Her yer değiştirisimde bir hüzne kapilirim. Anıların, acıların, hazlarin birbirine dolandığı bir yeri ardimda bıraktığım için dertlenmem aslında. Beni sarsan değişimin kendisi ; vazonun içindeki suyun sallanıp bulunması gibi.
Charles Dickens İki Şehrin Hikayesi giriş cümlesi:
“Akıl çağıydı, budalalık çağıydı da. İnanç çağıydı aynı zamanda inkar çağıydı da. Bir taraftan aydınlık bir taraftan karanlık mevsim yaşanıyordu. Umudun baharıydı, yeisin kışı. Her şeyimiz vardı ama hiç bir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğruca cennete gidiyorduk ama hepimiz cehenneme de gidiyorduk.”
kendimi bir dağ yürüyüşünde gördüm.ağır aksak tirmandigim da oldu kuş gibi indiğim de. bir dokuma tezgahı basinda buldum kendimi ne işim olabilir diye düşünmeden. bir ada vapurunda seyrederken denizi,göğü,martiyi... bazen bir kitap kulübünde ve fakültenin sırasında....
seyrettim daha bir çok halimi. ne güzel de geçmiş ömrümün 1 senesi.
devran dönüyor. yillar geçiyor değil ki günler saatler...geriye başımı çevirmeden bakiyorum. gözümün önünde çünkü tüm olup biten. anlamaya çalistigim bir hayat, cevaplarını bulamadığım sorular hala devam ediyor ve ne mutlu bana şahidiyim bu dünyanın. cevapları olmayan sorular, ne işe yaradığı belli olmayan anlamlar beni bekliyor. bunlar bile yarinin olması için umut taşıyor.
iyiki varım,çok içten demesem de en azından bu an bunu diyebiliyorum.
tüm çabanla toparlarsin, olağanı sürdürmeye çalışırsın ve bir an da gelen darmadağınıklık hissi. bir arkadaş masasında kahkalar arasinda, bir yaş gününde balonları asarken, bir kitabı bitirirken, bitmiş soslari dizerken, gelenler geliyor
Dağ dağa kavuşmazmış amaa insan dağa kavuşurmuş. Bugün kavuştum. Her kavuşma şiir gibi... Şiir, sadece harflerden de oluşmaz. Rengârenk yapraklar, dallar, ağaçlar, toprak gökyüzü birleşip oluştuğu da vaki. Hissetmek dahi şiire dahil.
Varolmaya çalışırken, hayat, 10 parmağıyla uzun tırnaklarını ciğerine daldırarak iki eliyle ciğerlerini kavradı. Her nefes alışverişi artık acı içinde bir hırıltıydı...
yolculuğumuzda kısa bir süre bile olsa bize eşlik etmeleri onları değersiz kilmadığı gibi yürürken uzun bir dönem yanımızda olmaları da değerli kılmıyor. ben varsam onlar var. sadece yürüyorum
değer kavrami zamanın akışına göre değişiyor. dün geçip bugüne geldiğimde değerli bulduklarımı nasıl ve neden bu kadar değerli kıldım diye düşünebiliyorum eşya yahut insan farketmiyor. çöpe dönüşebiliyor.bu da yol da olmanın gereği...
O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler.
Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.
Der Yaşar Kemal
İnsan yeterince yaşarsa iyi insan olmadığını anlar...bence. Atlara binip gidenler de dahil.Yasadikca gördüğüm.
yeni hesap açmış ya da sayfasında yazılı iki kelime yok, bilgi yok, mesaj atıp konuşmak istiyor. zaten konuşmayı çok sevmem ne konuşacağım kim olduğun, ne düşündüğün ,ne hissettiğin belli değil.
İnsan da evrenin minyatürü olduğuna göre kendi evrenimiz kadar kendi acılarımızı duyumsuyoruz.O yüzden kâinat kadar önemli hissettiklerimiz.Varlığımızın evrene,dünyaya göre kiyasla küçüklüğüne bakıp neredeyse kainata bile sığmayip taşan kendi hissettiklerimiz ile kıyaslanamaz
HIDRELLEZ niyeti;
Evime, mutfağıma, gelirime
Tıkanmış, yavaşlamış, durmuş işlerime Hızır'ın eli değsin, bedenime, sağlığıma buluşmalarının gücü aksın…
Hayatıma neşe, keyif, huzur ve bereket gelsin…
Hıdırellez'iniz hayırlı dualarınız kabul olsun…
Bu gece HIDRELLEZ dilek dilemeyi unutmayalım
Birine sirf seni düşündüğünde huzur ve umut verebiliyor musun? Huzur ve umut ol!
