Bizim gız, hop oturup hop galkıyo. Gendi gendine gâh aleyo, gâh gonuşuyo, gâh okuyup yazıyo; işi(ğ) n içinden çıkameyince de benceze anletiveriyo...
Ben ne edem, benim bi başım, tek aşım va, elim golum da gısacık. Boyum bosum da. Beni kim dinle, kim adam yerine goya ki? ! . Anlattı(ğ) ı her bişeyi anletivecem gine de:
Onur Öğmen Beğ, Ağrı’ya gitmiş, olada halka gonuşmuş. ' Biz bu topraklada yaşanan ızdırabı, yaşanan açlığı biliriz. Eskiden trenlenen gideken Kars'a çocukla, istasyonlada 'ekmek! ekmek! ' deye bağırıladı. Anadolu'nun başka yelende ise 'gazete! ' diye bağırıla. Aradan gırk(40) yıl geçti ve hala bi şe(y) le değişmemiş' deyivemiş.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem