Deli Diyorlar Bana Desinler Değişemem Adlı Üy ...

  • serbest kürsü

    16.01.2020 - 13:29

    iyi günler herkesin kürsüsünün cemaati :

    Çölün Şulesi,Çölün Şulesi şusıralar zaten çok duyarlıyım beni ağlattı alıntı yazın...
    ama ne yazıkki o günlerin duyarlı kardeşliği bile kalmadı ne yazıkki esefle belirtiyorum..

  • serbest kürsü

    15.01.2020 - 19:36

    Can verme sakın aşka aşk afeti candır
    Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır

    Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an
    Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır

    Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz
    Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır

    Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma
    Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır

    Aşk içre azap olduğu bilirem kim
    Her kimseki aşıktır işi ahü figandır

    Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin
    Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır

    Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
    Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.

    Fuzuli

  • serbest kürsü

    15.01.2020 - 00:33

    DOST SEÇMEK BIR SANAT...

    İnsan ancak dostları kadar büyür, dostları kadar gelişir.
    İnsanın çapı, dostlarının çapı kadardır.
    Bir insanla dost olmak, geleceğinizi o insana emanet etmektir.
    Dostlarımızın, boyasıyla boyanır, ahlakı ile ahlaklanırız.
    Kişinin kalitesini, dostları belirler.
    Kim olduğunu bilmek isterse, kimlerle dost olduğuna bakmalı insan.
    Adaletin önderi Hz. Ömer’in dediği gibi;
    “Kişinin dostu; aklının kılavuzudur.”
    Herkes, kendi “ayarına”, aklına göre dost edinir.
    Her kuş, kendi cinsiyle uçar.
    Kartallar kartallarla...
    Kargalar kargalarla.

    Hayallerini, umutlarını, hedeflerini gerçekleştirmene destek veren, seni yüreklendiren, sana omuz veren, seninle aynı yöne bakan, aynı değerlere sahip insanla dost olmalı.
    Akıllı insan, kime akıl danışacağını bilen insandır.
    Akıl danışacağın insanla dost ol.
    İnsanın hayatında, mutlaka kendine öğüt veren gerçek dostları olmalı.
    Çünkü gerçek dostlar, insanın
    "hayat sigortasıdır."
    Nasıl bir insan olmak istiyorsan, öyle insanlarla dost ol.
    Hayat, yanlış insanlarla harcanacak kadar ucuz değildir.

    Bir kişi, ilişkilerinde, hep sosyal statüsüne sığınıyorsa, "karakter kıtlığı" yaşıyor demektir.

    Yüreği temiz insanla dost ol.
    Edindiğin dostlarının fikirleri kirliyse, senin “kalbin ve fikirlerin” ne kadar temiz olursa olsun, er ya da geç senin de kalbin ve fikirlerin kirlenir.
    Duygular gibi, değerler ve inançlar da kişiden kişiye sirayet eder.

    Doğru yolu yanlış insanla yürürsen,
    yolunu da doğrunu da kaybedersin.
    Bir dostta, neyi aradığını bilmiyorsan, kiminle dost olduğunun ne önemi var.
    Niçin sevdiğini bilmiyorsan, kimi ve neyi sevdiğinin ne anlamı var.

    Bir insana yaptığın fedakarlık, sevgisini değil de "istismarını" artırıyorsa; bu, onun sadece fedakarlığa layık olmadığını göstermez; aynı zamanda, onun ne kadar "ahmak" olduğunun da göstergesidir.

    Fedakârlığı, iyiliği, merhameti, sevgiyi istismar eden kişi, "ahmağın" ta kendisidir.

    Vefa, sadece "asil ruhlu" insanlarda bulunan bir özelliktir.
    Vefası olmayan, duygularını istismar eden ahmak adamdan uzak dur.

