Dilek Karagüzel Pıtırcık Adlı Antoloji.com Üy ...

Ramak Kala

Zümrüdü Anka

Yorgunluğun demindeyim.
Çaresizliğin zirvesinde.
Kimsesizliğin içinde.
Yaşamın ramağında.Gitsem gidemeyen,
Kalsam kalamayan.Yüreğinden firar eden bir mülteciyim şimdi.
Yanılgıların , iç savaşların, aldanışların zirvesinde.
Ne yana döneceğini bilmeyen
Gitmesi gerekenlere tutulan yağmurun seliyim şimdi.
Gözlerimin önüne şimşekler düşüyor nicedir.
Yüreğim kavrulmuşta şerbetini bekliyor nicedir.
Nicedir ağlamaklı oluyor gözlerim.
Nicedir suya hasret yüreğim.
Telaşlıyım ,
Bir o kadar da ürkek.
Yaralıyım,
Bir o kadar da asi.
Deliyim,
Dumura uğramış gibi.Ramak kaldı her ne var ise ! Taçlandırmaya seni.
Belki bir 46'lık raporunda buluşur adımız.
Belki bir intihar mektubunda kesişiriz.
Belki bir hiçliğin içinde oturup çay içeriz.
Belki de hiçbirsey olmamış gibi devam ederiz yolumuza.Sıkıştığım bir eşik,
Açamadığım bir kapı var.Dolandığım bir beyin,
Bulamadığım bir akıl.
Düşünüpte söyleyemediğim,
Gözümün önünden geçen hayallerin var.

Zümrüdü Anka

Özlemek Acı Çekmekse O Acıyı Severek Çekiyorum...
Seni Sevmek Günahsa Hiç Çekinmeden Günaha Giriyorum...
Sana tutkun Olmak Ölmekse..
Al Sana Canımı Veriyorum...
Hasretim Senelere Dönsede, Ne Aşkına Bedduam Var...
Nede Sana Kinim var..
Binbir Dert Çektirsende
Seni Mahşere....
Kadar Sevmeye Yeminim Var be gülüm...
Masa Gibi Aşk sayfasından

Cumhuriyet erdemliliktir
Uygarlıktır geçmişini de unutmamaktır
Mustafa Kemal yolunda olmaktır
Halkçılıktır milliyetçiliktir laikliktir
Umutla çalışmak adil olmak eşitliği savunmaktır
Razı gelmemektir esarete köleliğe
İstiklalini de istikbalini de korumaktır
Yüzyıl sonrasını da görebilmektir
Emanettir bizlere
Topraklarının her metrekaresi atalarının kanıyla sulanarak
kazanılan.

#2023TürkiyeCumhuriyeti
Dilek KARAGÜZEL

Cumhuriyet; kadınıyla, erkeğiyle çocuğuyla,
Umutla ,güvenle geleceğe bakmak;
Misak ı Milli sınırları içinde vatan bir bütündür bölünemez demektir,
Huzurla, hep birlikte laikçe yaşamaktır
Unutmamaktır,vatan uğruna can verenleri ,destanlar yazan tarihini, bilmektir.
Refaha ulaştırmaktır,işçisini de, köylüsünü de
İlerlemektir her daim ,her alanda en önde
Yeniliklere açık olmak, adil olmak
Esareti,kula kulluk etmeyi kabül etmemek demektir,
Türkiye demek yedi cihanla baş eden "Ya İstiklal Ya Ölüm " diyen bir millet demektir.

Dilek MEMERTOĞLU
#izindeyizatam
#100cumhuriyet

Bir resim yap çocuğum,
Bir portre,
Paletinde mavi olsun, deniz mavisi
Sonra bozkır sarısı
Çay yeşili, gül pembesi, süt beyazı...
Bir resim yap çocuğum
Koy gözlerine Karadeniz'i Marmara' yı, Ege' yi, Akdeniz'i
Bir resim yap çocuğum
Kondur alnına Konya ovasını
Savrulsun başaklar bereket bereket
Ve çatık kaşlı Toroslar bölsün ovayı bir baştan bir başa
Bir resim yap çocuğum
Pembe bir gülümseme dudaklarında
Özgürlük türküleri söyler
Aydınlık yarınları muştular gibi.
Bir resim yap çocuğum
Tarlalar bir başka hazırlansın bahara
Yeşile kessin Anadolu bozkırı.
Davul zurna sesi gelsin harmanlardan
Bir türkü tuttursun delikanlılar
Kınalı parmaklarıyla halaylar çeksin kızlar.
Bir resim yap çocuğum
Yol gösterin Afrika' ya, Asya' ya
Yol göstersin dünyaya
Yok etsin tutsaklığı, özgürlüğün sesi olsun.
Bir resim yap çocuğum
Kilim dokur gibi motif motif
Dal dal, çiçek çiçek, ilmik ilmik
Atkısı Özgürlük, çözgüsü Uygarlık olsun
Bir resim yap çocucğum
Bakmaya doyamadığım
Bir resim yap çocuğum
Bir resim;
Adı MUSTAFA KEMAL OLSUN
#100Yıl #Cumhuriyet
#Cumhuriyetimizin100YılıKutluolsun

