bazen 5 dakika, 5 asır kadar uzun gelebilir insana…
algılama meselesidir ..
ama sen gene de sevinç çığlıkları atmaya devam et..
büyümesin, içimizdeki bayram ayakkabısına mutlulukla bakan o çocuk:P
bazen seni seviyorum.. sonra geçiyor.
iyi ki geçiyor ohh dünya varmış oluyor :)
malum, takıntı yapmamak lazım.. sevgiyi de, caddeyi ve şarkıcıyı daa :)
bardaktan boşanırcasına diye tabir edilen yağmura zaman zaman gök gürültüsü de eşlik ederken eller montun cebinde, hızlı adımlarla yürünüyor..
yer yer su birikintilerinden zıplayarak geçilirken fatih’in labirent gibi tarihi sokaklarında kutsal sığınağa ulaşmak için çok da acele edilmiyor..
zira yağmur , hissiyata damla damla katkıda bulunuyor.
mantık yoo çok uzakta mümkün değil derken, duygular şu köşeden dönünce karşıma çıkacak hissine kapılıyor.
vee dilde el fida mırıldanırken, el açılarak damlaların düşmesine hayran kalınıyor…..
Kaç yıl oldu bilmem geçti seneler
Ne mektubun geldi ne de bir haber
Bir bilsen ben nasıl özledim seni
Sevgilim sen beni özlemedin mi
Ferdi Özbeğen
….
Üniversite yıllarımızda favorilerimizdendi..
bir çok şarkısı ile platonik duygularımıza tercüman olurdu..
Rahmet O’na..
kendini beğenmişlik dersen hee limitsizdir, burnumuzdan kıl aldırmayız.. cahillere / salaklara tahammül edemez, anında geri dönüşüm kutusuna atar oradan da ebediyen sileriz..
küseriz barışırız, ertesi gün gene küseriz.. ertesi gün ya barışır, ya barışmayız..boyun eğmeyiz, yıkılmayız, ayaktayız...
patavatsızız, pot kırarız, her ne ise pat diye söyleriz.. takıntılı değil amaa kıskancız, çok fena gurur yaparız..
İçimiz yanar amma söylemeyiz, kendi savaşımızı içimizde yapar,
sonra zafer bayrağımızı ruhumuzun surlarına çekeriz.
nezaketlilik hak getiredir, kibarlık semtimizden geçmezdir telefonu neee diye açarız,
lafını ağzına tıkar pat diye kapatırız, çileden çıkarırız.. engelleriz
çeyrek akıllı olanın aklını alır, büsbütün akılsız bırakırız..
sevdik mi tam severiz, sonuna kadar severiz..hercai gönül değiliz, her gördüğümüz dala konmayız..
valla çatlarmısın, patlarmısın bilemeyiz.. amaa biz böyleyiz…
Sözcük anlamıyla zıtlık; karşıtlık, karşıt olma, çelişki olarak ele alınmasına rağmen, gerçek anlamda zıtlık bir çelişki yada ters düşmek değildir.
Zıtlık kavramına geniş kapsamıyla bakıldığında, evrende her şeyin zıtlıklar dengesi içinde oluştuğunu ve olguların birbirini tamamladığını görürüz.
Ve de olguları bir tür test etme, fark etme imkanına sahip oluruz.
Olguların zıtlıklar içinde bulunması eksiklik ya da uyumsuzluk deiğldir.
Güzelle kötüyü, doğru ile yanlışı, karanlık ile aydınlığı, hayatla ölümü
mukayese imkanımız zıtlık kavramı içinde anlamını bulmaktadır.
Bu sosyal yapıda da, biçimsel yapıda da böyledir
ve zıtlık yoksa hareket yoktur, varlık yoktur, süreç yoktur
hayat,
iki ezan arası bir lahza bir muamma;
anların anlamların/anlamlandırmaların ardında girift bir derya
ve sevda,
an-a anlamı giydiren kıymet biçilemeyen parça
Sükûtumun baş-harfi,
Elemlerimin cümle hecesi
Adın dokununca içime,
Yüreğim cevap/sızlanıyor..