    Kendisine yapılan bir iyilik karşısında, teşekkür etmeyen ve kendisinin yaptığı hatadan dolayı, özür dilemeyen insanlardan uzak dur...
    Çünkü teşekkür etmemek ve hatalarından dolayı özür dilememek, "iflah olmaz bir kibrin" göstergesidir...
    Ben buna çok önem veririm..
    Çocuk eğitiminde ilk önemsediğim duygu ve sözlerdir bunlar...
    Geleceğine yaymalı ve öyle yaşamalı...
    Iki sihirli sözcük...
    Samimiyetle ifade...
    sadece;
    TEŞEKKÜR EDERİM ??
    VE...
    ÖZÜR DİLERİM ??

    Asla dikene de güle de aynı değeri verme. Bu senin gülü de dikeni de tanımadığını gösterir.
    Usta şair İsmet Özel’in deyimiyle;
    “Karlı bir gece vakti uyandıracağın” dostlar bul kendine.
    Bir insanla birlikte olduğunda, mutlu hissetmen ve zevk alman seni aldatmasın...
    Gerçek dostlukta, bundan daha fazlası gerekir.
    Yanında bulunduğunda,
    “iç huzursuzluğu hissettiğin” insandan uzak dur...
    İç huzuru, gerçek dostla sahte dostu ayırabileceğin en sağlam duygudur. Çünkü “iç huzursuzluğu” duyguların “sigortasıdır.”
    Gerçek dostlar insana, mutluluğun yanında, iç huzuru verir...

    Dost seçmesini bilmeyenin, “keşkesi, ah vahı” bol olur.
    Kimi arkadaş vardır; kişiyi ölümün eşiğinden kurtarır; kimisi de ölümün eşiğine bırakır.
    Ulu bilge Tebrizli Şems ne güzel söylemiş; “Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder.

    Unutma; güvenine layık olmayan, sevgine de layık değildir.
    Güven, sevgiden önce gelir...
    Güvenmeden sevmek, dost olmak; üç günlüktür. Güvenerek sevmek, dost olmak; ömürlük…
    Güvenmeden sevmek, pişmanlıktır.
    Kimi seveceğini, kime güveneceğini bilmemek de ahmaklık.
    Çünkü bütün büyük hataların başı, budur.
    İnsan; yolunu, kendini, kimliğini ve değerlerini bundan dolayı kaybeder.
    Akıllı insan; sevgisini, değerini ve güvenini ancak bunlara layık olana verir.
    Bir insana güvenmek için, o insanın "gerçek değerlerini" bilmelisin...

    Çünkü insanların, bir gerçek değerleri, bir de "sözde, sahte değerleri" vardır.

    Sözde; herkes dürüsttür, adildir, anlayışlıdır, cömerttir, yardımseverdir, tutarlıdır, ahlaklıdır.
    İnsanın gerçek değerlerini; sözü değil, davranışı gösterir.

    Çaplı dostlarla birlikte olmak, insanı çoğaltır, artırır, geliştirir ve yeni ufuklar açar...
    Huzur bulursun onlarla...
    Çapsız insanlarla birlikte olmak da, insanı zihinsel olarak çoraklaştırır, ufkunu daraltır,
    O insanların ilgi alanları, basitleşir, düşünceleri, sığlaşır, gündemi, magazinleşir; konuşmaları, dedikodu seviyesine iner, duyguları Harab olur eskir ve hayatının anlam düzeyi düşer...
    Onun için, bizi soylu ve onurlu duygu ve düşüncelerle tanıştıracak, çaplı dostlar arayıp bulmalı...
    Var mı ki dediğinizi duyar gibiyim..
    Evet var....
    Meselâ...Siz...

    Seni ihtiyacı kadar seven kimsenin dostluğundan sakın. Çünkü onun ihtiyacı bitince, egosunu tatmin edince; sevgisi de, dostluğu da biter.
    Yola çıktıklarını, yolda bulduklarına değişen karakter yoksunları işte bunlardır.

    Nasıl bir insan olmak istiyorsan, o kalitede ve özellikte insanla dost ol.

