Kapı Duvar Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antol ...

  • Godot'yu Beklerken

    02.12.2025 - 00:58

    Orwell’in 1984 romanında hakikat bakanlığı vardır. Yani erki elinde bulunduranlar halkın güveneceği ve inanacağı bilgileri sürekli, tekrar tekrar yeniden üretir durur. Amaç muhalif düşünceyi imkansız hale getirmektir.

  • Godot'yu Beklerken

    02.12.2025 - 00:55

    Zenginler ve güçlüler basit ve gösterişsiz bir yaşam sürmeyi neredeyse ölümden beter görürler. Bunun temel nedeni sempati mekanizması ile alakalıdır. İnsanlar kederlerimizden ve acılarımızdan çok sevinç ve mutluluğumuza sempati duyma eğilimindedir. Yani insan başkalarının kendine hayran olmasını, gıpta etmesini ister. Zenginliği ve gücü sergileme isteği acıları ve fakirliği sergileme, merhamet dilenme isteğinden çok daha yoğundur. Yani zenginlikle dikkat çekerek hayran kazanma isteğimiz, fakirlikle dikkat çekerek merhamet dilenme isteğimizden daha üstündür. Fakirlik utançla saklanır. Tüm dünyanın didinmesinin, çalışmasının arkasındaki temel itici güç budur. Eğer kimsenin sempati duymayacağını bilseydi insan, o zaman zenginlik, mal, mülk, şöhret, konfor kimsenin umurunda olmazdı. (Adam Smith-Ahlaki duygular kuramı)

  • Godot'yu Beklerken

    26.11.2025 - 01:32

    Hayatın absürtlüğü ile baş etmenin tek yolu gevşemektir. (Samuel Beckett-Godot’yu beklerken)

  • Godot'yu Beklerken

    26.11.2025 - 01:31

    Bizi üzen insanlara müteşekkir olmalıyız. Onlara minnet duymalıyız. Çünkü onlar kalbimizi paramparça edip, toprağımızı eşeleyip yeni tohumların filizlenmesini mümkün kılarlar. (Marcel Proust-Kederin geçici yararları)

  • Godot'yu Beklerken

    23.11.2025 - 00:54

    Entüisyonistler(Sezgiciler) subjektiviteye çok açıktır yani onlar ahlakın sezgisel olarak bilinebileceğini varsaymışlardır. Bu, Mill ve Bentham’ın yani utilitaryanistlerin hiç istemediği bir durumdur. Mill ve Bentham ahlak alanında nesnelliği yakalamaya çalışmışlardır. Bu ikiliye göre insan eylemleri gözlendiğinde karşımıza tek bir saik çıkmaktadır. Bu da hazdır. O halde hazzın merkeze yerleşmesi gerektiğini savunmuşlardır. İnsan başta olmak üzere duygulu varlıkların tamamı hazza yönelip acıdan kaçar. Ahlaki fail haz konusunda kendine özel bir önem atfetmemelidir. Kişi herkesi kendisi ile eşit kabul etmelidir ve ne kadar çok insan hazdan yararlanırsa toplum için o kadar iyi olur.

  • Godot'yu Beklerken

    23.11.2025 - 00:40

    Her bilgi, algı ile başlar ama algıdan akla geçişte hatalar olur. İşte tam burada düşüncelerimizin doğruluğunu ölçmek için zihinsel bir cetvele ihtiyacımız olduğunu fark ederiz. Bu cetvelin ilk bölümü önermelerdir. Bir önerme şeylerin nasıl olduğunu iddia eder. ‘’Bu masa kahverengidir.’’ gibi. Ama tabi ki bu iddialardan daha fazlasına ihtiyacımız vardır.

  • Godot'yu Beklerken

    12.11.2025 - 00:43

    Felsefenin ödevi varlığın özünü kavramaktır. Felsefede kavramak dışarıdan geleni, duyumların getirdiğini kavramak değildir. Kavramak, kavramın kendi içindeki etkinliğidir. Kendi başına işlemesidir. (Hegel-Tinin fenomenolojisi)

  • Godot'yu Beklerken

    12.11.2025 - 00:24

    Siyaset bilmek başka, siyaset yapmak başkadır. Bu ikisi zihnin iki ayrı kısmına dayanır. Teori yapmak için noesis, siyaset yapmak için phronesis lazımdır. Bazı şeyler hemen, bazı şeylerse zamanla öğrenilir.

