Antolojide ilk sıralara yükseldiğini görseydi kimbilir ne kadar sevinirdi...Oda arkadaşı Necip Taylan'a ait bir ifade olayı çok güzel açıklıyor:'Yaşar'a yüzünde çıkan sivilce mi yok olsun yoksa şu 10 kadar insan mı? diye sorsanız hiç tereddüt etmeden on insan tercihini yapar.'
Kendisini kapak yapan bir dergide hayatını anlatırken en çok kullandığı kelime'ben' olmuştu. Malum benden sonrası afettir.
Konuşma gücü ve diyalekt yeteneğini inkar etmek mümkün değil...bütün tutarsızlığına rağmen halkı cezbeden büyüsüde burada zaten...ortama, konjektüre göre konuşan bir söz virtiözü...
Arapçasının hiçde övündüğü kadar olmadığını yapılan tenkitlerden anlıyoruz. Fransızcasını Allah bilir.Farsça telaffuzu çok kötüdür.Hafızlığı iyi sayılır. Ama bilimde onun kadar blöf yapabilen ikinci bir isim yoktur sanırım.
En ilginç tutarsızlığı ise; reddettiği görüşlerini içeren kitaplarını hala basmaya devam etmesi...
Öncelikle hangi amaç ve niyetle takarsa taksın bir insanın giyim tarzına müdahale etmeyi ortaçağ zihniyetinin uzantısı olarak görüyorum.
İletişim psikolojisi açısından ise; türbanın insanlara dini duyguları çağrıştırdığını rahatsız olan birilerinin de bu sessiz söylemin bir gün gelip herkesi kuşatacağından çekindiklerini düşünüyorum.
Cinsel bağlamda ise; nasıl ki mini eteği tercih eden bayanın bu tercihiyle verdiği bir mesaj varsa (bu mesaj bana göre bacaklarıma bakmanızda bir sakınca yoktur mesajıdır) türbanın da vucudumun bana ve eşime ait olması gereken kısmına bakmanızı istemiyorum o benim özelimdir mesajı vardır. Bu bir dünya görüşünü yansıtmaktadır. Yaşam tarzını vahye dayandıran ama bunu kimseye dayatmayan bir dünya görüşü.
Dinle alaksaı olmayanların ise Kurandan dem vurmaları tam bir garabet. Kimse onlara niçin inanmaları gerektikleri hakkında fikir beyan etmediklerine göre, doğal olanı inanan insanların nasıl giyineceklerine de onların karışmaması ve bu konudaki düşüncelerini kendilerine saklamalarıdır.
Çok beğenerek izlediğim bir dizi. Ama kız erkek arkadaşlığı konusunda verdiği mesajla dışardaki realite birbiriyle uyuşmadığı için, yani dışardaki erkek arkadaş adayları dizideki kadar temiz ve iyi niyetli olmadığı için aileleri ve kız çocuklarını yanlış yönlendirebilir diye düşünüyorum.
'Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım' sözü hadisi kutsi olarak uydurulmuş bir sözdür. Uydurma hadisleri inceleyen bilimsel eserlere baklırsa bu kolayca görülür.(Keşfü'hafa bunlardan bir tanesidir) Hz.İsa efendimizin gökten ineceği de asılsız bir inançtır. Kuranda göklere yükseltilmesi ile o yüce ruhun canının alındığı ifadelendirilmek istenmiştir. Aynı ifade başka peygamberlerin ölümü için de kullanılmıştır. Bu konuda, dayanılan hadislerde hadis tekniği açısından çok problemlidir.
HZ.İsa, peygamberimize gösterdiğimiz saygı kadar saygıyla anmamız gereken Allah'ın sevgili kullarından birisi.Doğduğu güne de öldüğü güne de selam olsun...
İktidara hangi parti gelirse geldin değişmeyen iktidar.Kimi zaman kanun kaçaklarıyla işbirliği yapar...taki bir trafik kazası gerçeği eleverir. Bazen balans ayarı yaptırır...bazen resepsiyon krizi çıkartır...irtica diye bir vehimle beslenir ve milletin ensesinde boza pişirir. Ülkede yönetim erkine hakim olmak için her yolu mübah gören, değişmeyen mutlu azınlık.
