Dün
Sakalı aklara bürünmüş bir koca demirci
Odun getirin, kömür getirin bu dağı eritsin ateşinden
Karlar erimeye başladı
Çiçekler açmaya
Kuşlar yavuklu aramaya
Saat kulesinde üşürse zaman
Bilge Kağan’a dönmemiz gerekir
Çifte Minare’de yanan o yakut
Kim için yanar bilmemiz gerekir
Mazinin dalında serçeye benzer
Yürek gibidir doksan üçte donan
Sözlerime hüzün yazıyorum
Her hecenin gözü yaşlı
Hasret bir yanda arzu bir yanda
Geceler uzun, geceler sensiz
Geceler bin başlı
Gel gönlüme misafir ol istersen
Otur, dinlen biraz
Leyla’dan, Mecnun’dan bahsedelim
Çöllere ağaçlar dikelim, sonra gidersin
Hele bir yol çiçeklerini açsın kiraz.
Kurtlar vadiye çöktü
Ben sensiz, ben perişan
Tek kişilik izlerin ardındayım
Yıktım umutlarımı balyoz darbeleriyle
Gözlerimin feri kalmadı
Geceleşmekteyim an be an
Kristal vazolara sakladık hatıraları nedense
Gül kokuları sürdük
Yüreğimizin en yumuşak yerine koyduğumuzu sandık
Oysa
Kendini kırdı en kıymetlimiz
En umulmaz zamanda boşaldı ellerimiz
Kurşun askerler misali düştüm yollara
Elim tutmaz ayağım tutmaz
Sen yoksun
Yüreğim alev alev
Dışım ısınmaz
Bitti artık hüzün gözlüm sevin
Ne ben varım artık senin için
Benim için ne de sen
Gömüyorum seni en derin mezarlara
İstediğin kadar yaklaş kime istersen…
Ey kötü talihim, uyusan artık
Şu hayatı sensiz yaşayamadım
En güzel şeyleri almasan artık
Şu hayatı sensiz yaşayamadım.
Ne rüyamdan gittin ne de hayalden
Bir yağmur damlası dokunsa saçına,
Alıp götürecek sanırım...
Bir damla yaş süzülse yanağından,
Üzülür,
İzini kıskanırım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!