şiyirin Peygamber Efendimize yazılmış bir şiyir olduğu da sizin yorumunuzdur. Diyelim ki Peygamber Efendimize yazılmış şiyir olsun. Bunun üzerine konuşulamaz derseniz asıl siz haddinizi aşmış olmaz mısınız?
5 vakit gusl almak, şarlatanlık ve palyaçoluk kısmına girmiyorum hiç.
benimkisi nasıl bir yorumsa şayirin şiyiri üzerine, elbette sizinkisi de bir yorum nihayetinde. şayir bunu demek istemiş bu da kesindir derseniz, bir çeşit şayirin kendisi yahut şayirin buradaki distribütörü olarak konumlandırırsınız kendinizi.
sevgili ellesin de tek, taştan olsun manası mı yani? bilemedim. error 804 yani.
kiraz karslı'cığım ben sana söyledim söylediğimi. nurullah ister duysun ister duymasın. Ha kastettiğiniz, "ünlü bir şayirin şiyirine laf etmeyiniz pilis" mealinde şeyler anlıyorum. Ancak burada ben sizinle iletişim kuruyorum. Ha nurullah gelse onun da yüzüne söylerdim merak etmeyin.
Sayın Nihat kuruyer bey, "mahsum çocuğun" derken kastettiğiniz muhtemelen mahsun çocuk ya da masum çocuk olabilir. Neyse. Resimdeki masum çocukla yazdıklarımın uygun düşmemesi benim kötü birisi olduğumu uyandırmış olmalı. Sonlardaki kelimeyi bari üslup yazsaydınız. Buraya valla billa fazlayım.
Şöyle genel hatlarıyla 2 gündür biraz inceledim burayı. Yorum yapacak çok şeyler buldum ama şimdilik gereksiz ayrıntılar gibi duruyor. Bu yüzden genel yorumlarımı geçiyorum.
Şimdi, açık söyliyim. Buraya çok fazlayım ben. Ancak takdir edersiniz ki benim de karnımı doyurmam, su içmem filan lazım. Benim sizinle iletişim kurmam sizin açınızdan büyük bir lütuf, bir lükstür. Bu yüzden benimle olan iletişimlerinizi iyi değerlendirmeniz gerek.
Kiraz Karslı'cığım, şiyirde şair bozbulanık su içmiş, ruhu yağmalanmış, sonsuzluk çiçekleriyle donanmış ama nihayetinde de taş olsaydım demiş. Buna rağmen hasret de alev alev içine bir an düşürmüş. Error 804 hatası. Geçtim.
17:45'ciğim, sizin şair ise şiyirinde çöldeki pelikan, damda tek başına serçe olmuş, ölüp gitmiş fakat öncesinde su imiş akmış filan, ölümün gölgesi varmış o da göz kapaklarını kaplamışmış. Mışmış da mışmış, mışmış da mışmış efenim.
Sayın Nihat Kuruyer'ciğim, keşke hayat bayram olsa, bütün dünya da niyeyse buna inansa diil mi efenim.
Farkında olarak ya da olmayarak benzer şeyi yapıyorsunuz sanki. benim seçmem gereken kelimeleri, kendiniz belirlemek istiyorsunuz. Özgün olmak için başka bir yol bulmam gerekiyor benim mesela. Buna da siz karar veriyorsunuz. Enteresan.
"Ruh hastası çok burada" demişsiniz. Sapık beyinler filan demişsiniz. Hâlâ nerelerde kalmış bu kürsü. Uzun gider.
Şimdi sayın maria'cığım. Bak bu kez de iyelik ekleri kullandım. Sizleri anlıyorum emin olun ancak her kullanıcıya özgü kelime seçmem belki ilk bakışta sıkıntısız bir argümanmış gibi görünebilir fakat o zaman her kullanıcı beni istediği kelimeyi seçmeye yönlendirir, ben de onların seçtiği kelimelerle iletişim kurarsam benim özgünlüğüm yok oluyor.
Yani böyle davranarak özgün kullanıcıları yok etmiş, aynılaştırılmış kullanıcılarla etrafınızı doldurmuş oluyorsunuz.
Anlam genellikle kelime, cümle, cümleler ile karşı tarafa gönderilir. Bazen de mimiklerle tavırlarla... Bunların tümü rasyoneldir. Yani bir kurala, bir yasaya dayanarak yazılır ya da gönderilir. Ancak bunların hepsi bir araya geldiklerinde beklenilen, arzu edilen şeye anlam denir. Beklenilen, arzu edilen şey ortaya çıkmıyorsa:
1) Bizim rasyonelliğimizde bir bozukluk vardır.
