Kapı Duvar Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antol ...

  • Godot'yu Beklerken

    26.11.2024 - 15:43

    Çeşitli konularda doğru bilgiye sahip olduğunu düşünmek insanı yanıltabilir. Bilgiye ulaşmanın ilk adımı kişinin bilgisizliğini kabul etmesidir. Bu bir bilgelik göstergesidir çünkü cehaletini kabul eden kişi öğrenmeye ve araştırmaya açık hale gelir. Cehaleti kabul etmek bilgiye ulaşmanın ön koşuludur. Bir şey bilmediğini kabul eden kişi gerçek bilginin peşine daha rahat düşer. (Platon)

  • Godot'yu Beklerken

    25.11.2024 - 14:39

    Çatışma, toplumsal çıkarla bireysel çıkarın çelişmesi sonucu ortaya çıkar. (Spinoza)

  • Godot'yu Beklerken

    24.11.2024 - 20:21

    Saatlerce bekledim şu seyredeceğim anı! Gözden ırak mahzeninde demir kasalarımı! Şükürler olsun altıncı kasaya! Bugünkü henüz tepeleme dolmadı. Bir avuç daha atacağım yeni altınlarımdan. Az gibi geliyor ama servet dediğin azar azar birikir. Bir gün çarın biri avuç avuç toprak yığılsın buyurmuş da çok geçmeden bir tepe yükseltmiş başını! Anlaşılan göz zevkini okşuyormuş çarın bakmak ışıklı çadırlar giymiş vadiye. Telaşlı gemilerle kıpır kıpır denize. Ben de avuç avuç taşıdım bu mahzene topladığım vergiyi! Burada yükselttim tepemi. Ve bakıyorum engin ülkeme. Ne kaldi buyruğuma girmeyen demir pençemin altına? Canım çekerse saraylar yükselir bir anda. Orman perileri dans eder eşsiz bahçelerinde. İlham perileri gözüme girme yarışındadır. Deha vazgeçer özgürlüğünden. Buyruğumdadır namusla durmak bilmeyen emek. Büzülürler köşeye, ödüllendirilmeyi beklerler. Bir ıslığımla kana bulanmış suç, ürkekçe sokulacak yanıma, elimi yalayacak, gözlerime bakacaktır. Benim buyruğumda hepsi, bense hiçbirinin. (Aleksandr Sergeyeviç Puşkin- Pinti şövalye)

  • Godot'yu Beklerken

    23.11.2024 - 13:17

    Timur'un fili var adeta sırtımızda. Bakamıyoruz, yetişemiyoruz.

  • Godot'yu Beklerken

    22.11.2024 - 15:47

    İhtirasın en büyük kötülüğü nankör olmasıdır. Devlette görev alanlar ne kadar kişiyi geride bıraktıklarını değil de kimlerin gerisinde kaldıklarını göz önünde tutarlar hep. Çok yükseğe çıkanları daha yukarılara çıkmayı teşvik eden çoğunlukla kıskançlıktır. Önlerinde bir tek kişinin bulunmasının verdiği acı, binlerce kişiyi geride bırakmış olmanın sevincini gölgeleyiverir. (Seneca-Ahlak mektupları)

  • Godot'yu Beklerken

    22.11.2024 - 15:07

    Hazımsızlığın sebebi vasıfsızlıktır. Yaratmaya değil kazanmaya odaklı olmak, çevreyi incelemeden sadece küpünü doldurmaktır mesele. Vermeden almak soysuzluktur. Döngüyü bozmak ve hayatı lehine çevirmeye çalışmak sığ zihinlerin tek amacıdır.

  • Godot'yu Beklerken

    21.11.2024 - 21:24

    Mantık bahçenin çitidir. Fizik bahçedeki ağaçtır. Etik de ağaçtaki meyvedir. Amaç meyveye ulaşmaktır. Meyve de insanların ahlakının düzgün olmasıdır.

