Gregor rumuzlu arkadaşımızda amma edebiyatçı adammış...
Ne anlama geldiğini anlatırım ama sonra öküz yerine koyuyorsun diyorlar... Yahu sanki doğduğumda anne yerine epifonem ya da entimizm dedim de bunları edebiyat sözlüğüne bakmadan ezbere yazacam... nerde... bunları ezberleyene kadar telefon numaralarını ezberlerdim...
uzun sözün kısası Epifonem: ''Bir sözlü ya da yazılı eserde anlatılanların hikmetli bir sözle son bulması.'' demekmiş... Bir de epifenomen var ama konuyla alakası yok...
Epifoneme örnek:
Son Sözler kitabanın son sözü: ''Elektrikçiye ne gerek var canım, ben hallederim.''
İçtencilik anlamına gelen bir sanat dalı... bu anlayışa sahip kişilere de entimist denirmiş. Bir anlamda, mahrem bahrem dinlemeden yani çekinmeden insanın içinden ne geçiyorsa, anlamı gibi, içtenlikle anlatması...
örnek verecektim ama utandım şimdi:P
benden entimist mentimist olmaz herhalde...
1. Shichinin no samurai (1954) (Yedi Samuray)
2. The World According to Garp (1982) (Garp'ın Küçük Dünyası)
3. Apocalypse Now (1979)
4. Memento (2000)
5. Spartacus (1960)
6. Extreme Measures (1996)
7. Golden Gate (1994) (Matt Dilon'ın)
8. Highlander (1986)
9. Crow (1998)
10. Fabuleux destin d'Amélie Poulain, Le (2001) (Amelie)
En iyi on korku film:
1. The Car (1977)
2. The Changeling (1980)
3. The Shining (1980)
4. Prince of Darkness (1987)
5. Night of the Living Dead (1990)
6. Dellamorte Dellamore (1994) (Gore)
7. Event Horizon (1997) (Bilim Kurgu)
8. Final Destination (2000) (Gerilim)
9. Brotherhood of the Wolf (Action-Macera)
10. Shocker (1989)
Craven'ın ''Last House on the Left (1972) '' koyacaktım ama o kadar rahatsız edici bir filmi listeye bile koyamadım... Elm Sokağınıda koymak isterdim ama rambo kadar klasikleşmiş filmleri bile koymadım:P
bu başlığı böyle açmam hata olarak görünse bile hangi filmin hangi filmden daha iyidir tartışmasından çok şzlenmesi için tavsiye edilecek filmler olarak görmenizi isterim.
Lakin hangi En iyi on film? En iyi on korku filmi mi yoksa romantik komedi mi... Bir sürü seçenek varken böyle genel bir başlık açmam hata olabilir. Yine de ister genel olsun ister belli bir film türüi laf olsun terim dolsun :)
Hans von Aiberg'ün hani bizim Hasan emminin öğretisiymiş:P
Nette anlatımı:
Kur'an'daki tüm şifreler tekildir (7, 11, 19 gibi) . ASAL da bölünemeyen demek. 1 sayısı ve kendisi dışında hiçbir başka sayıya. 1 sayısını asal saymazlar ama asıl ASAL odur çünkü bir sayıyı bire bölmek, Kehf sisteminde sonsuz oluyor. Daha fazla bilgi için kitaplarımdan ELİF noktasına bakınız. Evrende neyi ELİF'e bölerseniz (sehpayı, masayı vb.) sonuç ELİF-1'dir. Bu bir sayısı aslında n >>> sonsuz olduğunda, n+1 >>> sonsuz ötesindeki 1. Bu elif 1 sayısını herhangi bir sayıya böldüğünüzde sonucu sonsuz çıkar. Dolayısıyla gerçek anlamdaki mutlak 1, bizim 1 gibi asal değildir. Yani 1 gibi her sayıya bölünüp, sonucu o sayı olarak belirlemez. Elif 1 sayısı hangi rakama (Rakim) bölünürse bölünsün sonucu Elif 1'dir. Elif noktalarını sanırım Sonsuzluk Kulesi 2. Cilt’te yazmıştım. Cantor buldu, Hilbert ilerletti ve edebiyatçı sandığımız Borges de onu DENEL olarak buldu.
Bir dostun veya sevilen birinin ölümünden duyulan acıyı ve üzüntüyü anlatan lirik şiiridir.
Bir örnek:
Lycidas* - (John Milton)
Yet once more, O ye laurels, and once more
Ye myrtles brown, with ivy never sere,
I come to pluck your berries harsh and crude,
And with forced fingers rude
Shatter your leaves before the mellowing year.
Bitter constraint and sad occasion dear
Compels me to disturb your season due;
For Lycidas is dead, dead ere his prime,
Young Lycidas, and hath not left his peer.
Who would not sing for Lycidas? He knew
Himself to sing, and build the lofty rhyme.
He must not float upon his watery bier
Unwept, and welter to the parching wind,
Without the meed of some melodious tear.
Begin, then, sisters of the sacred well
That from beneath the seat of Jove doth spring;
Begin, and somewhat loudly sweep the string.
Hence with denial vain and coy excuse;
So may some gentle muse
With lucky words favour my destined urn,
And as he passes turn,
And bid fair peace be to my sable shroud.
For we were nursed upon the self-same hill,
Fed the same flock, by fountain, shade, and rill;
Together both, ere the high lawns appeared
Under the opening eyelids of the morn,
We drove a-field, and both together heard
What time the grey-fly winds her sultry horn,
Battening her flocks with the fresh dews of night,
Oft till the star that rose, at evening, bright,
Toward heaven's descent had sloped his westering wheel.
Meanwhile the rural ditties were not mute;
Tempered to the oaten flute,
Rough satyrs danced, and fauns with cloven heel
From the glad sound would not be absent long;
And old Damaetus loved to hear our song.
diye devam eden uzun bir ağıt...