2) Karşı tarafın anlamlandırma düzeneği bozuktur yahut bizimkisi gibi değildir.
Kullanıcıların hemen tümünün anlam ve anlamlandırma faaliyetleri birbirlerine ne kadar yaklaşırsa, örtüşürse hareket o zaman başlar.
Anlam genellikle kelime, cümle, cümleler ile karşı tarafa gönderilir. Bazen de mimiklerle tavırlarla... Bunların tümü rasyoneldir. Yani bir kurala, bir yasaya dayanarak yazılır ya da gönderilir. Ancak bunların hepsi bir araya geldiklerinde beklenilen, arzu edilen şeye anlam denir. Beklenilen, arzu edilen şey ortaya çıkmıyorsa:
1) Bizim rasyonelliğimizde bir bozukluk vardır.
2) Karşı tarafın anlamlandırma düzeneği bozuktur yahut bizimkisi gibi değildir.
Kullanıcıların hemen tümünün anlam ve anlamlandırma faaliyetleri birbirlerine ne kadar yaklaşırsa, örtüşürse hareket o zaman başlar.
Maria puderciğim Prd. Eksik yalnış yazmışım. Bol etli ya da etsiz farketmez. Düğün pilavı ise durum değişir tabiatiyle fakat kim yemiş ne kadar ve nerede yemiş
aktüaliteden bihaber yaşayan, entellektüel seviyesi düşük, ağzındaki sakızı çiğneyip çiğneyip patlatan, patlamış sakızın dudaklarının üstüne yapıştırarak geri ağzına alıp yeniden çiğnemeye devam eden karıya kezban denir.
Ehyyyyyyttt.
Pardon. (Birisi yimisinde ne ise ellisinden bellidir.)
Serbest kürsü iyi aslında ama çevresi kötü. Hey gidi günler hey. Burayı ve yapabileceğim kadarıyla diğer yerleri yeniden hortlatma iyi niyetindeyim.
Siz değerli serbest kürsü arkadaşım. Size arkadaşım dedim -ki siz de sizin arkadaşlarınız da takdir edersiniz, belki de etmezsiniz- zira arkadaşımdınız. Neyse.
Uzun süre size yazdım, her gün yazdım ve bazen hergünü böyle bitişik de yazdım. Bazen entellektüeli bilerek çift "l" ile yazdım çünkü hâlâ öyle yazılacağı kanısındayım. Neyse. Siz ne yazdığımı umursayacak durumda değildiniz hoş ben de umur kasacak durumda değildim. Nihayetinde 20 sene evvel Özlem Sezer'in bir şiiri için bir uğramıştım size, başıma neler açtım neler. Belki de aç olduğum için açtım, sonra da kapattım şimdi yine açmaya çalıştım ancak gördüm ki ne siz yerinizdesiniz ne gelen var seferinden. Ben de burayı buldum, buradan başlatayım dedim hortlatmayı. Vay be Serbest Kürsü, demek gittiniz.
serbest kürsü
06.01.2023 - 14:55Sayın Öznelerin Şairi'ciğim,
şiyirin Peygamber Efendimize yazılmış bir şiyir olduğu da sizin yorumunuzdur. Diyelim ki Peygamber Efendimize yazılmış şiyir olsun. Bunun üzerine konuşulamaz derseniz asıl siz haddinizi aşmış olmaz mısınız?
5 vakit gusl almak, şarlatanlık ve palyaçoluk kısmına girmiyorum hiç.
serbest kürsü
06.01.2023 - 14:25benimkisi nasıl bir yorumsa şayirin şiyiri üzerine, elbette sizinkisi de bir yorum nihayetinde. şayir bunu demek istemiş bu da kesindir derseniz, bir çeşit şayirin kendisi yahut şayirin buradaki distribütörü olarak konumlandırırsınız kendinizi.
sevgili ellesin de tek, taştan olsun manası mı yani? bilemedim. error 804 yani.
serbest kürsü
06.01.2023 - 14:05Allam burda kafayı yemeye geldim sanırım. ama şimdilik dişlerimi sıkarak ha gayret diyorum kendi kendime.
