Kısıtlılıktan kurtulan, tabuları yıkan, isyan eden kişinin kendi kendine, isteyerek ya da istemeyerek yeni kısıtlılıklar yaratması kaçınılmazdır. Sonsuz özgürlük ya da sonsuz iktidarsızlık yoktur çünkü kırılması gereken her kalıbın ardından yeni kalıpların yükseldiği görülür. İzleri silmek isteyenler gökten zembille inmezler. Hiçbir şeye el sürmeden öylece de çekip gidemezler. Kendi izlerini bırakınca yeni bir karanlık, yeni bir pranga ve yeni robotik zihinleri de peşlerinden sürüklerler.
Bilimsel araştırmaların giderek daha yüksek maliyetli olduğu açıktır. Bu yüzden bu konuda kamudan özel sektöre bir kayış vardır. Abd’de AR-GE çalışmalarının sadece beşte biri devlet tarafından karşılanmaktadır. Özel şirketler, büyük korporasyonlar belli ki bilimsel araştırmalarda gücü elinde bulundurmaktadır. Hal böyle olunca kamu yararı ya da kamu sağlığındansa şirket karlılığı ön plana çıkacaktır. Bakalım önümüzdeki yıllar neler getirecek!
İncilde ve diğer kitaplarda yazan o eski sefalet, asırlar geçmesine rağmen bugün de hala Londra’da sürmekteydi. Değişen hiçbir şey olmamıştı. Yatarken göğsünde sıçanlar geziniyordu kimilerinin. (Jack London-Demir ökçe)
İkna olmanız, sizi ikna edenin hakikati söylediği anlamına gelmez. Sofist zihniyeti, çevresindekileri kendi gibi düşünmeye iter. Hakikate götürmekle uğraşmaz. Sadece analitik düşünenler ulaşılması imkansız bir hakikate yaklaşma gayreti içindedir. Az gelişmiş topluluklar kolay ikna olan, manipüle edilen ve bir kez inanınca aklını tamamen devre dışı bırakan insanlardan oluşur.
Gerçeği bulmuyoruz ve asla da bulamayacağız. Yaptığımız her defasında yanlışları elemek ve gerçeğe bir adım daha yaklaşmaktır. Gerçeğin kucağına oturmak mümkün değildir ama sahtenin o iğrençliğinden adım adım uzaklaşmak mümkündür. Yeter ki hurafelere bel bağlamayalım.
92 yaşındaki Kamerun Devlet Başkanı Paul Biya, sekizinci başkanlık dönemi için 12 Ekim’deki seçimlere katılacağını duyurdu. Dünyanın en yaşlı devlet başkanı Biya, seçimleri yeniden kazanırsa yaklaşık 100 yaşına kadar iktidarda kalabilir. Eh ne diyelim. Hayırlı uğurlu olsun şimdiden Kamerun halkına.
1995-İnternet gerçeğin yerini alabilir mi? paranoyası
1999-Yaşadığımız gerçek mi? gerçek nedir ki? paranoyası
2016-Gerçek sonrası ya da sürreal paranoyalar
2021-Yeni normal paranoyası.
Bakalım sıradaki paranoya ne ile alakalı olacaktır.
Frankenstein canavarı aşırı çirkinliği yüzünden insanlardan ilgi ve değer görmeyince, içindekileri onlara aktaramayınca tasarımcısına, yani Victor’a gider ve ondan kendisinin bir dişi versiyonunu yapmasını, ancak bu şekilde sakinleşeceğini söyler. bunun kendisi için bir kurtuluş olduğu konusunda Victor'u ikna eder. Viktor dişi bir canavar yapmak üzere kolları sıvadıktan sonra kafasında türlü tereddütler oluşur. Sonunda yapmakta olduğu canavarı parçalar. Öncelikle Viktor’da bir güvensizlik oluşmuştur. Bu yeni yaratığın da insanlardan onay alamama ihtimalinin felaketle, cinayetlerle sonuçlanmasından korkar. Ayrıca iki yaratığın elele verip beraber daha beter dehşet saçmasından da korkar. Üçüncüsü ise dişi canavarın, erkek canavarı aşırı çirkinliğinden ötürü beğenmeme ihtimalinin erkek canavarı çok daha tehlikeli yapmasından çekinir. Dördüncü ve en önemlisi ise bu iki yaratığın bir şekilde üremeyi başarıp insanlığın kökünü kurutacaklarını düşünmesidir. Sonunda ne mi olur? Yaratık bu olaya çok öfkelenir ve Victor’un kız arkadaşını öldürür.
