Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
Merhaba diyerek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılması acıtır yüreği....!
Dilek/çe....!
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Dilek Karagüzel Pıtırcık Hakkında Yazılanlar Sayfası Antoloji.com
7 Ağustos 2025 Perşembe - 00:55:32
17.03.2020 - 10:20
Sanma ki ;
Unutamam seni.
Bir rakıya bakar sevgili,
Herşeyi geride bırakarak gidiyorum.
Ne bir selâm gönder,
Nede bir tebessüm.
Çık aklımdan ,
Çık ulan gözlerimden...
Terk ediyorum seni içimden.
Gülüşünle açılan baharlarım ,
Şimdi kuru bir dal gibi ,solup gitti .
Acısı dinmeyen,
bir sızısın yüreğimde.
Senli olan ne varsa toprakla örttüm
Yıkıldı hayallerim bir bir ,
İçime içime akıtıyorum
Göz yaşlarımı.
Bir çocuğun ağlaması gibi,
hıçkıra hıçkıra boğuluyorum .
Artık biz diye birşey yok .
Ne bir anın kalsın,
nede bir cismin.
Öleceğini bilsem ,
Bu saatten sonra dönüp bakarsam
Namerdim sevgili..!
M.DELİOĞLAN
16.03.2020 - 13:38
Şarkılarda şiirlerde güzeldir aşk.
16.03.2020 - 13:31
16.03.2020 - 13:27
15.03.2020 - 20:40
" Şimdiki boşvermişliğim,
bir zamanlar çok önemsemişliğimin sonucudur."
Charles Bukowski
14.03.2020 - 01:38
En güzel özgürlüktür kahkahalarla gülen kadının gözlerinin içi. Hele ki içindeki sensen...!!!
Yüksel ŞEKER
11.03.2020 - 02:14
Özledim diyorsun ya.
Sahi neresindeyim ben yüreğinin.
Biz neresindeyiz bu hikayenin.
Gecenin kan damlamış gözleri mi düşüyor hep payımıza.
uzun suskunluklar içinde yükselen kahkahalar nerede şimdi
Sus olmuş zamanlar büyütüyor duvarları.
Sus olmuş zamanlar haykırıyor en çok . Biliyorsun
Hep bekledim oysa.
Gecenin bir yarısı yada sabaha açılırken gözlerim senden gelecek okkalı bir küfürün ardından seni özledim demeni bekledim. .
Bir cann deyişin vardı ki.
Ben canımı sermek isterdim ayaklarına.
Artık küfretmek bile gelmiyor içimden.
Oysa sevdiğim insanlara hep küfrederim biliyorsun.
Çok özlediğim zamanlar
Öyle çok küfrettim ki resimlerine bakarken.
Öyle çok acıdı ki içim
Artık acıtmıyor
Çünkü artık gözlerin konuşmuyor benimle
Çünkü sus olmuş zamanların ördüğü duvarlar ardında ayak seslerin.
Her suskunluk kendi hikayesini anlatır.
Her sessizlik kendi melodisini yaratır nefes alışında. Ayak seslerinde.
Gizlenmiş kahkahalar ve kanatılmış gülüşler içerisinde.
Şimdi sormuyorum artık.
Ben bu hesabı da kendim öderim .
Yüreğim alıştı vedasız ayrılıklara.
Bugün gelsen yarın gitmeye hazır ayakların.
Sarılmalar hep yarım
Hep kaçak sevişmeler.
Şimdi gitme zamanı.
Yılmaz Pirinççi
10.03.2020 - 19:24
Gönlünüzü alanlar sarsın dört bir yanınızı kırıp döküp yorup gidenler değil.Kalp ağrısı ağırdır sonra çok acır.Gülümsemenize önemseyenler olsun hayatınızda.gözyaşlarınıza sebep olanlar değil...
09Mart 2020.
