Deniz Ekrem Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Hasretin alnına tutarak dudaklarımızı, sanki yapacak bir işimiz yokmuş gibi seyreyledik yaşamın her adımında gözlerimizle demledigimiz umudu, aşkı, sevdayı...Seyreyledik günü geceyi, olur olmaz hüzünleri seyreyledik; gece sırtımızda bir ağır vebal, gece düşlerimizin katran karasıdır dedik(oysa biz m ...

Kim geçmediki gençligini pazarlıksız hızlı ve meteliksiz? Kim görmediki saçlarındaki toz kaldıran bakışları,dudaklarının arasında yarım kalmış cigarasını taşıyarak? Yılların diş izlerini kim taşımadıki bedeninde her diş bir hasret deyip? Hayatmış aslında gül olan ne dersin....Gülün aklında ise diken ...

Suları karıştıysa senin mısralarında aşkların yitim rengi ve karanlıklara boşuna çizildiyse resmi senden yana...Hiç bir şey duymamış,görmemiş gibi uyuduysa yazdığın,hasretin avlusunda ve birde hasreti ezberlemek düştüyse payımıza,gebertmesine gerek yok;biz zaten gebermişiz! Sevgilerle...

Aşkın küskün yüzünü bahar gibi takıp koluna hayata göz kırpmak bir sana yakışır! Küskün olsada aşk bize,yinede en mavi rengini nakış nakış işledigin satırlarda görebilmek güzel...Bir orman gibi yalnızlığı kuşanıp,aşkın en güzel rengini bize gösterdigin mısralar için teşekkür ederim...

Bir ayağımızın altında ölüm,diger ayağımızın altında ölümü yok etmeye hazırlanış var nefes aldıkça! Seni yaşatan bir gülümse buruk bile olsa,Öldürense geciken bir bakışın hüznü,özlemle yoğrulmuş! Bu degil mi hayatın yaftası?
Ya hiç yaşamayacaksın ya da hep ölümsüz kalacaksın!...Yok bunun ortası!

Atarken yüregin deli deli kanarken birde,ve gözkaplarında bir hayatın anlamı kapanırken birden bire,açıpta yaranı gösterecegin ''dost'' a,acıyı sevince bölerek gülümsemek....!Yazıların sırtında taşınamayacak kadar ağır olsada ''dost'' olmak;yüreginin heybesinde taşıyacağın günleri unutmayacağına in ...

Kilometrelerce yalanın savrulduğu bu yaşam denen macerada doğru olan sen'in kaleminden doğruyu öğrenmenin onurunu yaşattığın için;kuşatılamayan bir ülke gibi dimdik ve ayakta selamlıyorum seni Ahmed-i ARİF

Taş duvara sorduk,yastığa zincire ranzaya sorduk,Zulandaki mahzun resim bile konuştu! Görüşmecimiz resmini çizdi elindeki yeşil soğan dile geldi;Karanfil kokan cigaramızın dumanı hiç bitmedi,ateşi kararmadı ve hep bir ağızdan söylendi..'' DAĞLARINA BAHAR GELMİŞ MEMLEKETİMİN''

Seni anlatamadım seni,hiç bir kelime kâr etmedi seni anlatmaya! Kurd uyudu,kuş uyudu,zından uyumadı,dışarıda gürül gürül akan bir dünya seninle her sabah uyandı Arif Usta! En leylim baharlara verdin adını;adına selam olsun!

Ölümün altmış okka koydu adam olana,degil altı! Sen kurşunu sıktın geçti geceden,sabahı buldu! Sen kurşunu sıktın sabahımız oldu!

Bu kırgın,bu zından,bu can pazarında,seninle büyüyüp,elvan dünyaların meyvelerinin tadına varmanın rengini anlatmama gerek var mı Üstad?
Timsahın yavrusunu yemesi ki hayatın kendisi o degil mi? Hayat işte budur deyip gösterdigin için sağol!

Ay karanlıktı! Su içirdin yinede sen,kan verdin can verdin!
Ama hiç bir rüsva etmedin emegimizi..Emeginin kalem tutan ellerinden öpüyorum;seni yüregimde anıyorum!

Hiç maviye çalmadı sevdamın gözleri,yangın mavisi yüregimizde oldu hep..Can bizim oldu düşte bizim;Gelmedi Üstad ay hala karanlık buralarda !?

Beşikleri Nuha veren Arif Usta! Havva Anayı dünkü çocuk yaptın Anadolu dedin ille! Utandın fukaralıktan,harmanın kesat oldu bazen;kardeşligin,çalışmamın,emegin onurlu güzelligini yaşattın resmini çizdigin yazılarınla..Haraç salamadılar sana iskenderi şahı sultanı takmadan göçüp gittinya bu dünyadan ...

Akşam erken iner mapushaneye Üstad bilirsin,bilirsinki akşamlar olmasa nasıl mavi sabahlar doğar havalandırma sırana!
Seninle şiirlerinde hapis olmakta güzel üstad seninle akşamı erkene alıp;olmayacak düşleri ranza dibinde kurmakta güzel...

Ey üstad yokluğunun kaç bininci yılını yaşıyor Diyar-ı bekir görüyorsun!
Doğduk üç gün degil üç bin yıl aç kaldık,adiloş olduk birimiz,birimiz filinta,binimiz hasretimizle prangalar eskiktik,binimiz anadolu olduk...Senden kalan cesur bir yürek ve bir gülümseyiş acıların engereklerin ve çıyanların i ...