Bana anlatsana sevgili
Var oluşu yada yitirilen duyguları
Merhamet kabilin atası değil miydi
Yoksa Habil in bilmediğimiz kötü niyeti mi vardı
Tanrı yarattığına niye yasaklar ilan etti
Yoksa özgürlük var olanı inkar etmek mi
Ve yine sokağının köşesinde yorgun bekleyişim
Güneşi gizleyen bulutların gölgesindeyim
Göğsümde inceden inceye bir acı
Islanan esrarın dumanları içindeyim
Sabahın esen rüzgarlarında durgun bekleyişim
Bana anlatsana Eylül yada Kasım'ı
Yaprakları dökülen, şu öksüz ağaçları
Yada boşver, Ben düş kurayım yine
Sende rol al boynumu vuran celladı
Kabuslar içindeyim bitmek bilmeyen
Yolum ıraktır sonu görünmeyen
Bir ağlamak kusar gözlerim
Ne fırata ne dicleye benzeyen
Saçlarımda ağardı sakalımda
Kardelendim ben özlemle güneşi bekleyen
Belki de bir türküydüm yarimin dilinden düşmeyen
Muskaydım babamın boynunda buram buram kokan
Mermi değildi beni acıtan
Zalimin yüreğiydi kin ile nefret kusan
Yığılmıştı bedenim dağından kopan taş gibi toprağa
Artık usandım sokağın kaldırım'larından
Yorgun argın eve giden adımlarımdan
Usandım yediğim aştan içtiğim çaydan
İsyan olmasın ama usandım şu canımdan
Usandım artık selam verip kuyu kazandan
Gönlüm hicran dolu ustam
Tutuşup giden sevgime yas tuttu yüreğim
Ustam bazen yalandan güler gözlerim
Sigaramın hamalı olmuş bu nasır tutan ellerim
Kara toprakta çürümüş belki sevdiğim
Ustam darağacına benziyor ranzam
Ta seherden düşmüşüm gurbet yola
Özlem yüreğimde olmuş dermansız yara
Anayı babayı yitirdik kader yolunda
Sevdaya vakit kalmadı garip yoklukta
Yürüdüm yürüdüm bitmedi yolum
Bütün hasretim omuzlarımda taşıdım
Yol bitmez ve hep çıkmazda bir yanım
Karamsar uykularda zulümdür rüyalarım
Çirkin yüzüme yel vurur yağmur vurur
Özlemek kaderden mi yoksa yokluk mu?
Uzak yollar yormadı hiç
Senin, beni yorduğun kadar
Ne işkence nede ölüm korkutmadı hiç
Senin, yokluğun kadar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!