  • Godot'yu Beklerken

    21.11.2024 - 21:22

    Az gelişmiş topluluklarda siyasetçinin çözme sözü vererek başa geldiği sorunlar, aslında onun tüm siyasetini üzerine inşa ettiği bir temel taşıdır. Siyasetçi varlığını bu sorunlara borçludur. Özellikle cahil ve kötü niyetli siyasetçiler, bu sorunları çözüme kavuşturmayı kendi zararlarına çalışmak ve sorunun yarattığı kamuoyunu kaybetmek olarak algılarlar.

  • Godot'yu Beklerken

    21.11.2024 - 09:41

    Herkes Everest’e tırmanamayabilir ama herkesin tırmanacağı bir Everest’i muhakkak vardır demişti Nasuh Mahruki. Şiiri, sanatı, duyguyu, aşkı, değişimi, güzelliği kendine Everest yapmış şairlerin uğrak yeridir Antoloji.

  • Godot'yu Beklerken

    20.11.2024 - 21:59

    Ben öyle sanıyorum ki bizi korkutan ölümden çok bizim cenaze alaylarıya, asık suratlarla ölüme verdiğimiz korkunç haldir. Çocuklar bile sevdiklerini maske takmış görünce korkarlar. (Montaigne-Ölüm)

  • Godot'yu Beklerken

    20.11.2024 - 12:36

    Bir maddiyatçı ile bir maneviyatçı sodyum klorür minerali için aynı tarifi yaparlar. Ancak insanın tarifinde anlaşamazlar. İnsanlık kendini tanımak için büyük bir gayret göstermiştir. Bilgin, filozof, şair ve mistiklerin gözlemlerinden oluşan bir hazine sahibi olmamıza rağmen insan hakkındaki görüşlerimiz bazı görünüş ve parçalardan ibarettir. Bu parçalar da bizim metotlarımızla bir araya getirilmiştir. Her birimiz bir hayaletler alayından başka bir şey değiliz. Bilinmez gerçek de bu hayaletler arasında yürüyor. (Alexis Carrel- İnsan denen meçhul)

  • Godot'yu Beklerken

    19.11.2024 - 12:46

    Bir ateşi ne kadar kuvvetli yakarsan, odunu o kadar çabuk tüketirsin. (Zenon)

  • Godot'yu Beklerken

    18.11.2024 - 22:41

    Tok açın halinden anlamaz derler. Ben aç olanların da birbirlerini anlamadıklarını gördüm. (Fyodor Dostoyevski-Ezilenler)

  • Godot'yu Beklerken

    18.11.2024 - 14:00

    Otto Rank’e göre kabul kavramı önemlidir. Kendinin kabulü, eksik olduğunun kabulü, yanlış yapabilme ihtimalinin kabulü, bilmediğinin kabulü… Kabulden önce gelen kavram ise düşünüre göre farkındalıktır. Kendi içindeki eksikliğin farkındalığı! Ne yapabileceğinin farkındalığı! Neyi bilmediğinin farkındalığı! Yani düşünüre göre o herşeye yeten, mükemmel görünen, idealize bir benlik hayal eden kişinin ayakları biraz yere basmalıdır. Farkındalık ve kabul konusunda aydınlanmamış insan, beklentiler ve sonuçlar arasındaki uçurum karşısında küçücük kalır. Suçluluk ve yetersizlik hissi ile dolar. Hasta olur.

  • Godot'yu Beklerken

    18.11.2024 - 13:05

    Tahakküm kurmadan sevmeyi öğrenmeli insan
    Durdurup zamanı, ıssızlığa geçmeli
    Aşk yalındır yekparedir
    Çıkar veya güç ilişkilerinin nesnesine dönüşmemeli
    İnsan bilmeli içindekini, ve sevmeli kendini
    Serbest bırakmalı ayaklarını, ellerini
    Akıl ve kalp birleşmeli severken
    Dünya ancak böyle gösterir hazinelerini
    Şaşakalır nalan görünce
    Ateşle suyun iç içeliğini
    Basitle karmaşığın dansını
    Geceyle gündüzün aynılığını
    Sessizliğin büyüleyici sesini
    İçine çekmeli arayıcı hayatı
    Severken bir olmalı,
    Korumalı ötekini
    Bakmalı daha derinden
    Geçmeli ızdırabın içinden
    Bakarken bulmalı kendini
    Sevdiğinin penceresinden

