1. KİTAP
,, Avluda Yürüyen Gölgeler '' Roman
Ne vakit orkideli şehirler yorsa insanı, arka kapıdan çocukluğuna kavuşuyor olgunluk.
Soğuk odalarda, yün yorganların altından odun sobasında pişen ...
1. KİTAP
,, Avluda Yürüyen Gölgeler '' Roman
Ne vakit orkideli şehirler yorsa insanı, arka kapıdan çocukluğuna kavuşuyor olgunluk.
Soğuk odalarda, yün yorganların altından odun sobasında pişen ...
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Huri Çalışkan Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
8 Eylül 2025 Pazartesi - 11:16:50
Kelimelerin uykusu Kaçtığında
08.09.2025 - 09:39sevgili dostum,
ve… bulutun taşıyamadığı yağmur, kalbimin kıyısına sığındı.
sanki içimde birikenler kelime olmaktan çıkıp ağır bir sessizliğe dönüştü. dokunsan düşecek, susarsam boğacak gibi… biliyorum sen anlarsın. işte bu yüzden yazıyorum sana, çünkü kalbimin kıyısına oturan o yağmur, ancak dostun gözlerinde dinlenebilir.
ve öyle işte
08.09.2025 - 09:35ve... bulutun taşıyamadığı yağmur, kalbimin kıyısına sığındı
ve öyle işte
08.09.2025 - 09:33ve...içimdeki gökyüzü, bugün biraz eksik maviden
ve öyle işte
08.09.2025 - 09:30İçim, yağmura dönmek isteyen bir bulut bugün
30 Ağustos Zafer Bayramı
30.08.2025 - 08:35ve şöyle denilmişti;
Türkler oradaydı…
Yürekleriyle, inançlarıyla, vatan sevgileriyle oradaydılar.
Bize bağımsızlığı armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına sonsuz şükranla…
O gün atılan her adımda, bugün attığımız her nefeste onların izi var.
Gururla, minnetle, sevgiyle;
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
seni anlatmak
29.08.2025 - 16:17babamın kızı olduğumu dünyaya duyuran o onurlu mührü ismimin yanında taşımak, beni daima dimdik kıldı.
soyadım, nüfus kâğıdındaki harfler dizisi değil,
babamdan kalan en temiz mirastı.
ve ben o mühürü, yüreğimin tam ortasında gururla taşıdım.
teşekkür ederim BABA
önce Çocuk
29.08.2025 - 16:06çocuğun kahkahası hakikatin en berrak aynasıydı.
ama ulu orta, gerekli–gereksiz susturuldu,
üzerlerine örtülen eşyalar gibi.
ve çocuklar unuttu o örtüyü atıp yeniden gülmeyi.
şimdi mi?
aynı anne babalar,
çocukları bir yudum gülsün diye
psikolog–psikiyatr kapılarında dolaşıyor.
ve öyle işte
29.08.2025 - 16:02yalanın sesi yüksek çıkar çünkü hakikat mikrofona ihtiyaç duymaz
ve öyle işte
29.08.2025 - 16:00korku, kapıyı kilitler,
cesaret, aynı anahtarı çevirir.
beyazımsı kalp
29.08.2025 - 15:55ölüm, sevgiyi yenemez;
çünkü sevgi, mezar taşlarına değil
sonsuzluğa yazılır.
şemsiyesiz kalan çocuklar
29.08.2025 - 15:54insanlık, en çok sustuğu yerde yara aldı.
adalet, sokak lambalarının altında üşüyen bir çocuk kadar savunmasız kaldı.
ama umut, hâlâ direnenlerin cebinde,
çürümeyen tek ekmek gibi sıcak duruyor.
seni anlatmak
29.08.2025 - 15:47şimdi sen,
aşkın gömleğini giymiş bir göçmen kuş gibi
kokunu bırakıyorsun yol boyu.
ah sevgilim,
teninin rengi begonvilin sarhoşluğuna karışmış,
gözlerimle öpüyorum seni,
her adımda bir dua,
her nefeste şükür gibi…
seni anlatmak
29.08.2025 - 15:47sana hiç var olmayan hecelerden cümle kuruyordum.
ve öyle işte
29.08.2025 - 15:46uzak kentlerin göğünde paslı harfler uçuşuyordu,
sokak lambaları kendi gölgelerini yiyerek ışıyordu.
ve öyle işte
29.08.2025 - 15:46belki de bilimin yanıtlayamadığı tek şey
bir duygunun kaç ışık yılı sürdüğüdür.
Kelimelerin uykusu Kaçtığında
28.08.2025 - 17:48kelimelerin uykusu kaçtığında
şimdi elimde
yarısı içilmemiş bir cümle,
keşfedilmemiş bir kelime,
kadehin kenarına sinmiş özlem kaldı.
bazı suskunluklar
dudaktan değil,
ruhtan sızar.
ve ben ne zaman
bir yudum daha alsam,
adın ısınır ağzımda.
sahi,
biz en son ne zaman
aynı cümlede kaldık?
belki de her aşk
yarım kalmak için yazılmıştı,
ya da biz
tam olmayı
hiç konuşmadık.
doğa ananın mektubu
27.08.2025 - 10:12doğanın kucağında sessizliğin huzuru
insan, doğanın bir parçası olarak yaratıldı.