  • Godot'yu Beklerken

    12.11.2025 - 00:12

    Hegemonya bir sınıfın kendi dünya görüşünü, kendi değerlerini, kendi normlarını toplumun geneline kabul ettirmeyi başarmasıdır. Doğal olmayanı doğal, masal olanı gerçek, ebedi olmayanı ebedi, evrensel olmayanı da evrensel kabul ettirmektir. Hegemonya tesis etme sürecinin en önemli araçları medya, aile ve eğitim kurumlarıdır. Siyasi aktörler, bu aygıtlar vasıtasıyla toplumsal bilinci hamur gibi yoğurarak yeniden ve yeniden üretirler.

  • Godot'yu Beklerken

    12.11.2025 - 00:04

    Bazen gayret yıkıcı şekle bürünür. İşte insan anlamalıdır o an o işin kendisine uygun olmadığını. Anlamalıdır yıkıcılığa rağmen devam etmenin anlamsızlığını.

  • Godot'yu Beklerken

    11.11.2025 - 23:57

    Birbirini örseleyen ruhlar görüyorum. Talihsiz bir tanıklığın içinde eziliyor vicdanım. Ne yapsak, ne söylesek kandıramayız kendimizi. Tüm haykırışlarımız kendi içimize mi kapanacak? Hep böyle kendimizi tekrar mı edeceğiz? Sahi kim çizdi bizi buraya? Kimin şakasıyız? Kimin kime anlattığı bir masalız biz? Modern insanlar görüyorum. Modern yükselişte tırmandığımız bütün merdivenler üzerimize katlanıyor birer birer. Duvarlar içinde sıkışıyor, boğuluyoruz. Kurtarın bizi çığlığı atamayacak kadar kısık sesimiz! Modern insanlarız biz. Sessizliğimiz kadar yokuz. Postmodern sayıklamalar, ve postişli kaçışlarla avunuyoruz. Romantizm perisini akıl sevdasıyla kaçıralı epey oluyor. (Ursula Le Guin-Mülksüzler)

  • Godot'yu Beklerken

    29.10.2025 - 23:13

    Cumhuriyet salt monark yokluğu değil, kamusal alanın yurttaşlarca paylaşılması, denetim mekanizmasının kurulması, yargı ve hukuk güvencesinin sağlanması şeklinde anlam kazanmıştır.

  • Godot'yu Beklerken

    29.10.2025 - 23:11

    Cumhuriyet denince akla öncelikle; ''Hep birlikte başarılmış bir iş, ortak bir ruh.'' gelmelidir. Zihinlerin bunu bir an önce özümsemesi gereklidir. İdeal yaşam aktif bir vatandaşlık deneyimi ile olur. Vatandaş cumhuriyette idarenin içinde yer alır. Kurumlara katılmak, kurumların denetlenmesini sağlamak, kurumların işleyişini kontrol etmek önemlidir. Böylece belli bir zümrenin egemenliğine meydan verilmez.

  • Godot'yu Beklerken

    28.10.2025 - 04:52

    Felsefe gerçek bilgiye ulaşmak için çok inatçı bir çabadan doğar. Günlük hayatta bilgi olarak kabul edilen şeyin üç kusuru vardır. Kendinden emindir, belirsizdir ve kendisiyle çelişir. Felsefeye doğru giden yolda ilk adım, bu kusurların farkına varmaktır. Amaç tembel bir kuşkuculukla huzur içinde oturmak değil, deneme türünden, kesin ve kendi içinde tutarlı olan düzeltilmiş bir tür bilgiyi getirmektir. (Bertrand Russell-Felsefe sorunları)

  • Godot'yu Beklerken

    25.10.2025 - 04:04

    Sanat ne tam olarak akla ne de tam olarak duygulara dayanır. Bu yüzden Kant imgelem (hayal gücü) diye yeni bir kavram geliştirir. İmgelem akılla duygu arasında köprüdür. İmgelem ikisinden de faydalanır. Sanat eseri fikirle duygunun sentezi olmalıdır. Sanat bir fikrin duygular yoluyla açığa vurulmasıdır. Sanatta duygu düşünce dengesi sağlanmalıdır.