Sayın kiraz karslı'cığım, "tanıdıkça arkadaş olmaya değer bulursak belki" cümlesini ögelerine ayırabilir misiniz lütfen.
serbest kürsü
06.01.2023 - 14:01kiraz karslı'cığım ben sana söyledim söylediğimi. nurullah ister duysun ister duymasın. Ha kastettiğiniz, "ünlü bir şayirin şiyirine laf etmeyiniz pilis" mealinde şeyler anlıyorum. Ancak burada ben sizinle iletişim kuruyorum. Ha nurullah gelse onun da yüzüne söylerdim merak etmeyin.
serbest kürsü
06.01.2023 - 13:37mesela şiyirinizi "beğeniyle okudum" dersek başka bi anlam, şiyirinizi "okudum beğendim" dersek başka bir anlam çıkar.
serbest kürsü
06.01.2023 - 13:26Sayın Nihat kuruyer bey, "mahsum çocuğun" derken kastettiğiniz muhtemelen mahsun çocuk ya da masum çocuk olabilir. Neyse. Resimdeki masum çocukla yazdıklarımın uygun düşmemesi benim kötü birisi olduğumu uyandırmış olmalı. Sonlardaki kelimeyi bari üslup yazsaydınız. Buraya valla billa fazlayım.
serbest kürsü
06.01.2023 - 13:03Şöyle genel hatlarıyla 2 gündür biraz inceledim burayı. Yorum yapacak çok şeyler buldum ama şimdilik gereksiz ayrıntılar gibi duruyor. Bu yüzden genel yorumlarımı geçiyorum.
Şimdi, açık söyliyim. Buraya çok fazlayım ben. Ancak takdir edersiniz ki benim de karnımı doyurmam, su içmem filan lazım. Benim sizinle iletişim kurmam sizin açınızdan büyük bir lütuf, bir lükstür. Bu yüzden benimle olan iletişimlerinizi iyi değerlendirmeniz gerek.
Kiraz Karslı'cığım, şiyirde şair bozbulanık su içmiş, ruhu yağmalanmış, sonsuzluk çiçekleriyle donanmış ama nihayetinde de taş olsaydım demiş. Buna rağmen hasret de alev alev içine bir an düşürmüş. Error 804 hatası. Geçtim.
17:45'ciğim, sizin şair ise şiyirinde çöldeki pelikan, damda tek başına serçe olmuş, ölüp gitmiş fakat öncesinde su imiş akmış filan, ölümün gölgesi varmış o da göz kapaklarını kaplamışmış. Mışmış da mışmış, mışmış da mışmış efenim.
Sayın Nihat Kuruyer'ciğim, keşke hayat bayram olsa, bütün dünya da niyeyse buna inansa diil mi efenim.
serbest kürsü
06.01.2023 - 12:02Sayın mari,
Farkında olarak ya da olmayarak benzer şeyi yapıyorsunuz sanki. benim seçmem gereken kelimeleri, kendiniz belirlemek istiyorsunuz. Özgün olmak için başka bir yol bulmam gerekiyor benim mesela. Buna da siz karar veriyorsunuz. Enteresan.
"Ruh hastası çok burada" demişsiniz. Sapık beyinler filan demişsiniz. Hâlâ nerelerde kalmış bu kürsü. Uzun gider.
serbest kürsü
06.01.2023 - 11:42Şimdi sayın maria'cığım. Bak bu kez de iyelik ekleri kullandım. Sizleri anlıyorum emin olun ancak her kullanıcıya özgü kelime seçmem belki ilk bakışta sıkıntısız bir argümanmış gibi görünebilir fakat o zaman her kullanıcı beni istediği kelimeyi seçmeye yönlendirir, ben de onların seçtiği kelimelerle iletişim kurarsam benim özgünlüğüm yok oluyor.
Yani böyle davranarak özgün kullanıcıları yok etmiş, aynılaştırılmış kullanıcılarla etrafınızı doldurmuş oluyorsunuz.
serbest kürsü
06.01.2023 - 11:03Sayın maria peder'ciim. Bu şarkı ile tırla geçtiniz üzerimden sabah sabah.
serbest kürsü
06.01.2023 - 10:17El ele tutuşmak mı kola girmek mi? Buna kafa yoruyorum bu aralar. tutuşmak kelimesi entersan.
https://www.antoloji.com/gruplar/filozom-m-/
serbest kürsü
06.01.2023 - 09:46şişşşş. dükkanın önünü kapatmayın şırrıklar. sana diyorum 17:45
serbest kürsü
06.01.2023 - 09:43Anlam genellikle kelime, cümle, cümleler ile karşı tarafa gönderilir. Bazen de mimiklerle tavırlarla... Bunların tümü rasyoneldir. Yani bir kurala, bir yasaya dayanarak yazılır ya da gönderilir. Ancak bunların hepsi bir araya geldiklerinde beklenilen, arzu edilen şeye anlam denir. Beklenilen, arzu edilen şey ortaya çıkmıyorsa:
1) Bizim rasyonelliğimizde bir bozukluk vardır.
