Bana ılık rüzgarları gönderin
Tel örgüler ardına
Sevgilinin gözlerinde
Benim olsun
Yağmur damlaları mavisi
Yeşile mahkum edin bozkırı
Boy atsın sevda
Bana bir türkü söyleyin
Yarınlarıma uzansın
Tel örgüler ebem olsun
Doğursun hasretimi
Ağlamasın çocuklar
Çocuklar ağlamasın
Sözüm var
Beyrut sokaklarında öldürün beni
Her sabah saat beşte öldürün beni
Sözüm var
Beyrut sokaklarında yaşatın beni
'Kendi yalanlarımızın kurbanıyız. İnandığınız tek doğru vardır. O da mutlak olan doğru değil, kendimize ısrarla söylediğimizdir. Hangi yalanı kendinize ısrarla söylerseniz tüm ruhunuz ona inanacaktır. Alt bilinciniz neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmez. Sadece ona en çok söylediğinizi doğru kabul eder. Bizim tek doğrumuz kendimize ısrarla söylemeye devam ettiğimizdir.'
Kelime anlamı ile halef, vekil, naib, yerine atanan, ondan sonra oraya gelen... Peygamberden sonra ümmeti yönetenler...
Tasavvuftaki anlamı ise mürşid, veki, şeyhin yerine geçen mürid'dir.
Tarikatlarda şeyhin yerine geçene, şeyhin bir bölge halkını aydınlatmak için seçerek gönderdiği kimseye, şeyhin '' Ben öldükten sonra yerime bu geçecek'' dediği kimseye de halife denir ya da bazı tarikatlarda babadan oğula geçer.
Önemli olan açıklama bence Allah'ın insanları yeryüzünün halifesi olarak yaratmasıdır... Bir belideye başkanın nasıl görevleri varsa halifelerinde görevleri vardır, bu görevler hem mavevi hem de sosyal olduğunu düşünürsek insan yeryüzünde halife kılınmakla üzerine büyük bir sorumluluk verilmiştir. ... İşte esas halifelik budur ki insanlar arasında adaletle hükmetmek ve hevâ ve hevese uymamak gerekir. Koyun değil çoban olabilmek ovada... (Bakara/30, Enam/165, Yunus/14,73, Fatir /39)
Türkiye'de 1942 yılında İkinci Dünya Savaşı sırasında uygulamaya konan olağanüstü Servet Vergisi.
Savaş sırasında dış ticaretten ve mal satışlarından elde edilen gelirleri vergilendirmeyi amaçlamıştır. Diğer amaç olarak gayrimüslimlerin elinde biriken sermayeleri vergilendirmeyi gösterenler de vardır.
Varlık Vergisi'ni ödemeyenler zorunlu bedensel çalışmaya tabi tutulmuştur. Uygulamada mükelef, matrah ve oranları keyfi bir biçimde belirlemesi nedeniyle oldukça olumsuz sonuçlar yaratan Varlık Vergisi İkinci Dünya Savaşı sonunda uygulamadan kaldırılmıştır...
De ki: 'O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah'tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir.'
(Enam Suresi,174)
Lenin büyük fizyolojist I. P. Pavlov'un laboratuvarına onun şartlı refleks çalışmaları vasıtasıyla, insan beyninin bolşeviklerin insan davranışını kontrol etmede yardımcı olup olamayacağını öğrenmek için gizli bir ziyarette bulundu. 'Rus kitlelerinin komünizm çizgisini düşünmelerini ve buna göre davranmalarını istiyorum' diye açıkladı Lenin... Pavlov hayretler içinde kalmıştı. Lenin ondan köpekler için yaptığı şeyi insanlar için yapmasını istiyordu. 'Rus kitlelerini bir standart haline getirmek istediğinizi mi söylüyorsunuz? Hepsinin aynı şekilde davranmasını sağlamak mı istiyorsunuz? ' diye sordu... 'Aynen' diye cevap verdi Lenin. 'İnsanlar doğru olmalı. İnsanlar biz nasıl istersek o şekle getirilmelidir...' (Orlando Figes, A People's Tragedy, A History Of The Russian Revolution, Penguin Books Ltd,1997, USA, s.733)
Petrol ihraç eden ülkeler örgütü. Kısa adı OPEC olan ve 14 Eylül 1960 tarihinde İran, Irak, Kuveyt, Sudi Arabistan ve Venezualle tarafından ortak bir petrol üretimi ve fiyatlandırması politikası izlemek üzere Bağdat'da imzalanan antlaşmayla kurulan örgüt.
