TUTKU ŞİİRLERİ

TUTKU ŞİİRLERİ

Ali Türer

Bugün doğum günüm
Mavileşmiş umut
Yeşillenmiş huzur
Kırmızıya dönmüş tutku

Gökkuşağın oldum gülüm
Yola çıktım sana doğru
..

Devamını Oku
Songül Büyükpınar

Bir gece yarısı
Dudaklarında uyandır beni sevgilim
Söyleyemediğin günahkar ne varsa söyle
Özgür korkusuz cesur olsun cümlelerin
Sansürsüz yasaksız ve AŞK ile
Bir gece yarısı
Parmaklarında uyandır beni sevgili
..

Devamını Oku
Ayla Aslan

Şiirler de sen
Şarkılar kederli
Biçare aşk
Ne yapar bilinmez
Yaban kurdu kemirir
Düşünceler günahkar
Arzular çırpınır
..

Devamını Oku
Oktay Avcu

Ben kaçtım
Kaçarken
Sen sormadın
Niye kaçtığımı
Niye korktuğumu
Niye kovalandığımı
Sen kaçtığımı gördün
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Adamın biri dört mevsim dört bucak dolaşmış ama aşkı bulamamış. Demiş ki en iyisi bir masal kitabı alayım. Almış ve bir kütüphaneye gidip okumak istemiş. Kütüphanede herkesin canı sıkılıyormuş, kitaplarsa raflarda çürüyormuş. Oturmuş kitabı açmış ve satırlar arasında gezmeye başlamış. Hiçbir savaşın kadının namusu için çıkmadığını öğrenmiş. Kadın varmasına varmış ama hiçbir aşk adına yok olmamış. İnsanlar sevmiş ve sevilmiş...Kadınlar bir erkeğin kollarında mum gibi erirken bir başka erkekle mum ışığında yemek yemiş. Velhasıl kelam kitap kelime olmuş, nokta olmuş, virgül olmuş aşkı dil sınırları içinde anlatır olmuş. Dile gelmiş sayfalar ve demiş ki:
Aşk br attır kadınsa avrattır. Şu dünyada dizginleri elinde tutanlar ata binmiştir. Gerisi at gibi kişnemiştir. Aşk bir süvari savaşı ise iyi binen savaşı kazanmıştır. Kaybeden nal doplamıştır.
Ne diyorsun sen dedi adam. İnsan ne ata benzer ne de aşk bir savaşa. Aşk bir dingin göldür ki onda ancak altın balıklar yüzer. Kadın ki bir kuğudur boynunu anca aşk büker. Aşk sadakat ister vefa ister. Erkek göl kenarında kuğunun aksini izler. Sonra kuğu söze gelir aşıkın dudağında gezer. Birbirini seven insanlar birbirlerine iyi günde kötü günde beraber olacaklarına dair söz verirler.
Kitap güneş olur adam yağmur. Ortada gökkuşağı rengarenk durur. Kitap der ki ey cancağızım dinle hele:
Sarı bir diğer sarıya benzemez hiç. Acı acıya benzemez, tatlı tatlıya benzemez. Dünyada ne kadar insan varsa o kadar aşk vardır. Kimse kimseyi bir başkası gibi sevmez. Her yürek aynı duyguları beslemez. Kimi vardır bir gülüşe hasta olur, günlerce yataktan kalkamaz. Kimi vardır bir bakışa deli olur, doktor doktor dolaşır. Herkes aynı amaç için aynı adımları atmaz. Kimisi yürür, kimisi koşar, kimisi ise geri geri gidip amacından sapar. Diyeceğim o ki aşk kitaptan öğrenilmez. Tüm şiirler aşkın sadece asını anlatır. Aşk ne sözdür ne de dudaktır. Olsa olsa öpüş olur. Ama bütün aşklar ne yürekte başlar ne de dudakta. Aşk burunda başlar, koklaşa koklaşa iki ten üst üste yığılır. İşte aşk depremi böyle olur. Dizler çözülür, el ayak birbirine karışır. Aşk sarsmadıkça dağ dağa kavuşur. Bunun adı sadece tutku olur.
Adam susar düşünür. Saçları bembeyaz olur. Sonra der ki: Ey kitap neden insan birbirini aşkla kandırır. Ne büyük alçaklık bu...Kadın ve erkek aşk hamurundan birbirine ekmek yoğurur. Karınları doyar ama yürekleri aç kalır. Aşk insana oysa açlığı unutturur. Dünyada bu kadar fırın varken ve aç gözlü insan varken aşk anca rüyalarda görülür.
..