?si=eIYBF0bBl7RmabMq

Biliyoruz ki bütün acılar bir gün geçer.
Bütün fotoğraflar sararır.
Yara kabuk tutar kapanır.
Bir sabah yine taze ekmek ister canın kahvaltıda.
Bir fincan sade kahve.
Demli bir çay ister akşam üstü olunca.
Sokakta mevsimi fark edersin aynada kendini. Önceleri belli belirsiz sonra gamzene kadar gülersin.
Şarkılar mırıldanır, çekmecelerde renkli kalemlerini ararsın.
Kuşlar gelir konar dallarına.
Kırıldığın yerden çiçek açarsın.
Bütün acılar bir gün geçer.
Ya da alışırsın...!
*Frida KAHLO

Yaldızlı Düşler

bir mutluluk şarkısı söyle...
sevinçler uçuşsun,
renkler çözülsün bağından...
yaldızlı düşler,
gözaydınları,
sabahlasın başucumda
gül dalında bir gonca,
dibinde can dileyen yaprak...
vuslatını göreyim ...öyküler anlat...
ve de damağı ballı kahkahalar...
eşlik etsin
masum yüreğime kelebek,
gözlerime yıldızlar...
3 elma düşen masallarda
dinleyenler muradına ersin...
ben, çocukluğun
ışıl ışıl, rengarenk beresini
ellerimde öreyim...Bir dua yolla
adı duyulmamış şairden
fonda şiirler olsun
sessiz ve içli...
inci dizili saçlar
papatya tacı da istemiyorlar artık,
bil istedim.
sadece umut getir kırlarından toprağımın...
getir, getir de
bu mevsim bari güleyim...Bahar olsun,
çiçek açsın kucak kucak
ve tatlı gülücükler...
''seç - beğen, neyi, nasıl istersen...
3 dilek heybesinden'' deyiver...
tut elinden sonra çocukluğumun
sevgi ,huzur diyarına gidelim
eğer öleceksem
sevinçten
işte, oracıkta öleyim.

Hatice Esra Gedik

Sen gidince tarihinin ardından sen gelince nin tarifini anlatan şarkı.
Önce şiir olur sonra şarkı
Şarkıların önce şiiri vardır ondan önce de çoğunun hikayesi. Yaşanmışlığı yaşanmamışlığı. İlla ki şaire ait değildir elbette hikaye bazen bir kitapta bir cümle bazen yeşilçam dan bir hikaye bazen birinin bir öfkesi bir bakışı bir ağacın yaprağının dalında salınışı.

?si=lrlxbejuUmDfgKv6

?si=iqqAhlbAZJd4h_2Y

?si=xuSMW3NClCeLEX0P

__/ Bilsem ki bakıs¸larında Son bulacak o¨mru¨m.
Yinede go¨zlerimi kac¸ırmam senden.
Eyyy bugˆulu go¨zlerine
_____/ S¸iirler do¨ktu¨rdu¨gˆu¨m I·c¸imi titreten yar..
Bakıs¸ların'da saklasan beni
Sonsuza kadar Yu¨regˆime yavas¸ yavas¸ akan Sevdam
_____/ Kalp atıs¸larım go¨nu¨l yaram
.Bilki artık Senden bas¸kası Bu go¨zlere haram•
Eyy as¸k kokulum
.Bir bakıs¸ına o¨mru¨mu¨ feda ettigˆim yar Gel gir go¨nlu¨me
Go¨r_bak_bende_senden_o¨tesi _______varmı.