Türkiye'yi kişisel çıkarları için elden çıkarabilecek, utanma denen devletliden nasibi olmadığı için başbakanlığa aday, ülkem insanını döner-pilavla kandırabileceğini düşünmekle Süleyman Demirel'in kötü örneği, uzun ve geniş bir hortumdur uzan.
Bereketli bir ömürü, Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle dolu olarak, asil ve güzel bir insan olarak yaşadı; anlamlı bir hayat sürdü ve Allah'a yürüdü...seni özleyeceğiz bilge kıral...
Bir kuran deyimi olup, 'Akıl ve gönül birlikteliğini sağlamış insanlar' demektir. Kuran muhatapların dikkatini ebedi gerçeklere çekerken bu deyimi kullanır. Bu deyim, hakikati bulmada sadece aklın kafi olmadığını vurgulaması bakımından da oldukça dikkat çekicidir.
İnsan vardır, kitabını okumanız yeter, kendisini görmeseniz de olur. insan vardır kitabı olsun yada olmasın mutlaka görmek, tanışmak gerekir...Bana göre Hilmi Amca böyle bir insandı...Onu ilk defa Konyada düzenlenen şiir şöleninde görmüştüm...sigara içişi...sesinin tınısı ve yüzündeki kırışıklarla Necip Fazıldı...sonradan öğrendim ki Üstadı candan sevenler cümlesindenmiş...bir insana hayranlığın, siret ve suret bakımından benzerlik hasıl edebileceğini Hilmi Amcayı görünce anladım.Karşımda duran Necip Fazıl'ın gariban versiyonuydu sanki...Evet onu böyle tanımlamalı...Necip Fazıl'ın gariban versiyonu. Makamı cennet olsun...salih amelleri şefaatçisi olsun. Cennette gölgesi olduğu insanla bir olsun...
Osmanlı türkçesini nükteperdaz bir tarzda ve kendine yakşır bir asaletle kullanmaya çalışan, altıncı şehri sevdiren, dil işçiliği yapmaktan hazzeden ve hazveren kendisini okumaktan keyif aldığım yazar...
'işin garibi, otuziki yaşının biraz üzerindeydim ve neredeyse kendimi bildim bileli beni böylesine huzursuz kılan, beni tehlikeden tehlikeye, rastlantıdan rastlantıya sürükleyip duran bu gezip dolaşmak dürtüsü, macera düşkünlüğünden çok, dünyada bana ait sükûn dolu köşeyi bulmak tutkusundan, başıma gelenlerle düşündüklerim, hissettiklerim ve arzuladıklarım arasında açık, yalın bir ilişki kurabileceğim o denge noktasına ulaşmak tutkusundan gücünü alıyor. Ve kanaatlerimde yanılmıyorsam eğer, beni Avrupa'da doğup büyümüş olmanın sürüklediği bütün öteki şeylerden kopararak, zaman içinde, hem idrak tarzı ve zihniyet olarak ve hem de dış tezahürleriyle apayrı bir dünyaya çekip götüren saik de işte bu içe yönelik keşif tutkusu oldu.'
Mekkeye Giden Yol,33.
Bizden birileri, o yüzden sıcak bir akış sağlıyor...günümüz insanına kaybolan değerlerini hatırlatıyor...bazen iğneliyor bazen 'oy oy 'dedirtiyor ama en güzeli alışkanlık yapıyor...anlıyacağınız irtibatı kopartmamak lazım.
KURANDA YAHUDİLERE DAİR YAPILAN BENZETME veya Mektubu Nasıl Okumalıyız?
