Zordur insanların arasına karışmak,
aşk savaşlarındaki emeğin dilinden, barışın sesinden anlamak,
kısacası hâlinden anlaşılmak.
Yepyeni uyanışlarla büyülenirim.
İçimin tohumu filizlenir,
Bir kelebek misali ömür biçiliyordu ömrüme.
Her günün her saniyesinde,
önce öldüm sonra başka bir kelebeğin ruhuyla dirildim.
Velhasıl ölüp ölüp dirildim.
Tabii ki de eskisinden daha diriydim.
Şimdilerde her şartta ayakta kalmaya çalışır.
Ansızın bir şarkı çalar.
Hikâyesi bir hikâyenle örtüşür ve başlar anlatmaya
seni.
Nefes alıyorum, susuyor gözler.
Kalbin onaracağı bir yara değil bu.
Maalesef tükeniyor o eski hisler.
Denizimin suyu çekilince
gün yüzüne çıksın düşler.
Bana baharınla gel.
Elbette en güzel manzaraya açılacaktır gönül pencerem.
Bana baharınla gel.
Yorgunsan hatırı sayılır köpüklüdür kahvem.
Bana baharınla gel.
Durmadan dönüyor,
Dönüp bakıyor,
Bakıyor Ali ve Nino Heykeli,
Sır saklamayı bilmeyenin sanki hiç yaklaşamayacağı denize.
Yanı başımızda rengârenk ışıklarıyla bir dönme dolap,
Ben en güzel yerindeyim, yani sesinin soluğundayım.
Sesine karıştır beni, seninle sonsuzluğa uçayım.
Tepeden tırnağa âşığım, bilirsin kanatlarım var benim.
Ben en güzel yerindeyim, yani sesinin soluğundayım.
Çocuk parkındaki salıncak misali sesinle en yükseklere sallayıp da tut beni.
Tanrım, bu nasıl bir bilmece?
Düğümleniyor boğazımda bir hece.
Hece sanki sonsuz bir gece.
Biz seninle Adem babamıza, Havva annemize uslu durmaya söz vermiş
binlerce ırktan sadece ikisiyiz.
Görmüyor musun, aynı gökyüzünün sihirli iki nefesi?
Duymuyor musun, dünya üzerindeki en kadim toprakların binlerce yıllık
iki güçlü sesiyiz?
Mozart’ın, Beethoven’in evinde çalsın 40. ve 9. Senfoniler.
Çaresizdir şair,
Kendi kendine mi okusun çiçeği burnunda şiirlerini?
Akşamında Avusturya haber kanallarına mı düşsün?
Mozart’ın, Beethoven’in evinde çaldı 40. ve 9. Senfoniler.
Çaresizdi şair,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!