09.03.2020 - 14:35
KESINLIKLE
AMA KESINLIKLE BU PAYLAŞİMIN YA DA DİĞER PAYLAŞIMLARIMIN BURDAN YA DA GERÇEK HAYATTAN TANIDIĞIM HİÇBIİR KİŞİYLE İLGİSİ YOKTUR OLMAZ OLAMAZ.LÜTFEN ÜSTÜNE KİMSE ALINMASIN.BENİM SAYFAM BENİM SEVDİKLERİM.YİNE DE ALIACAKSANIZ O DA SIZİN SORUNUNUZ
Tatlım, ben senin bildiğin Leyla'lardan deliyim.
Mecnun'u Leyla eden kadınım ben. Şu gördüğün beş para etmez dünyayı parmağımda oynatabilirim çünkü defalarca kendi dünyamın enkazından sağ çıktım.
Ateşten de korkmam. Zaten yanmış olan bir daha yanabilir mi?
Ama mevzu bu değil.
Mevzu derin.
Çakmağın varmı?
Dila Bakaç
09.03.2020 - 14:18
Aman bende.
Ve profilime ithafen yazmayın.Profilimi de yazmayın.Hatta uğramayın bile zira naptımsa size .Bastan yazdim olmuyo diye suc mu bu bilmiyorum ve asla bir birsaydığınız davranislarda bulundunuz da demedim .
08.03.2020 - 14:49
Sevdim muhteşem anlatım.
Sarap gibidir kadın. şarabın beyazı, kırmızısı, rozesi, kadının sarışını, esmeri, kumralı. şarabın rengine bakılarak karar verilemeyeceği gibi, kadının da dış görünüşüne bakarak gönül verilmemeli.
her üzümden petrus şarabı olamayacağı gibi her kadından da eş olmaz. şarabı belli sıcaklıkta bekletip şişesini açtığınızda, önce kokusu cezbetmeli sizi. kadınıysa, doğru yerde ve doğru zamanda tanıyıp yüreğine dokunduğunuzda bakışları, gülümsemesi, samimiyeti cezbedebilmeli.
bir kadeh şarabı kokladığınızda ayırabilmelisiniz hangi bağlardan yetişen hangi çeşit üzümlerden yapıldığını. bir kadına aşık olmaya başladığınızdaysa bilebilmelisiniz onu aşık olduğunuz kadın yapan tüm özelliklerini. yüreğinde acıyacak yaralar olup olmadığını, nelere hüzünlenip nelere sevindiğini, hangi çiçeği koklamaktan hangi şarkıyı dinlemekten haz duyduğunu bileceksiniz.
sonra, bir yudum içtiğinizde şaraptan dudağınızda kalan tat ile damağınızda kalan yadı ayırt edebilmelisiniz. dudağınızda kalan tat, yani ilk hissettiğiniz çok daha önyargılı ama geçici olacaktır. damağınızda kalan tat ise, daha iyi analizedilmiş, ayrıtılmış, daha çok duygularınızla algılanmış ve kalıcı olandır. tüm bu tadımlık hazların ardından şarabın bir de beyninizde yarattığı reaksiyonlar. hafif bir baş dönmesi, hoşluk ve sakinlik. yada felaket bir baş
ağrısı, mide bulantısı. sonuçlarda önemli elbette ama şarabı içmeden bunları hissedemeyeceğiniz gibi ilişkiyi de yaşamadan o kadının sizde nasıl etki bırakacağınıda bilemezsiniz.
ancak sadece şarabı eleştirmekde doğru değil. mesela şaraptan önce ne yemiştiniz, nasıl bir gün geçirmiştiniz o şarabı nerede içmiştiniz. demekki ilişkilerde, sizin de yaşanmışlıklarınız önemli. birlikteliğe bakış açınız, onu nerede, ne zaman ve nasıl yaşadığınız. bir kadını anlamak bir şarabı analiz etmek gibidir. dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla sizde bırakacağı tatları sevmek, yeniden onu içebilme arzusu ile yanıp tutuşmak gibidir.
