Uzaklardan... bin yıl öncesinden geldim.
Açık mıdır tanrı misafirlerine ırmakların? ..
Tepişerek, tozlaşarak, yığınlaşarak eylem adım yolumuza düştüler sabah vakti.
Kaybolan yüzlerinin arkasında ben vardım,
Nereye gitmeseler ben.
Davul, zılgıt, halay, zurna, mendil, afiş, hepsi yan yanaydılar.
Ne için?
Kim için?
Bu etleri ter kokulu emekler neye yalvarır?
Nereye gelir kıraç coğrafyalardan kaçmış umutları?
Biz sınavını vermeye çalışırken memuriyetin, memurlar neyi sınavlarlar?
Dokuz- altı.
270 derecesi eder günün.
Ömrün dik açısına paralel düşer aylık hesapları.
Karıştı beynimin ortanca çocuğu.
İşaret parmağı kalkmadı bu kez,
Sorgu yapmadı hayata.
Cadde boyu, susam kokulu, Ankara kıvamlı, kahvaltısı egzozlara döşeli, simit suratlı insanlarla yürüdüm.
Yürümedim, konuştum aslında.
Konuşmadım, baktım...
Manidar sözler beklemiyordum elbet.
Ne beklediğimi de bilmiyordum.
Gecenin rehavetinden kalma bir yalnızlığı paylaşıyordum sadece onlarla.
Anlamadılar.
Kediler bile eylem yolundaydı, daha fazla fare için.
Nereye saklansam?
Denizlerimin üstünden çekin bulutlarınızı!
İçim kararıyor gök platosundan mahrum kalınca.
İçime kimse dalmıyor balıklama.
Balıklarım, benim içimde olduklarından bile habersizler.
Çekilin!
İstanbul'u görmem gerek.
Kendi küllerinin içinde tektonikleşen bir zamanın gerisinden,
Bir iç kanama kanalıyla,
Antik bir literatürden kalma acılarıma İstanbul sürmem gerek.
Nereye saklasam bu kalabalığı?
Mistik aşinalıklarını hangi toprağın bağrına bassam?
Humuslu suskunluklarını daha kaç bin yıl taşır bu duvarlar?
Çürümeye yüz tutmuş gözbebeklerinden sefalet akar yumdukça.
Ellerinin kalıtsal ezası ve dişlerinin karası
Ve dillerinin zaptı olmaz deyiş koması...
İflah olmaz.
Daha senden gayrı aşıkları vardır bu hülasaların...
Çekilin!
İstanbul'u görmem gerek.
Ankara tatsız bir levrek edasında, üstüne limon sıkılmasını bekliyor.
Duramam.
Ekşi tadını yayamam ömrüme.
Dilimin çıngırakları diken olmuş batarken, duramam.
Bir altı ay kadar oldu ayandonlardan geçeli.
Görmedim ve özledim...
Saklanmaktan vazgeçtim sonra, saklamaktan da kalabalıkları.
İki yakası bir arada olamayacak, ütülü beterler aldım yanıma,
Bir kaç kırışmış adım.
Bordo lekeli iki toprak kap, dudaklarının izinden.
Ve bir Leonard Cohen.
Kömür gözlerime sürme çektim Haliç'ten.
Haliç beni çekti içine.
Bir iç çektim,
Bir nefes çektim,
Ben, Haliç'ten çok çektim...
Filikalarından geceyi 'Boğaz'lasa da vapurlara
Ve umulmadık ışıkları konuşlasa da sarnıçlara
Haliç,
Bu Cuma,
Gözlerin kadar çekmedi beni İstanbul'a...
Çekilin...
Emine TansuKayıt Tarihi : 9.3.2005 16:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

kalmadı adına söylenecek en güzel şeyler ama, dil çıngıraklı malum kemiksiz... Öyle çok ki, öyle zor ki. İstanbulun içinde olup, dışında kalmak...
teşekkürler
Tebrikler
kutlarım
TÜM YORUMLAR (5)