Her satır başı hüzünlerdesin,
Silkelesem de dökülmüyorsun,satırlarımdan
Tut artık düşlerimin ellerinden
Ya da azat et
Azat et beni kendinden
Geçmiş zamanda başladık yazılmaya, şimdiki zamana yenildik.
Biz iki özne bir cümleye yetemedik.
İkimiz bir olup ta bir yükleme denk gelemedik.
Şimdi ayrı hikayelerin ayrı cümlelerinde, ayrı sevdaları taşıyoruz anlam
diye.
Nesne acı, yüklem ayrılık.
Sen ihanete eş anlam,
Ben kendi cümlesinde kaybolmuş gizli özne
kuytularda çürüyen de sınavını çürümekle vermiş oluyor işte.. ama belki sandığımız kadar zorlanmıyordur.
ağacı çiçeklerle bezeyen, her derde derman olan ona da bir kolaylık veriyordur mutlaka..
ama kuytulardakileri fark edemeyen gözler de sınıfta kalıyor ki ne acı,
aslında ‘’ ümitsizlik ‘’ dediğimiz şey de bir tercihtir belki :)
iyi de insan ümitsizliğe - melankoliye niye meyyaldir? . .
mazoşistmiyiz acaba ya da neden böyleyiz.:P
dram seviyoruz resmen, damar şarkıların çokça dinlenmesi de bundadır her hal :))
İlk gençlik çağlarında hoşlandığı kızın ( erkeğin ) karşısında otururken , konuşurken, yemek yerken....
eli ayağı dolaşan neslin son temsilcisileriyiz her hal..
oysa yeni jenerasyon böyle mi ?
rahatlar, etraftakileri rahatsız edecek kadar rahatlar..
her ikisi de tamamen doğru değil gibime geliyor.. dozu tutturmak mühim mesele :Pp
bir de "kaybetmekten korkmamak" var.
Böylesi aslında daha özgüven ve huzur verici olanı ,ya da deli cesaretidir belki..
Kaybetmek mi ?
ne gam!
yitip tükenmiyor muyuz zaten.
iki kapılı bir handa gidiyoruz ya gündüz gece..
akıl sınırlarını zorlayan bir tutkuyla, kabına sığmayan bir derya olup , güneşe aşık adımlarla yürümeli insan..
hayatta her şey olabilir de özellikle kalplerimize girip yerleşenlere
bir mücevher özeniyle focus yapmamız gerekmez mi :)
hem denizlerin dalgalanmadan durulmayacağı izahtan vareste değil mi..
tıpkı gönüllerin, hüzünden sonra huzura iltica etmesi gibi :)
‘’ kendini aşma’’ gayretin azımsanmayacak bir şey olsa da bu çaban egonla girdiği her savaşı kaybediyor :)))
özgüvenini ezecek birine ihtiyacın olduğunu duydum da geldim :)
ee benim de yeryüzündeki misyonum bu işte :P
ancak ilim ve takva cihetinden bizden üstün olanlara gıpta ile bakmak lazım gelir.
onlar gibi olabilmek için amel eylemek,
bu mümkün olamıyorsa en azından bunu arzulamak icab eder.
hayat seviyesi (çok geniş anlamı ile düşünülmelidir) cihetinden de bizden geri olanları
akıldan uzak tutmamak elzem olup, onların mütevziliği rehberimiz olmalıdır.
nefesimize verdiğimiz 'leziz şekerler' geçici haz verip, tatmin duygusu sağlasa bile, aslında baltayı dizimize vurmaktan ibaret değilmidir ,ha dostum :)
İkiliğin olduğu yerde aşk, aşkın olmadığı yerde vuslat yoktur.
