Dost diye seçmiştim seni kendime,
Yazık ki seninle dost olamadık,
Asla yenilmedim kendi fendime,
Seninle bir orta yol bulamadık.
Niye dik başlısın, bilmem ki niye?
Bir garibin bozulursa işleri,
Gelir kuduz devesinde ısırır,
Boğazına düğümlenir aşları,
Su içerken sağlam dişi kırılır.
Gülmedi mi gülmez kader yüzüne,
Adaleti bilmiyorsa,
Eğer adam olmuyorsa,
Elden bir şey gelmiyorsa,
Ne gerek var ki kahıra?
Bu malları sür ahıra!
Sen buradan geçerken kıyama dursun güller,
Yollarında çalıyım, atamazsın birtanem.
Sana niye meyleder terk ettiğin gönüller?
Yaktığın gönülleri, satamazsın birtanem.
Ben ufuklara bakıp yollarını beklerken,
Bulunmadı çaresi, benimki dil yarası,
Susayan şu gönlüme yağmur gibi doluver.
Sevdi de oldu gönlüm, gönlünün maskarası,
Dinsin yürekte hasret, misafirim oluver!
Kalp göze amadedir, göz gördüğünü sever!
Bana mıydı nazın gittin bu gece,
Gönlünden gönlüme kapandı yollar.
Bakışın bir başka sözün bilmece,
Tükendi umudum kalkmıyor kollar.
Her şeyini güzel sandım sanalı,
Efkarlandım gurbet elde ben yine,
Gözlerinde yok olurum sürmelim.
Yar olmuyor sevilenler sevene,
Sen olmazsan ben ölürüm sürmelim.
Yanağında perçemleri sırmalım,
Bir anda rüya oldu; masal oldu geçmişim,
Ben seni kafesimde saklıyorken ey bülbül!
Vız gelir nazın bana ben kendimden geçmişim,
Dermanım sen değilsin ister dil ol ister gül.
Gül niye ağlıyor ki? Çileyi çeken bülbül,
Bahar geldi, yeşillendi ovalar,
Koyun kuzu birbirini kovalar.
Sen gidince bulutlandı havalar,
Sensiz, burda bulut yağmur tutmuyor.
Çiğdem çiçeğini takmış kaküle,
Duyulmaz feryadımsın,
Gül benim tatlı cadım.
Hem neşem, hem tadımsın,
Gel benim tatlı cadım.
Bu cadı başka cadı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!