Gerçekliği anlamak yetmez, bunu dönüştürmek de gerekir. Öncelikle bir amaç belirlemek, sonra bu amaca uygun bir bilinç geliştirmek, ve bunları gerçekleştirmek için de bir iradenin ortaya konması gereklidir. Bunlar olmadan gerçekliği dönüştüremezsiniz.
Akıl, neden sonuç ilişkisi kurduğundan her türlü oluşumu merak eder. Dolayısıyla kendisini, varlığı, tabiatı hep araştırmak ister. Net cevaplar ister çünkü akıl melekesi cevaba ulaşamadığı yerde belirsizlik denen sorunu yaşar. Belirsizlik stres sistemini aktive edince insan gerilmeye başlar. Anksiyete oluşur.
Postmodernizmin sonucudur değer diye bir şeyin kalmaması! Her şey eşdeğer hale gelmiş. Eylemler ve durumlar arasında değer farkı yoktur günümüzde. Bu bir çıkmazdır. Aslında a eyleminin değeri ile b eyleminin değerini bir tutmak pek mümkün olmasa gerek.
İnsanın acımasızlığı vahşi sözcüğüyle ifade edilir ama bu vahşi hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık ve hakarettir. Vahşi hayvan hiçbir zaman ustalık ve zevk almak bakımından bir insan kadar acımasız olamaz. (Fyodor Dostoyevski-Karamazov kardeşler)
Modernite sürekli bir harekettir. Kişi vizyonun güzelliği ve gerçekliğin çirkinliği arasında gidip gelen bir dünyaya atılmakla zaten harekete başlamıştır. (Zygmunt Bauman-Akışkan Modernite)
Hiçbir şey kesin değildir. Aynı zamanda bütün felsefi yaklaşımlar da insanların mizacından kaynaklanır. Yani insanlar bir şeyi doğru olduğu için değil karakterleri, psikolojileri ve yaklaşımları ona müsait olduğu için savunurlar. (William James- Pragmatizm:Bazı eski düşünme tarzları için yeni bir ad)
Kimin yüzde yüz haklı olduğunu bilmiyorum ama kendisi gibi düşünmeyenleri, kendisi ile aynı inançlara sahip olmayanları düşman ilan edenlerin yüzde yüz haksız olduğunu biliyorum.
Batıda ‘’Kritik’’ denilen kavramla ülkemizde ‘’eleştiri’’ kavramı aynı değildir. Türkçedeki eleştirinin mutlak bir doğruyu gerektirmesine ve baskıcı olmasına karşın kökü Yunanca olan ve oradan Fransızcaya geçen ‘’Kritik’’ sözcüğünün ‘’Bana göre’’ yi önce çıkardığını görürüz. Eleştiri denince bir zihinsel tahakküm kurma isteği ön plana çıkar. Oysa kritik denildiğinde daha esnek, tartışmayı daha ileri götüren, daha yararlı kılan bir durum söz konusudur. (Ömer Naci Soykan-Felsefe ve dil)
Deliler sanıldığı gibi şuursuzca yaşamazlar. Esasında kendi aralarında bir mantık, bir düzen tesis ederler. Davranışların onlara özgü olduğunu söyleyebiliriz. Bunu yapan tek tek deliler değil tımarhane ortamıdır. (Erving Goffman- Tımarhaneler)
Arzu eden değil arzu ettirilendir pek çokları bu devirde. İçinde bulunduğumuz yapı arzuları bile hormonlu hale getirdi. Aklınızın ucundan bile geçmeyecek bir eylemi gerçekleştirmenizi isteyenler, sizin öncelikle o eylemi arzulamanızı sağlarlar.
Godot'yu Beklerken
05.08.2025 - 02:24Kısıtlılıktan kurtulan, tabuları yıkan, isyan eden kişinin kendi kendine, isteyerek ya da istemeyerek yeni kısıtlılıklar yaratması kaçınılmazdır. Sonsuz özgürlük ya da sonsuz iktidarsızlık yoktur çünkü kırılması gereken her kalıbın ardından yeni kalıpların yükseldiği görülür. İzleri silmek isteyenler gökten zembille inmezler. Hiçbir şeye el sürmeden öylece de çekip gidemezler. Kendi izlerini bırakınca yeni bir karanlık, yeni bir pranga ve yeni robotik zihinleri de peşlerinden sürüklerler.
Godot'yu Beklerken
05.08.2025 - 02:07Bilimsel araştırmaların giderek daha yüksek maliyetli olduğu açıktır. Bu yüzden bu konuda kamudan özel sektöre bir kayış vardır. Abd’de AR-GE çalışmalarının sadece beşte biri devlet tarafından karşılanmaktadır. Özel şirketler, büyük korporasyonlar belli ki bilimsel araştırmalarda gücü elinde bulundurmaktadır. Hal böyle olunca kamu yararı ya da kamu sağlığındansa şirket karlılığı ön plana çıkacaktır. Bakalım önümüzdeki yıllar neler getirecek!
