Dilek Karagüzel Pıtırcık Adlı Antoloji.com Üy ...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    30.10.2019 - 10:09

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    29.10.2019 - 00:33

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    26.10.2019 - 10:13

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    25.10.2019 - 15:14

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    25.10.2019 - 10:11

    KİMSELERİN OLMADIĞI YERDE,
    BEN DAİMA SENDE OLACAĞIM.
    SEN YALNIZLIK SANACAKSIN ADIMI...
    OYSA BEN,
    YÜREĞİMDE Kİ BU SEVDAYLA,
    NEFES KADAR SANA YAKIN DURACAĞIM....BİLMEYECEKSİN...

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    24.10.2019 - 14:20

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    23.10.2019 - 00:22

    Hee demişim.Dedim.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    22.10.2019 - 09:58

    (Manyağın biri delinin birine yazmış işte kim yazmışsa iyi yazmış) :))

    Adalet Reformum.
    Gözlerinde müebbeti istiyorum En acımasız mahkemelerde yargılasınlar beni. Bedenimden yüreğimi söküp Yüreğinde nefes almak olsun suçum. Son isteğim; Darağacım, yıldızların düştüğü Saçlarının tellerinden örülsün. Yüreğinde ölmeyi istiyorum. Baharları mevsimlerden çalıp Gözlerine doldurmakla suçlasınlar beni. İnfazım, gözyaşlarında son bulsun... Çıplak yüreğime, Gözyaşlarının umut zincirlerini geçirsinler. Aldığım her nefes sevdana olsun. Gözlerinin güneş gibi düştüğü Gönül mapusluğunda, Ömür boyu yüreğinin müebbetini istiyorum. Gülüşlerinde erimeyi istiyorum. Yağmurların sadece gözyaşında saklı olduğu Güneşin, hep gülüşlerinde solduğu Bir ceza istiyorum. İnfazım, gözlerinde yavaş yavaş erimek olsun. Avuçlarında solmayı diliyorum. Ömrümden vazgeçip, Senin gözlerine firardan yargılanayım. Susma hakkımı kullanıp, Gözlerinde müebbeti istiyorum

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    22.10.2019 - 09:38

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    19.10.2019 - 10:15


    Seninle görmeden sevmeyi, dokunmadan hissetmeyi öğrendim ben. Hiç göremediğim ama daima hissettiğim gözlerinden bir yudum nefes alıp sana yazıyorum yine. Yürek murekkebiyle yazılmış onca karalamaya inat seni yazıyorum satırlarımda SEN VE BEN. güzel bir günün sabahında aynı güneşle uyanan iki sevdalı. Imkansızlığın içinde, yokluğun acı nefesinde 'SEVGIYI' soluyan iki yürek. Boşver gecey...le güneşi...n birbirlerini sevmesi gibi imkansız olsada aldırma. Biliyormusun birtanesi yağmuru dilenen kuru toprak gibi her sabah hiç bilmediğim nefesini soluyorum ben güneşi bekleyen kuru yaprak gibi akşam kızıllıgında gelecekmissin GİBİ ben hep SENI BEKLIYORUM.......

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    18.10.2019 - 21:44

    Profile yazan arkadaş itiramız yok acı da hayat tatlı da hayat.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    18.10.2019 - 21:41

    Müslim de dinlenir olmadı zCengiz söyler .

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    18.10.2019 - 19:24

    Masal bu ya.Balığın gönlü çöle vurulur.Sever sever sevmesine de balıcık canından olur.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    18.10.2019 - 13:13

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    18.10.2019 - 13:12

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    17.10.2019 - 07:14

    Düşümden düştün../..canın acımadı ya
    ne zaman düştün sol yanıma da, vuruldum sözlerimden
    benim yazım değilsin, korkarım kışım da
    tenimde çıldırmış bir dilek tutuşturur iliklerimi
    sen ateşsin
    saat 17:28
    kimbilir, şimdi neredesin

    yoruldum korktuğum yangınlara yakalanmaktan
    suya düştü intihar, boğuldu son bakış
    kimi istesem uzaktır kıyı boyları
    vedalar alnıma işlenmiş, nakış nakış

    aşk! Sevdiğim ama dokunamadığım çiçek
    kulaç attığım dalgalara sıkıştı haykırışım
    gitmeyi öğrettiler bana, kalmak nasıldır..?
    nasıldır bir göğüste endişesiz uyumak..?
    yırttığım takvim yapraklarında ağlıyor çocukluğum
    söylesene, nasıldır dudaklarını bir dudakta uyutmak..?

    ne zaman girdin aklıma da, karıştım gecelerde..?
    benim sevdam değilsin, korkarım sevenim de
    yürekte şaha kalkmış bir arzu ıslatır dilimi
    sen havasın
    saat 22:16
    kimbilir, şimdi hangi kuytudasın

    arındım ve çözüldüm geçmişin kirli nefesinden
    geceye düştü uyku, titredi acı soluk
    kimi çağırdıysam, kapalıdır seslerinin yolu
    üşümeler içimden akıyor, oluk oluk

    tutku! Bildiğim ama gösteremediğim resim
    akıttığım renklere takıldı gül yüzlü uçurtmam
    susmayı öğrettiler bana, konuşmak nasıldır..?
    nasıldır, bir sesin içinde bağdaş kurup dinlenmek..?
    yitirdiğim öpüşlerde yanıyor sevgilerim
    söylesene, nasıldır bir yüreğin içinde demlenmek..?

    ne zaman geldin yanıma da, dağıldı hüznüm
    kaçarım değilsin, korkarım tutanım da
    sen topraksın
    saat 22:39
    kimbilir, şimdi hangi duygunun uykusundasın

    Pelin Onay

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    16.10.2019 - 09:09

    Biliyor musun? Beni herkes aynı sevdi.
    Aynı güzel sözleri söyleyip, aynı yalanlara inandırıp, aynı şekilde yok olup gittiler.
    Sen beni öyle sevme olur mu?
    Sen beni başka sev.
    Belki o zaman gözlerimdeki hüznü, kalbimdeki yorgunluğu daha iyi anlarsın.
    Bir insan en güzel yorgunken sevilir, bir insan en güzel yaşlanırken.
    Onlar bilmiyormuş. Umarım sen biliyorsundur.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    16.10.2019 - 09:07

    "Gözlerimi söndür, seni görmeye devam edeceğim.
    Kulaklarımı tıka, seni duymaya devam edeceğim.
    Ve ayaklarım olmasa bile sana gelebilirim,
    Ağızım olmasa bile senin ismin üzerine yemin edebilirim."
    Rilke.

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    13.10.2019 - 09:16

    “Sen bir şey söylemeden gidersin değil mi? Hem de öyle bir gidersin ki; bırak yaşamayı, insanın nefes alması bile yarım kalır.”

    ??İncir Reçeli


    Sevmek nedir aslen ?
    Ölmek mi uğruna ?
    Yaşamak mı onunla ?
    Sevmek mi ömür boyunca ?
    Yoksa ayrılmak mı gerekince ?
    Nedir insanı başkasına bağlayan ?

    Bilmez kimse bu soruların cevabını..
    Kimi güzelini sever, kimi özelini.

    Can Yucel

    Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    Sokak lambaları birden yanıyor
    Kaldırımlarda yağmur kokusu
    Ben sana mecburum sen yoksun.

    Attilâ İlhan

    “Aklıma bile gelmiyorsun artık, o kadar kalbimdesin ki!”

    Cemal Süreya

    “Dünyadaki herkesin
    parmak izinin farklı olması,
    kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır!”

    Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    çünkü ayrılık da sevdâya dahil
    çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

    Atilla İlhan

    "Görerek sevdiğin birini görmeyerek unutamazsın.."

    İlhan Berk

    "uykusuz kaldiginiz geceler aslinda
    bir baskasinin ruyasinda
    uyanik oldugunuzu gosterir"

    "Umut, çabaya gülümser."

    Charlotte Brontë

    Bırak her şeyi,
    Bir bekleyenim var de gel.

    Nazım Hikmet

    Bir yer bulabilsem keşke.
    Bir yer, seni hatırlatmayan.

    Yusuf Hayaloğlu

    " İnsanlar sevilmek için kusurlarını gizleme gereği duyarlar. Ama kimse
    zaaflarına, zayıf anlarına, hatalarına tanık olmadığı birini gerçekten sevemez


    - Seni seviyorum.
    + Beni sevdiğine dair kanıt göster?
    - Kanıt inancı öldürür. Eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin. Ben "seni sevdiğimi bilmeni" değil, "seni sevdiğime inanmanı" istiyorum..
    + Neden?
    - Çünkü bilmek beyinle, inanmak kalple yapılan iştir.

    Sweet November

    Elbet vardır,
    kalbinin derinliklerinde sakladığın bir isim.
    Geceleri gözlerini kapadığın an,
    karşında gülümseyerek görüp
    rahat bir uykuya dalmanı sağlayan biri.
    elbet vardir...

    “Bir yaştan sonra her sabah…
    Kırılan parçalarını toplayıp
    Yeni baştan yaşamayı öğreniyorsun
    İşte bunun adına olgunluk deniyor

    "Ve ihtimal sen
    Gene beni sevmiyeceksin."

