kaosa yaptıkları mütevazi! katkılarını hic esirgemeyen işlemeli altın tabut icindeki kefensiz vip ölüler...
hayatları boyunca elle tutulur tek başarıları; sol eliyle sağ kolunu bilek güreşinde mücadele ettirecek kadar kendisi ve cevresiyle kavga halindeyken, ruhunun en gizli oyuklarında saklanm ...
yaşam ritüeli. muhteşem yalnızlık. ne cümlelerle, ne de beden diliyle anlatılamayacak olan. ancak yaşayanın an'lık idrakiyle kavranan, kıvrandıran,acı veren kenar süsü. üstüne cilayı, aşık olmakla çekersek, al sana nirvana'ya ulaşma çabası icindeki keşişlerin nefis terbiyesi.
iç burkan, sızlatan incelikte cahit berkay melodileri kafamın içine dolaşıp dururken;
asya'nın, 'sevgi emek ister, sevgi nedir ki, emektir' düşüncesi sevdanın siyah rengini bir anda kırmızıya çeviriveriyor. 'burdayım iste, cekip alsana beni'
yalnızlık; becerikli, hızlı bir spermin yumurtaya ulaştığı an itibariyle başlattığı süreçin, bedenin kara toprağa girdiği ana kadar sürüp gitmesi... sonrası meçhul... içim ürperdi, ürktüm. tırstım..
ne güzel anlatmışsın sevgili şairim. hep yalnızız, hep...
dramatik bir şekilde yörüngesinden ayrılmış mini gezegen gibi yörüngesiz ve başıboş. öylece... boşlukta serserice seyr ederken rotasız, bilinmeyen bir atmosferin karasularına gözü kapalı atlayıp sürtünmenin ısısıyla alev alıp yanmak ve en baştan yaşamak... yeniden, deniz kokulu fırtınayla... nefe ...
'nesne eğer ışık hızında hareket ederse aynı anda iki farklı yerde bulunabilir.' düşünce; antimadde.
omuzlarımız üzerinde özenli-özensiz ölene kadar taşıdığımız yuvarlak içinde, dehşet gezegeninden, dilek gezegenine yapılan an'lık geçişler, quentin tarantino'nun müthiş zekasının ürünü bir film ...
sivilceli ergen dönemlerin içimizi kaplayan yerinde duramamazlık, yasal kötülükler ve kıyımlar karşısında uyanan başkaldırma halinin çoban ateşi, omuzbaşlarında-tende hiç nefes al(a)madı...
zaman ilerledi ve değişmezlik direnişinin üzerindeki toz toprak 'öp hadi' ile temizlenerek, 'insanların en ...
ıhlamur kokulu ağacın altında içilecek çayın yanına, sıcak ekmek almak için gidildi fırına,uçurtmalar uçurtuldu ve erikler anında yenildi yıkanmadan, hemen çalındıktan sonra.bahriye ablanın bağırtısı kulaklarımda hala. şaşkınlıklar yaşandı ve -o an- açıkhava sinemalarında, tombul teyzelerin dinmeyen ...
'martılar ki sokak çocuklarıdır denizin' can yücel'in anlatımda. denizin, gökyüzüne yükselen sesi. dingin maviliğin beyazlığı. aşkın arsızlığını,dizginlenemez özgürlüğünü,ışıltılı renklerini, tadını,kokusunu ve dokusunu, haylaz bir martının öptüğü elden okumak ruhumu şenlendirdi.
sizi gönülden kutlamam gerekiyordu, geçmişte kalan hatıraların, acıların ve tatların yeniden zihnime doluşarak yeni birikmişlerle harmanlanıp an'ı oluşturmasına neden oluşunuzla ilgili. hayır, şiirin lezzetini damağımda hissedebildiğim ve anladığımdan ötürü kendimi kutluyorum. tören başlasın.
Sokak Lambaları
Yıldırım Uzun
13.04.2010 - 09:40kaosa yaptıkları mütevazi! katkılarını hic esirgemeyen işlemeli altın tabut icindeki kefensiz vip ölüler...
hayatları boyunca elle tutulur tek başarıları; sol eliyle sağ kolunu bilek güreşinde mücadele ettirecek kadar kendisi ve cevresiyle kavga halindeyken, ruhunun en gizli oyuklarında saklanm ...