sarhoşun hep bir bahanesi vardır içmek için, o hüzünlense de içer sevinse de. ama amacı zevk almak değildir, ne içtiği önemli de değildir. sadece içip var olmadığı bir dünyada olmak ister kendince. ama aşığın bahanesi olmaz, amacı da mutlu olmaktır sevgiyle. öyleyse sevdiğiniz kadına değer verin, emek verin, yüreğine dokunun saçlarından bile önce. işığıyla,neşesiyle, kahkahalarıyla başınızı döndürebiliyorsa, gözleriyle gözlerinizi okuyabiliyorsa, sevincinizi
hüznünüzü paylaşabiliyorsa, o kadın sizin şarabınız.
ama unutmayın her üzümden petrus olamayacağı gibi her erkekten de gurme olmaz..!
Alinti
08.03.2020 - 13:47
Meneviş Dokunuşlar
Seni özlemek
Düşlemek seni
Seni beklemek
Masalsı bir sevgiyle. ..Gecede
Ayda
Şiirde. ..Sevdiğim çayda bulmak seni
Ateş gibi
Kor gibi
Gözyaşımı sırlamak. ..Efsunlu bakışlarda
Su misali akarken
Kirpiklerime sürmek hasretini
Meneviş sürmesiyleSeni sevmek
Ah sevmek seni
En yalnızlığımda. ..Evvelim
Ahirim
Vuslatım. ..Deniz kokulu düşüm
Hasretim
Çocuk yüzüm
Kış güneşim
Dingin ruhum
Nazlı yağmurumRuhum ruhuna esir
Kalbim kalbine mukabil
Hüznün yağar yüreğime
Taze bahar tadındaDemdedir özlemin
Gözlerimde gülüşün. ..
Hülya YILMAZ
8 Mart 2020 pazar
08.03.2020 - 13:38
Aşk teslimiyettir.Onun varlığına da yokluğunu da.Bazende tüm bedenin ruhun vazgeçmezken Umudu yitirdiğinde vazgeçmeye.kabüllenmektir.Alışmaktır onsuzluğa lakin unutamadan.
Dilek demiş.
8mart 2020
08.03.2020 - 13:12
Ah sensizlik
Ah sensizlik...
Kalemi kağıdı elime her alışımda
o boş sayfayı tertemiz bırakıp
hisli bir şiirin yerini içli bir ağıta emanet etmesi ve dudaklarımı sızlatarak dilimi kurutarak çıkan sessiz cümlelere dönüşmesidir.Ah sensizlik...
Terkedilmiş virane bir meskende
sahipsiz kalmış bir kalbin
yaptığı ibadetle ettiği duayla tanrıya sığınması ve hasta yatağında ölümü beklemesidir.Ah sensizlik...
Olan biten her şeye sessiz kalıyorum
Herkese suskunum lal oldum
Aklım firarda ruhum zararda
Acınacak haldeyim
hayata tutunamıyorum.
Farkında mısın?
Ellerinden kayıp düşüyorum, ölüyorum.
Berker ÖZDAMAR
07.03.2020 - 14:04
Bir erkeğin adamlığı sevdası kadarmış diye bir cümle okudum.Taşıyobilyo yaşayanilyosa yaşatabilyosa tuttuğu eli yormadan üzmeden o adam güzel erdemlee sahip tespiti de yapılabiliyor.
07.03.2020 - 13:57
Bazen günde defalarca veda edip birine hiçbir zaman gidemezmişsin.
Bazen gözyaslarına söz geçirsende
Beynini kandırsanda kendini onsuz kalabileceğine inandırsanda hayat devam ediyor gibi görünse de kalbe söz geçmezmiş.
Dilek ce yine bir anda karalanan
07mart 2020
07.03.2020 - 11:03
Yalnış Durak
Ey Aşka hevesli kalbim
Ne kadar meyillisin yanmaya
Burası yanlış durak
Dur
Dur bir durduğun yerde
Bu kadar çok çarpma
Seni kendi ellerimle
Söküp atacağım
Emel Ercan SAĞTÜRK
06.03.2020 - 09:48
Yüreğim sensizliğe alış in adan gel demiş.