Petrol ihitiyaçlarının, arzı sınırlı ve çok önemli bir hammadde kaynağına sahip olmalarına karş, petrol fiyatlarının uzun yıllar düşük yüzeyde kalması, OPEC'i kurulmasında rol oynayan en önemli faktördür. OPEC'in üye ülkelerin petrol ihtiyaçlarının, kotolarla sınırlandırarak petrol fiyatlarını artırma politikası 1972-1981 yılları arasında fiyatlarını %750 artmasını sağlamıştır. Bu artışların önemli bir kısmı 1973 ve 1979 yıllarında gerçekleşmiştir.1980'lerin başında OPEC'in dünya petrol fiyatları üzerinde ki etkisi azalmaya başlamıştır. Batılı sanayileşmiş ülkerin başta kömür ve nükleer enerji olmak üzere farklı enerji kaynaklarına yönelmesi, kendi ülkelerinde, petrol arama ve çıkarma çalışmalarına ağırlık vermesi, enerji talabini, kısmaya yönelik, tasarruf önlemleri almaları Meksika, SSCB gibi başka ülkelerden petrol gereksinimleri karşılama gayretleri, bu ülkelerin OPEC ülkelerinde üretilen petrole bağımlılığını azaltmıştır... OPEC 1982'de petrol fiyatlarını düşürmek, üretimini kısmak zorunda kalmıştır. Batının petrol talabini düşürmesinin örgütün kendi içindeki anlaşmazlıklar ve İran_Irak savaşı nedeniyle zayıflamış olan iç bütünlüğünüğn daha da bozulmasına neden olmuştur.
Günümüzde Katar (1961) , Libya (1962) , Endonezya (1962) , Birleşik Arap Emirlikleri (1967) , Cezayir (1969) , Nijerya (1971) , Gabon (1975) , İran (1960) , Irak (1960) , Kuveyt (1960) , Sudi Arabistan (1960) , Venezuella (1960) , ülkelerinde oluşan 12 üyeli OPEC petrol üretimi ve fiyatlandırması dışında gelişmekte ülkelere petrol ihracatçılarına yapılan ekonomik yardımları kordinatörlüğünü de yapmaktadır.
Sermaye sahibi demektir. Ancak sermaye sahibi herkes kapitalist sayılmaz. Sözgelimi esanaflık yapanlar da sermaye sahibidir ama bunlarda emekçi olduklarından kapitalist denilemez. İster miras kalsın, ister piyangodan çıksın üretime yalnızca sermayesini katan ve işçi çalıştıran kişi kapitalistir. Günlük dilde daha çok büyük sermaye sahipleri için kapitalist deyimi kullanılmaktadır.
İnsanı kullanan nefsin araçlarından biri de hiddettir (öfke) . İnsanoğlu yaratılışından beri öfkesinin esiri olmuş, bu sebeple de sayısız ziyan içinde anlatılamaz manevi kayıplara girmiştir.
' Esas koçyiğit güreşte yenen değildir, asıl koçyiğit öfke zamanında kendisine malik olandır.
Tanım: Hadis-i Şerif
Kaynak: Müttefakün Aleyh
'Nefsine malik olan” dan maksat öfkesine sahip olan demektir. Fiziki üstünlük dünyasal şartlarda bazı hususlarda geçerli olsa bile; manevi konuda üstünlük; öfkeye sahip olabilmektir.
Öfke anında; bu benim imtihanım diyerek Allah’a sığınmak en büyük fazilettir. Öfkelendiğiniz an “La Havle” çekin ya da
'Hiddet şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş ise ancak su ile söndürülür. Binaaleyh, biriniz hiddetlendiğinde abdest alsın.'
Tanım: Hadis-i Şerif Kaynak: Buhari
Bu Hadis’te de, hiddet ile insan negatif bir etki alanında kalıyor. Buna ek olarak da, vücudundaki fiziksel organların öfke anında olağanüstü çalışma temposuna girmesi sebebiyle de vücuttaki biomanyetik enerji negatif etki yayıyor. İşte vücudu, dolayısıyla duyu organlarını etkisi altına alan bu iki negatif etki birleşince akıl devreden çıkıyor. Çünkü muhakeme duygusu tamamen pasifize edilmiş oluyor. Oysa Cenab-ı Hakk’ın bir lütfu olarak su, vücudu etki altına alan bu olağanüstü negatif etkiyi diskalifiye ederek bioenerjiyi normal duruma getiriyor.
İşte bu sebepledir ki Peygamber Efendimiz öfkelenen bir insana abdest almayı tavsiye ediyor.
İnsanı kullanan nefsin araçlarından biri de hiddettir (öfke) . İnsanoğlu yaratılışından beri öfkesinin esiri olmuş, bu sebeple de sayısız ziyan içinde anlatılamaz manevi kayıplara girmiştir.
'' Esas koçyiğit güreşte yenen değildir, asıl koçyiğit öfke zamanında kendisine malik olandır.
Tanım: Hadis-i Şerif
Kaynak: Müttefakün Aleyh
'Nefsine malik olan” dan maksat öfkesine sahip olan demektir. Fiziki üstünlük dünyasal şartlarda bazı hususlarda geçerli olsa bile; manevi konuda üstünlük; öfkeye sahip olabilmektir.
Öfke anında; bu benim imtihanım diyerek Allah’a sığınmak en büyük fazilettir. Öfkelendiğiniz an “La Havle” çekin ya da
''Hiddet şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş ise ancak su ile söndürülür. Binaaleyh, biriniz hiddetlendiğinde abdest alsın.''
Tanım: Hadis-i Şerif Kaynak: Buhari
Bu Hadis’te de, hiddet ile insan negatif bir etki alanında kalıyor. Buna ek olarak da, vücudundaki fiziksel organların öfke anında olağanüstü çalışma temposuna girmesi sebebiyle de vücuttaki biomanyetik enerji negatif etki yayıyor. İşte vücudu, dolayısıyla duyu organlarını etkisi altına alan bu iki negatif etki birleşince akıl devreden çıkıyor. Çünkü muhakeme duygusu tamamen pasifize edilmiş oluyor. Oysa Cenab-ı Hakk’ın bir lütfu olarak su, vücudu etki altına alan bu olağanüstü negatif etkiyi diskalifiye ederek bioenerjiyi normal duruma getiriyor.
İşte bu sebepledir ki Peygamber Efendimiz öfkelenen bir insana abdest almayı tavsiye ediyor.
59- HASR SURESI
22-O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni de bilir, görüleni de. O, çok esirgeyen, çok bağışlayandır.
23-O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Mülkün sahibidir, son derece mukaddestir, selamete erdirendir, güveni sağlayandır, görüp gözetendir, üstündör, zorludur, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştuklarından münezzehtir.
24-O, yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar, O'nu tesbih ederier. O, öyle üstündür, öyle hikmet sahibidir.
Ölmeden evvel ölene örnek olarak, yanılmıyorsam, Rasulümüz Hz. Ebubekir'i işaret etmiştir...
Nice önemli şahsiyetler yaşayan ölü gibi dolaşırken dünya ile öbür taraf arasında... Allah’ın kudretinde sunulan muhabbet havasından bu insanlar hayat bulmuşlardır...
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de, O gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan sizi O kurtardı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” (003/104)
Hiddet ve asabiyette (öfkede) ölü gibi ol... (Mevlana)
Solcusundan sağcısına hatta bazı yahuilerce bile kabul edilen bu zulmü ellerimiz kollarımız bağlı izlemek kadar üzücü bir şey olamaz. Hiç durmadan (non-stop) insanların normal hayatlaırını sürdürdüğü sokaklarda, çarşı pazarda terorsist avlamak için esas gerçek terör estiriliyor. Düşünsenize, ekmek almak için çıktığınız da tankların altında eziliyorsunuz, karşıdan karşıya geçerken Apachi helikopterler tarafından öldürülüyorsunuz... Hayatlarını bile sürdürebilmek için en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan Filistin Halkı sürekli işkenceye ve insanlık dışı muamelelere maruz kalmaktadırlar... Firavun'nun İsrailoğullarına bile yapmadığı zülm söz konusu ve bu ırk kendisine yapılan onca lanete rağmen hiç acımadan dünyanın gözü önünde soy kırım yapmaya devam ediyor...
Kuran-ı okuyanlar için bunlar şaşırtıcı değil tabi
FAKAT Filistin'de olanlara bakmak bence Kur'an-ı Kerim'e bakış açısıyla aynı... Yüzlerden fazla ayetlerde sadece yahudilerin gerçek yüzünü gösteriyor diye bakmak işte Filistin'e olan bakıştaki yetersizliği gösterir. Bunca ayetin olması biz müslümanlara ibrettir ki para karşılığı satılan bu topraklarda olanlar bile özümüze dönmemizi gerektirir. Sonuçta dinimizdeki birlik beraberliğin ne kadar önemli olduğu ortadır ama toplum niyetini doğru yola çevirmedikçe bu ayetler tecelli etmeye devam edecektir...