* Milton'un okul arkadaşı Edward King'in denizde boğulması üzerine yazdığı eleji (... Genel anlamda, insanın ölümlülüğü temasını işleyen, birbirini izleyen bir vurgulu iki vurgusuz heceli ayaklardan oluşan beşli ve altılı ölçüyle yazılan ve konuyla sınırlı olmayan şiire verilen addır. Modern batı edebiyatında bu terim şiirin içeriğinden çok ölçüsünü belirtir. Alman edebiyatında ölçü özelliği öne çıkarken, ingiliz edebiyatında şiir türü olarak tanınır. Eleji, modern şiirde de sık rastlanan önemi bir şiirsel anlatım biçimidir.)
bizler eleştiri adı altında aç sırtlanlar gibi aslanların bıraktığı leşlere ya da Meriç'in dediği gibi ''kızıl şal görmüş İspanyol boğası gibi, her düşünceye ve düşünene... '' saldırıyoruz...
6 bölüm ve 3 kitaptan oluşan Yüzüklerin Efendisi serisi esasında Tolkien'ın yarattığı on binlerce yıllık Orta-Dünya tarihinin sadece 3 yılını kapsar.
İlk basımda çoğu kişi, Tolkien'ın serisinde kimin kim ya da ne olduğu, ya da nerede veya ne zaman geçtiğini açıklamadan ve sayfalarca yazdığı bir kişinin potresini ya da yerlerin tasvirini okuyucu sıkacak, romandan kopartacak riskler olarak görmüşlerdir... Başarısından sonra oynadığı kumarı kazandığı düşünülmüştür. Lakin ortada bir kumar yoktur çünkü Yüzüklerin Efendisi roman ya da basitçe yazılmış bir kitap değildir. Büyük Resmin sadece küçük bir kısmını detaylı olarak anlatır ve okuyucunu kafasında soru işaretleri bırakarak, Orta Dünya'ya ilgi duymasını sağlar.... Tolkien'ın esas resmi Orta-Dünya tarihidir, bu tarihi yazmasındaki amaç İngiltere'nin Keltler'den veya Angalo Saxon'lardan başka kendisine ait bir tarihi olmadığını görüp, bu boşluğu doldurmak için kollarını sıvar.
Kendi deyimiyle ''belki saçmada olsa'' ortaya İngilizler'e hediye edeceği mitoloji yaratır. Elf, Cüce ve Rhoan gibi değişik diller yaratır, hatta bazı notlarını bu dillerle tuttuğu için bazıları hala çevrilelememiştir. Yarıtılıştan karaların yer değişmesine kadar diller, bitkiler, haritalar, destanlar, şarkılar, şiirler, sanatlar, dinler, ırklar, değişik canlılar, çoğrafyalar, yönetimler ve bir sürü olguyu yaratır. Silmarillion kitabı ile özetlediği bu mit, malesef ölümü ile tamamlanamamıştır, yine de oğlu tarafından düzene sokulmaya çalışılan notlarından bugüne kadar 12 cilt ve değişik kitaplar çıkartılmıştır. Orta Dünya tarihi bu emeklerin ortasında ilgi gören LOTR'den bize bakıp göz kırpar...
Tolkien yazdıklarını referans olarak kendisini değil, kendi yaratığı tarihteki insanları verir... Mesela LOTR Frodo Baggins'e aittir, Hobbit kitabı ise Bilbo Baggins'a aittir, fakat Lost Tales gibi başka kaynaklardan da, LOTR kitabında, olanları farklı şekillerde okuyabilirsiniz... Bunun sebebi Tolkien, mitoloji yaratırken, tarihte, birden fazla ve farklı kaynakların olduğunu bilir... Mesela bazen bir yere giden Gladriel olurken, başka kaynakta bu Cindar olabiliyor....O yüzden LOTR serisi hikayenin sadece bir versiyonudur... Mesela Gandalf'ın kulede başına gelenler LOTR de yazmazken, notlarında üç dört versiyonu bulunabilir... ama tabi ki Tom Bombadil kim olduğu gibi boşluklar çoktur diyebiliriz fakat onlarda kasıtlı olarak yapıldığı ortadır mesela Numenorla ilgi bilgiler ada ile battığından o tarihte gelişen olaylar hakkında çok detaylı bilgilere sahip değiliz der ya da Faramir'in tuttuğu notların büyük kısmı savaşta kayboldu gibilerinden dip notlara bile karşılaşabilirsiniz. Uzun sözün kısası LOTR sadece hayal gücüyle değil büyük birikimler sayesinde ortaya çıkmştır.
Melkor varken onun öğrencisi Sauron'ı, Faramir varken Aragorn'u, Cevherler Savaşı varken Yüzk Savaşı'nı okumak... Yani elimde Middle Earth ansiklopedisi dururken LOTR'yi nereye koyarsınız size kalmış ama Tolkien'ın ömrü uzun olsaydıTurin'in açıklı öyküsü gibi bir çok destanı LOTR gibi daha detaylı yazabilirdi. Hiç bir eseri basite alınacak ya da küçümsenecek çalışmalardır diyemem.
Fİlmi, serisinin yanında havai fişek gösterisi olarak nitelendirebilirim
Uzun uzun burada karakterlerin, yerlerin ve diğer tüm olguların nerden ve ne olduklarını yazmak isterim ama ansiklopedilere bile zor sığıcak bu bilgileri bir oturuşta yazamam ama size tavsiyem kitabını okurken elinizde ''Guide To Middle Earth'' gibi Orta Dünya sözlüğünü bulundurmaya çalışın derim...
Sular yükselirken, tufandan kaçacak ya da sığınacak yerler arıyoruz. Hz. Nuh'un oğlu gibi, çıkabildiğimiz en yüksek yeri güvenli sanıp, kibirleniyoruz... Lakin bizi bu tufandan kurtaracak tek gemi Kuran-ı Kerim...
Orta Dünya (MiddleEarth) büyücüsü olan Ölümsüz Topraklar'dan (Undying Lands) gönderilmiş beş İstari'den* biri.
Gandalf, Ölümsüz Toraklar'da ''Olorin'' adına ve Maia* ruhuna sahipti. ''Lorien the Dream Master''in (Rüyaların Efendisi) öğrencisi olarak onun bahçelerinde yaşardı. ''Nienna the Copasinate''ı (merhametli) sıkça ziyaret ederek onunda öğrencisi oldu. Üçünçü Güneş Çağı'nın yaklaşık 1000. yılında Orta Dünaya'ya gönderilicek, ''Saruman the White'' liderliği altında, beş İstari'den biri olarak seçildi.
