Tarlaya ektim sarı buğdayı
Acep ne olacak yar'in hali
Kışa döndürdü yazı, baharı
Duvara vursam belalı bu başı
Var git gönül, var git bu elden
Vefa gelmez kara gözlü güzelden..
Küçük bir kız çocuğu dolaştı
Dün gece içimde
Pırıltılı gözleriyle
Serin su serpti
Kor gibi yanan kalbime
Karanlık geceydi, üşümüştüm
Yoktu ellerin
Saramadı bedenimi bedenin
Bakışına yandığım
Sevdasına kandığım
Seni seviyorum diyerek başladım akrostiş'ime
Engel tanımaz aşkım, kimse bunu istemese de
Ne yelkenler açtım, uçsuz, bucaksız sevgi denizine
İnan sevgilim; ne güller ektim gönül bahçemize...
Afrika’nın kızıl topraklarında yükseliyor güneş
Kuraklık, açlık, sefalet diz boyu
Sürünerek yemeğe giden bir çocuktu karşımdaki
Başında bekleyense aç akbabalar
Bekliyorlardı çocuğun sonsuza gitmesini….
Leyla ve Mecnun'da kaldı
Gerçek sevgi, gerçek aşk
Yalanlarla boğulan dünyada
Az da olsa;
Bir yer var mı;
Güzel sevdalara....
Umudum sende kalır,
Ellerim boşlukta.
Duvarlar yıkılır
Koyu geceler isyanda.
Kuşlar susar,
Bana geldiğinde
Girdiğinde kalbime
Misafir olacaksın evime
Gönlüme sultan
İçime huzur
Peşime gölge
Zaman, akıp gidiyor
Avuçlarımın arasından
Uzak sevdaların yangınıyla
Yanıyor yüreğim yenik umutlara...
Bir sevgi bu;
Ayrılık zormuş bilmedin
Yalvardım bana geri gelmedin
Gelecek güzel günleri görmedin
Amansız bu çileyi bitirmedin..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!