Filistinde'ki canlara dua etmekle bitmez ama önce Allah tüm inananlara basiretli liderler ve inancı yerinde ilim üzerinde yürüyen güçlü topluluklar nasip etsin...
Filistin olayı kanayan bir yaradır. Yapılan yardımlar ve dualar ne kadar önemli olsa da yağmurda damdan akan suyun altına kova koymaktan ileri gitmez esas çatlağı onarmakla hal edilir sorun. O yüzden esas sorunun kökenine inmek gerekir ve bunun için taa cahaliye dönemine kadar gidilmesi gerekir.
Bosna Hersek, Somali, Çeçenistan, Afganistan, Irak ve durum böyle devam ederse daha çok filistinler yaşarız taa ki yapılan çağrıyı anlayıncıya kadar.... zalimler için ise azdırıcı azaptan başka bir şey değildir...
Her şeye rağmen olanlar tüm bir halkın hiçbir suçları olmadığı halde yok olmaya mahkum edilmesidir. O yüzden çağrı evrenseldir... Çağrı tüm insalığadır...
Çağrı şudur ki: Bir millet kendilerinde bulunanı değiştirinceye kadar Allah onlara verdiğini değiştirmeyecektir...
yine de
De ki: 'Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur.' (İsra Suresi,81)
not: Savaşsız bir dünya ne güzel olurdu ama olamayacağı için karşı savaşın gerekli olduğu zamanlara inanıyorum, savaşıma inanıyorum... esasında bu verdiğim web sayfası ne kadar savaşlara karşı olsa bile haksılığa karşı savaş açmışlar... selam olsun
ilim oldukça... insanların kaleme ve okumaya ihityacı oldukça... Allah'ın sözlerini duyabilen ve görebilenler oldukça... Bilip bilmediklerimiz önemli veya önemsiz... Kur'an-ı Kerim insanlığa rehber olmaya devam edecektir...
Bazı insanlar inanmıyorsa bile ya da kabul etmiyorlarsa bile bu Allah'ın kudretinde oldukça hiç bir zaman cahiller gerçek zafere ulaşamayacaklar...
Düşünce özgürlüğü ise önemli olan sorarım düşünceyi veren kim o zaman en başta... eğer seçme özgürlüğü ise en değerli olan zaten cennet cehennem bedava...
Ne güzel, şairimiz ölmeden önce hakkında yapılan karalmalara karşı cevabını yazmış...
... ne yapalım, ne delilerle ispatlamak işe yaradı ne de saygıya davet... her gelen yeniden aynı şeyleri bir daha bir daha ateşlendirdi... bize de yine daha önce yazılanı yazmak düşer:
VATAN HAİNİ
'Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti,120 milyon lira.
'Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Şerif Mardin, İletişim yayınlarının kitabın arka kapağında belirttiği gibi dine tarafsız yaklaşmaya çalışan ve bu yüzden dindarlar tarafından baş tacı edilen, devlet elitlerinin ise tahlillerine katılmadığı bir sosyal bilimci. Kitabın genelinde bu tutumunu son derece başarılı olarak sürdüren Mardin'in 1956 yılında kaleme aldığı 'Din İptidailiği' adli makalesinde ise, kendi çizgisinin dışına çıkarak son derece elitist bir tutum sergiliyor
bir ses duyulsa...koşsam sesin geldiği yere...katılsam o seslere...o sesleri çıkarsam...duyulsa seslerimiz...katılsa bütün sesler...ah keşke bir olsa sesler sessizliğin içinde de...bir ses duyulsa...sessizliği bozsak
filistin günlüğü
22.04.2003 - 15:36Filistin Günlüğü
Bana ılık rüzgarları gönderin
Tel örgüler ardına
Sevgilinin gözlerinde
Benim olsun
Yağmur damlaları mavisi
Yeşile mahkum edin bozkırı
Boy atsın sevda
Bana bir türkü söyleyin
Yarınlarıma uzansın
Tel örgüler ebem olsun
Doğursun hasretimi
Ağlamasın çocuklar
Çocuklar ağlamasın
Sözüm var
Beyrut sokaklarında öldürün beni
Her sabah saat beşte öldürün beni
Sözüm var
Beyrut sokaklarında yaşatın beni
Grup Yorum
şartlanmak
22.04.2003 - 14:01'Kendi yalanlarımızın kurbanıyız. İnandığınız tek doğru vardır. O da mutlak olan doğru değil, kendimize ısrarla söylediğimizdir. Hangi yalanı kendinize ısrarla söylerseniz tüm ruhunuz ona inanacaktır. Alt bilinciniz neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmez. Sadece ona en çok söylediğinizi doğru kabul eder. Bizim tek doğrumuz kendimize ısrarla söylemeye devam ettiğimizdir.'
halife
22.04.2003 - 05:03Kelime anlamı ile halef, vekil, naib, yerine atanan, ondan sonra oraya gelen... Peygamberden sonra ümmeti yönetenler...
