Tüm varlığımız yokluktu.
Yalnızca yoksullukta adalet vardı.
Ve biz onu ustaca paylaşırdık.
Yer minderimiz çok amaçlıydı.
Gündüzleri kanepe,
Geceleri yatağımızdı.
Yer soframızın büyüklüğü
Bağdaşların sayısına-yönüne göreydi.
Yalnızca bayramlar verirdi “cici”lerimizi babalara.
Beden ölçümüzü hiç tutturamaz,
Seneye de giyerdik.
Çoğu toktuk ama rezildik.
Bir kara lastik sevinmemize yeter,
Islanmışsa sudan sebeple,
Curk Curk! öterdi.
Gün boyu, içindeki ayağımızın
Gün sonundaki pörsümüşlüğüne
Aldırmazdık, geçerdi.
Kara lastik sürttükçe
Sürten yeri yontarken kör bıçak,
Bir yanımızı koparırdı kör bıçak
İnsafsız, acımazdı kör bıçak
Ben hiç sevmezdim kör bıçağı
Razıydım sürtmesine.
Yara olup kanamasa,
Canım yana yana giyerdim oysa.
O marifetli kör bıçak
Keşke derdim,
Yalnızca sıcak yama yapsa, delinen yerlere
Çocukluğumun ucu yanık!
Medeniyet ilkelliği alt etti.
Ve ben,
Bir numaralı tanığıyım.
Yaşça büyüğümdür
Evimin önündeki kaldırımdan.
Beton direkli teller,
İçinden su geçen döküm borular
Devrim gibi girdi hayatımıza
Aydınlık ve hızlı.
Dayanıklı tüketim mallarını,
Bozulmasın diye az kullanırdık
Çok dayanmasını ona bağladık.
Hurdası bile bir köşede o ilklerin
Geçmişimin ucu yanık!
İlklerde çok acemiydim.
İlk okul çantamı,
İlk günde eskittim.
İlk kunduramı da bir günde…
Altmış üç liralık kızmıştı anam.
Baba yadigârı olan
İlk dolma kalemimi,
İlk günde çaldılardı.
İlk harçlığımı da…
Ama, ‘harcadım’ dedim.
Ve o son bolluğumdu yitirdiğim.
Cüzdanımın ucu yanık!
İlk sevdamın peşini bırakmazdım eğer,
Bi baksa,
Bakışı cennetim olurdu.
Yüreğim, deli deli pompalar kanı,
Kılcallar patlarcasına.
Nabız, rekor peşinde koşardı.
Dalardım hülyalara,
Dünya bin bir çeşit pembe,
Paletimin ucu yanık!
Aşk terminali gibiydim,
Bunu tek ben biliyordum oysa.
O yıllar çok baharlıydı.
Hiç gönülçelenim olmadı.
Bundandır,
Şiirlerimin ucu yanık!
Bıraktığım yerden başlarım diye
Gençliğimi kıvırdım köşesinden.
Bir ömrün yarım kalmışlığı
Değirmen taşı gibi
Hala böğrümün üstündedir
Umuduma bin küfür…
Umudumun ucu yanık!
Kaç sarı mevsim,
Kaç unutulmuş vaat geçti…
Bir kez ötelemeye gör mutluluğu,
Ben yaklaşsam o arayı açar.
Kurgusunu yaşarım ömrümün.
Hayallerim günübirlik.
Tabanlarım deve dikeni.
Kaderimin ucu yanık!
Varsıllığa özenmeye utanırdım.
Hala beceremem özenmeyi
Kıskanırım için için.
Kızarım da en çoğu.
İş yükünü bize sayarlar,
Yüklü harcamaları kendilerine.
Cefası bizdedir,
Sefası onlarda.
Feda bize, kâr onlara.
Hayat hiç bilinmeyenli denklemmiş
Çözümü bize zor olan.
Hayatımın ucu yanık.
Bir kez olsun gülmeli insan.
Yüzü gülmeli, bahtı gülmeli.
Bugünü, geleceği gülmeli.
Gülecekse bu dünyası gülmeli
Ötekine özenmemeli
Kendi açılmalı bazı kapılar.
Kapılar gülmeli bazen.
Bilirim,
Zorlamam.
İçerden açılmayan her kapının
Ardı cehennem olur.
Sıratımın ucu yanık.
Hayatımın ucu yanık!
E T
Temmuz 2022
Kayıt Tarihi : 3.2.2023 12:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!