Devamını Oku
Aydın Gürz

Garip bir sevdanın içinde çıkış yolu bulamayan gerçekten seven bir aşığın feryadı…
Seni sevmekle suçluyum. Cezam ömrüm boyunca sensiz yaşamak. Nasıl bir ceza imiş bu anlayamadım. Ha ölmüşüm ha sensiz kalmışım ne fark eder. Sensizlik zaten ölümden beter değil mi?
Yaşayan ölü olmanın sebebi bu değil mi? Söyle bir tanem söyle sevgi nedir bilemedin mi?
Ah bir beni sensizlik ateşi için de yanarken görsen. Sevmek neymiş, aşk neymiş sevda öylesine…
Anlarsın ki seven kalbimi anlatamam. Anlatamam sana aşkı. Benim ki aşk değil, ızdırap sanki.
İşte öylesine bir tutku, bir hayal bir sevda benim ki. Sensizlik deyip duruyorum ya inanma. Çünkü her zaman senin hayalindeyim. Biliyorum bedenin yok bana uzak. İnan garip gönlüm sana tutsak.
Sensizlik bir gün bitecek bana muhakkak.
..

Devamını Oku
Ümit Koral

Sevişmek ikimiz içinde ayrı bir tutku
İkimizide uçuran, herşeyi unutturan bir duygu
Aynı yatağı paylaşmamız ise
Cehennem sıcağınıda geçiyordu

Biliyormusun aşkım?
Sevişmek istiyorum seninle
..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Uzun ve ince belliydi, mis gibi de kokardı ayrıca, onun kokusunu duydular mı diğer insanların aklı başından giderdi. Onun ile sıcak bir ortamda buluşmak, kaynaşmak için can atardı en çok sevdiği sarışın beyaz tenli, onun ile tenlerinin birbirine kopmamacasına sarılmasıydı tek istediği. Sarışınlara özel zaafı vardı, kendisinin rengi kahve olduğu için hiç bir zaman komplekse girmedi. Karşısında ki sarışında hiç bir zaman onun kahverengi oluşunu dert etmedi. Birbirlerinin renklerini, bazı insanların, milletlerin yaptığı gibi dert etmediler kesinlikle. Tutku ile birbirlerine o kadar bağlıydılar ki onları hiç bir zaman başkaları ile düşünemezdi kimseler. Hani birbirlerine de çok yakışıyorlardı, en azından çevresindekiler öyle söylüyorlardı...

Bazen marketlerde ayrı ayrı takılırlar, çoğu zaman bir araya gelemezlerdi, karşıdan birbirlerine el sallarlardı. Ancak bir hayırsever onların ikisini birden yanına alırsa ki çoğu zamanda bu cumartesi ve pazar günleri gerçekleşirdi, ikisi de o günleri yani cumartesi ve pazarları iple çekerlerdi. Tatil günleri kavuşma günleriydi, birbirleri ile kaynaşma, sevme ve birbirlerinin içinde kaybolma günleriydi. Öyle bir aşktı ki bu buluşup kaynaştılar mı yok olana kadar sevişirlerdi ama bu yok olmak onlar için bir acı sebebi değil mutluluk vesilesi idi, yok olarak mutlu oluyorlardı...

İkisi de onların dünyaya gelme sebebi olan canlıların birer parçasıyken dünyaya geldikten sonra mutlaka bir şekilde birbirlerini buluyorlardı. Onların aşkı belki Mecnun ile Leyla aşkı, belki Ferhat ile Şirin aşkı, belki Tahir ile Zühre aşkı gibi yere göğe sığmayan kutsal ve bir o kadarda coşku dolu heyecan dolu bir aşktı... Coşku ile bir araya gelirler ve coşku ile yok olurlardı. Ateşe doğru koşan pervaneler gibi...

İşte yine bir pazar günü, karşıdan gelen Halime Hanımı her ikisi de görmüştü ve Halime hanımı daha önce tanıyıp bildikleri için, kendilerini çok sevdiklerini biliyorlardı. Lakin kafalarında da bir soru işareti yok değildi hani. Halime hanım ya ikisinden birini yanına alıp da diğerini almamazlık ederse, şimdiye kadar hiç yapmamıştı ama ya yaparsa; kurt düşmüştü bir kere içlerine. Dua etmeye ve kavuşmak için dakikaları, saniyeleri saymaya başladılar. Halime Hanım önce ekmek reyonundan bir iki ekmek aldı, daha sonra sebze ve meyve reyonuna geçip oradan da elma ile portakal ve bir iki değişik meyve daha alınca ikisi birden ''Hah şimdi bizim yanımıza gelir.'' diye içlerinden geçirseler de, Halime Hanım kuru yemiş reyonuna yönelip oradan da ihtiyacını aldıktan sonra, nihayet onların yanına gelmişti. Yürekleri pır pır etmiş sevinçten göklere uçacaklardı nerede ise...
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Şimdi hazırlan!
Geleceği yakala!
Heyecan içinde...
Derin tutku
Olmazsa yok!
Kusur var.
Dengeyi göstermeyen
..