Tasavvuftaki anlamı ise mürşid, veki, şeyhin yerine geçen mürid'dir.
Tarikatlarda şeyhin yerine geçene, şeyhin bir bölge halkını aydınlatmak için seçerek gönderdiği kimseye, şeyhin '' Ben öldükten sonra yerime bu geçecek'' dediği kimseye de halife denir ya da bazı tarikatlarda babadan oğula geçer.
Önemli olan açıklama bence Allah'ın insanları yeryüzünün halifesi olarak yaratmasıdır... Bir belideye başkanın nasıl görevleri varsa halifelerinde görevleri vardır, bu görevler hem mavevi hem de sosyal olduğunu düşünürsek insan yeryüzünde halife kılınmakla üzerine büyük bir sorumluluk verilmiştir. ... İşte esas halifelik budur ki insanlar arasında adaletle hükmetmek ve hevâ ve hevese uymamak gerekir. Koyun değil çoban olabilmek ovada... (Bakara/30, Enam/165, Yunus/14,73, Fatir /39)
vergi
22.04.2003 - 04:27Devletin milli gelirden cebir yolu ile aldığı parasal bir paydır...
varlık vergisi
22.04.2003 - 04:26Türkiye'de 1942 yılında İkinci Dünya Savaşı sırasında uygulamaya konan olağanüstü Servet Vergisi.
Savaş sırasında dış ticaretten ve mal satışlarından elde edilen gelirleri vergilendirmeyi amaçlamıştır. Diğer amaç olarak gayrimüslimlerin elinde biriken sermayeleri vergilendirmeyi gösterenler de vardır.
Varlık Vergisi'ni ödemeyenler zorunlu bedensel çalışmaya tabi tutulmuştur. Uygulamada mükelef, matrah ve oranları keyfi bir biçimde belirlemesi nedeniyle oldukça olumsuz sonuçlar yaratan Varlık Vergisi İkinci Dünya Savaşı sonunda uygulamadan kaldırılmıştır...
allah (c.c)
22.04.2003 - 04:16De ki: 'O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah'tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir.'
(Enam Suresi,174)
lenin
22.04.2003 - 04:15Lenin büyük fizyolojist I. P. Pavlov'un laboratuvarına onun şartlı refleks çalışmaları vasıtasıyla, insan beyninin bolşeviklerin insan davranışını kontrol etmede yardımcı olup olamayacağını öğrenmek için gizli bir ziyarette bulundu. 'Rus kitlelerinin komünizm çizgisini düşünmelerini ve buna göre davranmalarını istiyorum' diye açıkladı Lenin... Pavlov hayretler içinde kalmıştı. Lenin ondan köpekler için yaptığı şeyi insanlar için yapmasını istiyordu. 'Rus kitlelerini bir standart haline getirmek istediğinizi mi söylüyorsunuz? Hepsinin aynı şekilde davranmasını sağlamak mı istiyorsunuz? ' diye sordu... 'Aynen' diye cevap verdi Lenin. 'İnsanlar doğru olmalı. İnsanlar biz nasıl istersek o şekle getirilmelidir...' (Orlando Figes, A People's Tragedy, A History Of The Russian Revolution, Penguin Books Ltd,1997, USA, s.733)
opec
21.04.2003 - 03:47Petrol ihraç eden ülkeler örgütü. Kısa adı OPEC olan ve 14 Eylül 1960 tarihinde İran, Irak, Kuveyt, Sudi Arabistan ve Venezualle tarafından ortak bir petrol üretimi ve fiyatlandırması politikası izlemek üzere Bağdat'da imzalanan antlaşmayla kurulan örgüt.