    (Himself)

  • Godot'yu Beklerken

    18.11.2024 - 11:12

    Bir sinek bir kartalı
    Salladı vurdu yere
    Yalan değil gerçektir
    Ben de gördüm tozunu

    (Yunus Emre)

  • Godot'yu Beklerken

    17.11.2024 - 17:14

    Kapitalizmin getirdiği mutluluk, insanların sürekli olarak doz artırmak zorunda olduğu hastalıklı bir mutluluk halidir.

  • Godot'yu Beklerken

    17.11.2024 - 12:12

    İnsanı mutlu eden ödül değil o ödül elimize geçtiğinde zihnimizin aldığı durumdur. (David Eagleman-İncognito)

  • Godot'yu Beklerken

    17.11.2024 - 11:40

    Tekrar tekrar yaptığımız eylemler, kimliğimizin yansımasıdır. Mükemmeliyet bir eylem değil alışkanlıktır. Sürekli ve tutarlı bir çaba insanı ileri taşımada elzemdir. Kayayı çatlatan kuvvetli bir dalga değil, devamlılığı olan damlalardır. (Aristoteles-Nikomakhos’a etik)

  • Godot'yu Beklerken

    17.11.2024 - 10:09

    Antik Mısır'da hesaplama konusunda kabiliyetli olanlar özel korumalarla gezdirilirdi. Bugünün ilkel topluluklarına baktığımızda ise önlenemez bir beyin göçü görmekteyiz. Akla önem verilmemektedir bu tarz yerlerde. Bunun sonucunda kaybedilmiş özgürlükler, iletişim kopuklulukları, kavram karmaşaları, hayata at gözlüğüyle bakan nesiller, bilmediğinin farkında olmayanlar, tartışma kültüründen bihaber kitleler ortalığı kaplamış durumdadır.

  • Godot'yu Beklerken

    15.11.2024 - 21:45

    Az gelişmiş devletlerde kalabalıkları rahat bırakmazlar. Hepsini de bir yerlere bağlamak zorunluluğu hisseder yöneticiler. İnsanların bireyleşmesi otoriteye tehdit olarak algılanır daima. Mekanizmayı rahatsız edici seslerin çıkması engellenir. Bu yüzden Mezopotamya civarında binlerce yıldır hep bir tür sıkıyönetim toplulukları ortaya çıkmıştır.

  • serbest kürsü

    15.11.2024 - 10:40

    Avm'ye gidenler zengin değiller. Zenginler daha lüks yerlere gitmektedirler. Avm'ye gidenler beyaz yakalılardır. Arjantin'de de durum böyledir. Restoranlar tıklım tıklımdır. Bu durum ekonominin iyi olduğu anlamına gelmez. Para biriktirme ihtimali olmayanlar, bari bugün yaşayalım modundadırlar. (Mahfi Eğilmez.)

  • Godot'yu Beklerken

    13.11.2024 - 11:56

    Sentaro ölümden kaçmak istemişti. Sonsuz hayat ülkesine büyük bir neşe ile gelmişti. Ama kaderlerine ölümün yazılmadığı ada sakinlerinin ölebilmeyi mutluluk addettiğini görmüştü. O ana kadar zehir sandığı şeyi bu insanlar sağlıklı gıdalar olarak yiyordu. Cennete gidebilmek için ölmeyi ümit ediyorlardı. Ne yazık ki ölme umuduyla o zehirleri yutanların sağlıkları daha da artıyordu. (Ölmek istemeyen adam - Bir Japon masalı)

  • Godot'yu Beklerken

    12.11.2024 - 23:10

    Sanat eseri yalnızca estetik bir deneyim ve haz sunmaz, aynı zamanda insanın anlam arayışına farklı bir boyut katar.

Toplam 552 mesaj bulundu