Susuzluğunu devrildiği su arkının kenarına yan yatarak gidermiş soda şişesiydi, içi boşaltılmış bir hayatın özünü içeriğini harç karıp sıvasını betonlaştırmaya el arabasıyla kum çekiyor, ekmeğini suyunu taştan çıkarmaya çalışıyordu içinde hiç barınmadığı çevrim çarklarına sureti insan, ırgat ve amele.
Ve nitekim ecel sorgusuna gösteriş pozuna yalnızlık tarafına ve amel defterine çilekeşliğin yaban soykası azabını yazdırmak içindi sanki, su, eriyerek karlı dağlardan getirdiği çağlayan akıntılarını öksüze yetime sarfettiği poşet yığını biriktiren dere kenarlarından zeytinliklere seralara ve mandalina bahçelerine eziyetini akıtıp aktarırken, sevgiye susuzdu kanal boyu sıralı dizili evler yollar ve sokaklar..
Gıcır gucur römorkuna toprağı bağı tarlayı bahçeyi doldurup yüklemiş traktörler, adresi kayıp çarşı belde ve pazarlara vızır vızır gaz basıp direksiyon sallarken..,
Yayılmış yeşermiş ve henüz yaz sıcaklığı üstünde giyinip gezen güneşli günlere kol kucak çayır çimenlikler üstünde derme çatma avlulardan koyun kuzular yayılıyor keçiler meleşiyordu oralardan gelen gidene..
Bir kadın, şehirlerarası hızlıca işleyip çalışan trafiğe kapılmışlığın yörük yazgısını sırtladığı caddenin bu tarafından öbür yakasına sürükleyip taşırken..rüzgar yamandan yamana esiyor, sevgili bayrağımız nazlı güzelliğini salınıp dalgalanıyordu ulu göklerde ve kutsal yüceliklerde
Cevizlerden ve dutlardan son kalan yapraklar, tulumbalı kuyunun dibine kenarını düşer dökülürken her biri uzaklığın götürebildiği kadar mesafe açıklığına yapışık teker teker evlerde su ve elektrik sayaçları ölü döngüler sayacında cayııır cayır çevirir ilgi alakadı kesiklikler harcar yakarken, tavuğun biri, heryeri trafiğe çıkmış fena kokular ve gürültüler koparan ve dört tarafı sağlam tel örgülerle kaplamalı; her tarafından tehlikeler saçılan çevrili caddenin dışından içerdeki korunaklı avluya girmek için yıkık gedik yahut açık kapı aralığı aranarak debelenip dururken, çırpınan çoğalmaya toplanıp gelen onca tavuklar horozlar firikler ve civcivler , unuttuğumuz ve unutarak unutulduğumuz haller hisler sesler boyunca, nasıl zorda darda kıtlıkta kıranda duyan bilen işiten gören sezen ortakça dayanışmanın bölük pörçük dünyasına , aidiyet gereğine ve yaşam ortaklığına dair; eğer ki ve ola ki insanlıktan ölmeyip de bütün onur haysiyet tutarlılık sorumluluk akıl vicdan emek ve nice değerlerle dirençte bağışıklıkta sağ kalanlarına aslı esasıyla müthiş ve muazzam dayanışmaya cesaret ve destek veriyorlardı…
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta