haydi
al kendini vur harmana
güz oluyo bende
hititçe bir güneş gibi doğuyor
penceremde siyah çelenk
sabanın ucunda naçar kasım sabahı
bu yapışkan ve muazzam bir hikaye
birden bire yumruk büyüklüğünde bir akşamüstüne
bodoslama bindiriyor koca gemi...
dedim
sustum
bekledim
sabahın üçü
dördünde çok daha yıldız kayacak.
beşinde
yeddieminde dileklerim
devrolacak...
istersem karanlığa gömüp
bekleyebilirim sabırla
doğacak yeni günü...
az bekle
bana on parmağında sıra selviler
iki de ahiri...
sudan bahaneler büktüm urgan diye
yaftamda yazıyor
önce akşam geldi
arkasından uzun boylu gece
iki gözün sürgünü gibi geldi çöktü
yüksüz kervanlar...
göğüs kafesimdeki bütün nefesleri azad ettim
salınsın tüm selviler...
ne çok dolandı parmaklarım rüzgar diye saçlarıma
ne çok çağla döküldü avuçlarımdan bahar diye
ne çok kümeledim gökte bulut
en mavi tüyünden yaptım ilk siftahı
batırıp mürekkep diye kanıma
yaz allah...
hala kanatlarım üzre durur şiirim...
dallarda mayıstan kalma
ben geldikçe gitmiş oluyor çoktan
hem havadan
hem karadan
hem sudan
hem demir dikenli yollardan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!