İyi geceler sevgilim.
Hoşgeldin..
Yine yarım yaptın saati,
Sormayacağım artık; nerede kaldın, nerdeydin
Fatma teyzenin kızının nişanı vardı,
Bugün daha bir yeşildi Wieranın gözleri,
bir o kadar da saf ve masum..
kozasından yeni çıkan beyaz bir kelebek...
pek mutlu bir kadın değildi wiera
fakat sığdırmak günüydü tüm hüznünü 1 günlük bir zamana,
Kadınım;
Yalnızca, yalnız ve efkarlıysan ara beni.
Ben, bir karşımda içen kadınları severim; bir de geceden sarhoş heceleri...
Ah Lila!
Yüzünün perdesi gün boyu çekili.
Hayallere nakışlı hüzün,
Karanlıkta yetişen çiçek.
Ah Lila!
Bir nefeslik ömürde nefes nefese yaşamak
ise hayat.
Uzattığın elin tutulmadığı bir an sapması
uzatılan eli tutmayı öğretiyorsa, çaresizlik
adı altında.
Bir kabullenişse bu,
Gökten hep üç elma düşer,
Çünkü aşklar hep üç kişiliktir.
Ve yine bu yüzden olacak; her üç kişiden biri şairdir.
Gerçeğin lâl esintilerine karşı yaşamak ne demek, bilir misin sen?
Sevdalı ve sevdasız orospular.
Sen, ne demek bilir misin?
Sevdasız orospular gerçeği arkasından bıçaklar! ..
Yüksek mi yüksek gökdelenler altında,
Niye yorulur adın, ben sesini takiple bulurken yolumu
hadi adımı söyle, adlar ardına yıkma beni.
yıkılmışlığım sanadır, uyanmışlığım gece
günün hatırı naçar, günler ardına atma beni.
Köhne bir viranede eksik parçalar
birleşip tam olmaya çalışmanın uğultusuyla
çalan çanlara asılı cesetleri olgunlaştırırken
bir tabut geçer önünden kasvetin.
Çakmağın merhametine adalı
Geceleri severim, kahveyi, uykusuzluğu ve bir de seni, en çok seni..
Korkmam karanlıktan, yalnızlıktan, ölümden
Sen varsan eğer böyle
Mısra mısra dökülüyor iken saçların omuzlarına, şiiri severim bir de
Dua niyetine, baktığımda gözlerine, çok şükür der gibi..
Kuş cıvıltıları, çocukluğum, ellerin
borteçine hareketi engellenemez.