Batıda, '''Gandalf the Grey''' dediler. Elfler, ''Mithrandir''' veya ''grey pilgrim (gri gezgin, gri hacı) ' ' diye isimlendirdiler. Cüceler ona ''Tharkun'' ve Haradrim halkı ise ona ''İncanus'' isimşerini koydular. Genellikle komik sivri uçlu uzun gri şapkası, uzun beyaz sakallı, gri renkli kocaman pelerini ve yaşlı bir ermişi andıran tipiyle ile tanınnırdı.
Orta Dünya'da Grey Heavens* bölgesine ayak bastığında gemici elf ''Cirdan''* kendisini karşıladı ve Ateş'in Yüzüğü'nü (Ring of Fire) * Gandalf'a emanet etti ve böylece o da yüzük taşıcılarından (ringbearer) biri oldu. 2000 yıldan fazla bir süre Orta Dünya'da kötü güçlere karşı savaştı. Üçüncü Güneş Çağının 2941. yıllarında geçen maceralarının coğu ''Hobbit'' kitabında geçer. Kısaca Mirkwood* ormanlarının güney doğusunda ''Dol Guldur''* adı verilen bölgede 'Necromencar' adında birinin etrafında kötü güçlerin büyüdüğü hakkında söylentiler çoğalmaya başlamıştır(1) ... Bu arada 'Yalnız Dağ'daki (Lonely Mountain) kralıkllarının ve hazinelerinin varisleri olan cücelerden oluşan ''Thorin II''in grubu, kendilerine ait olanları almak ve Dağ'ı ele geçiren 'Smaug''* adlı ejderhadan kurtulmak için Gandalf'a başvururlar. İleri görüşlü Gandalf, Thorin'in* grubuna' 'Bilbo Baggins''ide sokarak Yalnız Dağ'a doğru yola çıkarlar. Yalnız Dağ macerasında Troll'ın mağrasından Gandalf ''Glamdring'' kılıcını * ve Bilbo ''Sting'''i * bulur; 'Gollum'* olayında Bilbo* ünlü yüzüğü bulur ve olaylar gelişir(2) . Dolu maceralardan sonra, Mirkwood'a geldiklerinde Necromencar hakkında daha çok bilgi almak için Gandalf gruptan ayrılır (3) . Sonra gruba geri dönerek Smaug'un öldürülüp, Five Armies (Beş ordu) savaşında ve cücelerin dağlarını geri alışında rol oynar.
3018'de Gandalf'ın Shire'a gelip Bibo'nun yüzüğü Frodo'ya emanet etmesiyle bildiğimiz ''Yüzüklerin Efendisi'' (LOTR) kitabı başlar. Yüzüğü geri çevirmesi, yüzüğün Rivendale'e gitmesi, Saruman'la ayrılışı ve tutsak düşmesi, yüzük kardeşliğinin kurulup başına geçemesi, Khazad-dum* köprüsünde ''Balrog''* ile ölümcül bir çatışmaya girmesi ve Gri Gandalf'ın 'Gandalf the White' diye reenkarnasyonu, ''Rohan''lı* atların prensi ''Shadowfax''* ile oradan oraya koşturması, Minas Trith* ve Black Gate* de Sauron'ın* güçlerine karşı koyması ile Gandalf bazen babacan ya da çok güçlü bir savaşcı veya lider, bazen derin bir düşünür ya da şüpheye düşen kafası karşık yaşlı, bazen havai fişekler patlatan basit bir gösterici ya da ışıklar saçan doğa üstü bir büyücü gibilerinden çok değişik potreler çizer... Yüzük Savaşı (War of the Ring*) zaferi ile diğer yüzük-taşıyıcılarıyla 3021 yılında Ölümsüz Toprak'lara* son giden gemiyle (Last Sailing of the Keepers of the Rings) Gandalf ile olan bilgiler biter...
Notlar
(*) Bu yıldız işareti koyduğum konularla ilgi bilgileri burada vermek isterim ama Gandalf olayının çok üstüne çıkmış oluruz, bu başlıklar açıldıkça açıklamaya çalışırım. Lakin Gandalf'la ilgili olarak şunu belirtmem lazım... Gandalf insan değildir, İstariler Valar'ların emri altında olan öğrencilerdir... Maia'dırlar... Bir benzetme ile açıklamak gerekirse Valar'lar güçlü olan melek varlıklar gibidirler, belki bilirsiniz mesela Mikail meleğinin emrinde binlerce melek vardır, bunun gibi Maialar bu meleklere benzerler ama üst melekler kadar güçlü değillerdir... Bu açıdan Sauron, Balrog gibi diğer varlıklarda esasında Gandalf gibi Maia'dırlar. Bu konularla ilgili bilgileri ''Simarillion'' kitabından bulabilirsiniz
(1) Burada anlaşılması gereken bazı olaylar vardır, İstari'ler Valarlar tarafından Orta Dünya'dan gelen söylentileri kontrol edip, tehlike varsa istihbaharat, önlemler, teşkilatlanmalar kurmaları ve Orta Dünaya halkına yardımcı olmak amaçları ile yollanmış olan özel ajanlar diyebiliriz.. En büyük korkuları Sauron'ın yüzüğünü bulup bir daha vucutlanmasıdır. Bu açıdan İstari'ler Elrond, Gladriel ile müttefik kurarak gelişen olayları Saruman liderliğinde değerlendirmeye başladılar. Toplantılarda.Saruman yüzüğü ele geçirip Sauron'u yenip Orta Dünayaya barış getirmeye savunurken, Gandalf yüzüğün yok edilmesini savunmasıyla ayrılıklar başladı. Necromencar olayının iç yüzü ortaya çıkınca olaylar daha hızla gelişmeye başladı... 2000 yıl burunlarının altında gelişen olaylar birden bire su yüzüne çıkmaya başlamasıyla olaylar çok hızla gelişir... Bunun en büyük etkisi ise, Dagorlad savaşında yüzüğü kaybedip vucudunu kaybeden Sauron, Gollum'un daha doğrusu Smeagol yüzüğü bulunca, yüzüğü elde umuduyla eski güçlerini geri toplamaya başlamasıdır.