    Çünkü arifle oturan, arif kalkar.
    Cahille oturan, cahil kalkar

    Son söz;
    “Bazı insanlar, bazı insanlara şifadır.
    Allah şifanızı versin. "

    (Alıntı)

  • şu an ne dinliyorum

    10.01.2020 - 23:51

    huuuuuu...Artaç gardaş sağmısın sen ya ?

  • serbest kürsü

    09.01.2020 - 20:18

    selam almıyanlara bundan böyle,.. değil selam su bile yok..

  • serbest kürsü

    09.01.2020 - 13:26

    merhaba Maria,
    merhaba Barut bey,hepimize en güneşli, en mutlu günler,
    ve herkesin kürsüsnün cemaati

  • tımarhane duvarı

    09.01.2020 - 00:40

    umarım yoklamağa yetişmişimdir
    geldim,geldim..

  • serbest kürsü

    08.01.2020 - 17:21

    yahu bre el insaf,.. görmekten hoşlandığın birisine hoş geldin demenin,.. neresini beğenmediniz ?
    neresi kötü Allahaşkına,
    yemekteyiz programına döndürdünüz burayıda ha...komik ya...

  • serbest kürsü

    08.01.2020 - 17:01

    hoş geldin Maria,iyiki toparlandın ve geldin,
    seni bu satırlarda görmek mutlandırdı beni..

  • tımarhane duvarı

    07.01.2020 - 22:04

    benim illaki buraya uğramam gerektiğini

  • sevgi

    07.01.2020 - 22:02

    nezaman bize kısmet olacak bilmem ki,

  • serbest kürsü

    07.01.2020 - 22:00

    merhaba,
    herkesin krsüsünün cemaati,
    en güzel gecelerin bizlerin olması dileğiyle,

  • serbest kürsü

    05.01.2020 - 12:38

    merhabalar herkesin kürsüsünün cemaati ;
    ASLA, “ASLA!” DEME

    Anthony Burgess beyninde tümör olduğunu ve bunun kendisini bir yıl içinde öldüreceğini öğrendiği sırada kırk yaşındaydı.

    O sıralarda beş parası yoktu ve kısa süre içinde dul kalacak olan eşi Lynne’e miras bırakabileceği hiçbir şeyi bulunmuyordu.

    Burgess geçmişte hiç profesyonel bir roman yazarı olmamıştı; ama içinde yazar olma yeteneği bulunduğunun her zaman farkındaydı.

    Böylece, salt eşine hiç değilse telif haklarını bırakabilmek için, yazı makinesine bir kâğıt taktı ve ilk romanını yazmaya başladı. Yazdığının basılabileceği bile kesin değildi; ama aklına yapacak başka bir şey de gelmiyordu.

    “1960 Ocağı sabahıydı. Doktorum tarafından konulan tanıya göre, önümde yaşayabileceğim bir kış, bir ilkbahar ve bir yaz vardı. O yıl, yapraklar dökülmeye başladığında ben de ölmüş olacaktım.” Diye ilk cümlelerine başladı…

    O hızla ve telaşla, Burgess yıl bitmeden beş buçuk roman yazmayı başarmıştı. Bunca yapıtı E. M. Forster neredeyse bütün bir yaşam boyunca ancak yazabilmiş; Amerika’nın en büyük yazarlarından J. D. Salinger ise, yine tüm ömründe, ancak bunun yarısını yazmayı başarabilmişti.

    Ne var ki, Burgess ölmedi. Kanseri önce geriledi; sonra da tümüyle ortadan kalktı. Uzun ve dolu dolu yazarlık yaşamında içlerinde en ünlüsü Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) olmak üzere yetmişten fazla yapıt üretti. Kanserin ona vermiş olduğu ölüm cezası olmasaydı, bu romanların birini bile yazamayabilirdi.