'Tevratın yükü ile onurlandırılmış iken bu yükü taşıyamamış olanların durumu, sırtına kitaplar yükelnmiş ama onlardan habersiz bulunan merkebin durumuna benzer. Allah'ın mesajını yalanlamaya şartlanmış olanların durumu ne acıdır, çünkü Allah rehberliğini böyle zalim bir halka ihsan etmez! ' Cuma/5
Yahudilere Allah'ın birliği ve benzersizliği mesjını bütün dünyaya ulaştırma görevi emanet edilmişti. Ama onlar Hz.İbrahim, İshak ve Yakup soyundan gelmiş olmaları sebebiyle kendilerini 'Allah'ın seçilmiş toplumu' olarak gördüklerinden ve dolayısıyla, ilahi mesajın başka bir toplum için değil yalnız kendileri için geldiğine inandıklarından bu görevi yerine getirmediler. Bundan dolayı peygamberliğin İsrailoğullarına mensup olmayan herhangi bir kimseye verilmiş olması ihtimalini inkar ettiler. Böylece Hz.Muhammed'in peygamberliğini, bizzat Tevratta bile onun gelişi ile ilgili açık bir haber bulunmasına rağmen, reddettiler. Onlar Hz. Musa'ya indirilen ilahi kelamın tmel anlamını böylece çarpıtmak suretiyle, bizzat kendileri ondan gerçek manevi bir fayda elde etmeyi ve onun öğretilerine uygun şekilde yaşamayı sağlıyamadılar.Bkz.Muahmmed Esed, Kuran Mesajı meal-tefsir, İşaret yay.Ank.,1999, s.1147-1148.
Yahudilerin Tevratta yer alan gerçeklere karşı bu olumsuz tavrı böyle bir benzetmeyle dile getirilirken asıl muhatabın müslümanlar olduğu ve onların böyle bir yanlışa aynı şekilde düşmemeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, yerilen belirli bir ırk yada inanış şekli olmayıp onların davranış şekilleridir. Dolayısıyla bu davranış şeklini benimseyen müslüman da bu ayetin muhatabıdır.
Mektuplardaki mesajların farklı olduğu konusuna gelince; Hz.Adem'den buyana bütün elçilerin mesajı ortaktır, Allah'ın birliğine, ahiret gününe vs. inanmaya davet. Farklı olan zamandan zamana değişebilecek türden uygulamalardır.
Son elçi yada kurtarıcı anlayışı sahih hadis ve Kuranla temellendirilemiyecek türden bir yaklaşımdır. Gelenek içinde, Hz.İsa'nın gökten ineceğini savunanlar onun İslamı yeniden ihya için geleceğine inanmaktadırlar, ya değilse bu günkü şekliyle hristiyanlığı yayması şeklinde bir anlayış yoktur. Mehdi ile ilgili rivayetler ise önemli kitaplarda yer almasına rağmen rivayet ilimleri açısından inanca esas teşkil edecek nitelikte ve sağlamlıkta görülmemiştir. Kısaca Hz.Peygamber son elçidir..ondan başka elçi ve mektup yoktur.. selam! ona ve onun kardeşlerim dediği tüm elçilere..
'Banet Suat' Hz. Peygamber döneminde yazılmış bir aşk şiiri..üstelik sahibini ölüm cezasından kurtarmış bir şiir..bu kadarını pek çoğumuz tahmin bile edemez..şiirin ilk mısraaı, şairin Suat adlı sevgilisinden bahseder..'Suat bu gün benden ayrıldı.. g ...
yaşar nuri öztürk
23.11.2003 - 13:07Antolojide ilk sıralara yükseldiğini görseydi kimbilir ne kadar sevinirdi...Oda arkadaşı Necip Taylan'a ait bir ifade olayı çok güzel açıklıyor:'Yaşar'a yüzünde çıkan sivilce mi yok olsun yoksa şu 10 kadar insan mı? diye sorsanız hiç tereddüt etmeden on insan tercihini yapar.'
Kendisini kapak yapan bir dergide hayatını anlatırken en çok kullandığı kelime'ben' olmuştu. Malum benden sonrası afettir.
Konuşma gücü ve diyalekt yeteneğini inkar etmek mümkün değil...bütün tutarsızlığına rağmen halkı cezbeden büyüsüde burada zaten...ortama, konjektüre göre konuşan bir söz virtiözü...
