Çağlar ötesi medeniyetin temsilcisi olmak isteyenler;Kur'anın anlamıyla buluşmak mecburiyetindedirler..MUHABBETLE.
Çağlar ötesi medeniyetin temsilcisi olmak isteyenler;Kur'anın anlamıyla buluşmak mecburiyetindedirler..MUHABBETLE.
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:İsmail Çıklaatlı Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
24 Mayıs 2025 Cumartesi - 21:43:54
serbest kürsü
29.08.2015 - 12:17ALLAH bütün yetkilerini kutbu aktaba devretmesi iftirası (s:100-101)
Ey aziz: Malûm olsun ki, Nefs-i-sâfiyyede olan Zât-ı-şerif, CAMİ İ-ESMÂ MA'A SIFAT olup, TECELLİ-İ-ZATA mazhar olmuştur. Yani:
Fâni olunuz, sonra fâni olunuz, sonra fâni olunuz,
Baki olunuz, sonra baki olunuz, sonra baki olunuz.
sırrınca, üçüncü derecede FENÂ-FlLLAH ve üçüncü derecede BEKA-BİLLAH olarak TECELL-İ-ZÂT'a MÜSTAGRAKİYN-İ-Fİ-ZÂTİLLAH olmuşlardır.
Nefs-i-sâfiyyede olan Zât-ı-şerifler de, her asırda üç olur:
Birisi, KUTB-ÜL-İRŞÂD'dır. Yani, irşada memur ne kadar Resûlüllah sallALLAHu aleyhi ve sellem efendimiz hazretlerinin halifesi varsa, Kutb-ül-irşâd olan zatlar, hepsinden üstündür. KUTB-ÜL-İRŞÂD olan zat, kendisi doğuda ve müridi batıda olsa, bulunduğu yerden o müridi terbiye ve irşâd ederek VASIL-I-İLALLAH kılar. Onlar için, yakın veya uzak müsavidir.
İkincisi, GAVS-ÜL-Â ZAM'dır ki, bu da CÂMl-İ-CİHAN ve MUTASARRIF-I-ÂLEM'dir. Fakat, Kutb-ül-aktâb'ın mülâzımı olduğu için tasarrufa karışmaz ve daima kendi hallerinde olurlar.
Üçüncüsü, Kutb - ül - aktâb'dır. Yani, CAMİ - İ - ÂLEM, FE-RİD-ÜZ ZAMAN ve SULTAN-ÜL-ÂRlFlYN HALÎFETULLAH olur. Makamı şerifleri, hüveyyette olduğundan bütün mahlû-kat ve mevcudatın yemeleri içmeleri, oturup kalkmaları, kaza ve kaderleri, sözün kısası dünvada olun bitenlerin hepsi onun tasarrufu altında ve onun dilemesiyle meydana gelir. Nefs-i-sâfivye olmak, zikr olunan üçlere mahsus olup, nefs-i-şerifleri asıl sıfatını bulmuş ve onlar NEFİSSİZ olmuşlardır, iyi anla
Öldürme ve diriltme görevi de bu zatı şeriflere verildiği. Zumlu ve iftirası (s:123-124)
Gerçeği, TECELLİ-İ-ZÂT keyfiyyetinin ilk mertebesidir.
2. Azizim: Malûm ola ki, bu Zât-ı-şerifler, TECELLİ-İ-ZAT'ta ilerleyerek MÜSTAGRAKİYN-İ- Fİ-ZÂT olurlar. Yani, keyfiyyetsiz Zât-ı-ecelli âlâda, öylesine garkolurlar ki, ken- dilerinden asla ve kat'iyyen haberleri olmaz.
Bu tecellide de, iki hal zuhur eder:
Birine CELÂLİYYE ve diğerine CEMALİYYE tâbir olu-nur.
CELÂLİYYE zuhurunda, kendisinden habersiz olarak kahır yüzünden tasarrufa dair bazı alâmetler zuhur eder, o ânda hasıl olur. Yani, o halde iken, bir kimseye: (ÖL!) demiş olsa, o saat oluverir. Bir ölüye de: (İZNİMLE KALK!) demiş olsa, o saat diriliverir. Böylece, her ne söylerlerse, derhal oluverir.
CEMALİYYE halinin zuhurunda da, kendisinden haber-siz olarak; kerem, lütuf ve ihsan yönünden tasarrufa dair her ne olursa, kendilerinden zuhur edecek söze göre derhal vücut bulur. O kadar ki, bir harfi bile kaybolmaz.
Bu keyfiyyete de, TECELLİ-İ-ZÂT'ın ikinci mertebesi olan MÜSTAGRAKİYN-İ-Fİ-ZÂTİLLAH tâbir olunur. (Kaynak: Miftahul kulub1-Mehmed Nuri Şemsittin Nakşibendi, Demir Kitabevi, İst-1968)
'Ona ortak saydığınızdan ben niye korkayım? Ama siz, delil olarak indirdiği bir şey yokken, Allah'a ortak koşmaktan korkmuyorsunuz. Bu iki taraftan hangisi, güvende olmaya daha layıktır? Eğer bilginiz varsa söyleyin.”(En’am 6/81) ...Tarıkatlardaki bu tanımlar ALLAH'A cc eş koşmaktır ve şirktir.Böyle yapanlar müşrik ve ebedi cehennem ehlidirler..MUHABBETLE..
Toplam 25 mesaj bulundu