Bu senin hikayen bil de yerinme,
Duymaya hazır ol, bre imansız,
Suçlarını tek tek yazdım, erinme,
Saymaya hazır ol, bre imansız.
Gariban çalışır susuz, ekmeksiz,
Şu an karışığım,
Dumanlı,
Sisli,
Azıcık heyecanlı,
Hatta,
Ucundan birazcık da aksi olabilirim.
Millet kış uykusunda,
Bir sen misin dertlenen,
Hain pür neşe,
Haklı olsan ne çare,
İş yok,
Bir kahpe rüzgâr gelen,
Bir de benden duyun, sözüm sizedir,
Hakk kelamı kurtuluşa vizedir,
Aslında mesajı hepinizedir,
İster alın, ister atın fark etmez.
O yol ki rehberdir cümle cihana,
Ben Türk'üm dedikçe bana vuranlar,
Kem bakıp özüme, uzak duranlar,
Hattâ utanmayıp tuzak kuranlar,
Çekilin yolumdan, yanlayın artık,
Boyun eğmem asla, anlayın artık.
Boyun eğmedim zalime,
Uydum hep gerçek alime,
Bakmadım garip hâlime,
Çıktım meydana meydana.
Her insana rızkı haktır,
Be hey ahmak! Hani nerde Sahn-ı Semân-ı Fatih,
Ne oldu da medreseden önce ilim kovuldu,
Bir bir eksildi Felsefe, Fen, Geometri, Tarih,
Kur'an mahcur bırakıldı, bir kenara konuldu.
Evladı Osmanlı'sın lâfta, aklından sildin mi,
Dinleyen dostlara birkaç sözüm var,
Ne parada ne de pulda gözüm var,
Ezel ebet bir tek bayrı tözüm var,
Ben büyüyemedim, yaşım büyüdü,
Ağardı saçlarım, başım büyüdü.
Sordum erenlere; nicedir bu hâl,
İnsan güpegündüz kurar mı hayâl,
Niçin ağzı kurur, olur dili lâl,
Âşk bu, nefesleri keser dediler.
Sordum; anlar mıyım bu hâli bir gün,
Ne güzel günlerdi o eski günler,
Dostu güzel bakışından tanırdık,
Vara yoğa edilmezdi yeminler,
Söz ağızdan çıkışından tanırdık.
Utanırdık bir yemin ver demeye,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!