Zaman ayarsız çiçekler
Cevat Çeştepe
08.09.2008 - 14:25yaşam ritüeli.
muhteşem yalnızlık.
ne cümlelerle, ne de beden diliyle anlatılamayacak olan. ancak yaşayanın an'lık idrakiyle kavranan, kıvrandıran,acı veren kenar süsü. üstüne cilayı, aşık olmakla çekersek, al sana nirvana'ya ulaşma çabası icindeki keşişlerin nefis terbiyesi.
ömrün yüzeyindeki ...
Sevda ölümü
Nevzat Hacibektaşoğlu
28.08.2008 - 21:11sevda ile onurlandırılmış kalp anka kuşuna benzer. hikaye malum. ölümler, dirilmeler.
sevda cidden ex çünkü esvet' in devreleri yanmış yokolmuş.
kavruk ve tuzlu bir tadı var.
anlaşılır, sevimli ancak bir o kadar üzücü.
başsağlığı da dilenmez ki böyle ölümlere.
Rengarenklerin olamamak
Cevat Çeştepe
11.08.2008 - 11:01iç burkan, sızlatan incelikte cahit berkay melodileri kafamın içine dolaşıp dururken;
asya'nın, 'sevgi emek ister, sevgi nedir ki, emektir' düşüncesi sevdanın siyah rengini bir anda kırmızıya çeviriveriyor.
'burdayım iste, cekip alsana beni'
ve rengarenkleri olamamışlardı.
bu his ve hatır ...
Yalnızlıklarım benim, kanatsız kuşlarım
Cevat Çeştepe
10.08.2008 - 02:33yalnızlık; becerikli, hızlı bir spermin yumurtaya ulaştığı an itibariyle başlattığı süreçin, bedenin kara toprağa girdiği ana kadar sürüp gitmesi... sonrası meçhul... içim ürperdi, ürktüm. tırstım..
ne güzel anlatmışsın sevgili şairim. hep yalnızız, hep...
Ufuk çizgisinden öte
Cevat Çeştepe
04.08.2008 - 15:32kelimelerin, çıplak anlamlarına takili kalamamiş aşkın komplo teorisyeni yine işbaşında.
kibirden, hormondan, ağırlıktan ve türlü sırdan arınmış, posta bürünmemiş sözcükler ve içine gizlediği cazibe merkezli pırıltılar göz kamaştırdı...
Son akşam yemeği
Cevat Çeştepe
28.07.2008 - 11:38'ben bu resmi daha önce gördüm'
bu sözler leonardo vinci'nin 'isa'nın son akşam yemeği' isimli şaheserine, isa ve yahuda olarak modellik yapan kişinin sözleri.
içimizde gizlenmiş yahuda, zaman zaman açığa çıkarak; yaşam kaynaklarımıza, ne denli önemli olduklarını söylememek cimriliğine, ben ...
Üçyüzaltmışbeş
Cevat Çeştepe
22.07.2008 - 14:47kaptanın seyir defteri.
varlık ile yokluğun kavi-ince cizgisindeki oluş ve eylemsizliğindeki transparanlığı giderme/trans tespit çalışmaları.
gerçeğin sertliğinden izole edilip hazırlanan imge ve simgelerle, anlatıldığından çok daha fazlası anlatılmıştır.
Yalnızlığın öfkesi
Cevat Çeştepe
22.07.2008 - 14:10dramatik bir şekilde yörüngesinden ayrılmış mini gezegen gibi yörüngesiz ve başıboş.
öylece... boşlukta serserice seyr ederken rotasız, bilinmeyen bir atmosferin karasularına gözü kapalı atlayıp sürtünmenin ısısıyla alev alıp yanmak ve en baştan yaşamak... yeniden, deniz kokulu fırtınayla...
nefe ...
Ölüm vardı, sen yoktun
Cevat Çeştepe
21.07.2008 - 23:02hatırlanana.
ağlayarak değil, tebessümle, ışığınla karşıladığın gidişini anımsamak hala çok acı.
'keşke gitmeseydin.'
hatırlatana; aşkolsun.
Meserret 'in Penceresinden
Cevat Çeştepe
18.07.2008 - 16:13kısaca; basın özgürlüğünü basın.