AZAD’in ŞİİR KÖŞESİ
UNUTULMUŞ ŞİİRLER

Yâr Güle Güle

Duydum ki yâr bizi gönül den silmiş
Kütük ten çıkarmış, ismim yok bilmiş
Sevda mı unutmuş, gönlünde bitmiş
Yolun açık olsun, yâr güle güleMektubunda diyor, darılmış kırgın
Dost olmuş dertler le, şifa ya dargın
Söyle, ey yâr yok mu, yarama sargın?
Yaramı sarma dan, yâr güle güleBu son mektubun mu? Söyle bileyim
Eğer son değilse, artık güleyim
Gönlüm de kinim yok, sana geleyim
Gönlümü alma dan, yâr güle güleGülmeyen yüzlere, kader gülmez ki
Gönül sevmiyorsa, kıymet bilmez ki
Yüreğin de kin var, sevgim silmez ki
Yol da koydun bil ki, yâr güle güleGün olur da bir gün kalırsın naçar
Baki kalan can yok, gün olur uçar
Sözlerin gönlüme elemler saçar
Sarma dan yara mı, yâr güle güleSözlerin yaralar, benzer hançere
Geleceksin bir gün sen de mahşere
Sanma ki savaş ta erdin zafere
Kazanan yok bil ki, yâr güle güleKul Seyyah hüzünlü, gözleri nemli
Sevdan la mecnun dur, kafası demli
Ayrılığın atı, olmuyor gemli
Kervan düşmüş yol da, yâr güle güle..KUL SEYYAH 18/ EKİM/ 2023

Tahsin Şahin Kul Seyyah

Bakırköyden Mektup Var

Cemal Safi

Sensizdim kendime bir iş aradım,
Baştan savıp asabımı bozdular.
Hatırşinas dostlarıma uğradım,
Sağolsunlar müdür beye yazdılar.Müdür bey gerçekten yufka yürekmiş,
İşim inşaatta kazma kürekmiş,
Bir sağlık raporu almam gerekmiş,
Tam teşekkül hastaneye yazdılar.Yağışlı gözümün hazan çağı da,
Olur olmaz yerde başlar ağıda,
Sinir servisine giden kağıda,
Aklından zoru var diye yazdılar.Bir saat anlattım tek bir buseni,
Doktorlar efsane sandılar seni,
Belki de alaya aldılar beni,
Bana palavracı diye kızdılar.Bir ara sensizlik krizim tuttu,
Bilmem ki o anda ne olup bitti.
Hekimler heyeti havale etti,
Acil vak’a Bakırköy’e yazdılar.Bu çağda bu sevda abes dediler,
Cezası çelikten kafes dediler,
Ben kime ne yaptım,ne istediler,
Bana bu çukuru niye kazdılar.Burda ne sen varsın, ne de bir iş var,
Üç adım voltalık gidiş geliş var.
En ayıp sözlerle kaplı dört duvar,
Bunca küfrü kime,niye yazdılar.Açmak için zahmet etme zarf açık,
Hala bana sevgin varsa birazcık,
Mektubumu alır almaz yola çık,
Gözyaşlarım bir acayip azdılar,
Gözyaşlarım bir acayip azdılar.

Hicret

Sen ey yâr,
Pencereleri derin maviliklere açılan
Pervazında sevdasını saklayan ey!
Çağlayanlar akan yamaçlarında dirilt beni
Sensemiş damarlarımda dolaş
Kırağı düşen ömrüme bir cemre su serp...Sen ey gözlerimin emaneti
Gör benim yerime de,
Duy bana dair,
Senden gayrısına sakla beni.Bu iltica sanadır sevgili
Kabul et hicretimi...

Mustafa Kaya 3

Bu Şiir İlkbahara Gebedir

Bıraktım elimden kalemi yere
son damla gözyaşımın hemen yanına
kaç ilkbahar eskittim çiçekten habersiz
ve kaç yaz sığdı ömrüme
ıssız, susuz ve kimsesiz.
kaç şiiri yakıp savurdum bilmiyorum
kaç şarkıyı vurdum alnından saymadım
ıssız, sessiz ve kimsesiz bir limanda
azraili bekliyordum ölümle kolkola
oysa sen çıkageldin cennetten
bir ilkbahar muştusu dilinde
cebinde şiirlerin
ve yüreğinde duanla...Tam ümidi kesmişken hayattan
bir ayetin sıcaklığı ile düştün gönlüme
"Rabbin sana küsmedi"
bir melekle destekledi tekleyen kalbimi
bin melekle yetişti isyankar savaşıma
bir cemre düşürdü buz tutmuş gönlüme
dilimden dökülenler
eriyen buzlarıdır ruhumun
tarifi mümkün olmayan bir baharla
çiçekler açtın yüzümde
ki hâlâ bin yılın kırışıklığı var izlerinde.ben ki;
firavun'un ordusunda bir günahkar
aklımda hâlâ, şiirlerimi yiyen şiirlerinin efsunu
tutundum gözlerine ve düştüm ardına
sen ki;
Nil nehrini yarıp boydan boya
sürükledin beni peşinde gözlerinle
vaadedilmiş topraklara taşıdın ruhumu
bana dair şarkılar var sandığındaoysa ben ölümü bekliyordum sessizce
elinde bir mucizeyle sen geldin
İman ettim yeniden yaradana
gayba inanır gibi sevdim seni
sen, ey sevgili;
hoş geldin dünyama