05.03.2020 - 09:06
"Tam dabu yüzden askın azrailin olur diye sev ama bağlanma derler.
Kötü şiir.
Çok kötü şiir(kalbe zarar vinten)
Adam böyle VURULUR________(_Babacan PESENKURDU__ şiiri)
adam böyle vurulur,
böyle ölürsün milim milim,
kanın bedeninden böyle akar lağım çukurlarına! !
pislik olursun,
en fazla bir kaldırımda pislik...
en fazla iki kere titrer elin uzanamadığına...
en fazla,bir kere daha kapatıp açarsın gözlerini,
gözlerin,
açık ölürsün...
DOYMAYAN NEFSİNİN SALYALARI AKAR DÜNYAYA _____! ! !
uğruna şehirler yakılan,
sahralara düşülen,
bülbüle gül'ü sevdiren gözlerinle;
en fazla bir kere daha bakarsın bana...
gözlerinin bebeklerine söylenen ninniler susar
keserim dilimi,söylemem! ! !
ben alırım aşkımı kalbinden,
adamın canı böyle alınır
acıta acıta
acına acına..
böyle ölürsün santim santim..
dirhem dirhem,
böyle parçalanırsın sonbaharda
ve ilk baharlara taşınmaz adın
ADINDAN SAKIZ BİLE OLMAZ,
YOSMA AĞIZLARINI COĞRAFYASINA,...
'' can veren AŞK,Azrail'in olur ''
sen BİLEMEZSİN
(Antolojiden)
04.03.2020 - 09:41
Unutmayın...
Bir toz tabakası, altındaki ahşabı korur.
'Bir ev mobilyaların üzerine
'seni seviyorum' yazabildiğinde gerçek bir ev olur .'
Yıllardır her hafta sonu,
'aman biri çıkıp geliverirse' diye en az sekiz saatimi
her şeyin mükemmel görünmesine harcıyordum.
En sonunda anladım ki,
hiç kimsenin çıkıp geldiği filan yok;
hepsi dışarıda hayatlarını yaşayıp eğleniyorlar !
ŞİMDİ, insanlar ziyarete geldiğinde,
kendimi evimin durumunu izah etmek zorunda hissetmiyorum;
İnsanlar, benim daha çok dışarda hayatımı yaşarken
ve eğlenirken ne yaptığımla ilgililer.
Bunu hala keşfedemediyseniz,
lütfen tavsiyelerime kulak verin.
Hayat kısa, tadını çıkarın !
Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın
ama onun yerine
bir resim yapmak,
bir mektup yazmak daha iyi değil mi,
kurabiye ya da bir kek pişirmek,
bir tohum ekmek toprağa,
istemek ve gereksinim duymak arasındaki farkı keşfetmek ?
Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın,
ama bilin ki çok zamanımız yok
içilecek bir kahveyle,
yüzülecek bir nehir,
tırmanılacak bir dağ,
dinlecenek bir müzik,
okunacak bir kitap,
dedikodu yapılacak arkadaşlar,
sürdürülecek bir hayat .
Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın,
ama bilin ki
dünya gözlerinizi kamaştıracak güneşle dışarıda,
saçlarınızın arasında gezecek rüzgarla,
karla, sizi ıslatacak yağmurla...
Bu gün bir daha yaşanmayacak.
Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın,
ama hep aklınızda bulunsun,
yaşlılık bir gün gelecek
ve bu çok da hoşunuza gitmeyecek
Ve bir gün bu dünyadan gittiğinizde
- ki hepimiz mecbur gideceğiz -
geride daha çok toz bırakacağız !
BUNU HAYATINIZDAKİ KADINLARLA PAYLAŞIN..
Topladıklarınız değil,
nasıl bir yaşam yaşadığınıza dair dağıtabildiklerinizdir hayat...
04.03.2020 - 09:38
Notasızım
Bir sahil gazinosu gibiydi yüreğim,
Her gece kapattığın.