şehirler, kalabalıklar, yüksek binalar ve bitmeyen gündemler bize ,, unutturdu” o ilk sesi.
oysa dağın eteklerinde, nehir kenarında bir taşın üzerine oturduğunda, beden değil, ruh dinlenir önce.
çünkü doğada hiçbir şey senden bir şey istemez,
nehrin akışı seni sorgulamaz,
kuşların sesi seni yarıştırmaz,
ağaçlar sana kim olduğunu hatırlatmaya çalışmaz,
ve rüzgâr, yalnızca geçtiğini bildirir, hükmetmez.
insan bu yüzden huzur bulur orada.
çünkü orada kendisi gibi olabilir.
yargısız, sessiz, olduğu gibi.
dağın eteğinde yankılanan sadece doğa değil,
kendi iç sesindir.
şehirde bastırdığın, susturduğun, unuttuğun o ses…
nehirle birlikte akar sana.
ve o an anlar, hatırlarız,
sessizlik, aslında en çok konuşan şeymiş.
kalbimle.
kalemden düşen duygular
23.08.2025 - 13:42En güçlü kelimeler,
Asla uysal olmaz.
Asla bir çerçevenin içine sığmaz.
Tıpkı aşk,
Tıpkı insanın içindeki o çılgın tutkular,
Tıpkı bir yazarın, kitabının son cümlesini asla yazmak istememesi gibi.
Çünkü bazı cümleler yalnızca yazılmak için değil, yaşanmak için doğar.
Bazı kelimeler sadece seslenmek için değil, hissedilmek için vardır.
Ve...
bazı yazılar, ne bir başlangıç ister ne de son…
Tıpkı bir fısıltının yankıya dönüşmesi,
Tıpkı bir dokunuşun yangına çevrilmesi gibi...
kalbimle.
ve öyle işte
23.08.2025 - 13:41yönünü kaybettiğinde HARİTA açma,
sessizleş.
çünkü içindeki pusula,
kimseye sormadan seni EVİNE götürür.
kalbimle,
ve öyle işte
23.08.2025 - 13:40Hayat da öyle değil mi?
Geçtiğimiz her sokak, hayatımıza bir renk bırakıyor.
Kiminin mavisi kalıyor üstümüzde,
kiminin yeşili…
Ve... arkadan usulca sesleniyor mu kelebekler?
“Rengim sana emanet...”
kalbimle,
sende ki sen
23.08.2025 - 13:39derin zihinlere sıradan kelimelerle ulaşamazsın. bazılarına dokunmak için parlaman gerekir, çünkü sığ sular sesi duyar, derin okyanuslar yalnızca titreşimi hisseder.
kalbimle...
ve öyle işte
23.08.2025 - 13:38kimse sormuyor artık,
hangi duygunun kökü hangi mevsime uzanıyor…
herkesin derdi çiçeğin vazosu.
koklamadan geçiliyor güzel kokuların yanından.
çünkü koklamak, durmayı gerektiriyor.
bizse geçerken bakmayı, hızlıca sevip unutuvermesini seçiyoruz.
aşk dediğin derinlik ister,
bizse sığ sevinçlerin kolay yolcusuyuz.
kalbimle.
tarçın kokulu muhabbetler
23.08.2025 - 13:36öyle apansız zamanlarda dokunur ki bazen meltem esintisi, kalbinin kanatlarına konup sessizce yerleşir, sevgiliden kalma buse gibi.
ne mavi, ne turuncu… rengi yok. istanbul’un gün batımlarına çalan koyu, kırmızı, turuncu yanığı belki.
melekler, ''iyi ki buradasın kadın” der gibi fısıldıyor usulca,
ve…
nehirde, ağacından kopan dalla birlikte yaşamın bizi nereye götürdüğünü bilmeden ancak o yolculuğa güvenip ilerleyerek birlikte süzülüyoruz.
içimin odaları sakince doluyor, şükürle, huzurla, var olduğumu hatırlatan bir dinginlikle.
hayat dediğimiz şey belki de budur, akışa karışmak, meltemi hissetmek ve olduğun yerde, olduğun hâlde “iyi ki” diyebilmek… iyi ki o halde.
ve...belki de o “iyi ki”, bütün yolculuğun sebebini tek başına inancı sırtlayan Seyid Onbaşı gibi, kalbin derinliğinde saklı cevabı bilendir.
kalbimle.
hayatın mektubu
22.08.2025 - 13:50“umudum var hâlâ”
çünkü bu dünya,
Yaradan’ın paletinden düşen renklerle boyanmış bir tuval...
bir bak kuşlara,
göç ederken dahi estetiği taşıyorlar kanatlarında.
rüzgârın bir ritmi var örneğin,
ve biz insanlar içimizde bu senfoninin yankısını taşıyoruz.
kendi ellerimizle
bu kadar güzel çizilmiş bir resmi nasıl ve neden bozalım.
zira çirkinlik öğrenilendir,
ancak güzellik, yaradılışın sesidir.
bu yüzden çoğaltmalıyız ana duyguları,
merhameti, aşkı, nezaketi vb.
yeniden sulamalıyız renkleri,
yeniden dokunmalıyız dünyaya,
usulca, sevgiyle, sorumlulukla...
yoksa yazık olur,
bir başyapıtın gölgesinde
kaybolan insanlığa.
kalbimle...
Toplam 600 mesaj bulundu