Tuz ve Ateş
Göğün damarları şişmişti,
karanlık bulutlar taş kesilmiş bir öfke gibi
şehrin üstüne asılmıştı.
Tuzun gölgesi ağırdı,
suların dibinde saklanan lanet gibi.
Rüzgarın uğultusunda Lut’un fısıltısı duyuluyordu:
“Yoldan sapmayın, gözlerinizi kötülükten çevirin.”
Her sokak içten çürüyen bir meyve gibi kokuyordu,
duvarların arasında pişen günahların dumanı dolaşıyordu.
Ama bir ses, taşların arasından geçti:
“Kalbinizi temiz tutun, ellerinizi iyilikten ayırmayın.”
Yıldızsız geceler uzadıkça
gözler kör, diller paslıydı.
Ama bütün o boğucu gecenin içinde
iki bakış birbirini buldu.
Çölün susuzluğunda aniden açılan kaynak gibi
gözlerinde serin bir su parladı.
Eller korkunun üzerinden geçip birbirine değdi,
ve o dokunuşta şehrin karanlığı unutuldu.
Taştan bir yağmurun hazırlığı duyulurken
aşk, gizli bir gül gibi açtı.
Lut’un fısıltısı her nefeste yankılandı:
“Kaçın! Yalnızca doğruluk ve sevgiyle yürüyün.”
Kimse görmedi, kimse bilmedi,
sadece kalplerinde bir kıvılcım saklıydı:
inanç ve sevgi, birbirine kenetlenmiş iki ruh gibi.
Sabah geldi,
ama içinde kıyametin kırık adımları vardı.
Yer yarıldı,
gök delinmiş bir deri gibi çatladı,
taşlar yanmış kalplerin külleri gibi yağdı üstlerine.
Çığlıklar tuza gömüldü,
evler taşla örtüldü.
Ama elleri kenetlendi,
Lut’un sözleri kulaklarında yankılanıyordu:
“Birbirinize tutunun, iman ve aşk sizi ayırmaz!”
Her adımda geride yanmış bir dünya kalıyordu,
önlerinde sessiz bir vadi açılıyordu.
Ateş ayaklarına dokunamadı,
taş gövdelerine değemedi.
Bir örtü indi üzerlerine;
görünmez, yanmaz, sarsılmaz bir örtü.
Arkalarında cehennemden artakalan küller savruluyordu,
önlerinde doğmamış bir sabahın beyazlığı uzanıyordu.
Ve böylece,
şehrin üstüne inen felaketin içinden
yanmadan çıktılar.
Aşk ve inanç,
tuzun bile saklayamadığı
yanmaz bir kıvılcım olarak kaldı.
Her adımda Lut’un sesi kalplerinde titriyordu:
“Doğru olanı seçin, iyilikten sapmayın, birbirinize kenetlenin.”
Ve sonunda,
sessiz vadide durup birbirlerine baktılar;
geçmişin külleri üzerinde yükselen
karanlık şehrin hatırasını
saf bir ışığa dönüştürdüler.
Artık ateş de tuz da onları yakamazdı;
çünkü aşk, Lut’un rehberliğinde,
ölümsüz bir ışığa dönüşmüştü.
Hüseyin Erdinç
Hüseyin ErdincKayıt Tarihi : 1.10.2025 03:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!