(2) Daha detaylı bilgiler için Hobbit'i ve Tolkien'ın notlarından olşuturulmuş kitaplarını okuyun derim...
(3) Bundan sonra Gandalf etrafında gelişen olaylar Hobbit kitabında anlatılmaz ama Tokien'ın notlarından Gandalf'ın yanlışıkla tutsak düşerek, Necromencar'ın esasında Sauron olduğunu öğrendiğini biliyoruz... Paçasını zor kurtaran Gandalf grubunu bulmaya geri döner, Sauron'sa Dol Goldur'daki 1000 yıl boyunca büyütüğü ordusuyla Mordor'a geri döner...
Karıncanın teki sırtınfa bir su damalası ile yanan büyük ateşe doğru giderken bir yaprağın üzerinde keyif çatan böcekler, şaşırırlar nereye karınca derler.
Karınca ''Nemrut, İbrahim aleyhisselamı ateşe atmak için büyük bir ateş yaktı oraya su taşıyorum der''.
Böcekler gülmekten nerdeyse çatlarlar, 'karınca sen bu boyunla kendinide yakarsın'' diye dalga geçerler. Karınca hiç istifini bozmaz
''Ateşi söndüremezsem de yolunda ölürüm ama şunu bilin ki Allah herkese kaldıracağı kadar yük verir benim gücüm de bu kadar.'' der ve yoluna devam eder.
Böceklerde hiç istiflerini bozmadan keyif çatmak için tam eski durumlarına dönerlerken su damlası taşıyan milyonlarca karınca ordusunu demin konuştukları karıncanın arkasından gittiklerini görünce hallerinden utanırlar...
ÇALIŞMADAN, ÖĞRENMEDEN, YORULMADAN RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMİŞ MİLLETLER, EVVELA HAYSİYETLERİNİ SONRA HÜRRİYETLERİNİ DAHA SONRA DA İSTİKBALLERİNİ KAYBETMEYE MAHKUMDUR.
LOTR'nin filmi çıkıcağını duyunca hemen ustasıyla yarışan çırak gibi sinemalara koşan kitap serisi..
Fellowship of the Ring geldiğinde hemen gitmiştim, sinemada yanıma iki yaşlı İngiliz oturmuş Hayri filminin biletleri bittiği için LOTR filmine geldiklerinden şikayet edip mırmırlanıyorlardı... Ulan dedim Türk halimle Tolkien İngiltere'ye hediye ettiği eserini vizyonda görmeye can atarken, şu İngilizler, Tokien olmasa Pıtırın olmayacağı film yerine, LOTR'ye geldikleri için üzülüyorlar...
Hayri Pıtırı okuyanlar fantazi dünyasına ilgi duyuyorlarsa iyi derim, yok sadece onunla yetineceklerse yuh derim :)
İmam-ı Rabbani olarak bilinir... Asıl ismi Ahmet El-Faruki olan büyük alim, devrinin, yaratıcısını unutmuş devlet adamlarına fikri cihat yaptı. Tüm yetki sahibi kişilere mektup yazdı ve gerçeğin yolu Kur’an ve Sünnet olduğunu, hurafelerle mücadelenin şart olduğunu anlattı. Yazmış olduğu mektuplar bir kitapta toplanıp meşhur “Mektubat” isimli eseri oluşturdu. Bu eserin sahibi alimimiz.
Daha genis detay icin:
http://www.geocities.com/SoHo/Easel/3809/imam_i_rabbani_ks.htm.
http://www.sufism.20m.com/Rabbani.htm
http://yagmur15.tripod.com/sadat/Rabbani.htm.
vb.
İmam-ı Rabbani’nin hayatı
Ekrem Sağıroğlu’nun yeni kitabı İmam'ı Rabbani’nin hayatı Yasin Yayınları tarafından neşredildi. Kitap ikinci bin yılın mücceddidi İmamı Rabbani Ahmed Faruki Serhendi’nin hayatını ve mücadelelerini anlatıyor. Sağıroğlu eserde kuru bir hayat hikâyesi anlatımının ötesinde bir tarz denemiş. Hayatından satırların yanı sıra İmam'ı Rabbani’nin düşünce dünyasına dönük bir çalışma ortaya konmuş. Yazar, eserin birinci bölümünde İmam’ın yetiştiği ortamı, bölgeyi anlatıyor. Özellikle Hindistan bölgesindeki bozuk fırkaları; Sihizm, Hindu milliyetçiliği, mehdilik iddiaları gibi cereyanları ve ahlaki çöküntüleri anlatıyor.
bir ses duyulsa...koşsam sesin geldiği yere...katılsam o seslere...o sesleri çıkarsam...duyulsa seslerimiz...katılsa bütün sesler...ah keşke bir olsa sesler sessizliğin içinde de...bir ses duyulsa...sessizliği bozsak
epifonem
12.02.2004 - 15:24Gregor rumuzlu arkadaşımızda amma edebiyatçı adammış...
Ne anlama geldiğini anlatırım ama sonra öküz yerine koyuyorsun diyorlar... Yahu sanki doğduğumda anne yerine epifonem ya da entimizm dedim de bunları edebiyat sözlüğüne bakmadan ezbere yazacam... nerde... bunları ezberleyene kadar telefon numaralarını ezberlerdim...
uzun sözün kısası Epifonem: ''Bir sözlü ya da yazılı eserde anlatılanların hikmetli bir sözle son bulması.'' demekmiş... Bir de epifenomen var ama konuyla alakası yok...
Epifoneme örnek:
Son Sözler kitabanın son sözü: ''Elektrikçiye ne gerek var canım, ben hallederim.''
entimizm
12.02.2004 - 15:00İçtencilik anlamına gelen bir sanat dalı... bu anlayışa sahip kişilere de entimist denirmiş. Bir anlamda, mahrem bahrem dinlemeden yani çekinmeden insanın içinden ne geçiyorsa, anlamı gibi, içtenlikle anlatması...
örnek verecektim ama utandım şimdi:P
benden entimist mentimist olmaz herhalde...
enderun
12.02.2004 - 14:50Topkapı Sarayın'da bulanan en büyük kütüphanenın adı ve yine yerde Osmanlı'da devlet adamlarının yetiştiği mektep'in adı......