Mustafa KAYA 3

??
- Her kadın kocasına sıcak yemek yapmak zorundadır. Çünkü; Cenevre sözleşmesine göre "Her esir sıcak yemek hakkına sahiptir."??
- Misafirin yanında dayak yemeyeceğini bildiği için sınırları zorlayan çocuktaki cesaret kimsede yok. ??
- Kavgaların en çok 'ne bakıyon len' diye çıktığı bir ülkede, otobüslere karşılıklı koltuk yapmak çok mantıklı gerçekten. ??
- Dişini fırçalayan erkeği bulmuş da, macunu ortadan sıkmayanını istiyor. Bak bak lükse bak??
- Arabada kemer takmak zorunluyken otobüslerde milletin ayakta gidebilmesini bana bir anlatın. ??
- Türklere özgü ikna şekli, ölümü gör. ??
- Bazen başımı alıp gidesim geliyor ama Müge Anlı'dan korkuyorum beni de bulur diye. ??
- Asansör çağırma tuşuna defalarca basarak daha hızlı geleceğini zanneden tek milletiz. ??
- Annem beni ders çalışırken gördü, gözleri yaşardı, bıraktım ders falan çalışmıyorum. Ondan değerli mi, kıyamam ben ona??
- Elini öptürmek istemeyip de elini iyice aşağı indirip beni yerlerde süründüren orta yaşlı akraba seni pıçaklarım.
??
- Kulağımda kulaklık var, dürtüp müzik mi dinliyorsun diyor. Yok kuleden iniş izni istiyorum. Pilotum ben. ??
- Pizzayı yuvarlak yapıp üçgen kesip kare kutuya koyanla, evleri kare ve dikdörtgen yapıp adını daire koyan kişi aynı kişi olmalı. ??
- Eve gelen misafirin tuvalet var mı diye soruşuna ayar oluyorum. Yok biz poşete yapıp karşı apartmanın damına atıyoruz.??
- Anneme, anne ben evlatlık mıyım dedim. Öyle bişey olsa seni mi seçerdik dedi. Haklı kadın. ??
- Gözleri aşka gülen taze sögüt dalısın diyor şarkıda. Bu hayatımda duyduğum en kibar, en naif ODUNSUN deme şekli. ??
- Her ne yapıyorsun diye sorduğumda "napiim sen napıyorsun" diyen Bi arkadaşım var. Yıllardır ne yaptığını bilmiyorum. ??
- 27653941 keredir diyorum size, şu sayıları okumuş gibi yapıp geçmeyin diye. ??
- Sadece Türklere özel bir ağırlık birimi 'gavur ölüsü gibi'. ??
- Fırıncı bana sıcak ekmek veriyorum dedi. Abi nasıl olsa eve gidince annem bayatları yedirecek dedim. Sarıldık ağlaştık. ??
- Bizler arkası gelmez dertlerimin şarkısını söylerken göbek atan bir toplumuz. Kimse bana normal olduğumuzu söylemesin. Yemem. ??
- İnsanımız gariptir. Camı siler ayna gibi oldu der, aynayı siler cam gibi oldu der. ??
- En iyi tedavi şekillerimizden biri, git bir elini yüzünü yıka. ??
- Pazarda çocuğunu kaybedince feryat figan ağlayan, bulunca da öldüresiye döven anne, Türk annesidir.??

dedi ki ;
eğer bir gün aşkımız biterse
dost kalabilir miyiz seninle.
hayır! dedim,
düşmanın da olamam ama ;
gözlerinin, bir başkasına aşkla
gülümsediği anı görmemek için
gözlerimi verebilirim kör birine.
kör, sadece kör değildir belki ,
kalpsizdir de...
.............yükselyeşilmenderes...