Petrol ihitiyaçlarının, arzı sınırlı ve çok önemli bir hammadde kaynağına sahip olmalarına karş, petrol fiyatlarının uzun yıllar düşük yüzeyde kalması, OPEC'i kurulmasında rol oynayan en önemli faktördür. OPEC'in üye ülkelerin petrol ihtiyaçlarının, kotolarla sınırlandırarak petrol fiyatlarını artırma politikası 1972-1981 yılları arasında fiyatlarını %750 artmasını sağlamıştır. Bu artışların önemli bir kısmı 1973 ve 1979 yıllarında gerçekleşmiştir.1980'lerin başında OPEC'in dünya petrol fiyatları üzerinde ki etkisi azalmaya başlamıştır. Batılı sanayileşmiş ülkerin başta kömür ve nükleer enerji olmak üzere farklı enerji kaynaklarına yönelmesi, kendi ülkelerinde, petrol arama ve çıkarma çalışmalarına ağırlık vermesi, enerji talabini, kısmaya yönelik, tasarruf önlemleri almaları Meksika, SSCB gibi başka ülkelerden petrol gereksinimleri karşılama gayretleri, bu ülkelerin OPEC ülkelerinde üretilen petrole bağımlılığını azaltmıştır... OPEC 1982'de petrol fiyatlarını düşürmek, üretimini kısmak zorunda kalmıştır. Batının petrol talabini düşürmesinin örgütün kendi içindeki anlaşmazlıklar ve İran_Irak savaşı nedeniyle zayıflamış olan iç bütünlüğünüğn daha da bozulmasına neden olmuştur.
Günümüzde Katar (1961) , Libya (1962) , Endonezya (1962) , Birleşik Arap Emirlikleri (1967) , Cezayir (1969) , Nijerya (1971) , Gabon (1975) , İran (1960) , Irak (1960) , Kuveyt (1960) , Sudi Arabistan (1960) , Venezuella (1960) , ülkelerinde oluşan 12 üyeli OPEC petrol üretimi ve fiyatlandırması dışında gelişmekte ülkelere petrol ihracatçılarına yapılan ekonomik yardımları kordinatörlüğünü de yapmaktadır.
kapitalist
21.04.2003 - 03:14Sermaye sahibi demektir. Ancak sermaye sahibi herkes kapitalist sayılmaz. Sözgelimi esanaflık yapanlar da sermaye sahibidir ama bunlarda emekçi olduklarından kapitalist denilemez. İster miras kalsın, ister piyangodan çıksın üretime yalnızca sermayesini katan ve işçi çalıştıran kişi kapitalistir. Günlük dilde daha çok büyük sermaye sahipleri için kapitalist deyimi kullanılmaktadır.
maliyet
21.04.2003 - 03:01Bir iktisadi değeri elde etmek üzere yapılmış harcama tutarı. Mal olma bedeli.
hiddet
20.04.2003 - 19:25İnsanı kullanan nefsin araçlarından biri de hiddettir (öfke) . İnsanoğlu yaratılışından beri öfkesinin esiri olmuş, bu sebeple de sayısız ziyan içinde anlatılamaz manevi kayıplara girmiştir.
' Esas koçyiğit güreşte yenen değildir, asıl koçyiğit öfke zamanında kendisine malik olandır.
Tanım: Hadis-i Şerif
Kaynak: Müttefakün Aleyh
'Nefsine malik olan” dan maksat öfkesine sahip olan demektir. Fiziki üstünlük dünyasal şartlarda bazı hususlarda geçerli olsa bile; manevi konuda üstünlük; öfkeye sahip olabilmektir.
Öfke anında; bu benim imtihanım diyerek Allah’a sığınmak en büyük fazilettir. Öfkelendiğiniz an “La Havle” çekin ya da
'Hiddet şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş ise ancak su ile söndürülür. Binaaleyh, biriniz hiddetlendiğinde abdest alsın.'
Tanım: Hadis-i Şerif Kaynak: Buhari
Bu Hadis’te de, hiddet ile insan negatif bir etki alanında kalıyor. Buna ek olarak da, vücudundaki fiziksel organların öfke anında olağanüstü çalışma temposuna girmesi sebebiyle de vücuttaki biomanyetik enerji negatif etki yayıyor. İşte vücudu, dolayısıyla duyu organlarını etkisi altına alan bu iki negatif etki birleşince akıl devreden çıkıyor. Çünkü muhakeme duygusu tamamen pasifize edilmiş oluyor. Oysa Cenab-ı Hakk’ın bir lütfu olarak su, vücudu etki altına alan bu olağanüstü negatif etkiyi diskalifiye ederek bioenerjiyi normal duruma getiriyor.
İşte bu sebepledir ki Peygamber Efendimiz öfkelenen bir insana abdest almayı tavsiye ediyor.
öfke
20.04.2003 - 19:21İnsanı kullanan nefsin araçlarından biri de hiddettir (öfke) . İnsanoğlu yaratılışından beri öfkesinin esiri olmuş, bu sebeple de sayısız ziyan içinde anlatılamaz manevi kayıplara girmiştir.
'' Esas koçyiğit güreşte yenen değildir, asıl koçyiğit öfke zamanında kendisine malik olandır.