    Çoğumuz Anthony Burgess gibiyizdir; içimizde ortaya çıkmak için bir dış etkenin yaratacağı acil durumu bekleyen bir büyük yetenek saklarız.

    İşte size kendi kendinizi motive etme konusunda yararlı bir alıştırma yapma fırsatı.

    “Kendinize, Anthony Burgess’in yerinde olup kanserden bir yıl içinde öleceğinizi öğrenseydiniz ne yapacak olduğunuzu sormaktır…”

    (alıntı)

  • serbest kürsü

    03.01.2020 - 14:32

    Ve aleykümselam Barut Can

  • serbest kürsü

    02.01.2020 - 12:43

    her iki arkadaşın yeni yıl temennilerine,
    canı gönülden amin diyorum ben..aminnnnnnn

  • serbest kürsü

    31.12.2019 - 16:10

    teşekkürler Atilla,
    aldım kabul ettim bu güzel dileklerini

  • serbest kürsü

    31.12.2019 - 13:13

    merhabalar herkesin kürsüsünün cemaati,

    sevdiğim yada sevmediğim,önemli olan yada önemsiz olan ,herkesin gelen yıldan
    bekledikleri umarım hakikat olur,
    sevinç ve mutluluklar hepimizin olsun dileğiyle...

  • serbest kürsü

    29.12.2019 - 21:37

    sağolasın Atilla..başka hatırlıyan olmadı galiba

  • serbest kürsü

    29.12.2019 - 14:51

    CEZA KESTİKLERİ ŞAHSIN KİM OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE CEZAYI KENDİLERİ ÖDEDİ

    Afyonkarahisar'ın Dazkırı ilçesinde trafik uygulaması yapan jandarma ekipleri, durdurdukları bir otomobilin sürücüsünden ehliyet ve ruhsat sorup belgelerini istedi. Sürücü Abdurrahman Ö.'nün verdiği evraklarda eksik olduğunu gören ekipler, sürücüye 235 TL ceza kesti. Jandarma Astsubay Zeki Marmara ve Uzman Çavuş Faruk Yayla, ceza makbuzunu verdikleri sürücünün şehit babası olduğunu öğrendi.

    ELİNİ ÖPÜP CEZAYI KENDİLERİ ÖDEDİ

    Bunun üzerine Marmara ve Yayla, Abdurrahman Ö'nün elini öpüp başsağlığı diledikten sonra makbuzu geri aldı. İkili, 235 TL cezayı kendileri ödedi. Daha sonra Abdurrahman Ö, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı'ya ulaşarak, yaşananı anlattı. Başkan Kumartaşlı da Dazkırı Kaymakam Vekili Mesut Coşkun'a bilgi verdi. Kaymakam Vekili Coşkun, İlçe Jandarma Karakol Komutanlığı'nı arayarak teşekkür ettikten sonra Astsubay Zeki Marmara ve Uzman Çavuş Faruk Yayla'ya teşekkür belgesi ile plaket verdi.

    Vatandaşlar sosyal medyadan bu güzel davranışı yapan jandarma personeline büyük destek verdi.

  • serbest kürsü

    29.12.2019 - 14:49

    O BABAYI TANIYACAK MISINIZ?
    ??O BABAYI TANIDINIZ MI?

    3 oğlu ve 4 kızı olan bir BABA vardı.
    İlk oğlu 2 küsür yaşındayken vefat etti.
    2 ci oğlu 1.5 yaşında vefat etti.
    3 cü oğlu 17 aylıkken daha sütten kesilmeden vefat etti.

    ??İlk kızı evlendi ama daha 28 yaşındayken vefat etti.
    2 ci kızı da evlendi. Ancak daha 21 yaşındayken O da vefat etti.
    Sonra 3 cü kızı evlendi. O da 27 yaşında vefat etti.
    Kız ve erkeklerden hayatta sadece tek bir kızı kaldı.

    ??
    Oğullarının isimleri:
    *Kasım,
    *Abdullah
    *İbrahim idi.

