Yüzünde gördüğüm, gönlünde ki yorgunluk,
Dokunup halini soramadım
Taşıdığın yükler, belini bükmüş,
Takatim yok, teklifsizim.
Yaşadığın mevsim, okunur teninden
Önerim yok dizili boşluklar
Sorulacak bir gün
Hesaplar yapılacak
Cevapsız kalan her şey
Umutlar güneşle beraber gelecek
Gönüller sevda çiçekleriyle döşenecek
Diller hep aynı notayı söyleyecek
Üstüne titrer tüm gönüller
Candan söylenen iki lafız
Üşüyen bedene hırka olur
Fark etmezsin yokluğunda yoksun
En içten dileklerle uyanırsın
Kaç kez rüzgâra karşı yürüdün
Seni sarssa da yolundan dönmedin
Serseri sözlerin kurbanı olmadın
Kaç kez söyle! Böyle dimdik durdun
Aynalar sıra olmuş makinalar yarışta
Yüzdüğüm denizin
son yolcusuydun
Bakışların seyir alemindeyken
Geçmişin tüm izleri
Bir bir çizgi olmuş
Yansıyan aynanın figüründe
Kırmızıya çaldı toprak kızgındı
Renkleri farklı olsa da hepsi onundu
Oda biliyordu insan imtihandaydı
Umudu bakiydi haller içinde haller vardı
Nasihati teklik değil birlikti
İsa’yı çarmıha germeye kalkan ruh ifrit-i tefritti
Yalancı hayallerin hatırasında,
Acı düşer paslı gönüllerin düşlerine
Bir muamma iksiri, içsen de nafile…
Kördüğüme yeminlenmiş sanki sözler.
Gözlerimin önünde, prangalar.
Dur dur dokunma rüyama
İhtişamı büyük bir anım
Ne sıcak ne soğuk hülyamın
Pamuk şekeri gibi ahenkli
Tattıkça eriyen rüyamın
Dur dur dokunma rüyama
Bir selamla başladı kardeşliğimiz
Ağaran günün sonunda gözüktü gölgeler farklı siluette
Bir duygu olmalı çok derinden gelen
Ateş olup yanmalı dumanı gökyüzünde işaret
Kıvrım kıvrım uzanan yolun sonunda hak
Olmalı derdin talepçisi toprak ya da ayak izinde işaret
Kapalıyım bugün.
Tüm serzenişlere, çalınan tüm zillere,
Hatta evin en sevdiğim köşesine,
Bir bir içimi döktüğüm ajandama,
Kapalıyım bugün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!