Çöl Mecnun'dan..dağ Ferhat'tan..Kerem ateşten.. Aslı külden..
Gül bülbülden.. ve gam gönülden ne zaman ayrıldı ki...
Yusuf Züleyha'dan kaçabilir mi
Tek kanatla uçabilir mi turnalar
Aklın anahtarı açabilir mi sevdanın kapısını
Ve sen, denize ulaşmayan kaç ırmak gördün ki :)
Kâfi gelir mi yaşanılanları özetlemeye harfler.. Hangi kelimeye sığar bir hayat.. Hangi cümle tam anlatabilir bir ömrü.. Sığmaz, yeterli olmaz, anlatılamaz.. En iyisi..bırak dağınık kalsın.. Hem zaten ne kadar gerekli ki kendini a ...
Gülümse Kaderine
28.09.2024 - 13:52alevi söndürmeye çalışırken yanan olmuşuz.
gölgelere çekilelim derken güneşi kızdırmışız..
zaten ‘’yapay serinlikler’’ de değildi aradığımız..
gülümsemeyi, yanıklara tuz basmakta bulduk.
bazen bana da olur
28.09.2024 - 13:48bazen 5 dakika, 5 asır kadar uzun gelebilir insana…
algılama meselesidir ..
ama sen gene de sevinç çığlıkları atmaya devam et..
büyümesin, içimizdeki bayram ayakkabısına mutlulukla bakan o çocuk:P
böyle bir sevmek
28.09.2024 - 13:47bazen seni seviyorum.. sonra geçiyor.
iyi ki geçiyor ohh dünya varmış oluyor :)
malum, takıntı yapmamak lazım.. sevgiyi de, caddeyi ve şarkıcıyı daa :)
Yagmurda islanmak
28.09.2024 - 13:46bardaktan boşanırcasına diye tabir edilen yağmura zaman zaman gök gürültüsü de eşlik ederken eller montun cebinde, hızlı adımlarla yürünüyor..
yer yer su birikintilerinden zıplayarak geçilirken fatih’in labirent gibi tarihi sokaklarında kutsal sığınağa ulaşmak için çok da acele edilmiyor..
zira yağmur , hissiyata damla damla katkıda bulunuyor.
mantık yoo çok uzakta mümkün değil derken, duygular şu köşeden dönünce karşıma çıkacak hissine kapılıyor.
vee dilde el fida mırıldanırken, el açılarak damlaların düşmesine hayran kalınıyor…..
tabiat
27.09.2024 - 11:21Bakın..!
Şu tabiat ne kadar sakin ve sessiz,
İnsanlar, ağlanacak hallerinden habersiz..
şu an ne dinliyorum
27.09.2024 - 11:18Kaç yıl oldu bilmem geçti seneler
Ne mektubun geldi ne de bir haber
Bir bilsen ben nasıl özledim seni
Sevgilim sen beni özlemedin mi
Ferdi Özbeğen
….
Üniversite yıllarımızda favorilerimizdendi..
bir çok şarkısı ile platonik duygularımıza tercüman olurdu..
Rahmet O’na..
söylenmeler
27.09.2024 - 11:12kendini beğenmişlik dersen hee limitsizdir, burnumuzdan kıl aldırmayız.. cahillere / salaklara tahammül edemez, anında geri dönüşüm kutusuna atar oradan da ebediyen sileriz..
küseriz barışırız, ertesi gün gene küseriz.. ertesi gün ya barışır, ya barışmayız..boyun eğmeyiz, yıkılmayız, ayaktayız...
patavatsızız, pot kırarız, her ne ise pat diye söyleriz.. takıntılı değil amaa kıskancız, çok fena gurur yaparız..
