'Sınıfa girdiğimde öğrencilerle sohbet etmek için bir konu arıyordum. Ders işlemek yerine onlara katkıda bulunabileceğim başka bir konu... Çocuklarla küçük bir sohbet yaptıktan sonra onlara dedim ki “Eğer dünyanın yedi harikasını siz seçseydiniz, neleri seçerdiniz? ”.
Çocuklara belli süre verip, düşüncelerini yazmalarını istedim.
Bir öğrencim sürenin bitmesine az kalmasına rağmen hala düşünüyordu... Çocuğa yaklaştım, neler düşündüğünü sordum.. Verdiği cevap çok ilginç, gerçekten 'harikaydı...'
'- Öğretmenim hangisini yazacağımı şaşırdım. Görebilmek, duyabilmek, dokunabilmek, koklayabilmek, tadabilmek, hissedebilmek, gülebilmek, sevebilmek, özleyebilmek, ağlayabilmek… O kadar çok var ki. Sizce ilk yedi tanesi hangisi? ”
Alıntıdır
İşte öğretmen, işte öğrenci... İşte 'eğitim' bu idi... Hayat bu idi çünkü.. Özünde sevmekti, sevginin bütün tezahürlerini bizzat yaşamaktı, dokunmaktı, bazen gülmek, bazen de üzülmek, hatta ağlamaktı...
Öğrettiklerimiz kullanıldığı sürece unutulmazlar... Kullanılmayanlardan sınavlara girdik ama yine de unuttuk değil mi? Oysa ilk karşılaştığımız 1.sınıf öğretmenimizi, daha sonra bize 'ilk tokadı' atanı, ilk ödül vereni, zor anlarımızda elimizden ilk tutanı, ilk muhabbet ettiğimizi, ilk içimizi açtığımızı hiç unutmadık, unutmayacağız da...
Hayatta olan bütün öğretmenlerimizin '24 Kasım Öğretmenler Gününü' kutluyor, rahmete kavuşanları da saygıyla, minnetle anıyorum...
Günün anısına iki fotoğraf paylaşıyorum... Site izin verir, çıkar mı bilmiyorum? Birisi 'sevgili öğrencilerimizden', diğeri de Öğretmen Okulu yıllarımdan... Bir grup arkadaşım, ben ve İş Bilgisi Öğretmenimiz Rahmetli Tevfik Bey... Onları çok özledim... Özlemle anıyorum o günleri...
23.11.2014 - 15:57
'Sınıfa girdiğimde öğrencilerle sohbet etmek için bir konu arıyordum. Ders işlemek yerine onlara katkıda bulunabileceğim başka bir konu...
Çocuklarla küçük bir sohbet yaptıktan sonra onlara dedim ki “Eğer dünyanın yedi harikasını siz seçseydiniz, neleri seçerdiniz? ”.
Çocuklara belli süre verip, düşüncelerini yazmalarını istedim.
Bir öğrencim sürenin bitmesine az kalmasına rağmen hala düşünüyordu... Çocuğa yaklaştım, neler düşündüğünü sordum..
Verdiği cevap çok ilginç, gerçekten 'harikaydı...'
'- Öğretmenim hangisini yazacağımı şaşırdım. Görebilmek, duyabilmek, dokunabilmek, koklayabilmek, tadabilmek, hissedebilmek, gülebilmek, sevebilmek, özleyebilmek, ağlayabilmek…
O kadar çok var ki. Sizce ilk yedi tanesi hangisi? ”
Alıntıdır
İşte öğretmen, işte öğrenci... İşte 'eğitim' bu idi...
Hayat bu idi çünkü.. Özünde sevmekti, sevginin bütün tezahürlerini bizzat yaşamaktı, dokunmaktı, bazen gülmek, bazen de üzülmek, hatta ağlamaktı...
Öğrettiklerimiz kullanıldığı sürece unutulmazlar... Kullanılmayanlardan sınavlara girdik ama yine de unuttuk değil mi?
Oysa ilk karşılaştığımız 1.sınıf öğretmenimizi, daha sonra bize 'ilk tokadı' atanı, ilk ödül vereni, zor anlarımızda elimizden ilk tutanı, ilk muhabbet ettiğimizi, ilk içimizi açtığımızı hiç unutmadık, unutmayacağız da...
Hayatta olan bütün öğretmenlerimizin '24 Kasım Öğretmenler Gününü' kutluyor, rahmete kavuşanları da saygıyla, minnetle anıyorum...
Günün anısına iki fotoğraf paylaşıyorum... Site izin verir, çıkar mı bilmiyorum?
Birisi 'sevgili öğrencilerimizden', diğeri de Öğretmen Okulu yıllarımdan...
Bir grup arkadaşım, ben ve İş Bilgisi Öğretmenimiz Rahmetli Tevfik Bey...
Onları çok özledim... Özlemle anıyorum o günleri...
Saygı, sevgi ve muhabbetimle...
Mustafa Bay, 'ZEYBEK HOCA'
Toplam 25 mesaj bulundu