suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta.
yapacak, duyacak, görecek hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla. bir aşağı bir yukarı yürüdü insan, düşünceleri de onunla birlikte bir aşağı bir yukarı, bir aşağı bir yukarı yürüyüp dururdu.
ama ne kadar soyut görünürlerse görünsünler, düşünceler de bir dayanak noktasına gereksinim duyarlar, yoksa kendi çevrelerinde anlamsızca dönmeye başlarlar; onlar da hiçliğe katlanamaz. insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz.
bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana kadar düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır.
yalnız.
yalnız...
..
Toplam 1 mesaj bulundu
Aşkım bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için çok teşekkür ederim ;)) hatırlarmısın; metroyu sordum tarif edemediler aşkımı, sonra uzaklardan süzülüş, havalanı acısı, istanbul metro, trafik, içilen ilk alkol sonraa yine metro köfte çay deniz harika bir manzara, cumhuriyet, laleler bende ö ...
Toplam 1 mesaj bulundu