Sevdiğim Filmler
12.02.2004 - 14:39En baba on filmim :)
1. Shichinin no samurai (1954) (Yedi Samuray)
2. The World According to Garp (1982) (Garp'ın Küçük Dünyası)
3. Apocalypse Now (1979)
4. Memento (2000)
5. Spartacus (1960)
6. Extreme Measures (1996)
7. Golden Gate (1994) (Matt Dilon'ın)
8. Highlander (1986)
9. Crow (1998)
10. Fabuleux destin d'Amélie Poulain, Le (2001) (Amelie)
En iyi on korku film:
1. The Car (1977)
2. The Changeling (1980)
3. The Shining (1980)
4. Prince of Darkness (1987)
5. Night of the Living Dead (1990)
6. Dellamorte Dellamore (1994) (Gore)
7. Event Horizon (1997) (Bilim Kurgu)
8. Final Destination (2000) (Gerilim)
9. Brotherhood of the Wolf (Action-Macera)
10. Shocker (1989)
Craven'ın ''Last House on the Left (1972) '' koyacaktım ama o kadar rahatsız edici bir filmi listeye bile koyamadım... Elm Sokağınıda koymak isterdim ama rambo kadar klasikleşmiş filmleri bile koymadım:P
diğer türlerin listesi gelecek...
Sevdiğim Filmler
12.02.2004 - 13:51bu başlığı böyle açmam hata olarak görünse bile hangi filmin hangi filmden daha iyidir tartışmasından çok şzlenmesi için tavsiye edilecek filmler olarak görmenizi isterim.
Lakin hangi En iyi on film? En iyi on korku filmi mi yoksa romantik komedi mi... Bir sürü seçenek varken böyle genel bir başlık açmam hata olabilir. Yine de ister genel olsun ister belli bir film türüi laf olsun terim dolsun :)
elif noktaları
12.02.2004 - 13:45Hans von Aiberg'ün hani bizim Hasan emminin öğretisiymiş:P
Nette anlatımı:
Kur'an'daki tüm şifreler tekildir (7, 11, 19 gibi) . ASAL da bölünemeyen demek. 1 sayısı ve kendisi dışında hiçbir başka sayıya. 1 sayısını asal saymazlar ama asıl ASAL odur çünkü bir sayıyı bire bölmek, Kehf sisteminde sonsuz oluyor. Daha fazla bilgi için kitaplarımdan ELİF noktasına bakınız. Evrende neyi ELİF'e bölerseniz (sehpayı, masayı vb.) sonuç ELİF-1'dir. Bu bir sayısı aslında n >>> sonsuz olduğunda, n+1 >>> sonsuz ötesindeki 1. Bu elif 1 sayısını herhangi bir sayıya böldüğünüzde sonucu sonsuz çıkar. Dolayısıyla gerçek anlamdaki mutlak 1, bizim 1 gibi asal değildir. Yani 1 gibi her sayıya bölünüp, sonucu o sayı olarak belirlemez. Elif 1 sayısı hangi rakama (Rakim) bölünürse bölünsün sonucu Elif 1'dir. Elif noktalarını sanırım Sonsuzluk Kulesi 2. Cilt’te yazmıştım. Cantor buldu, Hilbert ilerletti ve edebiyatçı sandığımız Borges de onu DENEL olarak buldu.
eleji
12.02.2004 - 13:39Bir dostun veya sevilen birinin ölümünden duyulan acıyı ve üzüntüyü anlatan lirik şiiridir.
Bir örnek:
Lycidas* - (John Milton)
Yet once more, O ye laurels, and once more
Ye myrtles brown, with ivy never sere,
I come to pluck your berries harsh and crude,
And with forced fingers rude
Shatter your leaves before the mellowing year.
Bitter constraint and sad occasion dear
Compels me to disturb your season due;
For Lycidas is dead, dead ere his prime,
Young Lycidas, and hath not left his peer.
Who would not sing for Lycidas? He knew
Himself to sing, and build the lofty rhyme.
He must not float upon his watery bier
Unwept, and welter to the parching wind,
Without the meed of some melodious tear.
Begin, then, sisters of the sacred well
That from beneath the seat of Jove doth spring;
Begin, and somewhat loudly sweep the string.
Hence with denial vain and coy excuse;
So may some gentle muse
With lucky words favour my destined urn,
And as he passes turn,
And bid fair peace be to my sable shroud.
For we were nursed upon the self-same hill,
Fed the same flock, by fountain, shade, and rill;
Together both, ere the high lawns appeared
Under the opening eyelids of the morn,
We drove a-field, and both together heard
What time the grey-fly winds her sultry horn,
Battening her flocks with the fresh dews of night,
Oft till the star that rose, at evening, bright,
Toward heaven's descent had sloped his westering wheel.
Meanwhile the rural ditties were not mute;
Tempered to the oaten flute,
Rough satyrs danced, and fauns with cloven heel
From the glad sound would not be absent long;
And old Damaetus loved to hear our song.
diye devam eden uzun bir ağıt...
* Milton'un okul arkadaşı Edward King'in denizde boğulması üzerine yazdığı eleji (... Genel anlamda, insanın ölümlülüğü temasını işleyen, birbirini izleyen bir vurgulu iki vurgusuz heceli ayaklardan oluşan beşli ve altılı ölçüyle yazılan ve konuyla sınırlı olmayan şiire verilen addır. Modern batı edebiyatında bu terim şiirin içeriğinden çok ölçüsünü belirtir. Alman edebiyatında ölçü özelliği öne çıkarken, ingiliz edebiyatında şiir türü olarak tanınır. Eleji, modern şiirde de sık rastlanan önemi bir şiirsel anlatım biçimidir.)
eleji
12.02.2004 - 13:22elegie, elegy...
ağıt, mersiye...
edebiyat lobileri
12.02.2004 - 13:19Medyada ki tekelleşmeye karşı olmak adına oluşturulan küçük tekkeler... daha doğrusu küçük tekeller..
templar
11.02.2004 - 16:05Tapınak Şovalyeleri
tapınak şövalyeleri
11.02.2004 - 16:04bkz. Baphomet
Knights Templar (Tapınak Şovalyeleri) ile ıilgili daha çok bilgi için:
http: //www.templarhistory.com
eleştirmek
09.02.2004 - 19:50bizler eleştiri adı altında aç sırtlanlar gibi aslanların bıraktığı leşlere ya da Meriç'in dediği gibi ''kızıl şal görmüş İspanyol boğası gibi, her düşünceye ve düşünene... '' saldırıyoruz...
murphy yasaları
09.02.2004 - 18:52bir şey ters giderse her şey ters gider..
lord of the rings / yüzüklerin efendisi
09.02.2004 - 17:016 bölüm ve 3 kitaptan oluşan Yüzüklerin Efendisi serisi esasında Tolkien'ın yarattığı on binlerce yıllık Orta-Dünya tarihinin sadece 3 yılını kapsar.
