dışarısı ayaz
üşüyorum avluya çalan kapıda
var mı sobaları yakanınız
bir hardır donar avuçlarımda
gün yeniden doğruluyor
Kızma darılma küsme
gitme de öyle
Seni seviyorum sevmesine
Elbette ama
kumrular adını vermekte yüreğinden öpene
ama esaslı öpene
öyle yel gibi değil dev gibi öpene
kendimi soğuturum iki kol değse tanımadık
var git anla artık
bir kuş fısıldıyordu kulağına
bir kuş terliyordu
bir kuş aşkı aşkına …
mektup
suskunsun
kalkıyorum konuşturuyorum
nasıl da söylüyorsun yüreğimden
bir avuç açlık sunuyorum tanrı ’ya
ah sen !
uzun gittin
kubbesine hain mihrabın
duası şaştı bilesin
gel artık
Yani sen gelince aklım gidiyor da
Aklım gelince sana ne oluyor
ülkü Babacan
uzanabilirim sahneye eğilmeden perdeler
görebilirim zamanın ibresini
duyabilirim kim bilir gelir sofrasından
doldurur kulaklarımdaki heybeyi
boşuna üfleme çocuk
demirdendir bütün namlular
eritmeye yetmez
nefesindeki buhar ...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!