    ??
    Kızlarının isimleri:
    *Zeyneb,
    *Rukiyye ve
    *Ümmü Gülsüm'dü.

    ??O Babanın Fatıma'dan başka çocuğu kalmadı.

    ??O BABAyı tanıdınız mı?

    ??O BABA, AHMED-i MAHMUD-U MUHAMMED MUSTAFA Sallallahü aleyhi ve sellem

    ??Başına bir sıkıntı gelince o babayı hatırla...

  • serbest kürsü

    29.12.2019 - 14:46

    OKTAY SİNANOĞLU
    Dünyada genç yaşta profesör unvanını alan, 60 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını çözerek adını matematik tarihine yazdıran, DNA sarmalının açıklamasını en sağlam şekilde açıklayan, katıldığı tüm konferanslarda iyi derecede İngilizce bilmesine rağmen sunumunu Türkçe yapıp Türklüğünden taviz vermeyen, bilim dünyasında ismi tüm dünyada şöhretle anılan ama maalesef ki ülkemizde değeri yeterince bilinmeyen, "Türk Einstein"ı olarak adlandırılan kuramsal kimyacı ve moleküler biyolog Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nu Ölüm Dönümünde Saygıyla Anıyoruz Allah Rahmet Eylesin....

  • serbest kürsü

    29.12.2019 - 00:38

    Demlik,çay,ve gelin kaynana yani aile ilişkisi
    KAYINVALİDE, kaynayan çay suyu gibidir sürekli fokurdar durur.

    GELİN,çay dır su fokurdadıkça demlenir.

    DAMAT,çay bardagıdır biraz kaynana doldurur biraz gelin.

    ÇOCUK çayın şekeridir tat verir

    GÖRÜMCE,çay kaşığıdır gelir karıştırır gider.

    KAYINPEDER,çay tabagıdır,dökülenleri toparlar.......

    NASIL AMA GERÇEKTEN ÖYLEDİR DİMİİİ....

  • serbest kürsü

    27.12.2019 - 15:14

    merhabalar,
    herkesin kürsüsünün cemaati :PİRAMİT
    Kahire'de bulunan " Keops piramidi " nin 12 ton
    ağırlığında iki buçuk milyon bloktan oluştuğunu, günde on blok yerleştirilmesi halinde yapımının 664 yıl süreceğini, Piramidin üstünden geçen meridyenin karaları ve denizleri tam eşit iki parçaya böldüğünü ve piramidin dünyanın ağırlık merkezinin tam ortasında
    bulunduğunu, Yüksekliğinin (164 mt) bir milyarla çarpımının güneşle dünyamız arasındaki uza...klığını verdiğini, Taban alanının, yüksekliğinin iki katına bölünmesinin pi sayısını verdiğini, Piramitlerin içerisinde "ultrasound", radar,sonar gibi cihazların çalışmadığını,
    Kirletilmiş suyun bir kaç gün piramidin içinde bırakıldığında arıtılmış olarak bulunduğunu, Piramidin içerisinde sütün birkaç gün süreyle taze kaldığını ve sonunda bozulmadan
    yoğurt haline geldiğini, Bitkilerin piramit içerisinde daha hızlı büyüdüklerini, çöp bidonu içindeki yemek artıklarının
    hiç koku yaymadan mumyalaştığını,Kesik, yanık, sıyrık ve yaraların piramidin içinde daha çabuk iyileştiğini,
    Piramidin içinin yazın soğuk, kışın sıcak olduğunu,
    Piramit kimin adına yapıldıysa onun bulunduğu odaya yılda 2 kez güneş girdiğini ve bu günlerin doğduğu ve tahta çıktığı günler olduğunu, biliyor muydunuz? (alıntı)

  • serbest kürsü

    26.12.2019 - 13:49

    selam Barut bey,
    umarım temenniniz gibi geçer günlerimiz

Toplam 1893 mesaj bulundu