Alev sarmış bacayı
Ateş sensin, kor sensin
Bilinmeyen geceyi
Yakan sensin, od sensin...
Sevda denen heceyi
Bir gün bir yerlerde karşıma çıkma
Bir bakışınla yar sen beni yakma
Zaten en sondayım beni ağlatma
Canımı alıp da, teni bırakma.
Azabı oldun sen, yaşanan aşk mı
Bir garip haldeyim ben, söylemem hiç kimseye
Halim yoktur, ve de derdim, diyemem ki kimseye.
Sevda seli olup aksam ol gönülden aşağı
Nice çaylar beslerim ben, söylemem hiç kimseye.
Ağaç olsam gölgemdesin, güneş olsam yakmam ki,
Bakışlar serttir, bakışlar yumuşak..
Bakışlar neşe doludur, bazense hüzün..
Tüm yaşanmışlıkları hayatın onda saklıdır..
Yaşanacak olan her şeye dair izler de..
Bakışlar sevgidir, bakışlar nefret,
Hayat denen zor yolun sokaklarında
Nice düşenler var nice kalkanlar
Sırra erdim diyen hanın ol tahtlarına
Kurulup ta duran can dostları var..
//turan civelek
İnsan bu,
Yaş aldıkça öğrenir, öğrendikçe yaşlanır
Her gün bir gün yaş alır,
bir gün gelir, bin yaş birden yaşlanır
Yaş almadan öğrenmek mi,
Maharet!
Ağır ağır çıktık dostlarla merdivenlerini hayatın,
Bir inşaattı yüreğimiz en başta, tuğladan, betondan
Ve geçtik binlerce sahipsiz kapıdan..
Sıvasını vurduk beraber mahzun duvarların
Yürürken aşınmayan yollarında bu sahte yaşamın..
Yıprandık ama yıpratmadık, yıkılsak da yıkmadık
Hazanında mevsimin eser rüzgarlar sert
Uçuşur yapraklar, kurumuş, bahara dek
Hüzün değildir ki bu, belki bir kırık kalptir
Ona em olacaksa sevdaya da o gerektir.
Şikar mıyız, avcı mı, yoksa esir mi kalbe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!