Godot'yu Beklerken
05.08.2025 - 01:55İncilde ve diğer kitaplarda yazan o eski sefalet, asırlar geçmesine rağmen bugün de hala Londra’da sürmekteydi. Değişen hiçbir şey olmamıştı. Yatarken göğsünde sıçanlar geziniyordu kimilerinin. (Jack London-Demir ökçe)
Godot'yu Beklerken
26.07.2025 - 01:21İkna olmanız, sizi ikna edenin hakikati söylediği anlamına gelmez. Sofist zihniyeti, çevresindekileri kendi gibi düşünmeye iter. Hakikate götürmekle uğraşmaz. Sadece analitik düşünenler ulaşılması imkansız bir hakikate yaklaşma gayreti içindedir. Az gelişmiş topluluklar kolay ikna olan, manipüle edilen ve bir kez inanınca aklını tamamen devre dışı bırakan insanlardan oluşur.
Godot'yu Beklerken
26.07.2025 - 01:14Gerçeği bulmuyoruz ve asla da bulamayacağız. Yaptığımız her defasında yanlışları elemek ve gerçeğe bir adım daha yaklaşmaktır. Gerçeğin kucağına oturmak mümkün değildir ama sahtenin o iğrençliğinden adım adım uzaklaşmak mümkündür. Yeter ki hurafelere bel bağlamayalım.
Godot'yu Beklerken
26.07.2025 - 00:51Birilerini kimlik üzerinden tanımlamak zekanın durduğuna işarettir.
serbest kürsü
15.07.2025 - 00:5992 yaşındaki Kamerun Devlet Başkanı Paul Biya, sekizinci başkanlık dönemi için 12 Ekim’deki seçimlere katılacağını duyurdu. Dünyanın en yaşlı devlet başkanı Biya, seçimleri yeniden kazanırsa yaklaşık 100 yaşına kadar iktidarda kalabilir. Eh ne diyelim. Hayırlı uğurlu olsun şimdiden Kamerun halkına.
Godot'yu Beklerken
14.07.2025 - 02:40Kendi değerinin farkına varamayanlar, yarattıkları küçük katastrofinin de farkına varamazlar.
Godot'yu Beklerken
14.07.2025 - 02:251995-İnternet gerçeğin yerini alabilir mi? paranoyası
1999-Yaşadığımız gerçek mi? gerçek nedir ki? paranoyası
2016-Gerçek sonrası ya da sürreal paranoyalar
2021-Yeni normal paranoyası.
Bakalım sıradaki paranoya ne ile alakalı olacaktır.
Godot'yu Beklerken
14.07.2025 - 02:15İnsan vesayet altındayken endişelidir. Özgürlüğüne kavuştuğundaysa hem başka mekanlara hem de başka endişelere doğru yol alır.
Godot'yu Beklerken
14.07.2025 - 02:01Frankenstein canavarı aşırı çirkinliği yüzünden insanlardan ilgi ve değer görmeyince, içindekileri onlara aktaramayınca tasarımcısına, yani Victor’a gider ve ondan kendisinin bir dişi versiyonunu yapmasını, ancak bu şekilde sakinleşeceğini söyler. bunun kendisi için bir kurtuluş olduğu konusunda Victor'u ikna eder. Viktor dişi bir canavar yapmak üzere kolları sıvadıktan sonra kafasında türlü tereddütler oluşur. Sonunda yapmakta olduğu canavarı parçalar. Öncelikle Viktor’da bir güvensizlik oluşmuştur. Bu yeni yaratığın da insanlardan onay alamama ihtimalinin felaketle, cinayetlerle sonuçlanmasından korkar. Ayrıca iki yaratığın elele verip beraber daha beter dehşet saçmasından da korkar. Üçüncüsü ise dişi canavarın, erkek canavarı aşırı çirkinliğinden ötürü beğenmeme ihtimalinin erkek canavarı çok daha tehlikeli yapmasından çekinir. Dördüncü ve en önemlisi ise bu iki yaratığın bir şekilde üremeyi başarıp insanlığın kökünü kurutacaklarını düşünmesidir. Sonunda ne mi olur? Yaratık bu olaya çok öfkelenir ve Victor’un kız arkadaşını öldürür.
Godot'yu Beklerken
14.07.2025 - 01:36Gerçekliği anlamak yetmez, bunu dönüştürmek de gerekir. Öncelikle bir amaç belirlemek, sonra bu amaca uygun bir bilinç geliştirmek, ve bunları gerçekleştirmek için de bir iradenin ortaya konması gereklidir. Bunlar olmadan gerçekliği dönüştüremezsiniz.