Sen bir güldünmü,
Yatağına sığmayıp taşan bir ırmak
misaliydi deli gönlüm.
Bir gelincik misali titrerdi dizlerim,
Mutluluk çağlardı günlerim.
Aşk alevi parlardı gözlerim.
Bülbül olup şakırdı kalemim.
Yüreğin,
Gitmek istediğim ülkeydi.
Dizlerin,
Huzur içerisinde uyumak istediğim döşek.
Gözlerin,
Varmak istediğim mutluluk.
Nefesin,
Güneş altında beklenen meltem esintisi.
Sevgiye hasret gönlümün
Mutluluk biletiydi sözlerin.
Severken seni gönülden,
Geçsede mevsimler,
Sen hep bahar mutluluğu kokardın.
Sonra ne mi oldu?
Uyandım.
Şimdi kışın tam ortasındayım.
Yüreğim yüreğine uzak,
Bir bilsen dokunsalar ne ayaz.
Bu gönül hasret gülüşüne,
Bir daha iflah olmaz.

Engin Inciler

Tanrıların daha
Adı konmamış gazabından korkmadan, Gülüşlerinden akardı dudaklarıma
Şehvetin pınarı.
Dokunduğun tenim
Kor ateş olup yanardı.
Huzurun beşiği gözlerinde
Asılı kalırdı zaman.
Gelmişine geçmişine söverdim,
Hem de en okkalısından
Sensizliğinde geçen
Mutsuz gecelere.
Bütün bu mutlulukları yaşamak,
Coşkun bir akarsu misali
Seninle birlikte akıp çağlamaktı.
Yoksa benliğimi terkedip,
Senin benliğinde
Kaybolmaktan yorulmak değil.
Aşk bir halat gibi
Birbirine bağlanmak olmamalı güzelim.
Bir pamuk ipliğinde kopmadan,
Birbirini kaybetmeme inceliğini
Gösterme sanatı olduğunu bilemedik.
Bilemedik işte kıymetini.
Mutluluğun bize bahşettiğini.
Bu sevda hikayesinde,
Seviyoruz diyerekten,
Çok incittik, kırdık birbirimizi.
Dönülmez artık gidilenden.
Yunan ozan Homeros'un,
Geleceğe nakşettiği hikayedeki
Antik kent Troya' nın,
Bir atın içinden çıkan düşman askerleri
Tarafından yok edilmesi gibi,
Bizim de içimizden çıkan
Egolarımızın ve bencilliklerimizin
Yıktığı bir hikayedir artık,
Ateşli gecelerden arta kalan
Küllenmiş bu Aşk.
Memleket gibiydi sevdamız.
Her yanlış giden olayda,
Suçu hep dış güçlerde aradık.
İçimize dönüp kendimizle
Bir türlü hesaplaşamadık.
Ah bu sevda hainleri olmasa,
Mutlaka daha çok seveceğim.
Tabii ki önce,
Bencilliklerimden arındırabildiğim
Kendimle barışacağım.

Engin İnciler

?si=sFoNlXH-Qzj3Tha6

Hayatının yönetmenliğini başkasının yapmasına izin verirsen,
Sürekli o insana oyunculuğunu beğendirmek zorunda kalırsın.

Her Şey Yerli Yerinde

Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Serpilen aydınlıkta dalların arasından
Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak.Biliyorum gölgede senin uyuduğunu
Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin
Hazların âleminde yumulmuş kirpiklerin,
Yüzünde bir tebessüm, bu ağır öğle sonu.Belki rüyalarındır bu taze açmış güller,
Bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde.
Bitmeden aşk türküsü kumruların sesinde;
Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner.Her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda
Azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan.
Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan
Kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgârda.

Ahmet Hamdi Tanpınar

Sen ve ben...

Sen fabrikadaki kadının baş örtüsünü görüyorsun ben ise nasır tutmuş ellerini.

Sen yüzündeki makyajını ben anlında ki kara yazısını

Sen ev işlerindeki marifetini, ben ruhundaki güzelliği

Sen evde pişirdiği yemeği, ben haksızlığa karşı öfkesini.

Ben kadının paylaşımcılığını, sen paylaşılması gerektiğini.

Ben kadının analığını, sen doğurması gerektiğini

Ben kadının insanlığın, sen nasıl kullanılacağını

Ben kadının her yerde olması gerektiğini, sen evde diz kırıp oturmasını.

Ben tarladaki kadının emeğini, sen evde ne pişirdiğini

Sen sokaktaki kadının bacaklarını, ben havadaki yumruğunu

Sen kadının gözlerindeki maviliği, ben kalbindeki derinliği

Ben kadının ayakta durabilmesini, sen hareme alınmasını

Ben kadının idareci olabileceğini, sen idare edilmesi gerektiğini görüyorsun.

Sen de İnsansın, ben de!

Can Yücel