İlk basımda çoğu kişi, Tolkien'ın serisinde kimin kim ya da ne olduğu, ya da nerede veya ne zaman geçtiğini açıklamadan ve sayfalarca yazdığı bir kişinin potresini ya da yerlerin tasvirini okuyucu sıkacak, romandan kopartacak riskler olarak görmüşlerdir... Başarısından sonra oynadığı kumarı kazandığı düşünülmüştür. Lakin ortada bir kumar yoktur çünkü Yüzüklerin Efendisi roman ya da basitçe yazılmış bir kitap değildir. Büyük Resmin sadece küçük bir kısmını detaylı olarak anlatır ve okuyucunu kafasında soru işaretleri bırakarak, Orta Dünya'ya ilgi duymasını sağlar.... Tolkien'ın esas resmi Orta-Dünya tarihidir, bu tarihi yazmasındaki amaç İngiltere'nin Keltler'den veya Angalo Saxon'lardan başka kendisine ait bir tarihi olmadığını görüp, bu boşluğu doldurmak için kollarını sıvar.
Kendi deyimiyle ''belki saçmada olsa'' ortaya İngilizler'e hediye edeceği mitoloji yaratır. Elf, Cüce ve Rhoan gibi değişik diller yaratır, hatta bazı notlarını bu dillerle tuttuğu için bazıları hala çevrilelememiştir. Yarıtılıştan karaların yer değişmesine kadar diller, bitkiler, haritalar, destanlar, şarkılar, şiirler, sanatlar, dinler, ırklar, değişik canlılar, çoğrafyalar, yönetimler ve bir sürü olguyu yaratır. Silmarillion kitabı ile özetlediği bu mit, malesef ölümü ile tamamlanamamıştır, yine de oğlu tarafından düzene sokulmaya çalışılan notlarından bugüne kadar 12 cilt ve değişik kitaplar çıkartılmıştır. Orta Dünya tarihi bu emeklerin ortasında ilgi gören LOTR'den bize bakıp göz kırpar...
Tolkien yazdıklarını referans olarak kendisini değil, kendi yaratığı tarihteki insanları verir... Mesela LOTR Frodo Baggins'e aittir, Hobbit kitabı ise Bilbo Baggins'a aittir, fakat Lost Tales gibi başka kaynaklardan da, LOTR kitabında, olanları farklı şekillerde okuyabilirsiniz... Bunun sebebi Tolkien, mitoloji yaratırken, tarihte, birden fazla ve farklı kaynakların olduğunu bilir... Mesela bazen bir yere giden Gladriel olurken, başka kaynakta bu Cindar olabiliyor....O yüzden LOTR serisi hikayenin sadece bir versiyonudur... Mesela Gandalf'ın kulede başına gelenler LOTR de yazmazken, notlarında üç dört versiyonu bulunabilir... ama tabi ki Tom Bombadil kim olduğu gibi boşluklar çoktur diyebiliriz fakat onlarda kasıtlı olarak yapıldığı ortadır mesela Numenorla ilgi bilgiler ada ile battığından o tarihte gelişen olaylar hakkında çok detaylı bilgilere sahip değiliz der ya da Faramir'in tuttuğu notların büyük kısmı savaşta kayboldu gibilerinden dip notlara bile karşılaşabilirsiniz. Uzun sözün kısası LOTR sadece hayal gücüyle değil büyük birikimler sayesinde ortaya çıkmştır.
Melkor varken onun öğrencisi Sauron'ı, Faramir varken Aragorn'u, Cevherler Savaşı varken Yüzk Savaşı'nı okumak... Yani elimde Middle Earth ansiklopedisi dururken LOTR'yi nereye koyarsınız size kalmış ama Tolkien'ın ömrü uzun olsaydıTurin'in açıklı öyküsü gibi bir çok destanı LOTR gibi daha detaylı yazabilirdi. Hiç bir eseri basite alınacak ya da küçümsenecek çalışmalardır diyemem.
Fİlmi, serisinin yanında havai fişek gösterisi olarak nitelendirebilirim
Uzun uzun burada karakterlerin, yerlerin ve diğer tüm olguların nerden ve ne olduklarını yazmak isterim ama ansiklopedilere bile zor sığıcak bu bilgileri bir oturuşta yazamam ama size tavsiyem kitabını okurken elinizde ''Guide To Middle Earth'' gibi Orta Dünya sözlüğünü bulundurmaya çalışın derim...
kuran-ı kerim
08.02.2004 - 21:57Sular yükselirken, tufandan kaçacak ya da sığınacak yerler arıyoruz. Hz. Nuh'un oğlu gibi, çıkabildiğimiz en yüksek yeri güvenli sanıp, kibirleniyoruz... Lakin bizi bu tufandan kurtaracak tek gemi Kuran-ı Kerim...
gandalf
07.02.2004 - 16:47Orta Dünya (MiddleEarth) büyücüsü olan Ölümsüz Topraklar'dan (Undying Lands) gönderilmiş beş İstari'den* biri.
Gandalf, Ölümsüz Toraklar'da ''Olorin'' adına ve Maia* ruhuna sahipti. ''Lorien the Dream Master''in (Rüyaların Efendisi) öğrencisi olarak onun bahçelerinde yaşardı. ''Nienna the Copasinate''ı (merhametli) sıkça ziyaret ederek onunda öğrencisi oldu. Üçünçü Güneş Çağı'nın yaklaşık 1000. yılında Orta Dünaya'ya gönderilicek, ''Saruman the White'' liderliği altında, beş İstari'den biri olarak seçildi.