Godot'yu Beklerken
12.07.2025 - 01:39Akıl, neden sonuç ilişkisi kurduğundan her türlü oluşumu merak eder. Dolayısıyla kendisini, varlığı, tabiatı hep araştırmak ister. Net cevaplar ister çünkü akıl melekesi cevaba ulaşamadığı yerde belirsizlik denen sorunu yaşar. Belirsizlik stres sistemini aktive edince insan gerilmeye başlar. Anksiyete oluşur.
Godot'yu Beklerken
12.07.2025 - 01:28Postmodernizmin sonucudur değer diye bir şeyin kalmaması! Her şey eşdeğer hale gelmiş. Eylemler ve durumlar arasında değer farkı yoktur günümüzde. Bu bir çıkmazdır. Aslında a eyleminin değeri ile b eyleminin değerini bir tutmak pek mümkün olmasa gerek.
Godot'yu Beklerken
12.07.2025 - 01:20İnsanın acımasızlığı vahşi sözcüğüyle ifade edilir ama bu vahşi hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık ve hakarettir. Vahşi hayvan hiçbir zaman ustalık ve zevk almak bakımından bir insan kadar acımasız olamaz. (Fyodor Dostoyevski-Karamazov kardeşler)
Godot'yu Beklerken
10.07.2025 - 04:13Modernite sürekli bir harekettir. Kişi vizyonun güzelliği ve gerçekliğin çirkinliği arasında gidip gelen bir dünyaya atılmakla zaten harekete başlamıştır. (Zygmunt Bauman-Akışkan Modernite)
Godot'yu Beklerken
10.07.2025 - 03:51Hiçlik de varlık gibi gerçeğin dokusunun bir parçasıdır. (Jean Paul Sartre)
Godot'yu Beklerken
09.07.2025 - 02:59Sanat, hayat denen bu okulda teneffüse çıkmak gibidir. Büyük sanatçılar ise ders zilini duymayanlardır.
Godot'yu Beklerken
09.07.2025 - 02:54Hiçbir şey kesin değildir. Aynı zamanda bütün felsefi yaklaşımlar da insanların mizacından kaynaklanır. Yani insanlar bir şeyi doğru olduğu için değil karakterleri, psikolojileri ve yaklaşımları ona müsait olduğu için savunurlar. (William James- Pragmatizm:Bazı eski düşünme tarzları için yeni bir ad)
Godot'yu Beklerken
08.07.2025 - 04:27Kimin yüzde yüz haklı olduğunu bilmiyorum ama kendisi gibi düşünmeyenleri, kendisi ile aynı inançlara sahip olmayanları düşman ilan edenlerin yüzde yüz haksız olduğunu biliyorum.
Godot'yu Beklerken
08.07.2025 - 04:19Batıda ‘’Kritik’’ denilen kavramla ülkemizde ‘’eleştiri’’ kavramı aynı değildir. Türkçedeki eleştirinin mutlak bir doğruyu gerektirmesine ve baskıcı olmasına karşın kökü Yunanca olan ve oradan Fransızcaya geçen ‘’Kritik’’ sözcüğünün ‘’Bana göre’’ yi önce çıkardığını görürüz. Eleştiri denince bir zihinsel tahakküm kurma isteği ön plana çıkar. Oysa kritik denildiğinde daha esnek, tartışmayı daha ileri götüren, daha yararlı kılan bir durum söz konusudur. (Ömer Naci Soykan-Felsefe ve dil)
Godot'yu Beklerken
06.07.2025 - 01:39Deliler sanıldığı gibi şuursuzca yaşamazlar. Esasında kendi aralarında bir mantık, bir düzen tesis ederler. Davranışların onlara özgü olduğunu söyleyebiliriz. Bunu yapan tek tek deliler değil tımarhane ortamıdır. (Erving Goffman- Tımarhaneler)
Godot'yu Beklerken
06.07.2025 - 01:28Yalan söylememek kolaydır. Önemli olan baskı anında, eğilip bükülmeden, yalan söylemeden durabilmektir. (Franz Kafka)
Godot'yu Beklerken
06.07.2025 - 01:11Arzu eden değil arzu ettirilendir pek çokları bu devirde. İçinde bulunduğumuz yapı arzuları bile hormonlu hale getirdi. Aklınızın ucundan bile geçmeyecek bir eylemi gerçekleştirmenizi isteyenler, sizin öncelikle o eylemi arzulamanızı sağlarlar.
Toplam 550 mesaj bulundu