TOZKOPARANLI OLMAK
Tozkoparan İstanbul’da küçük bir semt adı, yüreği sevgi dolu, merhamet dolu insanların olduğu
Tozkoparan işte o tozkoparan bıçağın kemiğe dayandığı değil,
O bıçağın tene değmeden önce bir araya gelip çare arayan insanların yer aldığı bir semt adı,
Tozkoparan derdinizin nedenini size sormadan derdinize çare arayanların bulunduğu bir semt adı,
Tozkoparan küçücük umutlarını büyük yarınlara taşıyan insanların
Ümit yok oldu artık, Kaybettik ebediyen.
Yalnızlık kol geziyordu, Hayatı sevdirirken.
Bıkmadı usanmadı, huzuru dağıtırken,
Bilinmedi kıymeti, mutluluğu ararken
Ümit yok oldu artık, kaybettik ebediyen.
Yılmazdı zorluklardan, İnadına yaşarken.
Unuttuk !
Unuttuk, selam vermeyi, hoşgörüyü, gerçek sevgiyi,
Unuttuk, çocukluğumuzdaki, toz pembe düşleri, yükselen o güzel değerleri,
Unuttuk paylaşmayı, paylaşınca azalan o acı elem ve kederleri,
Unuttuk paylaşınca çoğalan, hayalleri ve düşleri.
Unuttuk, unutamadığımız sandığımız o özlem dolu geleneklerimizi
Bazen, çok uzaklarda olduğuna inandığın güzelliklerin yanında olmadığı için üzülürsün,
Bazen de, burnunun dibindeki güzellikleri sana göstermeye çalışanları görmez, üzülürsün
Bazen, sevgi dolu yağmur zerreciklerinin seni neden ıslatmadığına üzülürsün,
Bazen de, o zerreciklerin senden neler alacağını düşündüğün için üzülürsün,
Bazen, karanlık sokakları aydınlatmayan lambaların neden yanmadığına üzülürsün,
Bazen de, o lambaların yandığı zaman, ortaya çıkaracağı gerçekleri görürüm diye üzülürsün
gülmek çok zor artık benim dünyam da
gözyaşlarım sel oldu,gönül bağımda
ümit kayboldu sevgi çağında
Hep söyledim ve söylemeye devam edeceğim,
Yalnızlığımın içinde senide artık, hiç ama hiç sevmeyeceğim
Sensiz çıktığım bu yolculukta,
Duyguları çalınan bir insandan, yani kendimden bile hiçbir şey beklemeyeceğim
Ben artık gece gündüz demeden yalnızlığımla beraber karanlık sokaklarda yalnız yürüyeceğim
Bu satırları yalnız sana yazmak istedim dostum, yalnız sana
İçinde ben olmasam bile, yalnız sana inandım sırdaşım, yalnız sana
Belki bir sonbahar akşamında yağan yağmurda
Belki bir bahar akşamı, esen o ılık rüzgar altında
Sana anlatmak istedim dostum, her şeyimi sana
Ne kadar canın olsa da, ne kadar cananın olsa da konuşamıyorsun be dostum, anlatamıyorsun da
Döktüğün gözyaşı ecelin olsun
Attığın iftira kefenin olsun
Nefretin kinin hep senin olsun
Ölsem de inanmam senin sevgine
Yıllarımı hep boşa harcadın
Ömrüme kin nefret intikam kattın
Ne birinin limanına sığındık
Nede kimsenin üstüne kaldık
Adam gibi çalıştık
Yine sonunda ortada kaldık
Ne kendimizi sattık
Ne sevdamızı yalnız bıraktık
Ölümden ötesi yok artık, kaybolan umutların yerine,
Belki daha mutlu bir dünya bekliyor, o sonsuzluk ülkesinde,
Vurulmak yok sırtından artık,uğrunda emek verdiğin kişilerce,
Ne ölümden korkarak yaşamak ayıp nede ölümü boş vermişçesine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!