Solist ben;
Yegane dinleyici sen.
Ellerin akorduydu yüreğimin
Titrerdi gönül tellerim her dokunuşunda.
Gözlerin geceye doğan ay ışığı,
Aydınlanırdı beden sahnem.
Her uzvum bir enstrüman,
Serenatla şakırdı dillerimiz,
Duvara karşı birleşirdi ellerimiz,
Yıldızların altında söylenen
Bir şarkıydı sevişmelerimiz…Gittin;
Bitti yüreğimin peri masalları,
Sen !
Fareli köyün kavalcısı,
Ardından sürükledin
Şarkıları, türküleri ,şiirleri…
Bedenim terk edilmiş bir köy şimdi,
İn cin top oynuyor sokaklarında.
Kapılar kilitli, perdeler asılı kalp kapaklarımda.
Ruhumda ince bir sızı,
Neredesin en sevdiğim şarkım.
Kumsaldaki ayak izleri gibi silindin
Ne söz ne müzik, yok artık bende.
Daha kaç dilde dön diyeyim sana
Yalvarırım!
Eziyet etme bana
Sensiz notasızım anlasana....
Ozan Ali AYDIN
04.03.2020 - 09:35
Yüreğimiz bir birine hükümlü 5
948
YÜREĞİMİZ BİR BİRİNE HÜKÜMLÜ 5
Bir gün geleceksin
Bırakıp da yasak şehrini geride
Ve de gâvur inadı
Kör bir karanlıkta kaldı şiirlerim sensiz
Ve de asi yüreğim
Gülmeyi senden öğrenmişti hâlbuki her ikisi de
Senden öğrenmişti ağız dolusu gülmeyi şiirlerim ve de yüreğim
Öyle yazdım olmadı
Böyle yazdım dolmadı
Ne aza sığdın ne çoğa
Sığdıramadım seni hiçbir kalıba kitaba
Bir gün geleceksin ama
Yolunu gözler dizelerim yoksa ölür yoluna
Her şiirim sen sensin kederim
Diyemedim hiç kimseye
Biz ayrıldık
Yok o şimdi
Kavlimiz ikimizdeydi ve de yaradanla aramızda hâlbuki
Diyemedim gitti o kara küheylan
Zifiri zehri gözlerinin yerine bir karanlık bırakıp da dünyama
Ay ona küstü terk etti hilali
Güneşse benden yüzünü çevirdi
Boyandım hicrana
Bir gün geleceksin
Mabedim
Ölmeyeceksin
Ölmedin
Bu yürek sende yandı
Sende yangın
Hep senle yanacak
Ateşimsin
Bir gün döneceksin elin mahkûm
Yakacaksın
Bekleyeceğim eli mahkûm
Yüreğimiz bir birine hükümlü
Yüreğim kimseyi yazmaz
Bir gün dönmene bağlı
Dinim
İmanım
Arzum da
Ve de kavlim
Sönmedin
Sen sönmezsin
Sönmeyeceksin.
Özay Sağlam
03.03.2020 - 01:21
Bir kadeh kadar uzak
(Muhammed ÇELİK)
Herkesin gözü önünde dans ediyorduk
Ne güzel kavramıştım ölümün belini
Fakat öpmeye korkuyordum
Çünkü fazlaca dünya kokuyordum,
Fazlaca memnun edici kokarken ölüm
Ben rayihandan vazgeçemiyordum
Ürkek bir hayat sürmeye başlamıştım
Uzaklaşırken dünyadan ,
Sen benden uzaklaşırken
Uzuvlarım kopmuştu bedenimden
Her aldığım nefeste menekşe kokuyordu
Duyduğum her ses seda,
Yürüdüğüm adımlar boşaydı
İnsanlar koşuşurken etrafta,
Gördüğüm tek şey loş lambaydı
Huzur sokağında sükut vardı
Etrafımı bolca huzursuzluk sardı
Son gülüşünden sonra,
Tüm tebessümlerim boşaydı
Aradım her yerde seni
Ara sokaklarda,banklarda,uçurumlarda
Fakat sonradan fark ettim
Sen gözyaşım kadar yakındın bana
Son ağlayışım dediğim,
Fakat yıllar sürecek bir yağmur kadar yakın
Kurtulabilirdim senden
Tutabilseydim ölümün elini
Senin elini tuttuğum gibi,
Ah bir sarılabilseydim ona çokta uzak değildi aslında bir kaç duman sonrasında
Fakat her şeyden uzakken,
Ölüme yaklaşmak uymadı fıtratıma
Aslında hayat tek şeyle kaimmiş ,ölüm
Aşk dediler adına , feda , cefa ve sefa
Aslında tek gerekli şey vardı
O ise ahde vefa
Şimdilerde ise ne kaldı aşka dair
Dumanlarımın isiyle kaplanmış bir fotoğraftan başka.
