Şu dağlara işledim nakış nakış resmini,
Selama dursun diye sevdalılar önünde...
Hicap ettim ağzıma alamadım ismini,
Hesap sorarlar diye bana mahşer gününde...
Kanla yazılan destan bezenmeli güllere,
Gıptayla baktı dünya mertliğine şahitler,
Birer sevgili olup girdiniz gönüllere,
Tarihi baştan yazan melek yüzlü şehitler!
Dağlar insan püskürdü, kan kusmuştu denizler,
Gel gel diye tüyler bitti dilimde,
Düşlerime misafir ol gelsene!
Bir tek yırtık resmin kaldı elimde,
Yeter artık çok bekledim gelsene!
Hal mi kaldı dizlerimde gidemem,
Önce beşikte idiler
Sonra kucağa geldiler
Birer birer büyüdüler
Annelerin yavruları.
Pamuktan farksız elleri
Unutmak mı? Asla unutmam seni!
Sökse yüreğimi, seher yelleri!
Ayırsalar ölür, ruhtan bedeni!
Olmasaydı keşke, gurbet elleri!
Sevdanın nüvesi, saklı özünde,
Gözlerin ruhuma ilham,
Karşımdasın artık ne gam,
Bırak ne imiş intikam,
Gözlerinde öldür beni.
Olunmaz dünyada sensiz,
Hayallerimin süsü,
Hem emelim hem elim.
Bana gönül türküsü,
Sarı saçlı Emel’im.
Dikenler arası gül,
Hayırlıdır bin aydan Geceler Efendisi,
Ne büyük bir nimetin içinde yüzüyoruz.
Bu öyle bir gece ki, tüm gecelerin süsü,
Kıymetini bilmeyip, tövbesiz geziyoruz.
Bu takdir gecesinde can bulur bütün hilkat,
Çiçeksiz dallar gibi, kararıp duruyorsun,
Soluyor yaprakların, sararıp duruyorsun,
Herkesten kıskanıyor, dararıp duruyorsun,
Çaresiz koyma beni, bağlama kollarımı!
Alev alev tutuşur, içimdeki arzular,
Çatık kaş güzel sözlü,
Gönlümdeki yârânım,
Bakışların çok nazlı,
Gözlerine hayranım.
Huri misin bilemem,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!