Tanım: Hadis-i Şerif
Kaynak: Müttefakün Aleyh
'Nefsine malik olan” dan maksat öfkesine sahip olan demektir. Fiziki üstünlük dünyasal şartlarda bazı hususlarda geçerli olsa bile; manevi konuda üstünlük; öfkeye sahip olabilmektir.
Öfke anında; bu benim imtihanım diyerek Allah’a sığınmak en büyük fazilettir. Öfkelendiğiniz an “La Havle” çekin ya da
''Hiddet şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş ise ancak su ile söndürülür. Binaaleyh, biriniz hiddetlendiğinde abdest alsın.''
Tanım: Hadis-i Şerif Kaynak: Buhari
Bu Hadis’te de, hiddet ile insan negatif bir etki alanında kalıyor. Buna ek olarak da, vücudundaki fiziksel organların öfke anında olağanüstü çalışma temposuna girmesi sebebiyle de vücuttaki biomanyetik enerji negatif etki yayıyor. İşte vücudu, dolayısıyla duyu organlarını etkisi altına alan bu iki negatif etki birleşince akıl devreden çıkıyor. Çünkü muhakeme duygusu tamamen pasifize edilmiş oluyor. Oysa Cenab-ı Hakk’ın bir lütfu olarak su, vücudu etki altına alan bu olağanüstü negatif etkiyi diskalifiye ederek bioenerjiyi normal duruma getiriyor.
İşte bu sebepledir ki Peygamber Efendimiz öfkelenen bir insana abdest almayı tavsiye ediyor.
nazım hikmet
20.04.2003 - 18:38' Kafanda kurduğun düşünceye benziyorsun.' FAUST
kumdan kaleler
20.04.2003 - 09:42yapmak sahildeki kumdan kaleler gibi, düşünmekse dalgalar gibi...
allah (c.c)
20.04.2003 - 09:0859- HASR SURESI
22-O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni de bilir, görüleni de. O, çok esirgeyen, çok bağışlayandır.
23-O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Mülkün sahibidir, son derece mukaddestir, selamete erdirendir, güveni sağlayandır, görüp gözetendir, üstündör, zorludur, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştuklarından münezzehtir.
24-O, yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar, O'nu tesbih ederier. O, öyle üstündür, öyle hikmet sahibidir.
ölmeden evvel ölmek
20.04.2003 - 08:14Ölmeden evvel ölene örnek olarak, yanılmıyorsam, Rasulümüz Hz. Ebubekir'i işaret etmiştir...
Nice önemli şahsiyetler yaşayan ölü gibi dolaşırken dünya ile öbür taraf arasında... Allah’ın kudretinde sunulan muhabbet havasından bu insanlar hayat bulmuşlardır...
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de, O gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan sizi O kurtardı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” (003/104)
Hiddet ve asabiyette (öfkede) ölü gibi ol... (Mevlana)
filistin
20.04.2003 - 07:56İnsanlık Ayıbı
Solcusundan sağcısına hatta bazı yahuilerce bile kabul edilen bu zulmü ellerimiz kollarımız bağlı izlemek kadar üzücü bir şey olamaz. Hiç durmadan (non-stop) insanların normal hayatlaırını sürdürdüğü sokaklarda, çarşı pazarda terorsist avlamak için esas gerçek terör estiriliyor. Düşünsenize, ekmek almak için çıktığınız da tankların altında eziliyorsunuz, karşıdan karşıya geçerken Apachi helikopterler tarafından öldürülüyorsunuz... Hayatlarını bile sürdürebilmek için en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan Filistin Halkı sürekli işkenceye ve insanlık dışı muamelelere maruz kalmaktadırlar... Firavun'nun İsrailoğullarına bile yapmadığı zülm söz konusu ve bu ırk kendisine yapılan onca lanete rağmen hiç acımadan dünyanın gözü önünde soy kırım yapmaya devam ediyor...
Kuran-ı okuyanlar için bunlar şaşırtıcı değil tabi
FAKAT Filistin'de olanlara bakmak bence Kur'an-ı Kerim'e bakış açısıyla aynı... Yüzlerden fazla ayetlerde sadece yahudilerin gerçek yüzünü gösteriyor diye bakmak işte Filistin'e olan bakıştaki yetersizliği gösterir. Bunca ayetin olması biz müslümanlara ibrettir ki para karşılığı satılan bu topraklarda olanlar bile özümüze dönmemizi gerektirir. Sonuçta dinimizdeki birlik beraberliğin ne kadar önemli olduğu ortadır ama toplum niyetini doğru yola çevirmedikçe bu ayetler tecelli etmeye devam edecektir...