Arapçasının hiçde övündüğü kadar olmadığını yapılan tenkitlerden anlıyoruz. Fransızcasını Allah bilir.Farsça telaffuzu çok kötüdür.Hafızlığı iyi sayılır. Ama bilimde onun kadar blöf yapabilen ikinci bir isim yoktur sanırım.
En ilginç tutarsızlığı ise; reddettiği görüşlerini içeren kitaplarını hala basmaya devam etmesi...
türban
21.11.2003 - 13:35Öncelikle hangi amaç ve niyetle takarsa taksın bir insanın giyim tarzına müdahale etmeyi ortaçağ zihniyetinin uzantısı olarak görüyorum.
İletişim psikolojisi açısından ise; türbanın insanlara dini duyguları çağrıştırdığını rahatsız olan birilerinin de bu sessiz söylemin bir gün gelip herkesi kuşatacağından çekindiklerini düşünüyorum.
Cinsel bağlamda ise; nasıl ki mini eteği tercih eden bayanın bu tercihiyle verdiği bir mesaj varsa (bu mesaj bana göre bacaklarıma bakmanızda bir sakınca yoktur mesajıdır) türbanın da vucudumun bana ve eşime ait olması gereken kısmına bakmanızı istemiyorum o benim özelimdir mesajı vardır. Bu bir dünya görüşünü yansıtmaktadır. Yaşam tarzını vahye dayandıran ama bunu kimseye dayatmayan bir dünya görüşü.
Dinle alaksaı olmayanların ise Kurandan dem vurmaları tam bir garabet. Kimse onlara niçin inanmaları gerektikleri hakkında fikir beyan etmediklerine göre, doğal olanı inanan insanların nasıl giyineceklerine de onların karışmaması ve bu konudaki düşüncelerini kendilerine saklamalarıdır.
ekmek teknesi
11.11.2003 - 16:02Çok beğenerek izlediğim bir dizi. Ama kız erkek arkadaşlığı konusunda verdiği mesajla dışardaki realite birbiriyle uyuşmadığı için, yani dışardaki erkek arkadaş adayları dizideki kadar temiz ve iyi niyetli olmadığı için aileleri ve kız çocuklarını yanlış yönlendirebilir diye düşünüyorum.
isa
09.11.2003 - 21:12'Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım' sözü hadisi kutsi olarak uydurulmuş bir sözdür. Uydurma hadisleri inceleyen bilimsel eserlere baklırsa bu kolayca görülür.(Keşfü'hafa bunlardan bir tanesidir) Hz.İsa efendimizin gökten ineceği de asılsız bir inançtır. Kuranda göklere yükseltilmesi ile o yüce ruhun canının alındığı ifadelendirilmek istenmiştir. Aynı ifade başka peygamberlerin ölümü için de kullanılmıştır. Bu konuda, dayanılan hadislerde hadis tekniği açısından çok problemlidir.
ahmet necdet sezer
09.11.2003 - 14:00Tayiple farkı, birisi milletin oyuyla orada diğeri iktidar partisinin oraya getirmesiyle...birisi halk adamı diğeri brokrat tavırlı.
isa
09.11.2003 - 13:56HZ.İsa, peygamberimize gösterdiğimiz saygı kadar saygıyla anmamız gereken Allah'ın sevgili kullarından birisi.Doğduğu güne de öldüğü güne de selam olsun...
derin devlet
07.11.2003 - 21:26İktidara hangi parti gelirse geldin değişmeyen iktidar.Kimi zaman kanun kaçaklarıyla işbirliği yapar...taki bir trafik kazası gerçeği eleverir. Bazen balans ayarı yaptırır...bazen resepsiyon krizi çıkartır...irtica diye bir vehimle beslenir ve milletin ensesinde boza pişirir. Ülkede yönetim erkine hakim olmak için her yolu mübah gören, değişmeyen mutlu azınlık.
ahmet necdet sezer
04.11.2003 - 22:03Hukukçu kimliğinin önüne siyasal kimliğini geçirmekle tarafsızlığını kaybetmiş, halkından kopuk, soğuk bir insan.