Ezginin Günlüğü/Sevmek Kolay
?si=Xm-z-6_1okyhvMRe
Bir sıcak söz, bir demlik çay
İşte sevmek bu kadar kolay
Bastığımız toprak, gökyüzünde ay
Al tut elimi, bu kadar kolay
Göklere çıkmasak olmaz mı, olmaz mı?
Yıldızları tutmasak?
Dağları delmesek olmaz mı, olmaz mı?
Mecnun gibi yanmasak?
Bir sıcak söz, bir demlik çay
İşte sevmek bu kadar kolay
Bastığımız toprak, gökyüzünde ay
Al tut elimi, bu kadar kolay
Her mevsim bahar, ılık bi' rüzgâr
Kapılsam gitsem, bu kadar kolay
Samanlık seyran, gönlüm saray
Al tut elimi, bu kadar kolay
Göklere çıkmasak olmaz mı, olmaz mı?
Yıldızları tutmasak?
Dağları delmesek olmaz mı, olmaz mı?
Mecnun gibi yanmasak?
Bir sıcak söz, bir demlik çay
İşte sevmek bu kadar kolay
Bastığımız toprak, gökyüzünde ay
Al tut elimi, bu kadar kolay
Bir sıcak söz, bir demlik çay
İşte sevmek bu kadar kolay
Bastığımız toprak, gökyüzünde ay
Al tut elimi, bu kadar kolay
“Bir daha dönmemek üzere gitmeler kurar, sonra koltukların yerlerini değiştirmekle yetinirsin.” yetinmeyip koltukların yerini değiştirirken aralarına da bir ebru tablosu asayim dedim.ebru sanatında iki yılımı geride bırakmışım...
https://youtube.com/shorts/xYpM67XJjHk?si=4xujmEid3ogumoR2
TEŞEKKÜRLER HAYAT
(Gracias a la vida)
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
iki göz verdin bana, her açtığımda onları
kusursuzca ayırt edebiliyorum siyahı beyazdan,
ve cennetin yıldızlı görüntüsünü,
ve de kalabalıklar içerisinde sevdiğim adamı.
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
bana ses ve harfleri verdin,
ve onlarla haykırıp, düşünebildiğim kelimeler,
anne, arkadaş,kardeş ve yanan ışık,
bir de sevda, duygularıma yol gösteren.
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
sesi verdin, bütün şiddetiyle hayatı içeren
gece gündüz cırcırböceklerini ve kanaryaları kaydeden,
çekiç seslerini, motorları, köpek havlamalarını, fırtınaları da,
ve sevdiğimin yumuşak sesini de.
Profesyonel öğrenci. Amatör insan. Gormemiz için yolumuza çıkan işaretleri okuyup, anlayıp yolumuza rehberlik yapması dileğiyle... "Hayatınızı bir amaca göre yaşadığınızda, iyi amaçlarla dolu iyi insanlar sizin yolunuza çıkacaktır."
gece nöbeti
23.11.2024 - 21:31Aynı karanlık da örtse üstümüzü,
herkes kendi gecesinde izler
başka bir gökyüzü...
Novalis
kibir sendromu
03.11.2024 - 21:55kibir derler ona, bilirler onu,
imansız kalacak o âsî canı.
kendinden başka kimseyi beğenmez,
yüksek yerde durur aşağı inmez
nice tahta çıkanlar yere düştü,
nice "ben" diyenlere sinek üşüştü
bir gün tevazu kibr’in üstüne at sürdü,
kibir baktı, bir eri bin er gördü.
âsî kibir, hiç bırakmadı işi,
dağ başını tutup geçirdi kışı.
bu sefer tevazu, bir ırmak olup aktı,
belli ki derdi denize varmaktı.
ama ne kadar kuvvetli olsa da pınar,
varamayıp denize, yere sızar.
su akıp başka bir suya karışır,
su suyu bulup denize erişir.
denize kadar ırmak idi adın,
gerisini bırak, denize daldın!
inci muhal değil, deniz olana,
ya altın niye muhal olsun ona?
her bir dalgada bir damar bulasın,
yakut, inci ve mercanlar bulasın.
budur sermaye o bahre dalana,
arı dirlik gerek cevher bulana.
yendi tevazu yüz bin çevik eri,
zaptetti tüm kara ve denizleri.
tevazu edeni define bekler,
yüce yer gözeten derde dert ekler.
tevazuyla varsan meydan senindir,
cevher senden çıkar, maden senindir.
