İki bin on yılı,son ay Aralık,
Yağarsa kar yağsın artık,isterse buz
Hep uçmasından korktum
Tuttum buz...
Artık o kuşlarda özgür değil,
Bir işaret yak benim için
Kulun kölen olayım senin
Sende severmisin bileyim
Yak içimi kül olsun bu bedenim
Her gün büyüyor alev bedenimde
Sana giden tüm yollar çakıl taşı,
kalbin paslı bir tel örgü
Zehir salıyor dokununca,
kanatıyor can yakıyor
Zehir saldın vücuduma
Esmer gülüşler biriktiyorum içimde
sana sormadan sen diye
Gece oluyor karanlık çöküyor
gece sana benziyor
Esmer gün gece
Yokluğun ateşten bir çömlek gibi
ey yar
yanıyorum sensiz ama haberin yok
bak avuçlarım nasıl titriyor
ya sesim
ancak seninle bir anlam buluyor
Eski günlerim geliyor aklıma
Gecenin bir yarısında
Düşünüyorum...
O küçük oda,ranzalar ve ben
Birde nescafem
Emrinize amedeyim.
seyretmesi güzeldi seni uzaktan
bilmezsin ki elimi uzatsam
bir görünür bir kaçarsın
bilmem ki sende beni mi ararsın
konusamıyorum sana cesaretim yok
Nöbetteyim yine dün akşamdan
Uyku girmez gözlerime seni tatmadan
Firarlarda hayalim
Sana bakmazsam
Biz seninle bu gece
Sensizligi,bensizliği yasıyoruz
Sessizce derinden.
Biz seninle bu gece
Sefaletin ziyafetini çekiyoruz
Derinden,kendimize...
Güneş bugün bir başka doğacak,
ben bir başka bakacağım
Güneş bugün bir baska yakacak,
ben bir baska yanacağım.
Aşk bir baska türlü çarpaçak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!