cem uzan
01.11.2003 - 14:20Türkiye'yi kişisel çıkarları için elden çıkarabilecek, utanma denen devletliden nasibi olmadığı için başbakanlığa aday, ülkem insanını döner-pilavla kandırabileceğini düşünmekle Süleyman Demirel'in kötü örneği, uzun ve geniş bir hortumdur uzan.
alia izzetbegoviç
20.10.2003 - 12:33Bereketli bir ömürü, Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle dolu olarak, asil ve güzel bir insan olarak yaşadı; anlamlı bir hayat sürdü ve Allah'a yürüdü...seni özleyeceğiz bilge kıral...
ulûl-elbab
29.09.2003 - 22:58Bir kuran deyimi olup, 'Akıl ve gönül birlikteliğini sağlamış insanlar' demektir. Kuran muhatapların dikkatini ebedi gerçeklere çekerken bu deyimi kullanır. Bu deyim, hakikati bulmada sadece aklın kafi olmadığını vurgulaması bakımından da oldukça dikkat çekicidir.
hilmi oflaz
22.09.2003 - 12:25İnsan vardır, kitabını okumanız yeter, kendisini görmeseniz de olur. insan vardır kitabı olsun yada olmasın mutlaka görmek, tanışmak gerekir...Bana göre Hilmi Amca böyle bir insandı...Onu ilk defa Konyada düzenlenen şiir şöleninde görmüştüm...sigara içişi...sesinin tınısı ve yüzündeki kırışıklarla Necip Fazıldı...sonradan öğrendim ki Üstadı candan sevenler cümlesindenmiş...bir insana hayranlığın, siret ve suret bakımından benzerlik hasıl edebileceğini Hilmi Amcayı görünce anladım.Karşımda duran Necip Fazıl'ın gariban versiyonuydu sanki...Evet onu böyle tanımlamalı...Necip Fazıl'ın gariban versiyonu. Makamı cennet olsun...salih amelleri şefaatçisi olsun. Cennette gölgesi olduğu insanla bir olsun...
pişmanlık
01.06.2003 - 01:02Yüz tane 'keşke' bir tane 'şimdi' etmez.
ahmet turan alkan
31.05.2003 - 20:09Osmanlı türkçesini nükteperdaz bir tarzda ve kendine yakşır bir asaletle kullanmaya çalışan, altıncı şehri sevdiren, dil işçiliği yapmaktan hazzeden ve hazveren kendisini okumaktan keyif aldığım yazar...
muhammed esed
29.05.2003 - 22:57'işin garibi, otuziki yaşının biraz üzerindeydim ve neredeyse kendimi bildim bileli beni böylesine huzursuz kılan, beni tehlikeden tehlikeye, rastlantıdan rastlantıya sürükleyip duran bu gezip dolaşmak dürtüsü, macera düşkünlüğünden çok, dünyada bana ait sükûn dolu köşeyi bulmak tutkusundan, başıma gelenlerle düşündüklerim, hissettiklerim ve arzuladıklarım arasında açık, yalın bir ilişki kurabileceğim o denge noktasına ulaşmak tutkusundan gücünü alıyor. Ve kanaatlerimde yanılmıyorsam eğer, beni Avrupa'da doğup büyümüş olmanın sürüklediği bütün öteki şeylerden kopararak, zaman içinde, hem idrak tarzı ve zihniyet olarak ve hem de dış tezahürleriyle apayrı bir dünyaya çekip götüren saik de işte bu içe yönelik keşif tutkusu oldu.'
Mekkeye Giden Yol,33.
alia izzetbegoviç
20.05.2003 - 23:50Huzur, hikmet, teslimiyet ve metanet.Türkiye bu irfan adamını daha yakından tanımalı.
ölüm
20.05.2003 - 23:13ölüm Allah'ın emri şu ayrılık olmasa
ekmek teknesi
20.05.2003 - 19:55Bizden birileri, o yüzden sıcak bir akış sağlıyor...günümüz insanına kaybolan değerlerini hatırlatıyor...bazen iğneliyor bazen 'oy oy 'dedirtiyor ama en güzeli alışkanlık yapıyor...anlıyacağınız irtibatı kopartmamak lazım.
yalnızlık
20.01.2003 - 23:02Bütün düşünen kafaların ortak derdi. Düşünen ve düşündüğünü söyleyebilen...
muhammed ikbal
19.01.2003 - 23:32Andelib-i bâğ-ı Hicaz(hicaz bağının bülbülü)
kuran-ı kerim
09.01.2003 - 12:00KURANDA YAHUDİLERE DAİR YAPILAN BENZETME veya Mektubu Nasıl Okumalıyız?