Yunus Emre
giriş
13.10.2024 - 22:10JHUMPA LAHIRI 'nin OLDUĞUM YER kitabinin girişi:
Her yer değiştirisimde bir hüzne kapilirim. Anıların, acıların, hazlarin birbirine dolandığı bir yeri ardimda bıraktığım için dertlenmem aslında. Beni sarsan değişimin kendisi ; vazonun içindeki suyun sallanıp bulunması gibi.
giriş
13.10.2024 - 19:25Charles Dickens İki Şehrin Hikayesi giriş cümlesi:
“Akıl çağıydı, budalalık çağıydı da. İnanç çağıydı aynı zamanda inkar çağıydı da. Bir taraftan aydınlık bir taraftan karanlık mevsim yaşanıyordu. Umudun baharıydı, yeisin kışı. Her şeyimiz vardı ama hiç bir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğruca cennete gidiyorduk ama hepimiz cehenneme de gidiyorduk.”
EŞİM
30.08.2024 - 18:37Nuh beni gemisine almazdi.
doğum günü
25.08.2024 - 19:35kendimi bir dağ yürüyüşünde gördüm.ağır aksak tirmandigim da oldu kuş gibi indiğim de. bir dokuma tezgahı basinda buldum kendimi ne işim olabilir diye düşünmeden. bir ada vapurunda seyrederken denizi,göğü,martiyi... bazen bir kitap kulübünde ve fakültenin sırasında....
seyrettim daha bir çok halimi. ne güzel de geçmiş ömrümün 1 senesi.
doğum günü
25.08.2024 - 17:04devran dönüyor. yillar geçiyor değil ki günler saatler...geriye başımı çevirmeden bakiyorum. gözümün önünde çünkü tüm olup biten. anlamaya çalistigim bir hayat, cevaplarını bulamadığım sorular hala devam ediyor ve ne mutlu bana şahidiyim bu dünyanın. cevapları olmayan sorular, ne işe yaradığı belli olmayan anlamlar beni bekliyor. bunlar bile yarinin olması için umut taşıyor.
iyiki varım,çok içten demesem de en azından bu an bunu diyebiliyorum.
öyle ki
17.08.2024 - 12:33tüm çabanla toparlarsin, olağanı sürdürmeye çalışırsın ve bir an da gelen darmadağınıklık hissi. bir arkadaş masasında kahkalar arasinda, bir yaş gününde balonları asarken, bir kitabı bitirirken, bitmiş soslari dizerken, gelenler geliyor
tahayyül
28.07.2024 - 00:21Dağ dağa kavuşmazmış amaa insan dağa kavuşurmuş. Bugün kavuştum. Her kavuşma şiir gibi... Şiir, sadece harflerden de oluşmaz. Rengârenk yapraklar, dallar, ağaçlar, toprak gökyüzü birleşip oluştuğu da vaki. Hissetmek dahi şiire dahil.
kısa öykü
17.07.2024 - 14:26Varolmaya çalışırken, hayat, 10 parmağıyla uzun tırnaklarını ciğerine daldırarak iki eliyle ciğerlerini kavradı. Her nefes alışverişi artık acı içinde bir hırıltıydı...
insanlar
10.07.2024 - 12:19yolculuğumuzda kısa bir süre bile olsa bize eşlik etmeleri onları değersiz kilmadığı gibi yürürken uzun bir dönem yanımızda olmaları da değerli kılmıyor. ben varsam onlar var. sadece yürüyorum
geçiş
10.07.2024 - 12:11"dunya sana anlatilandir."
dünyayı kendi gözlerimle görmek için tüm bildiklerimin yıkılması, beynimin bomboş olması gerekiyordu. Bu mümkün mü? mümkün.
değerli
10.07.2024 - 10:56değer kavrami zamanın akışına göre değişiyor. dün geçip bugüne geldiğimde değerli bulduklarımı nasıl ve neden bu kadar değerli kıldım diye düşünebiliyorum eşya yahut insan farketmiyor. çöpe dönüşebiliyor.bu da yol da olmanın gereği...
bakış açısı
09.07.2024 - 01:09O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler.
Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.
Der Yaşar Kemal
İnsan yeterince yaşarsa iyi insan olmadığını anlar...bence. Atlara binip gidenler de dahil.Yasadikca gördüğüm.
üç şey
25.05.2024 - 00:27Tanrım kerem eyle, geceyi atlatalım.
Daha sonra hastalığı.
Daha sonra aşkı.
rainer maria rilke
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
18.05.2024 - 13:15yeni hesap açmış ya da sayfasında yazılı iki kelime yok, bilgi yok, mesaj atıp konuşmak istiyor. zaten konuşmayı çok sevmem ne konuşacağım kim olduğun, ne düşündüğün ,ne hissettiğin belli değil.
sevgi
17.05.2024 - 11:15bir şey çeker, diğer şeyler üstüne ekler.