'ben yürüdüm, ama binaya gitmedim' ilhan selçuk geldi aklıma ilkin, ne garip.
ve süleyman demirel.
ve turgut özal.
unutulmuşları balık hafızalardan çekip çıkarana selam olsun.
Dilekler gezegeni
Cevat Çeştepe
17.07.2008 - 23:12'nesne eğer ışık hızında hareket ederse aynı anda iki farklı yerde bulunabilir.'
düşünce; antimadde.
omuzlarımız üzerinde özenli-özensiz ölene kadar taşıdığımız yuvarlak içinde, dehşet gezegeninden, dilek gezegenine yapılan an'lık geçişler, quentin tarantino'nun müthiş zekasının ürünü bir film ...
Değişmeyen düetler
Cevat Çeştepe
01.07.2008 - 15:35sivilceli ergen dönemlerin içimizi kaplayan yerinde duramamazlık, yasal kötülükler ve kıyımlar karşısında uyanan başkaldırma halinin çoban ateşi, omuzbaşlarında-tende hiç nefes al(a)madı...
zaman ilerledi ve değişmezlik direnişinin üzerindeki toz toprak 'öp hadi' ile temizlenerek, 'insanların en ...
.1.izi Kalsın Yüreğinde
Nehire Inaç
27.06.2008 - 10:55kızıl rahip vivaldi'nin ilkbaharı çağrıştı.
hızla akan kan, toy acılar, ergen aşklar.
peşinden hizalanacaktır; yaz, sonbahar, kış.
nane şekeri gibi, hafiften buruk ama keyifli.
Yüzünden Öte Yıldız Yok
Yıldırım Uzun
25.06.2008 - 11:45armonik renkliliğini 'şeytanın oğlu' lakabıyla bütünleştirmiş paganini'nin aşkına benzemesinden korktum okurken, tahtalara vurdum, nazar duaları okudum.
hüzzam makamının sonbahar rengi,güzel görümcem, taze börülcem. ruhun dert görmesin.
Ben olmalıyım
Cevat Çeştepe
24.06.2008 - 14:30gözünde bir avuç kıvılcım taşıyan aşığın, taşkın, arsız ve bir o kadar düşünceli, huzur dolu aşkını film izler gibi okudum. muhteşemdi.
(yazılı iç ses:) neden tek taşını kendileri alır hala kadınlar acep?
Karanfil kokulu kelebekler
Cevat Çeştepe
19.06.2008 - 11:55hasan mutlucan
bizim çocuklar başardı.
asmayalım da besleyelim mi?
marmaris.
gidenler hatırlandı.. kalanlar hatırlandı...çok şey hatırlandı, fazla söze ne hacet.
fırçanın, tuval üzerinde görüntülemeye cesaret edemediğini kalem bihakkın yapmış.
*Ehl-i Keyfin Şiiri
Mehme Arslan
17.04.2008 - 20:21ıhlamur kokulu ağacın altında içilecek çayın yanına, sıcak ekmek almak için gidildi fırına,uçurtmalar uçurtuldu ve erikler anında yenildi yıkanmadan, hemen çalındıktan sonra.bahriye ablanın bağırtısı kulaklarımda hala. şaşkınlıklar yaşandı ve -o an- açıkhava sinemalarında, tombul teyzelerin dinmeyen ...
Seni Düşünmek
Mehme Arslan
17.04.2008 - 20:06'martılar ki sokak çocuklarıdır denizin' can yücel'in anlatımda. denizin, gökyüzüne yükselen sesi. dingin maviliğin beyazlığı.
aşkın arsızlığını,dizginlenemez özgürlüğünü,ışıltılı renklerini, tadını,kokusunu ve dokusunu, haylaz bir martının öptüğü elden okumak ruhumu şenlendirdi.
O an...
Yıldırım Uzun
28.03.2008 - 11:22sizi gönülden kutlamam gerekiyordu, geçmişte kalan hatıraların, acıların ve tatların yeniden zihnime doluşarak yeni birikmişlerle harmanlanıp an'ı oluşturmasına neden oluşunuzla ilgili.
hayır, şiirin lezzetini damağımda hissedebildiğim ve anladığımdan ötürü kendimi kutluyorum.
tören başlasın.
Toplam 20 mesaj bulundu