İçimiz yanar amma söylemeyiz, kendi savaşımızı içimizde yapar,
sonra zafer bayrağımızı ruhumuzun surlarına çekeriz.
nezaketlilik hak getiredir, kibarlık semtimizden geçmezdir telefonu neee diye açarız,
lafını ağzına tıkar pat diye kapatırız, çileden çıkarırız.. engelleriz
çeyrek akıllı olanın aklını alır, büsbütün akılsız bırakırız..
sevdik mi tam severiz, sonuna kadar severiz..hercai gönül değiliz, her gördüğümüz dala konmayız..
valla çatlarmısın, patlarmısın bilemeyiz.. amaa biz böyleyiz…
zıtlık
27.09.2024 - 11:02Sözcük anlamıyla zıtlık; karşıtlık, karşıt olma, çelişki olarak ele alınmasına rağmen, gerçek anlamda zıtlık bir çelişki yada ters düşmek değildir.
Zıtlık kavramına geniş kapsamıyla bakıldığında, evrende her şeyin zıtlıklar dengesi içinde oluştuğunu ve olguların birbirini tamamladığını görürüz.
Ve de olguları bir tür test etme, fark etme imkanına sahip oluruz.
Olguların zıtlıklar içinde bulunması eksiklik ya da uyumsuzluk deiğldir.
Güzelle kötüyü, doğru ile yanlışı, karanlık ile aydınlığı, hayatla ölümü
mukayese imkanımız zıtlık kavramı içinde anlamını bulmaktadır.
Bu sosyal yapıda da, biçimsel yapıda da böyledir
ve zıtlık yoksa hareket yoktur, varlık yoktur, süreç yoktur
hoş geldin
27.09.2024 - 10:53fasıla uzun sürmüştü mîr’im..
özlemiştik çok..
her hâlimi anlamsız bulup, beni azarlamalarını da :)
envai çeşit pastalarla kutlamalı dönüşünü.
hoş amedî :)
Yolunu bulmak
27.09.2024 - 10:52Mizacında mizacımı bulduğum,
Zıtlığında mana dolduğum
Beni anlar ve İçimdeki şeylere hükmeder
’Kaybolmam’’ zira bütün yollarım sana gider
Espoir-
lahza
27.09.2024 - 10:44hayat,
iki ezan arası bir lahza bir muamma;
anların anlamların/anlamlandırmaların ardında girift bir derya
ve sevda,
an-a anlamı giydiren kıymet biçilemeyen parça
azat etmek
27.09.2024 - 10:43Sükûtumun baş-harfi,
Elemlerimin cümle hecesi
Adın dokununca içime,
Yüreğim cevap/sızlanıyor..
Her satır başı hüzünlerdesin,
Silkelesem de dökülmüyorsun,satırlarımdan
Tut artık düşlerimin ellerinden
Ya da azat et
Azat et beni kendinden
yarım kalmış cümle
27.09.2024 - 10:42Geçmiş zamanda başladık yazılmaya, şimdiki zamana yenildik.
Biz iki özne bir cümleye yetemedik.
İkimiz bir olup ta bir yükleme denk gelemedik.
Şimdi ayrı hikayelerin ayrı cümlelerinde, ayrı sevdaları taşıyoruz anlam
diye.
Nesne acı, yüklem ayrılık.
Sen ihanete eş anlam,
Ben kendi cümlesinde kaybolmuş gizli özne
Öğren artık!
26.09.2024 - 07:47İnsandır işte güler, ağlar..
coşun halleri de vardır, hüzünlü de.
yeter ki Allah, kişiliğine zeval vermesin, değerlerinden mahrum etmesin :)
Hayat Bilgisi
26.09.2024 - 07:41kuytularda çürüyen de sınavını çürümekle vermiş oluyor işte.. ama belki sandığımız kadar zorlanmıyordur.
ağacı çiçeklerle bezeyen, her derde derman olan ona da bir kolaylık veriyordur mutlaka..
ama kuytulardakileri fark edemeyen gözler de sınıfta kalıyor ki ne acı,
aslında ‘’ ümitsizlik ‘’ dediğimiz şey de bir tercihtir belki :)
iyi de insan ümitsizliğe - melankoliye niye meyyaldir? . .
mazoşistmiyiz acaba ya da neden böyleyiz.:P
dram seviyoruz resmen, damar şarkıların çokça dinlenmesi de bundadır her hal :))
yaşama anlam katmak
26.09.2024 - 07:39varlığımla anlamlanır varlığın..