Unutmak kolay iştir,beynin olduğu sürece
Fakat tek kadehte sarhoş olmak kadar da zordur , kalbin beynini iğfal ettiği sürece
Unutmak kolay iştir, unutmayın
Fakat sevmek alın teridir
Sevmek mübalağa sanatıdır, ABARTIN
02.03.2020 - 01:28
Tehlikeli Belki
ya kapandıysa kapı! ya kapandıysa!
anahtarları birisi nehre attıysa
açık unutulmuş bir fermuar gibi aklın
evet, tam da düşündüğün şeyi kastediyorum
-saçma! fermuarlar düşünmez, düğmeler düşünür
yürüyen merdivenleri gizli bir hamal yürütür
doğru çıkarsa hizmetçilerin dedikodusu
hareket eden her şey hareket etmemektedir
bunu bir yere yaz ve devam et
sabah evden çıkarken cebindeydi akşama dönme nedenin
unutursan diye renklerin uyumunu, seslerin
kulaktaki hazır yerini
kapalı perdelerin arkasındaki standart gizi
en çok kullanılan cepte varmış gibi yapmaktan
kimin yazdığını bilmek istemeyeceğin bir not
bütün turnikelerden geçiren açık bilet
itiraz etmeden bakman karşılığında
adın söylendiğinde, en kararlı halinle
-eminim kastettiğiniz benim
ya sen değilse konu, ya `sen’ değilse zamir
bütün ışıkları yaksan da değişmezse
bütün saçlarını kazısan beynine kadar
geriye dönüp silsen de izlerini
elizlerini, ayakizlerini, diz ve dirsek
evlerde, okullarda, sokaklarda bıraktığın
aslında konu yoksa, varmış gibi yapmaktan
o sessizlik dinleri, sensizlik kafirleri
oysa herkes iyi görünecekti, ücreti peşin ödenecekti
iyi olmamız için parklar ve kaldırımlar
kahvaltıdaki hile, akşam yemeğindeki risk
yılda iki piknik, üç huzur, bir çeyrek karşılığında
unut
cebinde bulamadığın, kimselere soramadığın notu
akşam, kravatını gevşetip eve dönen devrimci
sabahın ölümcül tekrarını geceden hazırlamış
ütülü perdeleri asarken bir an…
omzunu hatırlamış
yaz gelince herkesle beraber terlemenin cumhuriyeti
herkesle beraber herkesten nefret etmenin en sadık birincisi
hamsun bunu öğrendiğinde ölmek zorunda kalmıştı
nagel’ın büyük sırrı hepimize yetsin diye
düğmelerini hep aynı teknikle iliklemiş, aynı teknikle çözmüş
bu arada bazı katliamlara üzülmüş, bazılarına pek üzülmemiş
bir arkadaş cenazesinde “insan kelimelerle ölür” repliğini
tekrarlayıp durmuşsun
yemek davetlerini reddederken, gururla hesaba itiraz ederken
konu sen değilsin, zamir ben değilim
yüklem…
gramerin tek mümkün tesellisi
Osman Konuk
Toplam 1368 mesaj bulundu