  • Godot'yu Beklerken

    23.10.2025 - 05:56

    Eğer bir toplumda para kazanmak herşeyin ölçütü haline gelmişse bazı insanlar hayatta kalabilmek için bazı değerlerinden tavizler verirler. Bazıları ise tüm değerlerini hiçe sayar hale gelir. (Theodor Adorno-Minima moralia)

  • Godot'yu Beklerken

    19.10.2025 - 06:19

    Dilek ile isteğin farkı, dileğin sadece temenniden ibaret olmasıdır. Bir şeyin olmasını dilersiniz. Bunun ötesine insan geçemez. İnisiyatifi yoktur insanın dilerken. Dilek harekete geçirici değildir. İstekte ise irade devrededir. Dileyen tek hayvan insandır çünkü kendisini harekete geçirmeyecek bir temennide bulunabilir.

  • Godot'yu Beklerken

    16.10.2025 - 05:30

    İnsan herşeyin ölçüsüdür. Var olan şeylerin var olduklarının ve var olmayan şeylerin var olmadıklarının ölçüsüdür. Rüzgar, üşüyen için soğuk eser. Üşümeyen için soğuk esmez. İkisi de haklıdır. (Platon-Protagoras)

  • Godot'yu Beklerken

    09.10.2025 - 05:29

    Az gelişmiş topluluklarda gruplar ya da kişiler arası ilişkiler sevgi ya da nefretle kurulur. Çizgiler bu tür duygusallıklarla şekillenir. Sanatla, felsefeyle, bilimin incelikleri ile yani yüksek yetilerle ilişki tesis etmek böyle yerlerde hayalden ibarettir.

  • Godot'yu Beklerken

    09.10.2025 - 05:23

    Canlı ya da cansız bir nesne ile karşılaştığınızda ve de onunla bağ kurduğunuzda onun sadece eylemi çağrıştıran yönünü görürsünüz. O nesnenin derinliği ile bağ kuramazsınız. şişe gören insan su ya da şarap içmeyi getirir aklına. Ağlayan birini görense onu sakinleştirmeyi düşünür. Tıpkı ot gören bir koyunun sadece o otu yemeyi düşünmesi gibi. Hayatı belirsiz, zor ve karmaşık kılan tam da budur. (Gilles Deleuze-Anlamın mantığı)

  • Godot'yu Beklerken

    08.10.2025 - 04:29

    Kabul etmeliyiz ki hepimiz az ya da çok kusurluyuz. Hayatın yapısında vardır bu. Tekamül kusurların kapatılması üzerine kuruludur ama tam bir kusursuzluk hali devinimi gereksiz kılacağından varlık, kusurlarıyla yola devam eder. Bazı insanlar ise kusurlarını görmezden gelir ya da onların varlığından bihaberdir. İşte buna gölge denir. Gölge, kişiliğin ego ideali uğruna bastırılan kısmına denir.

  • Godot'yu Beklerken

    08.10.2025 - 04:04

    Kriz, kritik ve kriter Yunanca aynı kökten gelir. Kriter eleme aleti, kritik eleme işlemi, kriz ise aletin kırılıp eleme işlemi yapamama durumudur.

  • Godot'yu Beklerken

    08.10.2025 - 03:45

    Kötülüğün sıradanlığı, düşünme beceriksizliğinden ileri gelir. Kişi yaptıklarının gerçek anlamda iyi mi yoksa kötü mü olduğunu anlayamaz. Kötülük yapan şahıs yaptığı eylemin canavarca olduğunun farkında değildir. İyiyle kötüyü ayırt edemeyen düşünme yoksunu insanlar yeni tip suçlulardır. (Hannah Arendt-İnsanlık durumu)

  • Godot'yu Beklerken

    04.10.2025 - 01:51

    İnsanlar midye gibidir. Dürüst davranırsanız kendilerini açarlar.

Toplam 603 mesaj bulundu