Orwell'in 1984 romanında Emniyet müdürü O’Brien sorguda Winston’a şunları söyler: Biz sizi zor kullanarak kendimize benzetmeyeceğiz. Sizi değiştirmek için dayatmalar yapmayacağız. Size düşünme fırsatı vermeyeceğiz. Siz sabah işe gidip akşama kadar eşek gibi çalışacaksınız. Eve çok yorgun döneceksiniz. Okumaya, öğrenmeye, tazelenmeye, gelişmeye, serpilmeye zaman bulamayacaksınız. Bazen barlara, bazen de benzer eğlence yerlerine gideceksiniz. Orada dağıtacaksınız kafanızdaki dumanı. Ama asla gerçek sorunlarınızı çözmek için vakit bulamayacaksınız. Sonunda içinizi boşaltacağız. Boşalan içinize biz kendi istediklerimizi dolduracağız.
Sözler ve fikirler klişeye dönüştüğünde inananları artar. Bu klişe zaman geçtikçe daha da sabit, daha da mutlak hale gelir. Başlangıçta muğlak olan, sonradan mutlak oluverir. Aksi ispatlansa ya da safsata olduğu ortaya çıksa da sabit kalır o fikrin ardından gidenler. Bunun sebebi o fikrin getirdiği rahatlıktır. Sığ beyinler, rahatlamayı hakikatin o tükenmez yolculuğuna tercih ederler.
Gösteri kendini, hem bizzat toplum olarak, hem toplumun bir parçası olarak ve hem de bir
birleştirme aracı olarak sunar. Gösteri, toplumun bir parçası olarak, özellikle, bütün bakış ve
bilinçleri bir araya getiren sektördür. Bu sektör ayrı olduğundan, aldatılmış bakışın ve yanlış bilincin
yeridir; ve gerçekleştirdiği birleşme genelleştirilmiş ayrılığın resmî dilinden başka bir şey değildir.
İnsan eylemde bulunurken sadece bu eylemin ahlaka ve erdeme uygun olup olmadığına bakmalıdır. Bu eylemin dış dünyada nasıl karşılık bulacağına, insanların vereceği tepkilere göre değil! (İmmanuel Kant)
Kötü taraflarının farkında olmayan ya da bunları inkar eden insan, kendi benliğinin yarısını inkar etmiş olur. Yola yarım bir vaziyette, kör topal devam eder. Modern insanın karanlığı burada yatmaktadır. (Carl Gustav Jung)
Temel, Dursun'a ''Savaş çıkarsa ne olur?'' diye sorar. Dursun: ''Savaş çıkarsa iki olasılık vardır.'' demiş. ''Ya çürüğe çıkarız ya da askere gideriz. Çürüğe çıkarsak mesele yok ama askere gidersek mesele var. Orada da iki olasılık var. Ya cephe gerisinde ya da cephe ilerisinde oluruz. Cephe gerisinde olursak mesele yok. Cephe ilerisinde olursak iki olasılık var. Savaşı ya kazanırız ya da kaybederiz. Kazanırsak mesele yok. Kaybedersek iki olasılık var. Ya esir düşeriz ya da ölürüz. Esir düşersek mesele yok. Ama ölürsek iki olasılık var. Ya bizi gömerler ya da kağıt fabrikasına gönderirler. Gömerlerse mesele yok. Kağıt fabrikasına gönderirlerse ya bizi gazete yaparlar ya da tuvalet kağıdı yaparlar. Gazete yaparlarsa mesele yok. Tuvalet kağıdı yaparlarsa işimiz b...ka sarar.''
En büyük düşünürler yaşadıkları dönemin ana akım fikirlerine karşı çıkanlardır daima. Değiştirici ve düzeltici yönleri kuvvetli olanlardır. Kalabalıkların hoşuna gitmeyen, tepedekilerin de işine gelmeyen kişilerdir.
İnsanlık tarihinde mitosları yaratan, insanın temel bir eğilimidir. Dış dünya insanda birtakım duygular meydana getirir. İnsan dünyayı bu duygulardan yola çıkarak anlamaya çalışır ve yorumlar. (Ernst Cassirer)
Eski anlatılar, ilk bakışta mitolojik birer hikaye gibi görünebilir fakat aslında bu metinler olabildiğince siyasaldır. Yunan siyasetini ve düşüncesini ciddi biçimde etkilemiştir. Diğer yandan Batı siyasal dünyasının temel karşıtlığı olan hiyerarşi-eşitliğin ilk bölümünü teşkil eder. Çünkü Titanlar insan doğasının arketipini temsil eder. Zeus ise insanın vahşi doğasını bastıran, onu kontrol altına alan yasa yani hükümdardır şayet insanlar doğaları itibariyle Titan ise eski krallar da soy itibariyle Zeus‘un yani düzenleyicinin tezahürü idi.