'Tevratın yükü ile onurlandırılmış iken bu yükü taşıyamamış olanların durumu, sırtına kitaplar yükelnmiş ama onlardan habersiz bulunan merkebin durumuna benzer. Allah'ın mesajını yalanlamaya şartlanmış olanların durumu ne acıdır, çünkü Allah rehberliğini böyle zalim bir halka ihsan etmez! ' Cuma/5
Yahudilere Allah'ın birliği ve benzersizliği mesjını bütün dünyaya ulaştırma görevi emanet edilmişti. Ama onlar Hz.İbrahim, İshak ve Yakup soyundan gelmiş olmaları sebebiyle kendilerini 'Allah'ın seçilmiş toplumu' olarak gördüklerinden ve dolayısıyla, ilahi mesajın başka bir toplum için değil yalnız kendileri için geldiğine inandıklarından bu görevi yerine getirmediler. Bundan dolayı peygamberliğin İsrailoğullarına mensup olmayan herhangi bir kimseye verilmiş olması ihtimalini inkar ettiler. Böylece Hz.Muhammed'in peygamberliğini, bizzat Tevratta bile onun gelişi ile ilgili açık bir haber bulunmasına rağmen, reddettiler. Onlar Hz. Musa'ya indirilen ilahi kelamın tmel anlamını böylece çarpıtmak suretiyle, bizzat kendileri ondan gerçek manevi bir fayda elde etmeyi ve onun öğretilerine uygun şekilde yaşamayı sağlıyamadılar.Bkz.Muahmmed Esed, Kuran Mesajı meal-tefsir, İşaret yay.Ank.,1999, s.1147-1148.
Yahudilerin Tevratta yer alan gerçeklere karşı bu olumsuz tavrı böyle bir benzetmeyle dile getirilirken asıl muhatabın müslümanlar olduğu ve onların böyle bir yanlışa aynı şekilde düşmemeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, yerilen belirli bir ırk yada inanış şekli olmayıp onların davranış şekilleridir. Dolayısıyla bu davranış şeklini benimseyen müslüman da bu ayetin muhatabıdır.
Mektuplardaki mesajların farklı olduğu konusuna gelince; Hz.Adem'den buyana bütün elçilerin mesajı ortaktır, Allah'ın birliğine, ahiret gününe vs. inanmaya davet. Farklı olan zamandan zamana değişebilecek türden uygulamalardır.
Son elçi yada kurtarıcı anlayışı sahih hadis ve Kuranla temellendirilemiyecek türden bir yaklaşımdır. Gelenek içinde, Hz.İsa'nın gökten ineceğini savunanlar onun İslamı yeniden ihya için geleceğine inanmaktadırlar, ya değilse bu günkü şekliyle hristiyanlığı yayması şeklinde bir anlayış yoktur. Mehdi ile ilgili rivayetler ise önemli kitaplarda yer almasına rağmen rivayet ilimleri açısından inanca esas teşkil edecek nitelikte ve sağlamlıkta görülmemiştir. Kısaca Hz.Peygamber son elçidir..ondan başka elçi ve mektup yoktur.. selam! ona ve onun kardeşlerim dediği tüm elçilere..
mustafa islamoğlu
04.01.2003 - 23:52el-Mezahibu'l-İslamiyye'nin kötü mütercimi.
türküler
06.12.2002 - 00:47Anadolu insanının ruh dünyasına ait koordinatlar Bu ülkeye yabancı olanların anlamadığı çığlık.
divan edebiyatı
05.12.2002 - 12:16Yok bu şehr içre senin vasf ettiğin dilber Nedim
Bir perî-sûret görünmüş bir hayal olmuş sana
Toplam 361 mesaj bulundu