    Orhan Veli - Pazar Akşamları












  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    09.10.2019 - 11:57

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    09.10.2019 - 11:26

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    08.10.2019 - 13:31

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    07.10.2019 - 21:13

    Mevzu derin sevgilim bu gecede sensizliğin tiriplerindeyim...
    (Demiş biri )

  • Dilek Karagüzel Pıtırcık
    Dilek Karagüzel Pıtırcık

    07.10.2019 - 11:36

    BİR AŞK HİKAYESİ

    New York Grand Central tren istasyonunun danışma bürosunun üzerindeki saat, 6 ya altı dakika kaldığını gösteriyordu. Uzun boylu ve yanık yüzlü teğmen, tam saati anlamak için gözlerini kırptı. Kalbi, kendisini şaşırtacak kadar hızla çarpıyordu. Altı dakika sonra, onüç aydır yaşamında son derece önemli bir yer kaplayan, hiç görmediği fakat yazılarıyla en ümitsiz anlarında bile kendisine cesaret veren kadını görebilecekti.

    Bir aralık, bir kızın yanından geçtiğini gören Teğmen Blandford, yerinden sıçradı. Kızın yakasında da bir çiçek olduğu halde bu, teğmenin, gizemli kadınla kararlaştırdığı kırmızı gül değildi. Sonra bu kız olsa olsa 18 yaşlarındaydı, oysa ki Hollis Meynell 30 yaşında olduğunu yazmıştı. Teğmen mektubunda:

    “Ben de 32 yaşındaydım” diye cevap vermişti. Gerçekte 29 yaşındaydı.

    Teğmen, Vietnam’da okuduğu romanı hatırladı. Kitabın her sayfası, bir kadın tarafından yazılmış notlarla doluydu. Teğmen Blandford, o zamana dek, bir kadının, bir erkeğin ruhunu bu kadar iyi anlayabileceğini düşünmemişti. Kadının adı kitabın kapağında yazılıydı: Hollis Meynell.

    Roman, iyiliksever kişiler tarafından askerlere armağan edilen binlerce kitaptan biriydi.

    Teğmen, Hollis Meynell’in adresini, New York telefon rehberinde bulmuştu. Kıza mektup yazmış ve ondan cevap almıştı.

    Kadın, teğmenin mektuplarına onüç ay süreyle içten bir biçimde cevap vermişti. Teğmenden mektup gelmediği zamanlar bile yazmaya devam etmişti.

    Hollis Meynell, kendisine fotoğraf yollamayı kabul etmemişti. Görünüşümün sence hiçbir önemi olmamalıdır. Güzel olduğumu bildiğini varsay. O zaman sadece güzel olduğum için bana bağlandığını düşünür ve tüm yaşamım boyunca rahatsız olurum. Bunun tersince çirkin olduğumu bilirsen, sadece yalnız bir kadın olduğum için bana mektup yazdığını düşünürüm. Resmimi isteme. New York’a döndüğün zaman beni görür ve kararını verirsin..” demişti.

    Altıya bir dakika vardı. Ansızın Teğmen Blandforf’un yüreği ağzına geldi.

    Genç bir kadın kendisine doğru geliyordu. Zarifti ve ipek gibi sarı saçları bukleler halinde, kulaklarının arkasında toplanmıştı. Gözleri tatlı bir maviydi. Açık yeşil renkli elbisesi içinde sanki baharı andırıyordu.

    Teğmen kadının yakasında çiçek olmadığını unutarak, ona doğru yürüdü. Genç kadın gülümsedi. Cesaret alan teğmen, bir adım daha attığı sırada, Hollis Meynell’i gördü.

    Genç kadının hemen arkasında duruyordu. 40’ını çoktan geçmiş bir kadındı. Beyazlaşmaya başlayan saçlarını, eski bir şapkanın altına sokuşturmuştu.

    Hollis Meynell, oldukça şişmandı da; kalın bilekli ayaklarında topuksuz kaba ayakkabılar vardı. Fakat paltosunun yakasında kırmızı bir gül takılıydı.

    Yeşil elbiseli kız yavaş adımlarla uzaklaşıyordu.

    Blandford, kızı izlemek, aynı zamanda da en güç zamanlarında kendisine cesaret veren kadınla konuşmak gibi uzlaşamaz iki arzunun arasında kalmıştı.

    Teğmen duraksamadı. Kadına, kendisini tanıtmak için cebinden eskimiş romanı çıkardı. Bu kadını sevemeyeceğini biliyordu ama, kendini ona borçlu hissediyordu. Teğmen kadına selâm verdikten sonra, ona, kitabı uzattı. Her şeye rağmen, büyük bir düş kırıklığına uğramıştı.

    “Ben, teğmen John Blandford’um, Bayan Meynell. Buraya kadar geldiğinize çok memnun oldum. Sizi yemeğe götürebilir miyim?” dedi.

    Kadının geniş yüzünde, yumuşak bir gülümseme belirdi:

    “Oğlum, benim bu olayla en ufak bir ilgim yok” dedi. “Ama şu ileride giden yeşil elbiseli kız yakama bir gül taktı. Eğer, beni yemeğe davet ederseniz, kendisinin sizi sokağın öbür yanındaki lokantada beklediğini söylememi istedi.....

Toplam 1368 mesaj bulundu