Filiz Kalkışım Çolak Adlı Antoloji.com Üyesin ...

Aşk denizinde şulesi bir ışıyıştan kıvılcımlanan sancıdır şair.Ne güzeldi doğayla özdeş yüreğin insancıl dokunuşları...

Seni diyorum seni
ateşlerin başında
uykulu ellerini

Tutmuşlar yıkamışlar
rüya denizlerinde
tutmuşlar yıkamışlar

Üç uygar iki barbar
bize dediklerini
dur dinle yürü söyle

Bak burdan gitmeyince
kimsecik hatırlamaz
duvardaki gölgeni

Ağardı böyle az az
gölgen ki günden mavi
kucağın ...

Anısına saygıyla...

Allah Allah Allah pirim, huzurla saygıyla...

''kanat vuruşlarıyla sever kiraz ağaçları serçeleri''
Off ki ne off şiire ölmek bu olsa gerek şu dizenin yüceliği bir ömre değer..Harikasınız üstadım...

İnsanın hesabına düşeni aşkla ödemesi nasıl acıtır bilirim...Sevmeye böylesi aç yüreğin temizliğini gücünü...

O iç ses yanıltmaz insanı hiç kuşku figürandır acabaların sonu çünkü hep maviye akar..Ne güzeldi Mustafa hocam...sevgilerimle...

Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şa ...

Şairlerin yüreği hep doruklardan çağlar böylesi...

''Hissedince sana vurulduğumu
Anladım ne kadar yorulduğumu
Sakinleştiğimi, durulduğumu
Denize dökülen bir pınar gibi
Sevişen yaramaz çocuklar gibi ''
Şairlerin sevdası acep hep böyle temiz mi olur !?...

''Ben ışıklar konfetiler bayramlar istemem
Uzanmışım gölgeliğe bir başıma''
Aşka sevdaya çırılçıplak savunmasız meydan okumak şairlerin zaferidir...Rahmetle...

Ah sevda sevda meğer ne çok yaraşıyor şairlerin kelamına...

O amcalar umutlarımızı çaldılar yarı mavi
Sevdalıydık, serâzattık, ah! Deli taydık
Yüreklerimizde akınlar vardı güneşe doğru
Ve ekmeği ve suyu paylaştıklarımızla
Azığımız gül kurusuydu yolların sonunu okurken
Yarınlarımızı besleyen menekşe süslü rüyâlardı
Sevdalıydık, serâzattık, ah! Deli tayd ...

Güleceği ne kadardır doğarken ağlayan insanın şu çivisi çıkmış dünyada...Hep güvercinlerin boynu şairin çığlığı ilk dağlanırken yağmurda vuruldu.Evet yağmurda.Her vicdan yağmurla yıkanmış sanmayın siz.Yoksa ayakta kalanların türküsü böylesi içli yanmazdı mısralarda. Düşmezdi devrik cümlelerin ardınd ...

Aşk olmasa nefesin anlamı olur muydu bilmiyorum? Evet ölmeden seni mezara koyan üzerine toprak atan ve sen yaşarken hala nefesindeyken aşk seni diri diri köklerine yakan aşkın anlamı olur muydu.Acı böylesi hissedilir miydi?Kansız kanamalar getirirken bizi...Erken koyuyor insanı üstelik yola..Sen hal ...

Gecenin koynuna düşeli şiir böylesi yanmamıştı sevda...

Ah yaşanılmayanlar en çok onları yaşamıyor muyuz sahi!?

İnsan bir kendinden kaçamıyor nereye gitse kendini oraya getiriyor.Ah hele ki bir ağaç görmesin bir ova dere kenarında sümüklü bir kuzu yazsa ağustos böceklerinin o sağır eden senfonisi güzse yüreğe çoktan çöken dumanı çiyli vadilerin efkarlı dağların.İşte o an gel buraya yüreğim gel otur yanı başım ...

Ah çeke çeke kaçıncı kahrolası histir bu...Selami hocam dilerim hiç incinmesin naif yüreğiniz hep şiirde kalsın yelle yeksan olsun işittiklerim duyduklarım...

Acı hep yeni gelir insana hiç eskimez nedense.O sevimsiz suratıyla bakar sana eşikten.Çok güzel olduğunu söyleyenlere inat.Bakar sana o mutsuz hayalin.Güz şafağını bilirim de yenisini güzün hiç duymamıştım.Meğer ne yabancıymışım kendime ne budala.Hep yeniyken içimdeki yara...

Yaşadığını unutmasa insan bunları yazamaz.Bir yaşanmışlıklara yazmak var bir de yaşanmışlıkları yeniden yaşayarak yazmak ve gölgesinde derinleştikçe kaybolmak...

''bana kendimden başka mezar sormayın'' Öyledir şairim insanın mezarı kendisidir. Sevda dediğimiz şey kendimiz değil mi öylesine sevdiğimizden istediğimiz aynı şekilde sevilmek değil miydi?Hesapsız kitapsız hatalarıyla sevaplarıyla sevilmek.İnsan nedense kendine dönüyor.Ya bulamıyor ikizini.Ya bulun ...

Pülümürün bir dağ köyünde gördüm onu
yaşını sordum bir giz gibi güldü
kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz
yüzüne baktım bir giz gibi güldü

bir asa vardı elinde
bir solmuş kırallığın
kadifeden harmanisi üzerinde
bir hititliydi o bir selçukluydu
bir ermeniydi bir kürttü
bir türk

yaşını ...

Söyle Arkadaşım' dedi Anadolulu Mehmet
yanı başındaki Anzak erine
'nereden kopup gelmişsin,
neden çökmüş bu mahzunluk üzerine? '

Ruhun şad olsun Karaoğlan...