2) Karşı tarafın anlamlandırma düzeneği bozuktur yahut bizimkisi gibi değildir.
Kullanıcıların hemen tümünün anlam ve anlamlandırma faaliyetleri birbirlerine ne kadar yaklaşırsa, örtüşürse hareket o zaman başlar.
serbest kürsü
06.01.2023 - 08:38Herkese günaydın. Sizi hareketlendirmek için, anlamlandırmak için tekrar buraya geldim.
anlam
06.01.2023 - 08:34Anlam genellikle kelime, cümle, cümleler ile karşı tarafa gönderilir. Bazen de mimiklerle tavırlarla... Bunların tümü rasyoneldir. Yani bir kurala, bir yasaya dayanarak yazılır ya da gönderilir. Ancak bunların hepsi bir araya geldiklerinde beklenilen, arzu edilen şeye anlam denir. Beklenilen, arzu edilen şey ortaya çıkmıyorsa:
1) Bizim rasyonelliğimizde bir bozukluk vardır.
2) Karşı tarafın anlamlandırma düzeneği bozuktur yahut bizimkisi gibi değildir.
Kullanıcıların hemen tümünün anlam ve anlamlandırma faaliyetleri birbirlerine ne kadar yaklaşırsa, örtüşürse hareket o zaman başlar.
serbest kürsü
05.01.2023 - 23:59Maria puderciğim Prd. Eksik yalnış yazmışım. Bol etli ya da etsiz farketmez. Düğün pilavı ise durum değişir tabiatiyle fakat kim yemiş ne kadar ve nerede yemiş
serbest kürsü
05.01.2023 - 23:24Abdullah ve Maria peder. Pilav mesela zararlı mıdır?
kezban
05.01.2023 - 16:54aktüaliteden bihaber yaşayan, entellektüel seviyesi düşük, ağzındaki sakızı çiğneyip çiğneyip patlatan, patlamış sakızın dudaklarının üstüne yapıştırarak geri ağzına alıp yeniden çiğnemeye devam eden karıya kezban denir.
konuşmak
05.01.2023 - 16:36mesela,
"bazen susarak da konuşabilir insan",
"sen sus gözlerin konuşsun"
...
vs. sözleriyle konuşan birisi ya da yazan birisi rasyonel manada ya saçmalıyordur, ya da karşı tarafa iltifat etmeye çabalayan ergendir.
konuşmak
05.01.2023 - 16:24konuşulmaya değmeyecek olan şeyleri bile konuşarak tespit edebiliyorsak konuşulmaya değmeyecek şey yok demektir.
serbest kürsü
05.01.2023 - 15:22Ehyyyyyyttt.
Pardon. (Birisi yimisinde ne ise ellisinden bellidir.)
Serbest kürsü iyi aslında ama çevresi kötü. Hey gidi günler hey. Burayı ve yapabileceğim kadarıyla diğer yerleri yeniden hortlatma iyi niyetindeyim.
Siz değerli serbest kürsü arkadaşım. Size arkadaşım dedim -ki siz de sizin arkadaşlarınız da takdir edersiniz, belki de etmezsiniz- zira arkadaşımdınız. Neyse.
Uzun süre size yazdım, her gün yazdım ve bazen hergünü böyle bitişik de yazdım. Bazen entellektüeli bilerek çift "l" ile yazdım çünkü hâlâ öyle yazılacağı kanısındayım. Neyse. Siz ne yazdığımı umursayacak durumda değildiniz hoş ben de umur kasacak durumda değildim. Nihayetinde 20 sene evvel Özlem Sezer'in bir şiiri için bir uğramıştım size, başıma neler açtım neler. Belki de aç olduğum için açtım, sonra da kapattım şimdi yine açmaya çalıştım ancak gördüm ki ne siz yerinizdesiniz ne gelen var seferinden. Ben de burayı buldum, buradan başlatayım dedim hortlatmayı. Vay be Serbest Kürsü, demek gittiniz.
Toplam 45 mesaj bulundu