Hasan Aydın Antoloji.com

Kurulduğundan bu yana Siyonist İsrael'i yöneten en ılımlı olduğu iddia edilen liderlerden (ki İzak Rabin ve Şimon Perez için böyle deniyor) bin kat daha vicdanlı, milyon kere daha az kana susamış ve insaflı bir diktatör. Alman ırkının üstünlüğü konusunda saçma sapan vehimlere kendini kaptırıp zamanla bunları bilimsel gerçekler olarak görmeye başlayan bu adam önce Almanya'yı sonra Avrupa'yı ve tüm dünyayı korkunç bir cehennemin içine sürükledi. Ancak en çılgın uygulamaları ve en hırçın saldırganlığı bile, Filistinli kadın, yaşlı ve çocuklara ateş yağdıran, okul ve hastaneleri gözünü kırpmadan yerle bir eden siyonist vahşetin gaddarlığına emsal gösterilemez. Kuşkusuz Hitler, insanlık ölçeğinde bir cani ve hayalperest bir delidir. Ancak siyonist gaddarlık ölçeğinde kendini ve milletini savunmaktan başka bir günahı olmayan masum bir vatanseverdir. Ne söylemeye çalıştığımı anlamak için şöyle düşünün: Hitler'in 1939 yılında sahip olduğu ordu ve sair imkânların bugün Siyonist İsrael'in elinde olduğunu varsayın... Bir an gözünüzü kapayın ve Ortadoğunun vaziyetini tahayyül edin. Hatta bütün dünyanın...

Acaba yeryüzünde meyveleri bu kadar tatlı, bambaşka damak tadı veren başka bir köy var mıdır? Eğer bana, 'Allah'ın cennette kullarına ikram edeceği meyvelerden yeryüzünde bir iz ve nişan var mıdır? ' diye sorulsa, tereddütsüz bu buram buram cennet meyveleri kokan köyü söylerim. Karakavuk, köyün resmi adıdır ama halk ağzında KARAKOVUK veya KARAKOĞUK olarak bilinip söylenir. Köy, yörede Doğan Kaya adıyla meşhur olan oldukça büyük ve dik kayalığın gölgesinde kurulmuştur adeta. Çocukluğumun bir parçası Karagüney'de geçtiyse, hatırı sayılır bir bölümü de Karakoğuk'ta geçmiştir. Ah o günler... Arkadaşlarım Hatun Yengelerin Nevzat, Aziz Emicaların Dursun (ki hem kendisine hem de babasına Allah Rahmet etsin) ve artık isimlerini hatırlayamadığım diğerleriyle ne yaramazlıklar yapardık. Yaramazlıklarımıza çeşni katan kesif orkide ve bal gibi tatlı üzüm veren asmaların, dut veren dut ağaçlarının mis gibi rayihalarını otuz küsur sene uzaktan hala hisseder, avunurum. Karakoğuk deyince evlatlarının sayısı ile tek başına köy nüfusunu ayakta tutan Reşit Dayıyı, nevi şahsına mahsus kişiliği ve insanlardan daha çok ilgilendiği arıları ile Babul'u, aynı şekilde orijinal kişiliğiyle Ofli Haci Mehmet'i ve köyde uzun süre çobanlık yapan Celal'i anmamak olmaz. Celal sağ mı bilmem ama diğerleri dar-ı bekaya göçtüler. Allah rahmet eylesin.

Samsun'un balkonu, (çevre köylere nispeten) yüksek rakımına rağmen bereketli ve vermli topraklarıyla temayüz etmiş, zemini yemyeşil kubbesi masmavi bir cennettir, Kayagüney. Çocukluk hatıralarımın en güzellerinin mekânı, alabildiğine çocukluğa ve şımarmaya doyduğum canım köyüm. Eskilerden Ofli Ali, Çakır Hasan, Haci Sefer (ki, hala sağ olup - Allah uzun ömür versin - 100 yaşın üzerindedir; aynı zamanda da Muhtar İsmet Akyüz'ün dedesidir) , Mamesda, Yusuf Dayi, Heva Hala, Kemaneci ve daha niceleriyle, renkli, canlı, heyecanlı şirin mi şirin bir köy.
Aslında halk ağzında bilinen adı KARAGÜNEY'dir. Netekim bir - iki yıl önce trafik tabelasının da halk söyleyişine uygun olarak değiştirildiğini görmüştüm. Umarım resmi kayıtlar da halk tabirine uyumlu hale getirilmiştir.
Köyümü özlüyor ve yadettiğim güzel hatıralarıyla avunuyor, köyümle gurur duyuyorum.