Bir insanın benliği, en iyi dilinde, bir ulusun niteliği en iyi tarihinde belli olur. Ama ne dil ne de tarih belli birer başlangıç ve bitimi olan sınırlı varlıklardır. Her dem canlı süreçlerdir. Bilinçli bir çalışma sonunda kültür doğup gelişir. Yoksa kültür kuşaktan kuşağa olduğu gibi aktarılan donmuş bir varlık değildir. Türkiyeli insan bugün dil konusundaki incelemeleri ve araştırmaları ile kendini bulmak, yansıtmak ve çeşitli düşünce yapıtları ile yaratıcı olmak olanağına kavuşur. Topraklarımızın üstünde ve altındaki araştırmalar geçmişimizi insanlığın en erken doğuş çağlarına götürmektedir. İnsanın en değerli, en sürekli varlığı olarak kültürü benimsemeye, ve yaşamaya çağırmıştır bizi Atatürk. (Azra Erhat)
"Şunları bir araya toplayayım.
Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne
yemekten, ne içmekten
hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.
Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.
Geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.
Birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
Kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
"Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine..
Godot'yu Beklerken
13.10.2024 - 04:53Sokrates’in amacı insanlara bilgi vermek, yeni bir şey öğretmek değil öncelikle neyi bilmedikleri konusunda bir farkındalık yaratmaktı.
Godot'yu Beklerken
13.10.2024 - 04:53Hayvan her an yaşamayı düşünür. İnsan ise sadece köşeye sıkıştığında!
Godot'yu Beklerken
13.10.2024 - 04:51Orwell'in 1984 romanında Emniyet müdürü O’Brien sorguda Winston’a şunları söyler: Biz sizi zor kullanarak kendimize benzetmeyeceğiz. Sizi değiştirmek için dayatmalar yapmayacağız. Size düşünme fırsatı vermeyeceğiz. Siz sabah işe gidip akşama kadar eşek gibi çalışacaksınız. Eve çok yorgun döneceksiniz. Okumaya, öğrenmeye, tazelenmeye, gelişmeye, serpilmeye zaman bulamayacaksınız. Bazen barlara, bazen de benzer eğlence yerlerine gideceksiniz. Orada dağıtacaksınız kafanızdaki dumanı. Ama asla gerçek sorunlarınızı çözmek için vakit bulamayacaksınız. Sonunda içinizi boşaltacağız. Boşalan içinize biz kendi istediklerimizi dolduracağız.
Godot'yu Beklerken
13.10.2024 - 04:50Kötülerin kaybetmediği bir ülke, çocuklarına ahlakı öğretemez. (Slavoj Zizek)
Godot'yu Beklerken
12.10.2024 - 03:39Raphaello gibi resim yapmak dört yılımı aldı. Bir çocuk gibi resim yapmaksa bütün ömrümü… (Pablo Picasso)
Godot'yu Beklerken
11.10.2024 - 04:31Sözler ve fikirler klişeye dönüştüğünde inananları artar. Bu klişe zaman geçtikçe daha da sabit, daha da mutlak hale gelir. Başlangıçta muğlak olan, sonradan mutlak oluverir. Aksi ispatlansa ya da safsata olduğu ortaya çıksa da sabit kalır o fikrin ardından gidenler. Bunun sebebi o fikrin getirdiği rahatlıktır. Sığ beyinler, rahatlamayı hakikatin o tükenmez yolculuğuna tercih ederler.
Godot'yu Beklerken
11.10.2024 - 04:21Cahil insan kendisi ile hemfikir olunduğunda sevinç naraları atan, fikirlerine karşı çıkıldığında akılsallığı çöpe atıp duygulara sarılandır.
Godot'yu Beklerken
11.10.2024 - 02:09Hayatın absürtlüğü ile baş etmenin tek yolu gevşemektir. (Samuel Beckett)
Godot'yu Beklerken
10.10.2024 - 13:17Gösteri kendini, hem bizzat toplum olarak, hem toplumun bir parçası olarak ve hem de bir
birleştirme aracı olarak sunar. Gösteri, toplumun bir parçası olarak, özellikle, bütün bakış ve
bilinçleri bir araya getiren sektördür. Bu sektör ayrı olduğundan, aldatılmış bakışın ve yanlış bilincin
yeridir; ve gerçekleştirdiği birleşme genelleştirilmiş ayrılığın resmî dilinden başka bir şey değildir.