Filistinde'ki canlara dua etmekle bitmez ama önce Allah tüm inananlara basiretli liderler ve inancı yerinde ilim üzerinde yürüyen güçlü topluluklar nasip etsin...
Filistin olayı kanayan bir yaradır. Yapılan yardımlar ve dualar ne kadar önemli olsa da yağmurda damdan akan suyun altına kova koymaktan ileri gitmez esas çatlağı onarmakla hal edilir sorun. O yüzden esas sorunun kökenine inmek gerekir ve bunun için taa cahaliye dönemine kadar gidilmesi gerekir.
Bosna Hersek, Somali, Çeçenistan, Afganistan, Irak ve durum böyle devam ederse daha çok filistinler yaşarız taa ki yapılan çağrıyı anlayıncıya kadar.... zalimler için ise azdırıcı azaptan başka bir şey değildir...
Her şeye rağmen olanlar tüm bir halkın hiçbir suçları olmadığı halde yok olmaya mahkum edilmesidir. O yüzden çağrı evrenseldir... Çağrı tüm insalığadır...
Çağrı şudur ki: Bir millet kendilerinde bulunanı değiştirinceye kadar Allah onlara verdiğini değiştirmeyecektir...
yine de
De ki: 'Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur.' (İsra Suresi,81)
Ayrıca bakınız: www.filistinzulmu.com/album.html
savaş karşıtları
19.04.2003 - 22:35www.savaskarsitlari.org/
tüm savaş karşıtlarının internet sayfası...
not: Savaşsız bir dünya ne güzel olurdu ama olamayacağı için karşı savaşın gerekli olduğu zamanlara inanıyorum, savaşıma inanıyorum... esasında bu verdiğim web sayfası ne kadar savaşlara karşı olsa bile haksılığa karşı savaş açmışlar... selam olsun
kuran-ı kerim
19.04.2003 - 22:24ilim oldukça... insanların kaleme ve okumaya ihityacı oldukça... Allah'ın sözlerini duyabilen ve görebilenler oldukça... Bilip bilmediklerimiz önemli veya önemsiz... Kur'an-ı Kerim insanlığa rehber olmaya devam edecektir...
Bazı insanlar inanmıyorsa bile ya da kabul etmiyorlarsa bile bu Allah'ın kudretinde oldukça hiç bir zaman cahiller gerçek zafere ulaşamayacaklar...
Düşünce özgürlüğü ise önemli olan sorarım düşünceyi veren kim o zaman en başta... eğer seçme özgürlüğü ise en değerli olan zaten cennet cehennem bedava...
nazım hikmet
19.04.2003 - 22:13Ne güzel, şairimiz ölmeden önce hakkında yapılan karalmalara karşı cevabını yazmış...
... ne yapalım, ne delilerle ispatlamak işe yaradı ne de saygıya davet... her gelen yeniden aynı şeyleri bir daha bir daha ateşlendirdi... bize de yine daha önce yazılanı yazmak düşer:
VATAN HAİNİ
'Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti,120 milyon lira.
'Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.'
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
28.7.1962
sömürüye karşı savaşanlara selam olsun.
şerif mardin
19.04.2003 - 09:52Şerif Mardin, İletişim yayınlarının kitabın arka kapağında belirttiği gibi dine tarafsız yaklaşmaya çalışan ve bu yüzden dindarlar tarafından baş tacı edilen, devlet elitlerinin ise tahlillerine katılmadığı bir sosyal bilimci. Kitabın genelinde bu tutumunu son derece başarılı olarak sürdüren Mardin'in 1956 yılında kaleme aldığı 'Din İptidailiği' adli makalesinde ise, kendi çizgisinin dışına çıkarak son derece elitist bir tutum sergiliyor
kuran-ı kerim
19.04.2003 - 07:38Kurana bak İncile bak
Dört kitabın dördü de hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Aşık Veysel
(bkz: senlik-benlik)
allah (c.c)
19.04.2003 - 07:37Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Aşık Veysel
aşık veysel
19.04.2003 - 07:34gönül gözü açık, sen gitsen bile adın kalır AŞIK
DOSTLAR BENİ HATIRLASIN
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın
Ne gelsemdi ne giderdim
Günden güne arttı derdim
Garip kalır yerim yurdum
Dostlar beni hatırlasın
Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş kim gülecek
Murat yalan ölüm gerçek
Dostlar beni hatırlasın
Gün ikindi akşam olur
Görki başa neler gelir
Veysel gider adı kalır
Dostlar beni hatırlasın.
Toplam 2591 mesaj bulundu