Devamını Oku
Kamil Serdengeçti

Akşam,
Kara martı çığlıklarında
Yırtılan çağrılar
Eflâtun kızılı
Tutku semalarına
Dalga dalga
Göçen rüzgâr
..

Devamını Oku
Nilgün Acar

GÜNLÜĞÜMDEN- 10?
Yağmur’un pişirip hazırladığı,mantar yemeğini ve içinde küçük portakal kabukları olan, kakaolu pudingi yedim. İkisi de süper güzeldi. Yağmur, hep güzel yemek yapıyor.
Biliyor musun Tutku? Bu gün ölebilirdim. En azından, çok kötü yaralanabilirdim. Alanyum’daki Turkcell’e gidiyorduk Yağmur’la. İki cadde geçilmesi gerekiyor yan yana. Yeşil yanınca geçmeye başladık. Ortada durulması lazım, otomobillerin geçmesi ve diğer yeşil ışığı beklemek için.
Bana bir şey oldu. Sanki beynim uyuştu, ya da başka bir yere gittim uzayda. Çok sorun vardı kafamda ve sanırım, hepsini birden düşündüm. Durmamışım, geçmeye devam etmişim. Sağ tarafımdan gelen klakson sesleri ve Yağmur’un çığlıklarıyla, uyandım sanki. Başka yerlerdeydim de, nerede olduğumu fark ettim. Farkedince de, hemen arabamı geri aldım. İyi ki, paniğe kapılma huyum yok. Anında, gerekeni yaparım. Ama gerçekten çok korktum. Ölmek istemediğimi anladım.
Küçük oyunları, hafif riskleri, bazı gıcıklıkları severim, yaparım. Ama bu kez, asla hiçbiri değildi. Beynim uyumuştu. Belki ölüm meleği çağırmıştı beni. Ama bu dünyadaki sürem ve yapmam gerekenler bitmemiş demek ki. Allah korudu. Evet. Daha yaşamam gerekiyor. Y A Ş A Y A C A Ğ I M.
Nilgün ACAR 02. 04. 2010 ALANYA
..

Devamını Oku
Sedat Kocabey

Sevdalar girdi özüme
Yakmadılar senin gibi
Hiç birisi bu yüzüme
Bakmadılar senin gibi

Uyu kalkma dizlerimden
Yürüdün hep izlerimden
..

Devamını Oku
Gülseven Aksoy

Nasıl bir boşluktur bu?
Dünyayı satın alsan dolduramazsın..
Yüreğin illede Aşk der,
Ateş der,
Tutku der,
Acı der..

..

Devamını Oku
Fatma Akar

aşk ne ki?
heves mi, tutku mu?
sonsuzluğu ararken
bulunan son mu?
aşk ne ki?
heyecan mı, bağlılık mı?
sadakati ararken
..

Devamını Oku
Yurdagül Özay

Gül açar sen gülünce gülümse gülüm
Gün doğar gözlerinde şenlenir gönlüm
Sevda tutku bir yanda yansın yüreğim
Bir tek sensin dünyamda sensin her şeyim

Gülümse gülüm bu dünya ikimizin
Gülümse gülüm yarınlar hepimizin
..

Devamını Oku
Hasnigar Coşkun

Biz seninle hiç aşk yaşamadık,
duaları,dilekleri,umutları yaşadık,
gözlerimize tutku dolu gözlerle bakmadık,
bakamadık,
geleceği yaşadık,mutlu olacağımızı sandığımız,
yüz ifadelerimizi umursamadık,
ikincilerimizi gördük gözbebeklerimizde,
..

Devamını Oku
Melek Mıdıkoğlu

Ruhunu ikinciyle tokuşturdu
Rastlantılarda buluştu
İğrelti otu
Tutku
Kurudu

Oysa ki
..

Devamını Oku
Nogay Yaren

Bir çığlık gibi büyüyorsun içimde,
Aydınlığa uçan bir güvercin gibi,
Tutkuma yeni bir tutku daha ekleyerek,

Tutsaklığımsın...
Daha yaşanmamış sevinçlerde,
Sevmeye henüz alıştım seninle,
..

Devamını Oku
Nurdan Elver

Mavide hüzün,
Gride renk var.
Siyahta elem,
Beyazda renk var.

Sarıda sevda,
Kırmızıda aşk var.
..

Devamını Oku
Talat Akay

Özlemek bir tutku gibi sararken benliğimizi,
Zehir zemberek yalnızlığında gecelerin.
Eski bir ateşin yeniden yanması mı bu göğsümdeki?
Nedir bu düşüncelerin tutsaklığı, sevginin çaresizliği…

Özgürlükler gözyaşlarına boğulmuşlar,
Zambaklar, çiğdemler, güller ağlamaklı.
..

Devamını Oku