Batıda, '''Gandalf the Grey''' dediler. Elfler, ''Mithrandir''' veya ''grey pilgrim (gri gezgin, gri hacı) ' ' diye isimlendirdiler. Cüceler ona ''Tharkun'' ve Haradrim halkı ise ona ''İncanus'' isimşerini koydular. Genellikle komik sivri uçlu uzun gri şapkası, uzun beyaz sakallı, gri renkli kocaman pelerini ve yaşlı bir ermişi andıran tipiyle ile tanınnırdı.
Orta Dünya'da Grey Heavens* bölgesine ayak bastığında gemici elf ''Cirdan''* kendisini karşıladı ve Ateş'in Yüzüğü'nü (Ring of Fire) * Gandalf'a emanet etti ve böylece o da yüzük taşıcılarından (ringbearer) biri oldu. 2000 yıldan fazla bir süre Orta Dünya'da kötü güçlere karşı savaştı. Üçüncü Güneş Çağının 2941. yıllarında geçen maceralarının coğu ''Hobbit'' kitabında geçer. Kısaca Mirkwood* ormanlarının güney doğusunda ''Dol Guldur''* adı verilen bölgede 'Necromencar' adında birinin etrafında kötü güçlerin büyüdüğü hakkında söylentiler çoğalmaya başlamıştır(1) ... Bu arada 'Yalnız Dağ'daki (Lonely Mountain) kralıkllarının ve hazinelerinin varisleri olan cücelerden oluşan ''Thorin II''in grubu, kendilerine ait olanları almak ve Dağ'ı ele geçiren 'Smaug''* adlı ejderhadan kurtulmak için Gandalf'a başvururlar. İleri görüşlü Gandalf, Thorin'in* grubuna' 'Bilbo Baggins''ide sokarak Yalnız Dağ'a doğru yola çıkarlar. Yalnız Dağ macerasında Troll'ın mağrasından Gandalf ''Glamdring'' kılıcını * ve Bilbo ''Sting'''i * bulur; 'Gollum'* olayında Bilbo* ünlü yüzüğü bulur ve olaylar gelişir(2) . Dolu maceralardan sonra, Mirkwood'a geldiklerinde Necromencar hakkında daha çok bilgi almak için Gandalf gruptan ayrılır (3) . Sonra gruba geri dönerek Smaug'un öldürülüp, Five Armies (Beş ordu) savaşında ve cücelerin dağlarını geri alışında rol oynar.
3018'de Gandalf'ın Shire'a gelip Bibo'nun yüzüğü Frodo'ya emanet etmesiyle bildiğimiz ''Yüzüklerin Efendisi'' (LOTR) kitabı başlar. Yüzüğü geri çevirmesi, yüzüğün Rivendale'e gitmesi, Saruman'la ayrılışı ve tutsak düşmesi, yüzük kardeşliğinin kurulup başına geçemesi, Khazad-dum* köprüsünde ''Balrog''* ile ölümcül bir çatışmaya girmesi ve Gri Gandalf'ın 'Gandalf the White' diye reenkarnasyonu, ''Rohan''lı* atların prensi ''Shadowfax''* ile oradan oraya koşturması, Minas Trith* ve Black Gate* de Sauron'ın* güçlerine karşı koyması ile Gandalf bazen babacan ya da çok güçlü bir savaşcı veya lider, bazen derin bir düşünür ya da şüpheye düşen kafası karşık yaşlı, bazen havai fişekler patlatan basit bir gösterici ya da ışıklar saçan doğa üstü bir büyücü gibilerinden çok değişik potreler çizer... Yüzük Savaşı (War of the Ring*) zaferi ile diğer yüzük-taşıyıcılarıyla 3021 yılında Ölümsüz Toprak'lara* son giden gemiyle (Last Sailing of the Keepers of the Rings) Gandalf ile olan bilgiler biter...
Notlar
(*) Bu yıldız işareti koyduğum konularla ilgi bilgileri burada vermek isterim ama Gandalf olayının çok üstüne çıkmış oluruz, bu başlıklar açıldıkça açıklamaya çalışırım. Lakin Gandalf'la ilgili olarak şunu belirtmem lazım... Gandalf insan değildir, İstariler Valar'ların emri altında olan öğrencilerdir... Maia'dırlar... Bir benzetme ile açıklamak gerekirse Valar'lar güçlü olan melek varlıklar gibidirler, belki bilirsiniz mesela Mikail meleğinin emrinde binlerce melek vardır, bunun gibi Maialar bu meleklere benzerler ama üst melekler kadar güçlü değillerdir... Bu açıdan Sauron, Balrog gibi diğer varlıklarda esasında Gandalf gibi Maia'dırlar. Bu konularla ilgili bilgileri ''Simarillion'' kitabından bulabilirsiniz
(1) Burada anlaşılması gereken bazı olaylar vardır, İstari'ler Valarlar tarafından Orta Dünya'dan gelen söylentileri kontrol edip, tehlike varsa istihbaharat, önlemler, teşkilatlanmalar kurmaları ve Orta Dünaya halkına yardımcı olmak amaçları ile yollanmış olan özel ajanlar diyebiliriz.. En büyük korkuları Sauron'ın yüzüğünü bulup bir daha vucutlanmasıdır. Bu açıdan İstari'ler Elrond, Gladriel ile müttefik kurarak gelişen olayları Saruman liderliğinde değerlendirmeye başladılar. Toplantılarda.Saruman yüzüğü ele geçirip Sauron'u yenip Orta Dünayaya barış getirmeye savunurken, Gandalf yüzüğün yok edilmesini savunmasıyla ayrılıklar başladı. Necromencar olayının iç yüzü ortaya çıkınca olaylar daha hızla gelişmeye başladı... 2000 yıl burunlarının altında gelişen olaylar birden bire su yüzüne çıkmaya başlamasıyla olaylar çok hızla gelişir... Bunun en büyük etkisi ise, Dagorlad savaşında yüzüğü kaybedip vucudunu kaybeden Sauron, Gollum'un daha doğrusu Smeagol yüzüğü bulunca, yüzüğü elde umuduyla eski güçlerini geri toplamaya başlamasıdır.