Var olmak ve olmamak ne demektir sizce?
15.05.2024 - 14:00İnsan da evrenin minyatürü olduğuna göre kendi evrenimiz kadar kendi acılarımızı duyumsuyoruz.O yüzden kâinat kadar önemli hissettiklerimiz.Varlığımızın evrene,dünyaya göre kiyasla küçüklüğüne bakıp neredeyse kainata bile sığmayip taşan kendi hissettiklerimiz ile kıyaslanamaz
hıdırellez.
11.05.2024 - 20:24hidirellez sonuclari ne zaman açıklanıyordu :))))
hıdırellez.
05.05.2024 - 20:41HIDRELLEZ niyeti;
Evime, mutfağıma, gelirime
Tıkanmış, yavaşlamış, durmuş işlerime Hızır'ın eli değsin, bedenime, sağlığıma buluşmalarının gücü aksın…
Hayatıma neşe, keyif, huzur ve bereket gelsin…
Hıdırellez'iniz hayırlı dualarınız kabul olsun…
Bu gece HIDRELLEZ dilek dilemeyi unutmayalım
hıdırellez.
05.05.2024 - 20:36Görmemiz için yolumuza çıkan işaretleri okuyup, anlayıp,idrak edip yolumuza rehberlik yapması dileğiyle...
hıdırellez.
05.05.2024 - 20:32Birine sirf seni düşündüğünde huzur ve umut verebiliyor musun? Huzur ve umut ol!
Ezginin Günlüğü/Sevmek Kolay
?si=Xm-z-6_1okyhvMRe
Bir sıcak söz, bir demlik çay
İşte sevmek bu kadar kolay
Bastığımız toprak, gökyüzünde ay
Al tut elimi, bu kadar kolay
Göklere çıkmasak olmaz mı, olmaz mı?
Yıldızları tutmasak?
Dağları delmesek olmaz mı, olmaz mı?
Mecnun gibi yanmasak?
Bir sıcak söz, bir demlik çay
İşte sevmek bu kadar kolay
Bastığımız toprak, gökyüzünde ay
Al tut elimi, bu kadar kolay
Her mevsim bahar, ılık bi' rüzgâr
Kapılsam gitsem, bu kadar kolay
Samanlık seyran, gönlüm saray
Al tut elimi, bu kadar kolay
Göklere çıkmasak olmaz mı, olmaz mı?
Yıldızları tutmasak?
Dağları delmesek olmaz mı, olmaz mı?
Mecnun gibi yanmasak?
Bir sıcak söz, bir demlik çay
İşte sevmek bu kadar kolay
Bastığımız toprak, gökyüzünde ay
Al tut elimi, bu kadar kolay
Bir sıcak söz, bir demlik çay
İşte sevmek bu kadar kolay
Bastığımız toprak, gökyüzünde ay
Al tut elimi, bu kadar kolay
hayatla barışık olmak
03.05.2024 - 18:21“Bir daha dönmemek üzere gitmeler kurar, sonra koltukların yerlerini değiştirmekle yetinirsin.” yetinmeyip koltukların yerini değiştirirken aralarına da bir ebru tablosu asayim dedim.ebru sanatında iki yılımı geride bırakmışım...
https://youtube.com/shorts/xYpM67XJjHk?si=4xujmEid3ogumoR2
şu an ne dinliyorum
30.04.2024 - 20:21?si=Y4JcD3uIjX6khfmr
Gracias a la vida - Joan Baez e Mercedes Sosa
TEŞEKKÜRLER HAYAT
(Gracias a la vida)
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
iki göz verdin bana, her açtığımda onları
kusursuzca ayırt edebiliyorum siyahı beyazdan,
ve cennetin yıldızlı görüntüsünü,
ve de kalabalıklar içerisinde sevdiğim adamı.
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
bana ses ve harfleri verdin,
ve onlarla haykırıp, düşünebildiğim kelimeler,
anne, arkadaş,kardeş ve yanan ışık,
bir de sevda, duygularıma yol gösteren.
teşekkürler hayat, bütün verdiklerin için
sesi verdin, bütün şiddetiyle hayatı içeren
gece gündüz cırcırböceklerini ve kanaryaları kaydeden,
çekiç seslerini, motorları, köpek havlamalarını, fırtınaları da,
ve sevdiğimin yumuşak sesini de.
Toplam 51 mesaj bulundu