‘’ben varsam ‘’ en güzeldir, bu günün ve yarının :))
toplumsal özgürlükler
26.09.2024 - 07:38İlk gençlik çağlarında hoşlandığı kızın ( erkeğin ) karşısında otururken , konuşurken, yemek yerken....
eli ayağı dolaşan neslin son temsilcisileriyiz her hal..
oysa yeni jenerasyon böyle mi ?
rahatlar, etraftakileri rahatsız edecek kadar rahatlar..
her ikisi de tamamen doğru değil gibime geliyor.. dozu tutturmak mühim mesele :Pp
kaybetmekten korkmak
26.09.2024 - 07:36bir de "kaybetmekten korkmamak" var.
Böylesi aslında daha özgüven ve huzur verici olanı ,ya da deli cesaretidir belki..
Kaybetmek mi ?
ne gam!
yitip tükenmiyor muyuz zaten.
izahtan vâreste
26.09.2024 - 07:33iki kapılı bir handa gidiyoruz ya gündüz gece..
akıl sınırlarını zorlayan bir tutkuyla, kabına sığmayan bir derya olup , güneşe aşık adımlarla yürümeli insan..
hayatta her şey olabilir de özellikle kalplerimize girip yerleşenlere
bir mücevher özeniyle focus yapmamız gerekmez mi :)
hem denizlerin dalgalanmadan durulmayacağı izahtan vareste değil mi..
tıpkı gönüllerin, hüzünden sonra huzura iltica etmesi gibi :)
misyon üstlenmek
26.09.2024 - 07:32‘’ kendini aşma’’ gayretin azımsanmayacak bir şey olsa da bu çaban egonla girdiği her savaşı kaybediyor :)))
özgüvenini ezecek birine ihtiyacın olduğunu duydum da geldim :)
ee benim de yeryüzündeki misyonum bu işte :P
Güzel Günler Göreceğiz
26.09.2024 - 07:31hee rüyalarda buRuşalım :))
nefs i levvâme
26.09.2024 - 07:29ancak ilim ve takva cihetinden bizden üstün olanlara gıpta ile bakmak lazım gelir.
onlar gibi olabilmek için amel eylemek,
bu mümkün olamıyorsa en azından bunu arzulamak icab eder.
hayat seviyesi (çok geniş anlamı ile düşünülmelidir) cihetinden de bizden geri olanları
akıldan uzak tutmamak elzem olup, onların mütevziliği rehberimiz olmalıdır.
nefesimize verdiğimiz 'leziz şekerler' geçici haz verip, tatmin duygusu sağlasa bile, aslında baltayı dizimize vurmaktan ibaret değilmidir ,ha dostum :)
Ayrılık da sevdaya dahil
26.09.2024 - 07:26İkiliğin olduğu yerde aşk, aşkın olmadığı yerde vuslat yoktur.
Çöl Mecnun'dan..dağ Ferhat'tan..Kerem ateşten.. Aslı külden..
Gül bülbülden.. ve gam gönülden ne zaman ayrıldı ki...
Yusuf Züleyha'dan kaçabilir mi
Tek kanatla uçabilir mi turnalar
Aklın anahtarı açabilir mi sevdanın kapısını
Ve sen, denize ulaşmayan kaç ırmak gördün ki :)
ne zaman mutlu olunur?
23.09.2024 - 11:29hemen şimdi, şu an..
zira şimdi, bir ‘’dünya ‘’ sığıyor sevincime :)
Toplam 242 mesaj bulundu