(2) Daha detaylı bilgiler için Hobbit'i ve Tolkien'ın notlarından olşuturulmuş kitaplarını okuyun derim...
(3) Bundan sonra Gandalf etrafında gelişen olaylar Hobbit kitabında anlatılmaz ama Tokien'ın notlarından Gandalf'ın yanlışıkla tutsak düşerek, Necromencar'ın esasında Sauron olduğunu öğrendiğini biliyoruz... Paçasını zor kurtaran Gandalf grubunu bulmaya geri döner, Sauron'sa Dol Goldur'daki 1000 yıl boyunca büyütüğü ordusuyla Mordor'a geri döner...
karınca
07.02.2004 - 15:06Karıncanın teki sırtınfa bir su damalası ile yanan büyük ateşe doğru giderken bir yaprağın üzerinde keyif çatan böcekler, şaşırırlar nereye karınca derler.
Karınca ''Nemrut, İbrahim aleyhisselamı ateşe atmak için büyük bir ateş yaktı oraya su taşıyorum der''.
Böcekler gülmekten nerdeyse çatlarlar, 'karınca sen bu boyunla kendinide yakarsın'' diye dalga geçerler. Karınca hiç istifini bozmaz
''Ateşi söndüremezsem de yolunda ölürüm ama şunu bilin ki Allah herkese kaldıracağı kadar yük verir benim gücüm de bu kadar.'' der ve yoluna devam eder.
Böceklerde hiç istiflerini bozmadan keyif çatmak için tam eski durumlarına dönerlerken su damlası taşıyan milyonlarca karınca ordusunu demin konuştukları karıncanın arkasından gittiklerini görünce hallerinden utanırlar...
kurtlar köyü
07.02.2004 - 01:14Denizi, gölü olmayan yere Denizli demişler, artık bilmiyorum bu köyde ne var ne yok... :)
bağımsızlık
06.02.2004 - 20:14ÇALIŞMADAN, ÖĞRENMEDEN, YORULMADAN RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMİŞ MİLLETLER, EVVELA HAYSİYETLERİNİ SONRA HÜRRİYETLERİNİ DAHA SONRA DA İSTİKBALLERİNİ KAYBETMEYE MAHKUMDUR.
M. K. ATATÜRK
harry potter
06.02.2004 - 18:26Hayri Pıtır'ın maceraları.
LOTR'nin filmi çıkıcağını duyunca hemen ustasıyla yarışan çırak gibi sinemalara koşan kitap serisi..
Fellowship of the Ring geldiğinde hemen gitmiştim, sinemada yanıma iki yaşlı İngiliz oturmuş Hayri filminin biletleri bittiği için LOTR filmine geldiklerinden şikayet edip mırmırlanıyorlardı... Ulan dedim Türk halimle Tolkien İngiltere'ye hediye ettiği eserini vizyonda görmeye can atarken, şu İngilizler, Tokien olmasa Pıtırın olmayacağı film yerine, LOTR'ye geldikleri için üzülüyorlar...
Hayri Pıtırı okuyanlar fantazi dünyasına ilgi duyuyorlarsa iyi derim, yok sadece onunla yetineceklerse yuh derim :)
imam-ı gazali
06.02.2004 - 18:19İmam Gazali'nin eserlerini Online E-Kitaplar'dan okuyabilirsiniz
Kıyâmet ve Âhıret
www.el-emin.com/k/k1.html
ya da
http://www.hizmetbooks.org/hakikat/turkce/pdfs/kvea.pdf
müslüman bilginler
06.02.2004 - 18:12Bazı alimlerimizin eserlerini Online E-Kitaplar'dan okuyabilirsiniz:
http://www.hizmetbooks.org/hakikat/turkce/download.htm
imam-ı rabbani
06.02.2004 - 18:10İmam Rabbani'nin eserlerini Online E-Kitaplar'dan okuyabilirsiniz
Kıymetsiz Yazılar
http://www.hizmetbooks.org/hakikat/turkce/pdfs/Kymyzlr.pdf
Müjdeci Mektûblar
http://www.hizmetbooks.org/hakikat/turkce/pdfs/Mjdmktb.pdf
Eshâb-ı Kirâm
http://www.hizmetbooks.org/hakikat/turkce/pdfs/shbkrm.pdf
imam-ı rabbani
06.02.2004 - 17:49bkz. Ahmet el Faruki
İmam-ı Rabbani olarak bilinir... Asıl ismi Ahmet El-Faruki olan büyük alim, devrinin, yaratıcısını unutmuş devlet adamlarına fikri cihat yaptı. Tüm yetki sahibi kişilere mektup yazdı ve gerçeğin yolu Kur’an ve Sünnet olduğunu, hurafelerle mücadelenin şart olduğunu anlattı. Yazmış olduğu mektuplar bir kitapta toplanıp meşhur “Mektubat” isimli eseri oluşturdu. Bu eserin sahibi alimimiz.
Daha genis detay icin:
http://www.geocities.com/SoHo/Easel/3809/imam_i_rabbani_ks.htm.
http://www.sufism.20m.com/Rabbani.htm
http://yagmur15.tripod.com/sadat/Rabbani.htm.
vb.
İmam-ı Rabbani’nin hayatı
Ekrem Sağıroğlu’nun yeni kitabı İmam'ı Rabbani’nin hayatı Yasin Yayınları tarafından neşredildi. Kitap ikinci bin yılın mücceddidi İmamı Rabbani Ahmed Faruki Serhendi’nin hayatını ve mücadelelerini anlatıyor. Sağıroğlu eserde kuru bir hayat hikâyesi anlatımının ötesinde bir tarz denemiş. Hayatından satırların yanı sıra İmam'ı Rabbani’nin düşünce dünyasına dönük bir çalışma ortaya konmuş. Yazar, eserin birinci bölümünde İmam’ın yetiştiği ortamı, bölgeyi anlatıyor. Özellikle Hindistan bölgesindeki bozuk fırkaları; Sihizm, Hindu milliyetçiliği, mehdilik iddiaları gibi cereyanları ve ahlaki çöküntüleri anlatıyor.
İmam-ı Rabbani,
Hayatı-Cihadı-Eserleri
Ekrem Sağıroğlu
Yasin Yayınları
Toplam 2591 mesaj bulundu