yoktu Sofia Petrovna’nın. Gene de konunun değişmesine memnun kalarak: ‘’Nasıl güme giderdi?’’ diye sordu. ‘’Çünkü içten olanlar yalnızca ilkel insanlarla hayvanlardır.'' (Anton Çehov-Mutsuzluk)

  • Godot'yu Beklerken

    18.12.2024 - 23:55

    Yanı sıra: Doğru
    Yanısıra: Yanlış

  • Godot'yu Beklerken

    18.12.2024 - 03:36

    Nadir rastlanan bir güzelliği hep yanında görmek ister şair de filozof da, Güçlüyüm diyenin ruhu göç eder bilinmezliğe, dur diyemezsin bu gidişe hiçbir şekilde, Kalp de akıl da o güneşi tutmak ister, her akıntı uzaklaştırmasın diye! Paylaşılan sözler, gidilen yollar birleştirir en sapkın benlikleri! Düşünür savrulmak ister en derin alemlere, yeter ki yanında olsun nadir rastlanan sevgili! O parlak ışık gücüne güç katar ansızın, Kendini kaybetmesinde dahi sır vardır o an arayıcının. Ne aradığını, ne sorduğunu ancak yanındaki nadirle bilir. Çünkü o nadirin bakışları artık kendi algısı ile birdir.

  • Godot'yu Beklerken

    18.12.2024 - 03:20

    Türkiye'de sosyolojinin kullanım biçimi, ütüyle tost yapmaya benzemektedir. (Besim Dellaloğlu)

  • Godot'yu Beklerken

    18.12.2024 - 03:19

    Üretim ve tüketim çarkının bir parçasıyken özgür kalmak, değer üretmek ve değer üzerine düşünmek zordur.

  • Godot'yu Beklerken

    18.12.2024 - 03:17

    Gençliğinle yaşlılığını kesin çizgilerle ayıramazsın. Akan hayatın içinde ikisi birbirine girer. İnsan iki tarafa da gelir gider. Sevdiğin zaman da yaşarsın benzerini. Karşında duranın aşkıyla karakterini ayrıştıramazsın. Bu iç içeliğin ömür boyu sürmesi kimini deli eder kimini asi!

Toplam 439 mesaj bulundu