(Guy Debord-Gösteri toplumu)
Godot'yu Beklerken
08.10.2024 - 13:44İnsan eylemde bulunurken sadece bu eylemin ahlaka ve erdeme uygun olup olmadığına bakmalıdır. Bu eylemin dış dünyada nasıl karşılık bulacağına, insanların vereceği tepkilere göre değil! (İmmanuel Kant)
Godot'yu Beklerken
08.10.2024 - 13:32İnsanları araç olarak görmek ahlaken kabul edilir değildir. (İmmanuel Kant)
Godot'yu Beklerken
08.10.2024 - 03:16Kötü taraflarının farkında olmayan ya da bunları inkar eden insan, kendi benliğinin yarısını inkar etmiş olur. Yola yarım bir vaziyette, kör topal devam eder. Modern insanın karanlığı burada yatmaktadır. (Carl Gustav Jung)
Godot'yu Beklerken
06.10.2024 - 23:03Temel, Dursun'a ''Savaş çıkarsa ne olur?'' diye sorar. Dursun: ''Savaş çıkarsa iki olasılık vardır.'' demiş. ''Ya çürüğe çıkarız ya da askere gideriz. Çürüğe çıkarsak mesele yok ama askere gidersek mesele var. Orada da iki olasılık var. Ya cephe gerisinde ya da cephe ilerisinde oluruz. Cephe gerisinde olursak mesele yok. Cephe ilerisinde olursak iki olasılık var. Savaşı ya kazanırız ya da kaybederiz. Kazanırsak mesele yok. Kaybedersek iki olasılık var. Ya esir düşeriz ya da ölürüz. Esir düşersek mesele yok. Ama ölürsek iki olasılık var. Ya bizi gömerler ya da kağıt fabrikasına gönderirler. Gömerlerse mesele yok. Kağıt fabrikasına gönderirlerse ya bizi gazete yaparlar ya da tuvalet kağıdı yaparlar. Gazete yaparlarsa mesele yok. Tuvalet kağıdı yaparlarsa işimiz b...ka sarar.''
Godot'yu Beklerken
05.10.2024 - 14:08En büyük düşünürler yaşadıkları dönemin ana akım fikirlerine karşı çıkanlardır daima. Değiştirici ve düzeltici yönleri kuvvetli olanlardır. Kalabalıkların hoşuna gitmeyen, tepedekilerin de işine gelmeyen kişilerdir.
Godot'yu Beklerken
05.10.2024 - 14:07Ne ekersen onu biçersin.
Godot'yu Beklerken
05.10.2024 - 12:51İnsanlık tarihinde mitosları yaratan, insanın temel bir eğilimidir. Dış dünya insanda birtakım duygular meydana getirir. İnsan dünyayı bu duygulardan yola çıkarak anlamaya çalışır ve yorumlar. (Ernst Cassirer)
Godot'yu Beklerken
05.10.2024 - 12:51Çok kişiyle konuş, az kişiyle düşün, tek başına karar al.(Konfüçyüs)
Godot'yu Beklerken
05.10.2024 - 12:50Eski anlatılar, ilk bakışta mitolojik birer hikaye gibi görünebilir fakat aslında bu metinler olabildiğince siyasaldır. Yunan siyasetini ve düşüncesini ciddi biçimde etkilemiştir. Diğer yandan Batı siyasal dünyasının temel karşıtlığı olan hiyerarşi-eşitliğin ilk bölümünü teşkil eder. Çünkü Titanlar insan doğasının arketipini temsil eder. Zeus ise insanın vahşi doğasını bastıran, onu kontrol altına alan yasa yani hükümdardır şayet insanlar doğaları itibariyle Titan ise eski krallar da soy itibariyle Zeus‘un yani düzenleyicinin tezahürü idi.
Godot'yu Beklerken
05.10.2024 - 12:48Kötülük yapmaması için insanı zor da olsa frenlemek, iyilik yapması için de onu bir hayli iteklemek gerekir. İşte insan böyle bir canlı.
Godot'yu Beklerken
05.10.2024 - 02:06Bir insanın benliği, en iyi dilinde, bir ulusun niteliği en iyi tarihinde belli olur. Ama ne dil ne de tarih belli birer başlangıç ve bitimi olan sınırlı varlıklardır. Her dem canlı süreçlerdir. Bilinçli bir çalışma sonunda kültür doğup gelişir. Yoksa kültür kuşaktan kuşağa olduğu gibi aktarılan donmuş bir varlık değildir. Türkiyeli insan bugün dil konusundaki incelemeleri ve araştırmaları ile kendini bulmak, yansıtmak ve çeşitli düşünce yapıtları ile yaratıcı olmak olanağına kavuşur. Topraklarımızın üstünde ve altındaki araştırmalar geçmişimizi insanlığın en erken doğuş çağlarına götürmektedir. İnsanın en değerli, en sürekli varlığı olarak kültürü benimsemeye, ve yaşamaya çağırmıştır bizi Atatürk. (Azra Erhat)
Godot'yu Beklerken
03.10.2024 - 20:59"Şunları bir araya toplayayım.
Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne
yemekten, ne içmekten
hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.
Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.
Geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.
Birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
Kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
"Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine..
Can Yücel
seni anlatmak
03.10.2024 - 13:53Seni anlatmak, o tarifsiz yerde, o boşlukta, güzelliğe kelimelerle duvar örmektir.
Godot'yu Beklerken
03.10.2024 - 13:48Her yerin yabancısıyım. (Boris Vian)
Godot'yu Beklerken
03.10.2024 - 13:46Cahil toplumların en büyük sorunu ''Çoğunluğun tiranlığı'' meselesini çözememektir.
Toplam 447 mesaj bulundu